Şirketler farklı sebeplerle bedelli sermaye artırımına gidebilir. Kimi gerçekleştireceği yatırıma kaynak bulabilmek kimisi de bozulan mali yapısını güçlendirebilmek gayesiyle bedelli sermaye artırımını tercih edebilmektedir. İhtiyacın gerekçesi firmanın mali yapısı ya da yönelimini de gösterir ki bu da ileriye dönük beklenti olup olmayacağı hakkında yatırımcıya önemli ipuçları verir. İhlas Ev Aletleri, son üç yılın ilk ikisinde zarar ederken geçtiğimiz yıl 6,8 milyon TL kâr açıkladı. Son açıklanan 2019 ilk çeyrek bilançosunda da kârda artışın sürmesi olumlu. Aynı şekilde devam etmesi halinde yıl sonunda da kâr açıklayacağı anlaşılıyor. Öte yandan şirketin almış olduğu karar gereğince gerçekleştirilen yüzde 109 oranındaki bedelli sermaye artırımı sonucu elde edilecek 208,6 milyon TL tutarındaki nakit fonun 75 milyon TL’si yeni arsa ve bina için, 25 milyon TL’si modernizasyon için, 30 milyon TL’si borç ödemesi için kullanılacağı belirtildi. 65 milyon TL’si ise ürün temininde kullanılacak. Söz konusu kalemler genelleştirildiğinde elde edilecek tutarın yarısı ile arsa ve bina alımı diğer yarısı ile de borç ödemesi ve mal alımı için kullanılacağı anlaşılıyor. Bu itibarla şirketin kârını artıracak katma değeri yüksek bir yatırımdan bahsetmek bu aşamada fazla iyimser bir yaklaşım olur. Bedelliden gelecek 10 milyon TL ile Ar-GE Merkez Projeleri için kullanılacağı belirtilmekteyse de bunun ne denli gelir ve kâra katkısının olacağını kestirmek zor. Sonuç olarak bu aşamada fazla iyimser olmak için neden bulunmuyor. Öte yandan halihazırda devam eden bedelli sermaye artırımının süresi 16 Temmuz 2019 günü sona ermesi gerekirken piyasalardaki olumsuz havanın etkisi ile şirket süre uzatım talebinde bulundu. Bu kapsamda rüçhan hakkı kullanım süresi 31 Temmuz 2019 gününe kadar devam edecek. Süre uzatımından da anlaşılacağı gibi bedelliye yeterli ilginin gösterilmediğini söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Hissenin fiyat seyri takip edildiğinde ise geçtiğimiz şubat ayından bu yana dalalı da olsa bir çıkış söz konusu. Ancak bu çıkışa rağmen hissenin fiyatı nominal değerinin üzerinde tutunma noktasında zorlanıyor. Rüçhan hakkı kullanım süresinden sonra ise bu daha da zorlaşması şaşırtıcı olmayacaktır. Tüm bu sebeplerden dolayıdır ki uzun vadede güçlü bir beklenti olmadığı sürece alımda bulunmak getiriden ziyade zarar olasılığını artırabilecektir.