Yazdır

Yargı tarihinde bir ilk

Tarih: 09 Kasım 2023 - 07:32

Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay için verdiği ihlal kararına uymayan Yargıtay, AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunarak Türk yargı tarihinin en büyük krizine yol açtı.

Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay için verdiği ihalal kararına uymayarak Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemlerinin başlaması için verdiği kararı Meclis Başkanlığı'na gönderen Yargıtay, Türk yargı tarihinde bir ilke imza atarak AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Yargıtay gerekçeli kararında ise Anayasa Mahkemesi’nin yargılama usulüne ilişkin dikkat çeken eleştirilere de yer verdi.

Anayasa Mahkemesi’nin yetkisini aştığını ve Yargıtay kararını yok saydığını belirten Yüksek Mahkeme, “Ülkemizde Anayasa Mahkemesi sadece yasaları iptal ederek yasama organının alanına müdahale etmemekte; ayrıca, bazen yasa koyucu gibi davranarak Anayasa'ya göre aralarında astlık üstlük ilişkisi bulunmayan yüksek mahkemeler üzerinde de süper temyiz mahkemesi olarak vesayet makamı gibi davranmaktadır” dedi.

Gezi davasında 18 yıl hapis cezası alan Tip Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili Anayasa Mahkemesi 25 Ekim’de hak ihlali kararı vermişti. Karara uymayan mahkeme dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi dosyada nihai kararı verdi, daire Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına uymadı. Can Atalay’ı tahliye etmedi. Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemlerinin başlaması için karar Meclis Başkanlığı’na gönderildi. Anayasa Mahkemesi’nin yetkisini aştığına belirten Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Atalay kararına imza atan AYM üyeleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Karar bu yönüyle yargı tarihine geçti.

AYM KARARIMIZI YOK SAYDI

Anayasa Mahkemesi'nin 25.10.2023 tarihinde hükümlü Şerafettin Can Atalay hakkında yapılan bireysel başvuru açısından verdiği ihlal kararının hüküm kısmının D nolu bendinde, başvurucunun yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması ve ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması şeklinde işlemlere başlanması yönünde karar verdiği; ancak, Şerafettin Can Atalay hakkındaki mahkumiyet hükmünün onanması ile hükümlü sıfatını kazandığı halde, Anayasa Mahkemesi tarafından Dairemizin verdiği bu konudaki hükmün yok sayıldığı…

MİLLETVEKİLLİĞİ DÜŞÜRÜLMEDİ

TBMM Başkanlığı'na Dairemizin ilamının ulaştığı tarihte ivedilikle milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması gerekirken, Anayasa Mahkemesi'nin Dairemizin verdiği onama kararından yaklaşık 1 ay sonra ihlal kararı verdiği halde, TBMM tarafından bu süreçte hükümlü Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemlerinin Anayasa'nın açık hükmüne rağmen tamamlanmadığı anlaşılmıştır.

Yargıtay gerekçeli kararda AYM'nin yetkisini aştığını belirterek '''ihmal suçunu işlemişlerdir' şeklinde tehdit etme boyutuna kadar işi vardırmıştır" ifadelerine yer verdi.

Anayasa Mahkemesi'nin vesayet makamı gibi davrandığını belirten Yargıtay, "Yargının yeri ise, diğer iki erkten farklıdır. Yargı ne zaman aktivist davranış sergilerse, o zaman meşruiyetini yitirecek ve sorgulanmaya başlayacaktır. Yargıdan beklenen, kanunlara, Anayasa'ya ve en önemlisi hukuka uygun kararlar alabilmesidir." şeklinde eleştiride bulundu.

YARGISAL AKTİVİZM YAPIYOR

Anayasa Mahkemesi, bu şekilde yargısal aktivizim yaparak, "şeklen denetleyemediği Anayasa hükmünü uygulanamaz hale getirme, kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamı tüketilmeden bireysel başvuruları kabul etme, soruşturmalara müdahil olma, kovuşturmaları yapılamaz hale getirme" şeklinde Anayasa'ya aykırı olarak verdiği kararları ile görev ve yetkilerini, Anayasa ve kanunlardan üstün görmek suretiyle bir nevi Anayasa'yı uygulanamaz hale getirerek, kendisinin sorgulanmasına ve meşruiyetinin tartışılmasına yol açmıştır. Devletin cebri gücünü ve görevleri gereği Devletin kamu gücünü elinde bulunduran kimselerin, sahip oldukları kamu gücünü sürekli Anayasa'ya aykırı bir şekilde kullanmalarının, Anayasayı ihlal etme eyleminin işlenmesinde kolaylık sağlayacağı aşikardır.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

Peki bundan sonra ne olacak? Yargıtay'ın bu kararı meclis genel kurulunda okunursa Can Atalay'ın vekilliği düşecek. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da Yargıtay, AYM üyelerine yönelik suç duyurusuna dair bir karar verecek. Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi'ne yeni bir başvuru yapması da söz konusu olabilecek. Bu da Anayasa Mahkemesi'nin kararlarının uygulanmaması nedeniyle yeni bir ihlal kararı almasına neden olabilecek.

AYM ÜYELERİ YARGILANABİLİR Mİ?

Anayasa Mahkemesi başkan ve üyeleri görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanabiliyor. Başkan ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçları, kişisel suçları ve disiplin eylemleri için soruşturma açılması AYM Genel Kurulu’nun kararına bağlı bulunuyor. Konu, Başkan tarafından gündeme alınarak Genel Kurulda görüşülüyor. Hakkında işlem yapılan üye görüşmeye katılamıyor. Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde, Genel Kurul, üyeler arasından üç kişiyi Soruşturma Kurulunu oluşturmak üzere seçiyor. Başkan yönünden yapılması gereken işlemler ise kıdemli başkanvekilince yürütülüyor. Soruşturma Kurulu soruşturmayı tamamladıktan sonra kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar veriliyor. Kurul, kamu davası açılmasını gerekli görürse düzenleyeceği iddianameyi ve dosyayı görevleriyle ilgili suçlarda Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapmak üzere Anayasa Mahkemesi’ne gönderiyor. Mahkemenin Yüce Divan sıfatıyla yapacağı yargılamada Soruşturma Kurulu’nda yer alan üyeler görev alamıyor. Tüm bu süreçlerden de anlaşılacağı üzere Anayasa Mahkemesi üyelerinin Can Atalay kararı bağlamında yargılamalarında fiili imkansızlık bulunuyor. Zira Can Atalay kararı AYM’de 5’e karşı 9 üyenin oyuyla alındı. 9 üyeyi yargılayacak bir mekanizma bulunmuyor.

Yargıda Can Atalay kararı, siyasi partileri karşı karşıya getirdi

 

Site adresi: https://www.borsagundem.com/haber/yargi-tarihinde-bir-ilk-1768554