E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz Piyasaları“Portföylerin yüzde 20'si dolar olmalı!”---

“Portföylerin yüzde 20'si dolar olmalı!”

“Portföylerin yüzde 20'si dolar olmalı!”
24 Nisan 2015 - 12:06 borsagundem.com

Portföylerdeki risk nasıl azaltılır? Euro/Dolar paritesinde zayıflama olur mu? Piyasaların nabzını tutan isimler konuşuyor…

Dolardaki volatilite, hem yurt içinde hem yurt dışında hızını bir türlü kesmiyor. Global piyasalarda Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırım tahminlerine Haziran ayının da ihtimal olarak girmesi, Türkiye'de ise yaklaşan seçimler TL'nin değer kaybında etkili olan unsurlardan. Geçen hafta tarihi zirvesi olan 2.73 TL'yi gören dolar bugün 2.7350 ile yeni bir zirveye oturdu. Piyasadaki beklenti paritenin de doları desteklemesi halinde orta vadede 3 TL’lerin gündeme gelebileceği yönünde. "Dolar 2.5 TL'ye geriler mi?" diye sorduğumuz analistler ise "zor ama parite desteklerse yeniden bu seviyeleri görebiliriz" yanıtını veriyor. Bazı analistler ise yaz ayları artan döviz girişinin ve paritenin desteğiyle doların tekrar 2.50 TL'lere gerileyeceğini savunuyor.

Esin Çetinel’in Para dergisindeki haberine göre  bugünlerde "döviz yatırım aracı değil" diyen ekonomistler bile yatırımcılara riski azaltmak için portföylerinin en az yüzde 20'sini dolarda değerlendirmelerini öneriyor. "Euro mu, dolar mı?" sorusuna ise herkes çok net biçimde "dolar" yanıtı veriyor.
 
NEDEN DOLAR?

Yanıtların "dolar" olmasının temel sebebi ise global ekonomilere ve merkez bankalarının stratejilerine yönelik tahminler. Doların son aylarda hızlanan yükselişinde FED'in haziran ile aralık ayları arasında faiz artırma ihtimalinin yükselmesini gösteren analistler, bunun etkisiyle dünyadaki fonların ABD'ye geri döndüğünü hatırlatıyor.

Avrupa'nın en iyi ekonomisi olan Almanya'nın 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 0.15 olmasına karşın ABD tahvillerinin 1.9 olduğunu hatırlatan Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz, "Bu tabloda kim parasını Avrupa'da tutar ki?.." diyor. Bu tablonun uzun süre değişmesini beklemeyen analistler, halen 1.07'lerde olan euro/dolar paritesinin orta vadede 0.80'e kadar inebileceğini tahmin ediyor. Kısacası analistler euro'nun dolar karşısında değer kaybının sürmesini bekliyor.
 
TL'DEKİ KAYIP SÜRECEK

Gelelim TL'nin dolar karşısındaki durumuna... Para yöneticileri seçimlere kadar TL'deki değer kayıplarının hızını azaltmakla birlikte devam edeceği konusunda hemfikir. Buna neden olarak ise, global ekonomilerdeki gelişmeler ve Türkiye'nin seçim dönemine girmesi gösteriliyor. Evet, bugünlerde hemen herkes birbirine "dolar ne olacak?" diye soruyor. Biz de bu hafta Para Dergisi olarak parayı yönetenlere euro/dolar ve TL/ dolar kuruna ilişkin beklentilerini sorduk. İşte yanıtları...
 
"EURO ZAYIFLAYACAK"

Ak Portföy Genel Müdürü Dr. Alp Keler, euro/dolar paritesinde orta vadede bir miktar daha zayıflama bekliyor. Keler'e göre, bunda en önemli etken ise tartışmasız biçimde Avrupa Merkez Bankası (ECB). ECB'nin her ay dünyadaki euro miktarını 60 milyar euro artırdığına dikkat çeken Keler, bu konuda şu analizi yapıyor:

"ECB'nin tarihin en büyük parasal genişleme surecine girişmesi euro cinsi para arzını artırırken euro'nun değerini dolar karşısında hızla zayıflattı. Daha önce benzer şekilde yoğun bir parasal genişleme programına girişen İngiltere ve Japonya örneklerini hatırlarsak diğer bir deyişle yen ve sterlin örneklerine göre, euro/dolar paritesinde orta vadede bir miktar daha zayıf bir performans beklenebilir. Son bir yılda yüzde 27 değer kaybetmiş olan parite, Avrupa'dan gelen olumlu öncü ekonomik verilerin desteği ile kısa vadeli istikrar kazanma sinyalleri veriyor. Bu koşullarda euro/TL'nin kısa vadede dolar/TL'ye paralel hareket etmesi, orta vadede ise doların gerisinde kalması makul görünüyor."

Alp Keler'e göre, içinde bulunduğumuz dönemde portföylerde belirli bir düzeyde döviz cinsi varlık bulundurulmalı. Ancak bu yabancı para cinsi tahvil, eurobond, yurtdışı hisse senedi ve emtia fonları gibi dövizin seyrine duyarlı olan ancak ilgili varlığın fiyat gelişiminden de etkilenen bir yatırım aracı olmalı.
 
İLLE DÖVİZ ALINACAKSA...

Dövizin bir yatırım aracı olmadığını ifade eden Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz, "Ancak bu dönemde portföylerde yüzde 20 civarlarında bulunması riski azaltır" diyor. Dövizin normal zamanlarda portföylerde yüzde 20'nin üstünde olmayacağını ancak zaman zaman kısa süreli de olsa parayı korumak amacıyla portföydeki oranının yüzde 80-90'a kadar çıkarılabileceğini kaydeden Yılmaz, yatırımcılara şu uyarılarda bulunuyor:
"Ancak sonuçta normal seviyelere yeniden dönülmesi gerekiyor. Öte yandan doların önümüzdeki aylar ve yıllarda değerleneceği gerçeğini tüm dünya kabullenmişken, şu etapta dünya ülkeleri arasında kendi para biriminde faiz artışına gidebilecek tek ülke ABD iken, illa döviz alınacaksa dolardan başka para birimine bakmak doğru olmaz."

Yılmaz, dolarda son günlerde yaşanan sert yükselişte ise FED'in faiz artışının ne zaman başlayacağına ilişkin belirsizliklerin etkili olduğu kanaatinde. Önümüzdeki aylar ve yıllarda doların piyasalardan geri çekilmesinin de gündeme gelebileceği ihtimali olduğunu belirten Yılmaz, kısa ve orta dönem beklentilerini şöyle özetliyor:

"Bu durumda dolar/TL kurunu eskisi gibi belli seviyelerde tutabilmek o kadar kolay olmaz. Ayrıca bunların yanı sıra Türkiye'nin haziran ayında, yani ABD Merkez Bankası FED'in merakla beklenen toplantısına yakın bir zamanda genel seçime gidecek olması, dolardaki ateşin kısa sürede sönmeyebileceğim düşündürüyor."

Kısa vadede euro'dan ziyade dolara şans tanıyan Tuna Yılmaz'a göre, söz konusu vadede euro/dolar 1.04-1.10 bandında dolaşacak. Daha uzun vadede ise parite 1.0200-1.1150 bandına çıkabilir.
 
"YÜKSELİŞ SINIRLI KALIR"

ABank Ekonomisti Serdar Şenol'a göre, TCMB'nin sıkı para politikasına rağmen küresel bazda doların değer kazanması ve seçim öncesi etkilerle TL diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha sert değer kaybetti. Nisan ayı başından bu yana TL'nin diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı yüzde 4'e yakın negatif ayrıştığını hatırlatan Şenol, "Yılbaşına göreyse değer kaybı yüzde 15 oldu. Diğer gelişmekte olan ülkelere göre Türkiye'nin negatif ayrışması ise yüzde 7 düzeyine ulaştı. Söz konusu analizde ruble etkisi dahil edilmemiş ve 10 tane benzer gelişmekte olan ülke para birimi kullanılmış. Ancak dolarda bundan sonraki yükseliş olasılıkları daha sınırlı kalacak. Hatta gücü sınırlı kalsa da, bir dengelenme olasılığı da var. Öte yandan risk faktörlerinin devam ettiği göz ardı edilmemeli" diyor.

Şenol, global bazda euro'nun ise dolara karşı mevcut düzeylerden aşağı gerilemesinin bir miktar daha devam etmesini bekliyor. Piyasanın parite ile ilgili beklentisinin 1 Tere kadar gerilediğini söyleyen Şenol, bunun şartlarını ise şöyle özetliyor: "Euro/dolar paritesi bazında ABD verilerinde güç kaybı görülürken, Avrupa verilerinde toparlanma devam ediyor. Bu gelişmeler ve merkez bankalarının tercihlerinde belirgin şimdi olmazsa, euro'nun dolara karşı değer kaybı bir ölçüde sürer. Piyasa görüşlerinde ise euro'nun kan kaybını sürdürerek euro/dolar paritesinin 1'e kadar gerileyebileceği ortaya çıkıyor." 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)