Melis Şenerdem / Milliyet ABDnin önde gelen üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) ekonomi profesörü ve görüşlerinden en çok alıntı yapılan ekonomistler listesinde 8. sırada yer alan Daron Acemoğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından Türkiyeye davet edildiğini, yakında dönmeyi umduğunu söyledi. Ermeni asıllı Acemoğluna Davutoğlunun getirdiği teklifin yalnızca akademik çalışmalarını Türkiyede sürdürmesi için yapılmadığı, geleceğin Nobel ödülü adayları arasında adı geçen profesörün Türkiyede ekonomi yönetiminde bir rol üstlenmesinin istendiği belirtiliyor. Konuyla ilgili Milliyetin sorularını yanıtlayan Acemoğlu, Davutoğlu ile şahsen görüşme şansım olmadı ancak telefonda konuştuk. Kendisiyle yakında görüşebilmeyi ve çok yakında Türkiyeye dönmeyi umuyorum dedi. Türkiyenin riski siyasi Küresel ekonomik krizin seyri ve Türkiye ekonomisiyle ilgili görüşlerini de paylaşan Acemoğlu, Türkiye ekonomisinin temelleri sağlıklı. İç ve dış talep için yapılan üretim büyüme emareleri gösteriyor. Türkiye için esas tehlike siyasi istikrarsızlık. Bu önlenebilirse istikrarlı büyüme sürer dedi. Ekonomistler arasında yoğun olarak tartışılan ABD, Euro Bölgesi veya küresel ekonominin tamamının bir resesyona girme riski konusunda Acemoğlu temkinli bir iyimserliğe sahip. Acemoğlu, Gelecek iki-üç yılın neler getireceğini kesin olarak söylemek mümkün değil. Ancak işaretler toparlanmanın yavaş olacağını gösteriyor. Çift dip yaşanıp yaşanmayacağı bir yana toparlanmanın hızlı ve ani olacağını düşünenlerin haksız çıktığı kesinleşti dedi. Özellikle Batı Avrupa ülkeleri ve ABDnin bütçe açığı konusunda bir şeyler yapması gerektiğini belirten Acemoğlu, Yoksa bütçe açıkları büyümenin önündeki asıl engel haline gelecek. Vergi indirimlerini geri almak şu aşamada tavsiye edilmese bile ülkelerin gelecekteki bütçe açıkları ve vergilerin ne olacağıyla ilgili belirsizlikleri giderecek çıkış stratejisine ihtiyacı var diye konuştu. 2008de derinleşen krizin etkisini hafifletmek için özellikle ABDde devreye sokulan milyarlarca dolarlık kamu harcamalarının bütçede yol açtığı yükün ortadan kalkmasının oldukça uzun zaman alacağını vurgulayan Acemoğlu, Ben bu konuda gerçekten bir çıkış stratejisi olduğunu düşünmüyorum. Elbette, ekonomi toparladıkça ekonomiyi canlandırmaya yönelik önlemler geri alınacaktır. Bush döneminde yürürlüğe sokulan bazı vergi indirimlerinin de geri alınması söz konusu olabilir. Ancak bunlar bütçede yeniden denge sağlama konusunda yetersiz kalacak dedi. Mali sıkılaştırmanın gelecekte kaçınılmaz olacağını belirten ekonomist, Üzücü olan bunun için gerekli siyasi iradenin hiçbir yerde olmaması. Özellikle de ABDde diye konuştu. Daron Acemoğlu kimdir? 1967 yılında İstanbulda doğan Acemoğlu, 1986da Galatasaray Lisesini bitirdi. İngilteredeki York Üniversitesi Ekonomi Bölümünden mezun olduktan sonra London School of Economicsten yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı. 1992-1993 döneminde burada ders veren Acemoğlu, 1993ten bu yana dünyanın en prestijli üniversitelerinden Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) akademisyen kadrosunda olan Acemoğlu, 2000 yılında profesörlüğe yükseldi. O dönemden bu yana üniversitenin Charles P.Kindleberger Uygulamalı Ekonomi Bölümünde görevli. Özellikle gelir ve ücret eşitsizliği çalışmalarıyla ABDde adını duyuran Acemoğlunun ilgilendiği konular arasında siyasal ekonomi, ekonomik kalkınma, ekonomik büyüme de yer alıyor. Her iki yılda bir ekonomi bilimine en büyük katkıyı yapan 40 yaş altındaki bilim adamlarına Amerikan Ekonomi Derneği tarafından verilen John Bates Clark ödülü sahibi. Acemoğlu ayrıca London School of Economics ödülü Robert McKenzieye de layık görülmüştü. Acemoğlu, 57 ülkede yüzden fazla gönüllüsü bulunan IDEAS/RePec isimli ekonomik araştırma kurumuna göre Daron Acemoğlu, dünyada referans gösterilen ilk 20 ekonomist arasında yer alıyor. Acemoğlunun sekizinci sırada yer aldığı listede Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Profesör Paul Krugman 13üncü sırada. Akademik dünyada yazdıklarıyla ses getirdi Acemoğlunun kitapları: - Modern ekonomik büyümeye giriş (2009) - Diktatörlük ve demokrasinin ekonomik kökenleri (2005) Bu yıl yayımlanan makaleleri: - Ağlarda ve toplam oynaklıkda kademeler - İstihdam eksikliği ne zaman inovasyonu canlandırır? - Güç değişiklikleri ve siyasi ekonomi - Radikal reformun sonuçları (Fransız Devrimi) - Şiddet tekeli: Kolombiya örneği - İşgücü baskısının ekonomisi - Çevre ve yöneltilmiş teknik değişim - Anonim finans işlemlerinde ahlaki tehlike ve verimlilik - Büyümenin rakip motorları: İnovasyon ve standartlaştırma - Sosyal ağlarda Bayesci öğrenme Reformlar riskle ilgili alışkanlıkları değiştirmedi Acemoğlu, küresel krizin ardından ABD ve Euro Bölgesinde özellikle finans kuruluşları üzerinde denetimi artırmaya yönelik, piyasalarda yeni balonların oluştuğun önceden tespit etmeyi amaçlayan reformların önemli ancak henüz yetersiz olduğunu da ifade etti. ABD Başkanı Barack Obamanın siyasi kredibilitesini yıpratma pahasına Kongreden geçirdiği finans reformunda hala bazı noktaların eksik olduğunu belirten Acemoğlu, Dolaylı olarak devlet garantisi halen devrede. Büyük bankaların elindeki varlıklar hala batmak için çok büyük kategorisinde dedi. Küresel anlamda bankacılık sektörünün sermaye ve likidite oranlarını artırması gündemde olan Basel Komitesi için ise, Sermaye yeterlilik rasyosunu yükseltmeye yönelik planlar doğru yönde atılmış önemli adımlar olsa da müzakereler riskin uluslararası ölçekte kapsamlı denetimine yönelik düzenlemeler getirmeyecek gibi gözüküyor dedi. Özellikle finans kuruluşlarındaki işlemcilerin ve yöneticilerin yüksek risk alarak hareket etme alışkanlıklarını kökten değiştirecek bir düzenleme olmadığına dikkat çeken Acemoğlu, Bankacıların motivasyonları değişmedi. Sonuçta ekonomi birkaç yıl içinde toparlandığında yine aşırı risk alınan ve çoğu bilanço dışı varlıklarla yapılan işlemlerin olması oldukça mümkün. Ben büyük finans krizlerinin sonunun geldiğini düşünmüyorum dedi. IMF küresel merkez bankası olabilir ama yetkisi sınırlı Krizle birlikte dünyanın önde gelen merkez bankalarının koordinasyon içinde hareket etmesinin küresel bir merkez bankası fikrini yeniden canlandırmasını değerlendiren Acemoğlu, bu görevi üstlenebilecek kurumun Uluslararası Para Fonu (IMF) olduğunu söylese de kurulşun yetkileri ve etki alanı açısından bunun mümkün olmadığı görüşünde. Acemoğlu, IMFnin gelecekte üstlenebileceği roller konusuda, Şu aşamada IMFnin bu tür bir rolü üstlenmek için resmi ya da gayrı resmi yetkisi yok. Örneğin ABDde banka kurtarma operasyonlarında IMFnin neredeyse hiç söz hakkı olmadı. Benzer şekilde ABDde finans sisteminin yeniden yapılandırılmasında, denetim süreçlerinde de rolü yoktu. Önümüzdeki dönemde de bunun olmasını sağlayacak bir neden gözükmüyor dedi. Gelişen ekonomilerin yıldızı parlar Finans krizinin ABD ve Batı Avrupada başladığını; Brezilya, Hindistan, Çin ve Türkiye gibi ülkelerde ise finans sektörünün görece daha sağlam durduğunu belirten Acemoğlu, Bu ülkeler için tehlike dış talebin düşmesiyle ihracatlarının olumsuz etkilenmesiydi. Bu gerçekleşti ancak görece hızlı şekilde toparlandığını söylemek mümkün. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca bu ülke ekonomilerinin dünyanın geri kalanına kıyasla daha dinamik olma şansı yüksek. Ancak sonuçta ekonomilerinin başarısı inovasyon, yeni teknolojiler ve ABD ile Batı Avrupadan gelecek talebe bağlı olacak dedi. Acemoğlu, gelişmekte olan ülkeler arasında likidite ihtiyacından kaynaklanan büyük iflaslar yaşanmazsa geleceğe yönelik ekonomik büyüme için iyi konumlandıklarını da sözlerine ekledi.
Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.