E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaOmikron satışa geçmek için doğru bir neden değil---

Omikron satışa geçmek için doğru bir neden değil

Omikron satışa geçmek için doğru bir neden değil
06 Aralık 2021 - 14:00 borsagundem.com

Küresel borsaların gündeminde korona virüsün yeni varyantı Omikron bulunuyor. Ancak ünlü borsa uzmanı Keith Lerner’a göre yeni varyant sebebiyle borsalardan kaçmak doğru bir yöntem olmayabilir

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Geçtiğimiz hafta küresel hisse senetleri piyasalarında zamanlamayı yakalamanın kolay bir iş olmadığını gösterdi. 26 Kasım’da Dow Jones Endeksi’nin 900 puanlık düşüşünün ardından yatırımcılar geçtiğimiz Pazartesi alım pozisyonuna geçmişti. Fakat zayıflama sinyalleri gözüküyordu. Ardından Salı günü borsalar düşüşe geçti ve Çarşamba günü bir miktar yaralarını sardı. Perşembe günü güçlü bir şekilde toparlanan Dow Jones Endeksi Cuma gününü yine düşüşle bitirdi.

Yatırım danışmanlığı şirketi Truist’in Baş Yatırım Sorumlusu ve Baş Borsa Stratejisti Keith Lerner CNBC’deki açıklamasında borsalarda zamanların “Her daim yanıltıcı” olduğunu belirtiyor. Bu yüzden borsaların tarihsel seyrine bakmak yardımcı olabilir.

Bazı görüşlere göre korona virüsün Omikron varyantına ilişkin tehdidin kesin olmamasına ve ABD’de de bu türden vakaların görülmesine karşın yatırımcılar Aralık ayında tam gaz Noel Baba rallisi için bahse giriyor. Üstelik yatırımcıların bu talebi geçtiğimiz hafta ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell’ın sürpriz bir şekilde piyasa desteklerini kaldırmayı hızlandırabileceklerini söylediği ve enflasyon için “geçici” tabirini kullanmadığı şahin kanat açıklamalarına rağmen gerçekleşti.

Lerner bu piyasa atmosferini izlemek için borsanın geçmişine bakıyor ve sabırlı yatırımcıların Aralık ayında olmasa bile bir yıl sonra güçlü çıkacağı bir ortam öngörüyor. Baş stratejist, “En az 12 aylık bir trend istiyoruz. Zira giriş noktanız tam olarak doğru olmasa bile, bu zaman diliminde daha fazla başarı şansınız var” ifadelerine yer verdi.

26 Kasım’daki Black Friday (Kara Cuma) işlem gününde ABD borsalarında korku endeksi olarak da bilinen VIX Volatilite Endeksi %54’e yükseldi. Bu oran geçtiğimiz otuz yılda bir günde görülen en yüksek 5 artıştan birini işaret ediyor. 1990'dan bu yana, VIX'in %40’ın üzerinde arttığı 19 seans gerçekleşti. Bu 19 örneğin 18'inde veya %95'inde, S&P 500 Endeksi bir yıl sonra daha yüksek seviyeye ulaştı ve getiriler ortalama %20 oranında büyüdü.

ABD borsaları son volatilite artışından sonra bile bu yıl hala %20'nin üzerinde yükseliyor. Lerner’a göre söz konusu işaret endeksin yeni bir %20'lik artış gösterebileceğine işaret edebilir. Baş stratejist, son ralliden önce hisse senetlerinin Ekim ayı başından bu yana %9 değer kazandığını ve piyasanın kısa vadede önemli ölçüde yükseleceğine dair güvene sahip olmanın gerçekçi olmadığını kaydetti. Bu aynı zamanda, yakın gelecekte piyasaların aşağı yönlü hamlelere karşı "savunmasız" olduğu anlamına gelir.

Ancak daha önemli veri noktası VIX tarihindeki uzun vadeli eğilimdir: VIX Endeksi’nde son 30 yılın en büyük 19 ani yükselişinde bundan sonra bir ay, üç ay, altı ay ve bir yıl sonraki süreç için borsaların pozitife dönmediği herhangi bir örnek yok. Bu istatistiklere göre S&P 500 Endeksi bir ay sonra ortalama %1 artıyor. Ancak %70 oranda ayı pozitif bitiriyor. Bu rakamlar zamanla daha iyi seviyelere ulaşıyor.

Bu pozitif öngörülere karşın CNBC’nin haberinde konuya ilişkin bir uyarıya da dikkat çekiliyor. Kovid, piyasaların son otuz yılda sıklıkla görmediği türden bir risk niteliğinde. En büyük volatilite artışlarından ikisi de, Kovid'in Şubat 2020'de ABD'yi ilk kez vurmasıyla ortaya çıktı. Bu, şimdilik piyasaların sınırda olduğu anlamına geliyor ve özellikle son işlem haftası göz önüne alındığında söz konusu durum yatırımcılar için bir sürpriz olmamalıdır. Bununla birlikte Lerner’ın sözünü ettiği 19 örnekten sadece biri hisse senetlerinin bir yıl sonra düşüşünü devam ettiriyor. Bu örneğin de 2008 Küresel Finans Krizi’nin başlangıcında gerçekleşmesi baş stratejistin boğa piyasasına olan güvenini artırıyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre korku endeksi olarak da bilinen VIX Volatilite Endeksi Chicago Borsası’nda opsiyonlu alım satım işlemlerini karşılaştırarak yatırımcıların risk alabilme kapasitesine ilişkin işaret verir. Bu nedenle volatilite endeksindeki artışlar genellikle yatırımcılar nezdinde bir olumsuzluk olarak değerlendirilir.

Lerner volatilitedeki artış hafifleyene kadar yatırımcıların en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam edeceğini öngörüyor. Ancak baş stratejist bu trendin ileriki süreçte genişlemeye devam eden ekonomi olacağını ve hisse senetlerindeki kazançları destekleyeceğini belirtti.

Baş stratejist, “Geçtiğimiz 10 yılda V şeklindeki toparlamalar gördük. Bunlar daha normal bir biçimde gerçekleşmişti. Pandeminin en düşük seviyesini hatırlayın. O dönemde sert bir düşüş yaşanmış ve geri dönüş rallisi sırasında açgözlülük ve korku arasında bir mücadele gerçekleşmişti. Ancak genel olarak bakıldığında son 5 ila 10 yıl içerisinde sanki hiçbir şey olmamış gibi bu tip yukarı aşağı hareketleri ve piyasalardaki iniş çıkışları çokça gördük” ifadelerine yer verdi.

Lerner bu tip iniş çıkışların en son örneği olarak Çinli gayrimenkul devi Evergrande’ın Eylül ayı sonlarında küresel pay piyasalarını çıkmaza sokmasını hatırlatıyor.

Kovid piyasasından geride kalma korkusu

Lerner’ın temel görüşü piyasaların bu yeni varyant hakkında daha fazla bilgi edinene kadar borsalarda büyük bir çekişme gerçekleştiği yönünde. Borsa uzmanı bu ortamda yatırımcıların piyasanın dışına çıkmak yerine pozisyonlarını koruması halinde ödüllendirilme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Lerner, Kovid dönemindeki geride kalma korkusunun (FOMO) 2020’nin ilkbahar ayları sırasında gerçekleşen ABD borsalarındaki tarihin en hızlı boğa piyasası sırasında öğrenilen acı bir dersten kaynaklandığını belirtiyor.

Lerner, “O zamanlar ralliyi kaçıran insanlar çok hızlı bir şekilde çok negatif olmamaları gerektiğini hatırlayacaktır. Tüm haberler pandemiyle ilgili olsa dahi piyasalarda kalmış olsaydınız daha iyi bir duruma geçmiş olurdunuz. Zira her şey açıklığa kavuştuğunda piyasalar hareket etmeye başladı” ifadelerine yer verdi.

ABD borsaları 26 Kasım'dan kısa bir süre öncesine kadar rekor seviyedeydi. Tarihsel verilerse piyasalar yeni yüksek seviyelere çıktığında, önümüzdeki bir ila üç ay boyunca daha fazla aşağı yönlü baskılara hazırlıklı olunması gerektiğini söylüyor. Bilimsel konular da piyasaların analiz etmeye alışık olmadığı türden bir belirsizlik tipi olduğundan bu da volatilitenin artması için yeni bir sebep olabilir. Ancak Lerner piyasaların artık 2020 yılında öğrendiği bir ‘Kovid oyun kitabına’ sahip olduğunu söyledi.

Lerner, “Şubat 2020’de her şey çok yeniydi. İşletmelerin nasıl uyum sağlayacağını bilmiyorduk ve şimdiyse bir oyun kitabımız var. İşletmelerin dijital hale geldiklerini gördük. Ne olursa olsun kazananlar ve kaybedenler olacak, ancak şirketler ve tüketiciler uyum sağladı ve tekrar uyum sağlayacaklar” ifadelerine yer verdi.

Baş stratejist, FED’in Kovid döneminde aldığı derslerden birinin de her yeni dalga sırasında piyasalarla daha uyumlu hale gelmek olduğunu söyledi. FED Başkanı Powell’sa bu hafta ABD Senatosu'ndaki ifadesi sırasında daha şahin bir pozisyon ortaya koydu. Bazı piyasa uzmanları yeni bir Kovid varyantından daha büyük bir endişe kaynağı olarak aşırı ısınan ekonominin enflasyonist risklerine işaret ediyor.

Tedarik zincirine ilişkin riskler yavaşlama belirtileri gösterirken, Omikron varyantının yeniden korona virüs endişelerini ortaya çıkarması fabrikaların yeniden kapanması ve nakliyelerin yeniden gecikmesi risklerini ortaya çıkardı. Birçok piyasa uzmanı gibi, Lerner da mevcut tedarik zinciri sorunlarının alevlenmesi nedeniyle enflasyonun daha da kötüleşebileceğini öngörüyor.

"Bu piyasa için bir risktir," diyen baş stratejist, volatilitenin yakın vadede yüksek kalmasının bir başka nedeninin de bu olduğunu belirtti. FED Başkanı Powell geçen hafta yaptığı açıklamada, Omikron varyantın enflasyon tablosunu "karmaşıklaştırdığını" söylemişti.

Ancak Lerner şimdi ile 2020 baharı arasındaki bir farka daha dikkat çekiyor: Ekonomiler korona virüsün ilk dalgaları sırasında eve kapanma ve kilitlenme önlemlerinde olduğu türden bir durgunluğun içerisinde değil. Lerner, “Artık biliyoruz ki bu varyantla birlikte ekonomik aktivite yavaşlayabilir. Ancak yine de resesyon riskinin düşük olduğunu düşünüyorum. Bu durum, bir durgunluğun bu kadar hızlı gerçekleştiği Şubat ve Mart 2020 tarihleriyle karşılaştırıldığında önemli bir fark” açıklamasında bulundu.

Omikron endişeleri arttıkça küresel yatırımcılar dipten alıyor

 

2021’de borsalara yön veren 5 trend

 

Borsa İstanbul'da yükseliş eğilimi korunuyor

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)