Alman hükümetinde sığınmacı krizi

Almanya'da Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU), Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) hükümetindeki sığınmacı anlaşmazlığında, Başbakan ve CDU lideri Angela Merkel baskı altında. 

CSU'DA OYBİRLİĞİYLE KARAR

Federal hükümetin küçük ortağı olan ve Bavyera eyaletini yöneten CSU, bugün sığınmacı politikasını görüşmek üzere toplandı. Parti yönetimi, lideri Horst Seehofer'in başka bir Avrupa Birliği (AB) ülkesinde kayıtlı olan, sınırdışı edildikten sonra geri dönen ve belgesi olmayan sığınmacıların Almanya tarafından reddedilmesi talebine oybirliğiyle tam destek verdi.

'HAZİRAN SONUNDAKİ AB ZİRVESİNDE KARAR LAZIM' 

CSU'nun aldığı karara göre AB ülkelerinde kayıtlı olan ama sınırdışı edilen sığınmacıların akıbetiyle ilgili temmuz başına kadar AB'nin karar alması gerekiyor. Bu gerçekleşmediği takdirde, Almanya bu sığınmacıları sınırdan geri gönderecek. Giriş yasağı olan sığınmacıların ise bugünden itibaren geri çevrilmesi öngörülüyor.

CSU'DAN GERİ ADIM

Seehofer, değil AB ülkeleriyle birlikte hareket etmek, Merkel'in desteğini aramaktan bile geri durduğundan, CSU'nun oybirliğiyle aldığı karardaki işbirliği arayışı bir geri adım olarak yorumlandı.

MERKEL MÜHLETİ KABUL ETTİ 

Nitekim CSU'ya koşut CDU'nun düzenlediği toplantının ardından basın mensuplarının karşısına çıkan Merkel, Seehofer'in 2 haftalık mühletini kabul ettiğini duyurdu.

MERKEL'DEN AB İLE BİRLİKTE HAREKET VURGUSU

''CDU, İçişleri Bakanı'nın göç ve entegrasyonla ilgili masterplan geliştirme planını destekliyor'' diyen şansölye ''Avrupalı komşularımızla birlikte çözüm bulmak çıkarımızadır'' vurgusu yaptı.

Haziran sonundaki AB zirvesinde İtalya, Yunanistan gibi sığınmacı yükünü en çok taşıyan ülkelerle görüş alışverişinde bulunacağını belirten Merkel, zirvede gelinen noktayla ilgili temmuz başında kaolisyonu bilgilendireceğini söyledi

SEEHOFER'DEN SINIRDIŞI ISRARI

Seehofer ise haziran sonunda yapılacak AB zirvesinin nihai  kararların alındığı bir zirve olması gerektiğini belirtti. CSU lideri, bu kararları, Almanya’nın göç politikası konusundaki yükünün kabul edilmesi, AB dış sınırlarının etkili korunması, sığınmacı talebi kabul edilenlerin adil biçimde ülkelere dağıtılması, talebi reddedilenlerin ise hızlıca sınırdışı edilmesi şeklinde özetledi.