E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündem"Keşke bu şekilde büyümeseydik"---

"Keşke bu şekilde büyümeseydik"

Keşke bu şekilde büyümeseydik
31 Ocak 2017 - 06:00 borsagundem.com

Güvenlik sektörü, ekonomideki daralmaya rağmen terör saldırılarının etkisiyle büyüdü. Securitas Ülke Müdürü Kösereisoğlu, "Keşke işimizdeki artış ekonomideki büyüme kaynaklı olsaydı" dedi

Türkiye'de PKK, DEAŞ ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin son günlerde kanlı terör saldırılarını artırması, güvenlik şirketlerinin işlerini artırdı. Dünya'dan Özlem Ermiş Beyhan'ın sorularını yanıtlayan GÜSOD Başkanı Murat Kösereisoğlu, "Keşke sektör ekonomi kaynaklı büyüseydi" diyor. İşte Beyhan'ın o röportajı:

Pek çok sektör daralma ile karşı karşıyayken güvenlik sektöründe işte artış var. Securitas’ın Türkiye Başkanı ve Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD) Başkanı Murat Kösereisoğlu, "Keşke ekonomi büyüse, istihdam artsa, biz buna bağlı büyüsek. Ancak ekonominin, birçok işletmenin zorlandığı bir dönemde güvenlik konusunda tasarruflu davranamamalarını ben üzücü buluyorum" diyor.

Kösereisoğlu, eskiden Securitas merkezine gittiğinde ona sorulmayan soruların şimdi sorulmaya başladığını anlatıyor. "Bundan 3 yıl önce yoktu böyle sorular. Ne olacak Türkiye'nin hali diye soruyorlar. Haberlerde iyi haber olduğumuz yok. Türkiye'deki yatırımlarına dair bir şüphe yok ama onlar da şunun farkında gelişen ekonomide hayat var." Çünkü bu daha sürdürülebilir bir büyüme... Kösereisoğlu önemli uyarılarda bulunuyor: "Bizim müşterilerimizin hayatları iyi olmalı ki biz doğru biçimde büyüyelim. Nefesleri yettiğince bize ödeme yapabilecekler. Zamanla iflaslar, farklı sorunlar görebiliriz. Kimsenin kasaları para dolu değil. Çarkların dönmesi gerekiyor. Tahsilat süremiz geriledi, daha ne kadar gerileyecek? Ya alacakları tahsil edemezsek? Daha dikkatli davranıyoruz bu açıdan."

BEKÇİ DÜDÜĞÜNÜ DUYMAK GİBİ

İşler durgun ama sizde azalmamıştır. Nasıl güvenlik talebi?

Bizde işler arttı, çok artmadı ama arttı. Ülkenin yaşadığı terör olayları sebebi ile özel güvenlikteki artışı yüzde 2 bile görmem ama iyi zamanlarda talepte azalma yolunda bir trend vardı. O talep düşüşü durdu hatta yukarı çıkış başladı. O açıdan sektör gelişmelerden üzücü biçimde pozitif etkileniyor. Ama teröre karşı korumanın karşılığı değil özel güvenlik. Bizim sınırlı bir rolümüz var. Belki öncesinden bazı şeyleri fark edip, bilgiyi kamu kolluğuna aktarabilmek, hasarı belki azaltabilmek... Güvenlikçinin varlığı insanlara huzur veriyor, mahallede bekçi düdüğü duymak gibi...

Reina saldırganının söylediği "çok güvenlik olduğu için Taksim'den vazgeçtik" sözü gibi...

Evet, bazen neyi caydırdığınızı bile bilemiyorsunuz bizim işimizde ama bir şeyleri caydırıyorsunuz. Amacına ulaşamama ihtimalini gösterdiğinizde o kişiye, o onu caydırabiliyor ve malesef belki daha zayıf bir hedefe yöneliyor. Ancak ekonominin, birçok işletmenin zorlandığı bir dönemde herkes tasarruflu hareket ederken güvenlik konusunda tasarruflu davranamamalarını ben üzücü buluyorum. Gelişen bir ekonomiden beslenmeli bizim sektörümüz, korkudan değil. Ama talepte bir patlama yok. İki güvenlik görevlisi ile terörle başedemeyeceğimizin farkındalar.

RİSKİN GÜVENCESİ OLMALI

En çok hangi konulara odaklanıyorsunuz bugünlerde?

Bu tip dönemlerde kamunun kolluk kuvveti daha ağır vakalara odaklanıyor. Terör örgütleri, organize suçlar... Gücünü oraya verdiği zaman adi suçlar, asayiş konularında bir zemin oluşabiliyor. Özel güvenlik asayiş hadiselerinin önlenmesinde etkin olabiliyor. Özel güvenlik, kamu kolluk kuvvetini destekleyecek bir sektör ve bu açıdan devletin önemsemesi gereken bir iş alanı.

Önemsiyor mu peki devlet sektörü?

Pek önemsemiyor. Kurallarını koyuyor. Regüle etme alanında bir basınç var ama sektörde çalışan sayısının stabilize edilebilmesi için gerekli teşvikler yok. Çalışanların aldığı riskin bir güvencesi olması gerekir. İşçi statüsünde çalışıyoruz, bağlı olduğumuz yasa "Can sağlığından şüphe duyarsan işi bırakabilirsin" diyor. Bir güvenlik görevlisinden beklentimiz risk görünce kaçması değil. Bunun güvencesini vermemiz gerekiyor ama bağlı olduğumuz yasalar arasında ciddi çelişkiler bulunuyor. Malul olduğunda aylığının yüzde 70'ine kadarını alabiliyorsun. Bizim bunu yüzde 100'e kadar verebilmemiz gerek. Ona diyorsun "kaç", güvenlikçiye diyorsun ki "kaçma".

OHAL İLE EK TEDBİR İSTENİYOR

Reina'daki saldırıda özel güvenlikçilerin tepkileri tartışma konusu oldu.

Evet. Ama adama diyorsun dur, peki arkasını kim kollayacak onun? Çalışanlarımız için bu risk her zaman var. Silahla çalıştırıyoruz, silah demek ek risk demek, silahla ilgili ek bir tazminat verilebilir.

Son Kanun Hükmünde Kararname'nin FETÖ ile nasıl bir ilgisi var, ne getirdi sektöre?

Önleyici ek bir tedbir gibi görünüyor. Soruşturmaları daha derin, güvenlik araştırmaları daha fazla, daha küçük birimlerde de sorumluların atanmasını istiyorlar. 15 özel güvenlikçinin üzerinde çalışılıyorsa, o güvenlikçilerin bir sorumlusu olması gerekiyor. Önceden hakkınızda bir mahkeme kararı var ama hükmün açıklanması geriye bırakılmışsa sektörde çalışabiliyordunuz, artık çalışamıyorsunuz.

Rus Büyükelçi'nin öldürülmesi ile bağlantılı sanıyorum bu son söylediğiniz değişiklik?

Bir süredir üzerinde çalışılıyordu, Aralık ayından sonra hazırlandığını düşünmüyorum. Pür telaş yapılan bir çalışma değil. Endüstriyi koruyan, daha temiz pak olmasını sağlayan düzenlemeler. Bence iyi, koruyucu önlemler.

OHAL işinizi nasıl etkiliyor?

Birçok ilde OHAL kapsamında ek tedbirler istendiğini duyuyoruz. Hem ekipman, hem güvenlik görevlisi anlamında. 5188 sayılı kanunda bir zorlayıcılık yok, OHAL kapsamında ek önlemler talep edilebiliyor. Bir yerde bir maç olacağı zaman örneğin valilik ek önlem isteyebiliyor.

GÜVENLİKÇİNİN EĞİTİMİ İDEĞİŞTİ

Birden bir mail dolaşmaya başlıyor, "Şu gün şuralarda bir eylem olacak" diye. Özel güvenlik sektörü bunlara nasıl tepki veriyor?

Bunların tedirginlik yaratma amaçlı olduğunu düşünüyorum. Sıradan bir insan okuduğunda fark edemez ama biraz profesyonel gözünüz varsa okuduğunuzda içinde yer almaması gereken bilgiler olduğunu görüyorsunuz. Oyun içinde oyunlar olabilir. Büyük oranda bunları dikkate almadığımızı söyleyebilirim. Özel durumlarda emniyet, valilik bize bilgi veriyor zaten. Sosyal medyaya dayanarak yaşamıyoruz. Birkaç kez buna düşen, panikleyen oldu ama sonra bunun yanlış olduğunu fark ettiler.

Eğitimlerinizde bir değişiklik oldu mu?

Oldu. Eşgal üzerine, şüphe üzerine, farklılığı fark edebilmek üzerine farklı eğitimler var. Çok ayrıntı vermek bu alanda güç kaybına neden olabilir. Uzaktan izleme yapılıyor. Çok gelişmiş teknolojiler kullanılıyor. Pek çok insan fark etmeden, uzaktan koruma söz konusu. Dışarıya taşılmış vaziyette, korunan AVM'nin kapısında, kaldırımda ne oluyor, izleniyor.

Yani doğru korunan bir AVM'ye geldiğinizde, etrafta çok güvenlikçi yok diye tedirgin olmamalı.

Aynen, zaten uzaktan izleme ile korunuyorlar. Dediğim gibi çok ayrıntı veremiyorum, aldığın tedbirleri söylememen gerekiyor. Bilinmesin. Çok ciddi, milyon dolarlık teknoloji yatırımı yapıldı. Bu alanda dünyada hangi gelişmiş teknoloji varsa en iyileri İstanbul'da var.

CERRAH SAKKİNLİĞİNDE DAVRANMAK.

Bir yönetici olarak siz nasıl yönetiyorsunuz bunca riski?

Risklere çok takılırsanız yiyip içememeniz gerekiyor. Doktorlar var her gün ameliyat yapıyor, vakayı bırakıyor elini yıkayıp yemeğe gidiyor. Bir süre sonra bir cerrah sakinliğinde davranmanız gerekiyor.

Bu tip fırtınalar güçlüyü güçlendirir, zayıfı yok eder

Sektörlerdeki daralmanın güvenlikçilere getireceği iş kaybı, terör korkusu ile dengeleniyor.

Hangi sektörlerde en çok daralma gözlemlediniz? Turizm yoğun olarak daraldı. Şehir otelciliği, resort otelciliği... Perakendede de bir daralma bir basınç gözlemliyoruz. Orada kaçılamıyor da. Turizmci oteli kapatabiliyor, bu kaçmak. Ancak perakendede dükkanı açık tutmak zorundasınız. AVM'nin yarısını kapattık olamıyor. Sokak mağazaları da AVM'ler de bu basıncın altında bizim gözlemlerimize göre.

Sizin en etkili olduğunuz alan değil mi perakende?

Aslında değil, biz ağırlıkla şehir dışlarındaki sanayide etkiniz. Oralarda da herkeste bir tedirgin yaklaşım var.

Pazarlıklar başladı mı?

Evet, geçen sene de vardı ama. Asgari ücret maliyetlerinin artması ile de bir basınç oluştu. İhracata çalışanların kurla biraz nefes aldığını görüyoruz. Her yerde ekonomik tedbir görüyoruz, pazarlığını sıkı sıkıya yapmayan yok gibi.

Ödemelerde durum ne?

Sıkıntı var. En net gözlemimiz bizim geçen yıla oranla tahsilat süremiz 6-7 gün gecikti. 38'den 45'e çıktı ortalama tahsilat süremiz. Bu da finansman maliyetlerinizi yükseltiyor. Burada bizim global bir firma olmamız sayesinde sektör şirketlerine göre avantajımız var. Bu tip fırtınalar güçlüyü daha güçlü hale getiriyor, zayıfı yok edebiliyor.

Var mı konsolidasyon beklentisi?

Atmosfer buna uygun. Bizim işimiz enteresan, meraklısına bir iş. Birçok oyuncu yok. Biz bile çok alıcı değiliz. Belirli bir organik büyümeyi yakalayabildiğimiz sürece, çok özel bir şey olması gerek satın alma yapmamız için. Geçen yıl birkaç görüşmemiz oldu, bir şey çıkmadı.

Sektörde ciddi bir hareket beklemiyorum

"Kısa vadede yeni bir yabancı şirketin sektöre girme ihtimali olduğunu görüyorum. Yabancılardan biri Türkiye'deki bir şirketle ilgileniyor. Ancak bunun ötesinde sektörde çok ciddi bir hareket beklemiyorum."

Travmatik bir noktadayız, pazar gezmesini bırakan var

"Ciddi bir kaza geçiren arabadan korkar ya, toplumda bu terör eylemleri nedeniyle travmatik bir noktada olanlar olduğunu düşünüyorum. Ama herkesin etrafına dikkatle bakması ile tehdidi bulamayız. O filmlerde gördüğümüz derinlikte kitlelerin içine sızan bir şeyle karşı karşıya değiliz. Ortalarda görünmemeye çalışıyor, çıktığında da çok kötü olabiliyor. Tedirgin oluyor insanlar, birçok insan hayatındaki sıradan şeyleri çıkarmaya başladı. Pazar gezmesinden çarşı gezmesine..."

1000 yeni eleman alacak

"Her Türk futboldan ve güvenlik meselelerinden anlar. Farkındalık yükseldi bu alanda. 320 bin kişi çalışıyor sektörde. Ama stabil bir istihdam değil, yıl içinde farklı sektörlere kayış oluyor. Şimdi burada bir stabilizasyon başladı çünkü turizm gibi kayılan sektörlerde daralma var. Bizim endüstrimizde yüzde 50 gibi bir istihdam kayması oluyor. İstihdam stabilize edildikçe hizmet kalitesi de artacak. Bizim 11 bin civarında bir çalışan sayımız var. Bu yıl 1000 kişiye yakın yeni istihdam yaparız diye düşünüyorum.

Her metrobüse, metroya bir güvenlik elemanı koyamazsınız

"Her metrobüse, metroya bir güvenlik elemanı koyamazsınız. Bazı duraklarda var ama her noktada olmanız mümkün değil. Velev ki oldunuz bunun etkisi nedir? Terör sorununu bu şekilde çözemezsiniz. Caydırıcılığınız olabilir ama terörle mücadelenin yöntemi bu olamaz."

ŞİRKETLER ÇALIŞANLARI İÇİN ACİL DURUM YÖNETİMİ APLİKASYONU ALIYOR

"Yeni yılda 3 kurumda daha özel silahlı ve donanımlı güvenlik hizmetleri vermeye başladık. İstediğimiz bir şey değil ama bazı kuruluşlar ek tedbirlerini almak ve bunun bedelini ödemek istiyorlar. Yüksek maliyetli, kendi içinde başka riskler barındırıyor ama özel grupların görev aldığı 3 yeni işimiz var. Kişisel güvenlik aplikasyonumuz var, ona ilgi arttı. Bir akşam gittiğiniz yer konusunda tedirginsiniz, nereden nereye yürüyeceğinizi belirtiyorsunuz, o rotadan şaştığınızda alarm veriyor. Bir de acil durum yönetim hizmeti dediğimiz bir ürünümüz var, büyük şirketler şimdi onu tercih ediyor. Bir olay olduğunda yüzlerce çalışana ulaşabilmelerini sağlıyor. "Herkes iyi mi, başı dertte olan var mı" sorusuna cevap arıyor, 5-6 dakikada 1000 kişinin örneğin 500'üne ulaşıp, dakikalar geçtikçe ulaşılamayan kesimi daraltıp, son kalan 20-30 çalışana birebir ulaşmaya çalışmak esası ile ilerleyen bir hizmet. Buna da son zamanda ilgi yoğun."

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)