Belgin Maviş [email protected] Belgin Maviş

Enflasyon yükseltmek mi? Teğet bile geçemiyor..!

02 Eylül 2015, 09:23 - -

Yaşlanan Euro Bölgesi ekonominin çarklarını döndürmede yavaşlıyor…

Avrupa Merkez Bankası (ECB) enflasyon oranını %2 seviyesine yükseltmek için 2016 Eylül ayına kadar çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. ECB; piyasa çarklarını hızlandırıp, hedeflenen enflasyon oranına gelinebilmesi için faiz oranlarını indirmenin yanı sıra trilyon Euro’luk tahvil alımlarını sürdürüyor. Ancak 31 Ağustos’ta açıklanan Euro Bölgesi TÜFE verilerine baktığımızda yıllık %0.2 enflasyon artışı ECB’nin çalışmalarının istenilen sonuçları henüz ortaya çıkarmadığı gösteriyor.

Peki, Euro Bölgesi’nde çarkları ne yavaşlatıyor?

Enflasyonu oluşturan kalemler arasında en büyük katkıyı işlenmemiş gıda ürünleri oluşturuyor. Temmuz ayında yıllık bazda %1.4 oranında açıklanmışken Ağustos ayında %2.3 düzeyine yükselmiş bulunuyor. Enflasyon kalemlerinin en büyük ağırlığını oluşturan hizmet sektörü ise %1.2 ile ortalama düzeyde bir katkı sağlamaktadır.Bu olumlu etkilerin yani sıra, 24 Ağustos’ta bir yenisini yaşadığımız Kara Pazartesi’yle birlikte petrol fiyatları 1990’dan bu yana en büyük yükselişini kat etmiş, ardından düşüşleri yaşamıştır. Düşüşe geçen enerji fiyatları enflasyona negatif etki sağlayarak Temmuz ayında açıklanan yıllık bazda %5.6 seviyesinden, %7.1 seviyesine yükselmiştir.

Enflasyonu hedefinden daha fazla saptıran bu petrol rallisinin arkasında; İran ambargosunun kaldırılıp; İran’ın petrol fiyatlarını düşürebilmesindeki etkinliği, petrol üreticilerinin talep miktarına uygun olmayan arzdan fazla miktarda petrol üretmesi ve Rusya ambaryoları yatmaktadır. Bu politikalar ekonomik resesyona girme korkusunu beraberinde getirmekle kalmamakta ekonomik canlılığı tedirgin ederek çarkları Euro Bölgesi’nde yavaşlatmış bulunmaktadır.

Çin devalüasyonu ve müdahaleler kaygıyı tırmandırıyor..!

Çin hisse senetlerinin tekrarlanan Kara Pazartesi ile dibi sınamasıyla yer yerinden oynadı..

Yuan’ın sürekli olarak değer kaybetmesi üzerine, Çin hükümeti büyük çaplı alımlar yoluyla piyasalara nefes aldırmaya çalışmasına rağmen bunun sonuçları sadece bir yere kadar etkili oldu. Avrupa ve ABD hisseleri gerilemelerini devam ettirmesiyle ekonomik büyüyememe korkusu yeniden piyasalarda baş gösterdi.

IMF Başkanı Christine Lagarde yaptığı açıklamada, Çin’deki yavaşlamadan kaynaklı etkilere karşı gelişen ekonomilerin tetikte olması gerektiğini belirtti.

Çin ve Euro Bölgesi ilişkilerine daha yakından bakılırsa ekonomik büyüyememenin tetikleyiciliği daha net çizilmiş olunur. Avrupa üretimlerini Çin’e kaydırmış bulunuyor. Çin’deki en ufak bir yavaşlamanın dahi Euro Bölgesi’nin ithalat ve ihracat dengelerinin ibresini negatif yönde oynatacağını göz ardı etmemek gerekmektedir.

Hal böyle olunca Çin sermaye piyasalarındaki dalgalanma ve üretimde kullanılan emtia fiyatlarındaki sert düşüşler Çin’deki yavaşlamanın Asya piyasalarını ve Avrupayı ne kadar olumsuz etkileyebileceğinin öncü göstergeler olarak algılanmaya devam etmektedir.

Fed Euro Bölgesi’nden ne bekliyor?

Fed faiz artırımı için kapıyı aralık bırakarak Jackson Hole’de düzenlenen enflasyon konulu panelde; Fed ECB’den gelecek yüksek enflasyondan umutlu olduğunu belirtti. Aynı zamanda konuşmasında Fischer, enflasyonu aşağıda tutan güçlerin etkilerini azaltmasıyla doğrudan enflasyonda yaşanacak artışları beraberinde getireceğini de belirtti.

2006’dan bu yana ilk kez gerçekleştirilecek faiz artırımı için bu açıklamalardan sonra yönümüzü Euro Bölgesi enflasyonuna döndüğümüzde gördüğümüz rakamlar yüzlerimizi güldürmüyor. Ancak Fischer, Hole’de olası bir düşük enflasyonla birlikte muhtemelen genişlemeci politikayı kademeli bir hızda ortadan kaldırabileceklerini belirtti. Para politikasının reel ekonomiyi kayda değer bir gecikme ile etkilenmesinden dolayı, sıkıştırmaya başlamak için enflasyonun %2 hedefine ulaşmasını beklemeyebileceklerinin açıklamasını yaparak, Eylül’de gerçekleşmesi olası faiz artırımını %48’e çıkarmıştır.

Euro Bölgesi’ne baktığımızda Fed’in faiz artırımı ile ilgili iki perspektif görmekteyiz.

Faiz artırımına kapı aralayan Fed yetkilileri; ABD’nin büyüme oranındaki artış ve işsizlik başvuralarındaki azalış ile Çin’in etkisinde oluşan küresel dalgalanmalardan kurtulduğunu belirtirken. Faiz artırımının ertelenmesinin gerekliliğini düşünen Fed yetkilileri ise enflasyon oranının hala düşük seyretmesi nedeniyle sıkışma için acele edilmemesi gerektiğini belirterek, faiz artırımının ertelenmesi düşüncelerine dayanak olarak da şu an yapılabilecek bir faiz artırımının enflasyon hedeflerine ulaşılmasını yavaşlatacağını ve piyasalardaki gerginliği körükleyeceğini belirtiyorlar.

Faiz artırımını %48’e yükselten ancak zamanlama konusunda kafa karışıklığı yaşayan piyasalarda gözümüz kulağımız işte bu nedenlen ötürü 16-17 Eylül’deki Fed toplantısında olacaktır.

İnce Not: Kişisel görüşüm Fed’in faiz artırımı yapma ihtimalinin olmadığı ve hatta bunun için 2016 ikinci yarıyı bekleyebileceği yönündedir.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)