E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemTürkiye, Katar için hangi tercihte bulunacak?---

Türkiye, Katar için hangi tercihte bulunacak?

Türkiye, Katar için hangi tercihte bulunacak?
05 Haziran 2017 - 08:41 borsagundem.com

Türkiye ekonomisine büyük destek sağlayan Katar'ın Arap dünyası ile ilişkileri bozulmaya başladı ve Türkiye'nin de bu durumda bir seçim yapması gerekiyor

Siyaset dünyası Katar krizini konuşuyor. Son 14 yılda Türkiye'nin arasının bozulmadığı ülkelerden olan Katar ve Suudi Arabistan arasında kriz yaşanıyor. 

Sözcü Gazetesi yazarı Zeynep Gürcanlı konuyu köşesine taşıdı.

İşte o yazı:

AKP'nin 14 yıllık iktidarında kavga edilmedik ülke kalmadı desek yeridir. Ancak iki ülke hariç: Suudi Arabistan ve Katar.
Recep Tayyip Erdoğan gerek Başbakanlığı döneminde, gerekse Cumhurbaşkanı olduktan sonra hem Suudi Kralı, hem de Katar Emiri ile yılda en az 3‐4 kez yüz yüze, onlarca kez de telefonla görüştü-görüşüyor. İlişkiler öyle bir noktaya vardı ki, “Sünni Müslüman NATO'su” ihtimalleri bile konuşulmaya başladı. 
Ta ki, Katar ile Suudi Arabistan'ın arası açılana kadar.
Tüm dünya yaklaşık 10 gündür Suudi Arabistan/Birleşik Arap Emirlikleri/Bahreyn cephesi ile Katar arasında yaşanan büyük kavgayı konuşuyor.
Kavga, Katar'ın o ünlü El Cezire kanalı ile Ortadoğu'daki Suudi destekli tv ve gazeteler arasındaki söz
düellosu ile somutlaşmış durumda.
Suudi bloğu Katar'ı Riyad'ın can düşmanı İran ile yakınlaşmakla; yine Mısır'daki Sisi yönetimi ve Suudilerin hiç hoşlanmadığı Müslüman Kardeşler'e destek vermekle suçluyor.
Katar ise El Cezire aracılığıyla Suudiler ve onun etrafındaki Körfez ülkelerini “İsrail ile müttefik olmakla”,
ABD'nin kuklası haline gelmekle itham ediyor.
Suudilerin İran gerginliğini anlamak mümkün… Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde
ciddi bir Şii azınlık yaşıyor. Ve bunların, İran'ın da desteğiyle yönetime başkaldırması an meselesi. Buna bir de, koskoca Suudi ordusunun yanıbaşındaki Yemen'de yıllardır süren Şii isyanını bastıramaması
gerçeğini/gerginliğini de eklemek gerekir.
Katar'ın ise ülkedeki az sayıdaki Şii ile ciddi bir gerginliği bulunmuyor. Katar'daki Şiilere, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin aksine her türlü dini özgürlük sağlanmış durumda.
Bölgede iki taraf arasında olabildiğince “bağımsız” kalmaya çalışan Kuveyt ve Umman'ın araya girmesi bile işe yaramadı. Suudiler ile Katar arasındaki küslük, giderek düşmanlığa dönüşüyor.
Düşmanlık keskinleştikçe de Ankara'da Saray ve AKP Genel Merkezi'nde gerginlik artıyor. Kafalarda şu soru var:
Erdoğan'ın Rabia işaretiyle hâlâ selam göndermeye devam ettiği Müslüman Kardeşler'in yanında duran
Katar'la mı birlik olmalı?
Yoksa, giderek ABD'deki Trump yönetimiyle de safları sıklaştıran, İran'ı da hedef tahtasına koyan Suudi
Arabistan'la mı saf tutmalı?
Gerek Erdoğan/AKP'nin izlediği dış politika, gerekse Katar'ın Türk ekonomisi üzerindeki hakimiyetini şirket alımları ya da kredi sağlayarak artırması, Ankara'daki AKP iktidarını bugünlerde Katar'a meyletmeye zorluyor.
Ancak seçim Katar'dan yana olursa, günün sonunda hem ABD, hem de “kardeş” denilen diğer Arap ülkeleri tarafından “aşırı dinci teröre destek veren ülke” konumuna gelmek de var.
Bugünlerde Saray'da neden yüzler asık sorusunun yanıtı da işte bu…
AKP hükümeti, giderek krize giren Türk ekonomisini canlandırma çaresi ararken en büyük sermaye
destekçisinden de olabilir.

İRAN “ACEM OYUNU” PEŞİNDE

Ortadoğu'da Sünni blok arasındaki kavga giderek kızışırken, elbette Tahran yönetimi de boş durmuyor.
Tam da Suudilerin Katar'ı “İran'la iyi ilişkiler kurmakla” suçladığı dönemde, İran Cumhurbaşkanı Ruhani,
Katar Emiri'ni telefonla aradı. Telefon konuşması konusunda Tahran'dan yapılan açıklamada ise Suudilerin sinirlerini daha da zıplatmak istercesine, “İran Cumhurbaşkanı ve Katar Emiri, bölge ülkeleri arasındaki ilişkilerin daha da geliştirilmesini konuştular” açıklaması yapıldı.
İran'ın ikinci hamlesi ise Suudi‐Katar gerginliğinde arada kalmış durumdaki Türkiye'ye yönelik geldi.
Tahran yönetimi, PKK bölücü terör örgütünün İran kolu olarak bilinen PJAK'ın İran askerlerine saldırdığını, saldırıdan ise “Türkiye'yi sorumlu gördüklerini” açıkladı.
Dünya diplomasi tarihinde “oyun içinde oyun” yeteneğiyle anılan İran'ın, PKK'yla tüm gücüyle mücadele
eden Türkiye'yi, örgütün İran ayağına destek vermekle suçlamasında da elbette bir “Acem oyunu” aramak gerekiyor.
Tahran yönetimi Sünni bloğunu bölmek için Katar'a yüklenirken, diğer yandan da PKK ile en büyük
mücadeleyi veren ülkeyi, Türkiye'yi, PKK'nın İran kolu PJAK'a destek vermekle suçlayarak itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
AKP ve Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin girdiği Ortadoğu bataklığı gün geçtikçe derinleşiyor.
Bataklığın Türkiye'yi yutması an meselesi. Yol yakınken, bataklıktan kendimizi çıkarıp, Atatürk'ün çizdiği ufka,çağdaş dünyaya yüzümüzü dönmemiz gerekiyor.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • fatih,islambul05 Haziran 2017 15:17

    BUNLAR HACLI SİONİS OYUNLAR FİRAVUN SİSİ AMERİKANIN DESTEĞİYLE KIRAL SALMANIDA ESİR ALDI YAKINDA SONLARI SADDAM GİBİ OLUR İNŞALLAH NE YAPARSALAR YAPSINLAR ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ KASEMEYECEKLER ZAFER BİZİM İSLAMIN OLACAK

  • Cemil05 Haziran 2017 09:20

    Doğru yoruma ne denir.

  • AHMET05 Haziran 2017 08:53

    ÇAGDAŞ DÜNYA NERESİ ONUDA Bİ TARİF EDİNDE ÖĞRENELİM.ABD RUSYA ALMANYA İNG. HERKES ORTADOĞUDA ÇAĞDAŞ DÜNYA NEREDE