E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiPandeminin dünya ekonomisindeki 10 kalıcı etkisi---

Pandeminin dünya ekonomisindeki 10 kalıcı etkisi

Pandeminin dünya ekonomisindeki 10 kalıcı etkisi
30 Aralık 2020 - 16:03 borsagundem.com

Korona virüs krizi gibi bir küresel şokun oluşturacağı kalıcı etkiler de merak edilmeye devam ediyor. Ulaşımdan yeni mesleklere kadar birçok alan pandemiyle birlikte sonsuza kadar değişti

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

2020'deki Korona virüs salgını gibi ekonomik şoklar sadece birkaç nesilde bir gerçekleşir ve beraberinde kalıcı ve geniş kapsamlı değişimleri de getirirler.

7,7 milyar insanın hayatı boyunca ilk kez tanık olduğu derecede bir çöküş göz önünde bulundurulduğunda üretim ölçümlerine göre dünya ekonomisi toparlanma iyi durumda sayılabilir. Kovid-19 aşıları bu iyileşmeyi 2021 yılında hızlandıracaktır. Ancak krizin getirdiği miras gelecek yıllardaki büyümeyi etkilemeye devam edecek.

Bu değişimin bir kısmı halihazırda fark edilebiliyor. Fabrikalarda ve hizmet sektöründe robotların kullanımı artarken beyaz yakalı çalışanlar daha fazla evlerinde kalıyor. Ülkeler arasındaki eşitsizlik artmaya devam edeceğe benziyor. Kovid-19 sonrası dünyada hükümetlerin insan hayatındaki rolü genişliyor ve devletler daha fazla paraya sahip olup daha fazla para harcayacaklar. Bloomberg’in haberinde korona virüs sonrası dönüşüm süreci on farklı başlık altında toplanıyor.

Leviathan

Mitolojik dev bir canavar anlamına gelen “Leviathan” 1651 yılında siyaset filozofu Thomas Hobbes tarafından her şeyi kontrol eden devlet anlamında kullanılmıştı. Hobbes, Leviathan üzerinden devletlerin güçlendirilmesine ilişkin fikirlerini paylaşarak günümüz ulus devletlerinin temellerini atmıştı. Bloomberg’in haberinde Leviathan başlığı devletlerin yeniden sosyal hayattaki rolünün arttığı vurgulanmak amacıyla kullanılıyor.

Korona virüs kriziyle birlikte devlet yetkilileri insanların nereye gittikleri ve kimlerle tanıştıklarını takip eder hale geldi. İşverenlerin maaş ödemeyi başaramadığı durumlarda devletler bu sorumluluğu alabiliyor. On yıllardır serbest ticaret fikirleriyle yürütülen devlet mekanizması güvenlik açıklarını yamamak zorunda kaldı.

McKinsey’in verilerine göre devletler söz konusu müdahalelerini finanse edebilmek için bu yıl bütçelerine 11 trilyon dolar fazladan para eklediler. Tüm bu harcamaların ne kadar devam edebileceği ve vergi mükelleflerinin bu faturayı ne zaman ödemeye başlayacakları konusunda şimdiden şiddetli bir tartışma oluştu. En azından gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde aşırı derecede düşük faiz oranları ve krizden etkilenmeyen finansal piyasalar yakın vadede bir kriz oluşacağını işaret etmiyor.

Uzun vadede ise kamu borçlarının geniş çaplı biçimden yeniden düşünülmesi hakkında fikir değişikliği yaşanıyor. Yeni oluşan fikir birliği hükümetlerin düşük enflasyonlu bir dünyada harcama yapabilecek daha fazla alana sahip olduğu ve ekonomileri yönlendirmek için finansal politikaların daha proaktif biçimde kullanılması gerektiğini söylüyor. Modern Para Teorisi savunucuları bu argümanlara öncülük ederken ana akım bu düşünceye yetişmeye çalışıyor.

Daha kolay para

Merkez bankaları tekrar para basmaya başladı. Faiz oranları rekor seviyelerde düştü. Merkez bankaları yöneticileri parasal genişleme politikalarında vites arttırırken devlet borçlarının yanında kurumsal borçları da satın alarak genişliyor.

Tüm bu parasal müdahaleler tarihin finansal açıdan en rahat ortamlarından birini sağladı ve analistlerin önümüzdeki sürece ilişkin ahlaki tehlikelerinden endişe ettiği dev bir spekülatif yatırım çılgınlığını başlattı. Ancak özelikle de işgücü piyasasındaki kırılma devam ederse ve şirketler son zamanlardaki tasarruflarını devam ettirirse merkez bankalarının bu politikalarını tersine çevirmesi fazlasıyla zor olacaktır.

Konuyla ilgili bu yıl çıkan bir makaleye göre tarih faiz oranlarının pandemi dönemlerinde uzun süre düşük seviyelerde kaldığını gösteriyor. Araştırmaya göre pandemilerin başlangıcından çeyrek yüzyıl sonrasında dahi faiz oranları normal şartlarda olması gerekenin %1,5 oranında altında kalıyor.

Borçlar ve zombiler

Hükümetler salgın sırasında bir can simidi olarak kredileri ortaya attı ve iş dünyası bu can simidini yakaladı. Bunun bir sonucu da gelişmiş ülkelerde kurumsal borç seviyelerinde ciddi bir artış gerçekleşti. Uluslararası Ödemeler Bankası’nın hesaplamalarına göre 2020’nin ilk yarısında finansal olmayan şirketler toplamda net 3,36 trilyon dolar borç aldı.

Yeni yayınlanan bir rapora göre, kısıtlamalar veya tüketici tercihi nedeniyle birçok sektörde gelirler düşerken ve işletme bilançolarına giren kayıplarla birlikte, "büyük bir kurumsal ödeme krizi" için koşullar oluştu.

Bazıları şirketlere çok fazla destek sunmanın tehlikeleri olduğu ve bu destekleri kimin alacağı konusunda çok az ayrıştırma yapıldığı görüşünde. Teşvik yardımlarına eleştirel bakanlar bunun serbest pazarda hayatta kalamayacak zombi şirketleri beslediğini ve ekonomiyi daha az verimli hale getirdiği görüşünü savunuyorlar.

Büyük ayrım

Teşvik paketi tartışmaları birinci dünya ülkelerinin lüks tartışmaları gibi. Zira zengin ülkelerin yaptığının aksine fakir ülkelerin işletmeleri ve istihdamı korumak ya da aşıya yatırım yapmak gibi bir kaynağı yok ve bu ülkeler para krizi ve sermaye kaybı yaşamamak için yakın zamanda kemerleri sıkmak zorundalar.

Dünya Bankası pandeminin yeni jenerasyon yoksulluğu arttırdığını ve borç krizi yarattığı konusunda uyarırken Uluslararası para fonu ise gelişmekte olan ülkelerin 10 yıl geriye dönme riski olduğunu belirtiyor.

G-20'deki alacaklı hükümetler en yoksul borçluların durumunu hafifletmek için bazı adımlar attı. Ancak bu en zengin ülkeler yardım örgütleri tarafından sadece sınırlı miktarda borç yardımı teklif ettikleri ve özel sektör yatırımcılarını planlarına dahil etmedikleri için eleştirildiler.

K şeklinde ekonomi

Müşterilerle daha fazla yüz yüze temasın olduğu hizmetlerdeki düşük ücretli meslekler, ekonomiler kilitlendikçe önce ortadan kaybolma eğilimi gösteriyor. Bunun yanında varlıkların çoğunlukla zenginler tarafından satın alındığı finansal piyasalarda geri dönüş istihdama piyasasına göre çok daha hızlı gerçekleşti.

Bu ekonomik sonuç “K şeklinde ekonomik toparlanma” olarak adlandırılıyor. Virüs krizi gelir veya servet adaletsizliği, sınıf, ırk ve cinsiyet ayrımını genişletti.

Kadınlar kriz nedeniyle orantısız bir şekilde darbe aldılar. Bunun bir sebebi çoğunlukta olarak çalıştıkları sektörlerin yara almasıyken diğer bir sebebi ise okulların kapanmasıyla birlikte omuzlarına ek olarak çocuk bakımı yükünün de eklenmiş olmasıydı. Kanada’da kadınların istihdam gücüne katkısı 1980’lerin ortasından bu yana en düşük seviyesine ulaştı.

Robotların yükselişi

Kovid-19 sosyal mesafenin zor olduğu perakende, otelcilik ya da depoculuk gibi fiziksel temaslı sektörlerde yeni endişelere yol açtı. Bu sorunu düzeltmenin bir yolu ise insanlar yerine robotları kullanmaktı.

Araştırmalar otomasyon sektörünün resesyon dönemlerinde zemin kazandığını gösteriyor. Pandemide ise firmalar makineleri kullanma konusunda hız kazandılar. Otellerde makineler rezervasyonları tamamlarken restoranlarda salataları robotlar doğradı ya da ücretleri makineler aldı. Alışverişse internet üzerinden yapılmaya başlandı.

Bu inovasyonlar ekonomileri daha üretken yapacaktır. Ancak aynı zamanda bu durum işyerlerine dönmenin yeniden güvenli hale geldiği zamanlarda gidilecek bir işin olmadığı anlamına da gelebilir. İnsanlar daha uzun süre işsiz kaldıkça ekonomistlerin “histerez” dedikleri durum gerçekleşebilir ve çalışanların yetenekleri körelebilir.

İnsanlar sessiz yerlere kaçıyor

Gelir merdivenlerinin yukarısına çıktıkça uzaktan çalışma aniden bir norm haline geldi. Bir çalışma ABD’deki mayıs ayı gayrisafi yurtiçi hasılanın üçte ikisinin evde çalışan insanlar tarafından oluşturulduğunu gösteriyor. Birçok şirket çalışanlarına 2021’e girerken ofislerinden uzakta olmalarını söylerken bazıları ise bu esnek çalışma biçiminin kalıcı olabileceğinin sinyallerini verdi.

Evden çalışma yöntemi çoğunlukla, işverenler ve personel için yeni seçenekler oluşturarak teknoloji testini geçti. Bu durum ticari emlak sektöründen yemek firmalarına ve ulaşım sektörüne kadar ofis çalışmalarına bağlı birçok sektör için endişe haline geliyor. Ancak bu durum yeni sektörler için de bir nimet haline geldi. Video konferans platformu Zoom’un hisseleri bu yıl 6 kat arttı.

Uzaktan çalışma seçeneği, aynı zamanda virüs korkusuyla birlikte banliyölerde veya kırsala yerleşen kentlilerde bir izdihamı tetikledi. Bazı ülkelerde, kırsal emlak fiyatlarında dalgalanma yaşandı.

Kimse hiçbir yere gitmiyor

Bazı seyahatler biçimleri neredeyse durma noktasına geldi. Birleşmiş Milletler verilerine göre küresel turizm ekim ayına kadar %72’lik bir düşüş gerçekleştirdi. McKinsey toplantıların internet üzerinden yapılması yayıldıkça iş seyahatlerinin dörtte birinin sonsuza dek kaybolabileceğini belirtiyor.

Tatillerin altüst olması ve festival ya da konser gibi kitlesel etkinliklerin iptal edilmesiyle tüketici “deneyimlerinin” ürünlere tercih edilmesi eğilimi bozuldu. Faaliyetler eski haline geldiğinde talep aynı olmayabilir. Brooklyn'deki Elsewhere konser salonunun ortaklarından Rami Haykal, "Konserlerin gerçekten nasıl olacağını hâlâ bilmiyoruz" ifadelerine yer veriyor. "Sanıyorum insanlar kişisel alan konusunda daha dikkatli olacak ve aşırı kalabalık yerlerden kaçınacak."

Gezginler bir çeşit güvenlik önleminden geçebilmek için zorunlu sağlık sertifikası göstermek zorunda kalabilir. Hong Kong merkezli China Tech Global şirketi havalimanlarına satış yapabilmek için bir mobil dezenfektan ünitesi geliştirdi. Şirketin CEO’su Sammy Tsui geliştirdikleri ürünün 40 saniye veya daha kısa sürede patojenleri vücut ve giysilerden temizleyebileceğini belirtiyor. Tsui, “Vücudunuzda serin bir havanın ve bir sisin geçtiğini hissediyorsunuz. Ancak ıslak hissetmiyorsunuz” ifadeleriyle yeni ürünlerini tanıttı.

Farklı tip bir küreselleşme

Çin fabrikaları salgının başlarında kapandığında, dünyanın dört bir yanındaki tedarik zincirlerinden şok dalgaları gönderdi. Bu durum işletmelerin ve hükümetlerin dünyanın üretim santrallerine olan güvenini sarstı.

Geleneksel biçimde mevsimlere göre üretim yapmak yerine sosyal medya trendlerine uygun bir şekilde hızlı moda üretimi yapan İsveçli perakende şirket NA-KD.com’dan örnek vermek uygun olabilir. Bu yıl Çin’den gelen teslimatların tıkanması nedeniyle şirketin Gelen Ürünler ve Gümrük Sorumlusu Julia Assarsson üretim için Çin yerine Türkiye’nin tercih edildiği belirtiliyor.

Bu durum, küreselleşmenin geri çekilmeden uyum sağlamasının bir örneğidir. Diğer alanlarda ise, pandemi ulusal güvenlik için hayati önem taşıyan malların ithalatına güvenmenin riskli olduğunu savunan siyasileri cesaretlendirdi. Bu sene ventilatör ve maske gibi stratejik ürünlerin üretimi bu önceliği gösterdi.

Yeşile dönüş

Pandemi öncesinde petrole ürünlerinden elektrikli araçlara geçişi destekleyenler genellikle çevrecilerdi. Bu fikir elektrikli araçların dünyanın en kirli yakıtı olan petrole olan talebi tamamen kaldıracağı fikrini benziyor.

2020 yılına gelindiğinde ise uçakların yerden kalkmadığı ve insanların evlerinde kaldığı ortamda petrol devi BP bile iklim değişikliği hakkında ciddi adımlar attı.

Kaliforniya’dan İngiltere’ye kadar hükümetler 2035 yılına kadar benzinli ve dizel otomobillerin satışını yasaklamayı planladıklarını belirtiyorlar. Seçilmiş ABD Başkanı Joe Biden Paris Anlaşması’na tekrar katılacağının sözünü verdi.

Dünyada ve Türkiye'de aşı çalışmalarında son durum

 

Borsa İstanbul gücünü koruyor

 

Yatırımcılar 2021’de riskten kaçınmak için ne yapmalı?

 

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Yorum30 Aralık 2020 17:10

    İnsanlık tarihinde insanlar hiç bu kadar ev mahkum kalmadı resmen ev hapsi yaşadık bunun deli sonuçları olur

  • Yorum30 Aralık 2020 16:44

    Şehirlerde evlerde insan kalmaz

  • Yorum30 Aralık 2020 16:39

    Saçmalık aşılamayla birlikte turizm patlaması olur 1 yıldır evde oturan bir dünya var kimse bu insanları aşılama başlayınca evde tutamaz kaos çıkar aşısı olan herkes otel rezervasyonu yapar oteller insanların kendi normal ortamlarında çok daha güvenli bir ortam olur dikkat edin insanlar daha çok sosyalleşmesin her baskı ortamından sonra çılgınlıklar başlar