Küçük şirket ortaklarının paylarının alım fiyatında 30 gün yerine 1 yıllık sürenin esas alınmasını isteyen Ayaydın, “30 gün uygulaması, bazı art niyetli kişilerce küçük yatırımcıyı zarar uğratacak şekilde fiyat dalgalanmalarına, manipülasyonlara zemin hazırladığı gibi, küçük yatırımcıyı mağdur etme potansiyeli taşımaktadır” dedi.
Ayaydın, kanun teklifi gerekçesinde, 1 Temmuz’da yürürlüğe giren SPK tebliğinin, halka açıklık oranı yüzde 5’in altında olan şirketler için borsadan çıkma prosedürlerini başlattığını belirtti. Bu durumun, sermaye piyasamızın yetersizliğini, ülke ekonomisinin bu piyasaya girecek düzeyde sermaye birikimi ve tasarruf sağlayamadığını gösterdiğini ifade eden Ayaydın, “Şirketlerin borsadan çıkma arzusu Borsa İstanbul’un ulusal ve uluslararası prestijini zedelemekte, hükümet ve Borsa İstanbul yetkililerinin aksi sözleri bu gerçekleri ortadan kaldırmamaktadır” dedi.

Tedirgin etmesi doğal

Halka açıklık oranı yüzde 5’in altında olan şirketlerin borsadan çıkmasında, hakim ortağın diğer ortakların elindeki payı alırken onlara teklif edeceği fiyatın tespit usulünde sorun olduğunu belirten Ayaydın, şunları kaydetti:
“Bu şirketlerde hakim ortak, ortaklıktan çıkarma ve borsadan kotundan çıkma sürecinde, elinde pay bulunan diğer ortaklardan o payları borsadan ayrılma kararının kamuoyuna açıklanmasından önceki son 30 gündeki ortalama fiyattan almaktadır. Burada küçük ortağın elindeki payı hakim ortağa satmama olanağı olmadığı gibi, fiyat da küçük ortağın inisiyatifi dışında ortaya çıkmaktadır. Böyle bir durumun küçük yatırımcıyı tedirgin etmesi doğal; mağdur etmesi ise son derece muhtemeldir.”

Mağdur etme potansiyeli

Tebliğdeki 30 günlük sürenin 1 yıla çıkarılmasını isteyen Ayaydın, “Alım satım bedeli olarak açıklama öncesi 30 gün uygulaması, küçük yatırımcıyı mağdur etme potansiyeli taşımaktadır” diye konuştu.