E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaEmtia ve Döviz Piyasalarıİstikrar için gerilim düşürülmeli---

İstikrar için gerilim düşürülmeli

İstikrar için gerilim düşürülmeli
28 Ocak 2014 - 06:35 borsagundem.com

Ekonomi uzmanları, piyasalarda yaşanan yükseliş havasının siyasi atmosfere bağlı olduğu görüşünde

Türkiye’de 17 Aralık sonrasında yaşanan siyasi atmosfer nedeniyle vatandaşın dövize koştuğu bir ortamda, gelişmekte olan piyasalarda da havanın bozulması doları rekor seviyelere taşıdı. Piyasalarda yaşanan yükseliş havası geçici mi, dolarda trend hızla tersine dönebilir mi? Milliyet'in haberine göre Türkiye’nin önde gelen ekonomistlerinin önemli bir bölümü, Merkez Bankası’nın bugünkü Para Politikası Kurulu toplantısından faiz artırımı beklemiyor. Gerekli de görmüyor.

17 Aralık ile başlayan süreçte yabancı yatırımcıların pozisyonlarında ciddi bir değişiklik olmadığını da hatırlatan Uzmanlar, “Ancak gelişmekte olan piyasalardaki hava nedeniyle olumsuz gündem hakimiyetini sürdürebilir. Bu nedenle hükümetin içine girilen seçim sürecine karşın yapısal reformlara devam etmesi gerek” diyor. Bu tabii yurtdışında Türkiye lehine pozitif algı değişikliği yaratacağı için de çok önemli. Uzmanlara göre siyasi risk azaltılabilir ve pozitif bir hava yaratılabilirse hızlı yükselen kur, hızla da geri gelir.

DENİZ GÖKÇE Ekonomist

Çare ‘Faiz’ değil gerilim düşmeli

17 Aralık’tan bu yana yaşanan süreçte Türkiye’den çıkan yabancı parasının çok minimal düzeyde kaldığını görüyoruz. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Davos’ta yaptığı konuşmaların içeriğine de bakarsak döviz alanlar çoğunlukla yerli gerçek kişi ve şirketler. Kur riski olanlar bunu ortadan kaldırmak için döviz borcunun karşısına döviz varlığını koyuyorlar.
Bu nedenle cari veya bireysel döviz tevdiatı artıyor. Karşılık oranları da önemli oranda döviz olarak yatırıldığı için Merkez Bankası’na geri dönüyor.

Dolar kuru nasıl geri gelir?

Dolayısıyla Merkez Bankası’nın bilançosunda da 10 - 15 milyar dolarlık azalma olmuştur.  Merkez’in bugün ne yapacağını tahmin etmek güç. Faiz artırım beklentisi var ancak olmayabilir. Çünkü dövizin alıcısı büyük oranda Türkiye içindeki büyük şirketler ve kişiler. Faiz artırımının onlara faydası olmayacak. Ama yapılırsa büyümenin yavaşlamasına sebep olacak.
Yüzde 3.5 büyüme beklentisi var iken faizi yukarı itmenin anlamı yok. Başka önlemler gündeme gelebilir. Ancak siyasi gerilim düşürülmeli.
Kur o taktirde geri gelir. Siyasi gerilim düşmez ise dövize talep devam eder. Bu arada gelişmekte olan ülkelerde son birkaç gündür yaşanan krizi Türkiye’nin tetiklediğini düşünenler var.  Çin’de imalat sanayi endeksi 50’nin altına düştü. Çin daralıyor. Çin’e metal, tarım ürünü satanların hepsinin paraları uçtu. Kanada, Avustralya’nın paraları değer kaybetti. Bizim siyasi gelişmelerimizle ne ilgisi var?

EGE CANSEN Ekonomist

TL güneş görmüş kar gibi eridi...

Vatandaş TL mevduatta kalmak yerine dövize geçmiş. Tasarruf, ihtiyat saikiyle tutulur. Vatandaş, ‘Üç beş kuruşum erimesin, kötü günlerimde kullanayım, bu arada biraz da nema getirirse nu mutlubana’ motivasyonuyla parasını bankaya yatırır.
Şimdi tabii TL mevduatının güneş görmüş kar gibi eridiğini hisseden vatandaş kaçacak yer arıyor. Dolara gidiyor. Sokaktaki simitçi bile akşam parasını dövize yatırabiliyor. Bu güvensizlik halidir ve sağlıksız bir durumdur.
Şunu da söylemek gerekir ki, bu trend terse dönebilir. Çünkü hızlı ileri giden hızla geri gelir...
Piyasada bir panik havası, huzursuzluk var. İktisadın yüzde 50’si psikolojidir. Buradan nasıl çıkılır, beklenmedik sinyaller gelirse kur geri gelir. Peki bu sinyal ne olabilir?
Örnek olarak söylüyorum: Hazine yüksek faizli TL cinsi tahvil çıkarır. IMF’den bir yetkili, ‘Türk ekonomisini hiç bir zaman desteksiz bırakmayız’ şeklinde beyanatta bulunur.
Veya AB Merkez Bankası Başkanı, ‘Türk ekonomisi, AB ekonomisinin bir parçasıdır. Dikkatle izliyoruz, üzerimize düşeni yaparız” der.
Böylesine bir cümle dahi havayı döndürür. Nitekim Merkez Bankası’nın olağanüstü PPK toplantısı yapılacağı haberi beklentileri değiştirdi. Doların fiyatı 8 kuruş birden düştü. Haberin kendisi dahi beklentileri değiştirdi. Bakalım şapkadan ne çıkacak? 

ŞENGÜL DAĞDEVİREN Ekonomist

Politik risk primi kısa vadede azalmaz 

Bir kısır döngüye girdik. Serbest kur normal koşullarda riskleri absorbe eder. Ancak gerçeklerden kopuk ve sürekli değişen bir kur da tehlikelidir. Herşeyden önce enflasyon beklentilerini bozar, reel sektörün plan yapmasını engeller.
Son dönemde  dövize talebin devam ettiğini görüyoruz. Gelişmekte olan ülkelere yönelik dünya algısı da çok kırılgan. Son bir haftadır gelişmakte olan ülkelere karşı negatif belirsizlik algısının çok yüksek olması hem firma hem gerçek kişiler tarafında eskisi kadar canlı olmasa da dövize talep yaratmaya devam ediyor.
17 Aralık sonrasındaki hızlı kur artışı bir miktar döviz satışını tetikledi. Ancak sonrasında kurun devamlı yükseliyor olması güvensizlik algısını pekiştirdi. Kurda tepe noktası neresi sorusunu yarattı? Bu da ciddi bir belirsizlik ortamı. Bunun karşısında duracak kadar güçlü bir para politikası duruşu da görmüyoruz.
Merkez, TL’nin arkasında durmalı. Bunun yöntemi faiz artırımı ve piyasada rezerv opsiyon mekanizması kanalıyla döviz likiditesini ciddi anlamda serbest bırakmaktır. Bakalım bugün, bu önlemler alınacak mı? Çünkü yurtiçinde yerel yatırımcının veya firmaların döviz talebinin durulması veya döviz satışlarının başlaması için mevcut piyasa koşullarında veya güven algısında önemli bir değişiklik olması lazım.
Seçim sürecinin çok uzun olduğunu düşünecek olursak, politik risk priminin azalmasını kısa zamanda beklemek gerçekçi değil. Bu nedenle Merkez’in atacağı adımlar önemli.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)