E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiPandeminin ötesinde büyük bir borsa ikilemi var---

Pandeminin ötesinde büyük bir borsa ikilemi var

Pandeminin ötesinde büyük bir borsa ikilemi var
25 Eylül 2020 - 14:47 borsagundem.com

Demografi ve emeklilik fonlarının artan maliyetlerinin değerlemeler üzerinde önemli etkileri olabilir

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Bir an için pandeminin sona erdiğini düşünelim. Korona virüs pandemisi artık yaşam süresi ve kamu sağlığı için bir tehdit değil ve artık ekonomik aktiviteyi etkilemiyor. Bu emeklilik için para biriktirme şeklimizi nasıl etkilerdi? Bunun uzun vadeli etkileri nasıl olurdu?

Eğer bunun iyi bir varsayım olduğunu düşündüyseniz, burada bir sıkıntı var. Görünen o ki, pandemiden sonra da en az şimdiki kadar belirsizlik hakim olacak. Korona virüs pandemisi demografik trendlerin sert bir değişim geçirdiği bir anla kesişti. Bu da bir çok alternatife yönlendiriyor.

Sanford C. Bernstein’dan Inigo Fraser Jenkins, emeklilik fonlarının daha fazla riske girmekten ve daha fazla hisse satın almaktan başka çaresinin kalmayacağını söylüyor. Tüm bunlar hisse piyasalarındaki oldukça yüksek değerlemelere rağmen gerçekleşecek ve fon yöneticilerinin buna izin vermekten başka seçeneği kalmayacak. Tahviller mevcut koşullar altında oldukça riskli ve uzun vadede enflasyon tarafından yok olma tehlikesi altında. Bununla birlikte düşük getiriler, emeklilik fonu yöneticilerini çaresiz bıraktı. Bu durum ABD’nin büyük şirketlerinin emeklilik fonu yükümlülüklerinin, varlıklarını geçmesine bakılacak olursa açık bir şekilde görülebilir.

Düşük getiriler, emekliler için gelir getirecek bir fonu daha da pahalı bir hale getiriyor. Bunun sonucunda açıklar, finansal krizin derinliklerindeki çaresiz pozisyonlarından gelişme göstermiyor.

Ancak demografinin başka etkileri de olabilir. Toplumdaki emeklilerin oranı, ABD’de olduğu gibi dünyanın diğer ülkelerinde de artış gösterecek. Yalnızca , nüfusun dramatik bir şekilde artması beklenen Afrika’da ve Hindistan’da bu yükseliş etkili olmayacak.

Demografik yapılarda bu büyüklükteki değişimlerin etkisi de büyük olacak. CFA Institute’un Yaşlanma ve Hisseler: Uzun vadede hisse satışları isimli raporunda, Nicolas Rabener, toplumdaki emeklilerin oranındaki artışın, daha fazla insanın hisse satması ve tahvil alması anlamına geleceğini söylüyor. Tahvil alımları getiriler üzerinde baskı oluşturuyor. Bu esnada, özsermaye çarpanları ve toplumdaki çalışanların emeklilere oranı arasında gözle görülebilir bir ilişki var.

Değerlemelerde büyük bir zirve, birçok baby boomer (1946 ve 1964 arasında doğan kişiler) emeklilik yaşına yaklaşırken ve paralarının büyük bir bölümünü hisselere yatırırken gerçekleşti. Ancak değerlemelerin, ‘boomer’lar emeklilik birikimlerini harcamaya başladıklarında gerçekleşmesi gereken düşüşe rağmen, yeniden yükseldiği görülüyor. Bu ABD hisselerinin fiyatlamasının geleceğini gösteriyor.

Hisse senetleri seküler bir gerilim oranı azalmasıyla karşı karşıya. Bu temelde, emeklilik fonları hisse senedi satın alarak hayatları daha da zorlaştırabilir. Rabener, fon yöneticilerinin getiri için alternatif kaynaklara yönelmesi gerektiğini düşünüyor.

Bu karamsar tabloyu kısmen hafifletecek bazı iyi haberler de var. Goodhart ve Pradhan bu yılın ilk dönemlerinde, pandeminin yeni oluşmaya başlayan demografi değişimiyle, birçok ülkede gerçekleşen sola doğru güçlü yönelimin birleşimini ekonomik koşullarda önemli bir değişim yaratmak için kullanabileceğini söyledi. Çalışan nüfusun azalmasıyla, çalışanların en azından müzakere gücü artacak.

2021 yılındaki maaş talepleri muhtemelen mevcut enflasyonla paralellik gösterecek ve belki de mevcut enflasyon oranlarını aşacak. Korona virüs pandemisi ve ortaya çıkardığı tedarik şoku, son 30-40 yılın deflasyonel güçleri ve gelecek 20 yılın yeniden dirilecek enflasyon rakamları arasındaki ayrımı oluşturacak. Uzun vadeli durgunluk ve “daha uzun süreli düşük faiz oranları” geçersiz fikirlere eklenerek ortadan kalkacak.

Dolayısıyla, enflasyonun önümüzdeki yılın sonu itibariyle %5 ya da daha fazla artış gösterebileceğine yönelik tahminler var. Ancak pandeminin daha uzun sürmesi, enflasyon üzerindeki etkileri azaltacak. Daha yüksek gerçek ücretler ve daha yüksek enflasyon daha az eşitsizlik anlamına gelecek. Bundan çalışanlar karlı çıkarken, zenginliği varlıklara dayanan kişiler, enflasyon ve daha yüksek faiz oranlarının etkisiyle düşen değerlemelerden zarar görecek. Toplumsal gerilim bu şekilde azaltılabilir. Enflasyon aynı zamanda, borçları yönetmek için de görece makul bir yöntem. Ancak bu analize göre, emeklilik fonlarıyla ilgili sorun, daha yüksek faiz oranları en azından yükümlülükleri fonlamayı mümkün kılsa da, oldukça zorlu görünmeye başlıyor.

Bu durumun kaybedenleri, tasarrufçular, emeklilik fonları, sigorta şirketleri ve finansal varlıklarının büyük bir bölümü nakit olanlar olacak. Emeklilik fonlarının değerini enflasyonun etkilerinden korumak artık parasal olarak mümkün değil. 2007 ve 2009 yılları arasında yaşanan aşırı borç krizine, bankalar hariç tüm borç alanları daha fazla kaldıraça ve borca yöneltmenin hata olduğu ortaya çıkacak.

Burada önemi ortaya çıkan konu jenerasyon adaleti olacak. Geçtiğimiz son 6 ayı, korona virüsle nasıl baş etmemiz gerektiğini düşünürken, toplumdaki yaşlılara olan borcumuzun ne olduğu konusunda tartışarak geçirdik. Pandemi sona erdiğinde bu soru yeniden gündeme gelecek. Dünyanın geri kalanı gerçekten batıdaki emeklilere vaadedilen emekli maaşlarını ve diğer avantajları vermeye gönüllü olacak mı? Ya da emeklileri daha kötü bir anlaşmaya ikna ederek emeklilerin topluma maliyetini azaltmalı mıyız? Bu ikilem, pandeminin yarattığı ikilemden daha büyük olacak.

Serbest fonların başarısının ardındaki nedenler

 

Dev fonlar nakde geçiyor

 

FED faizleri yıllarca yükseltmeyecek

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)