E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaGelişmekte olan ülkelere para akışı---

Gelişmekte olan ülkelere para akışı

Gelişmekte olan ülkelere para akışı
15 Nisan 2014 - 14:11 borsagundem.com

Gelişmiş ülkelerdeki para politikalarının gelişen ülkeler para birimleri ve faizlerine yansımasını Akbank Ekonomik Araştırmalar analiz etti

Akbank Ekonomik Araştırmalar Bölümü tarafından hazırlanan analiz raporu:
   
"Gelişmiş ülkelerden destekleyici  para politikası mesajları gelişmekte olan piyasalara risk iştahını artırdı. Gelişmiş ülkeler fiyat /kazanç oranında uzun vadeli ortalamalarına yaklaştı: Bu da son dönemde fon akımlarını GOÜ’lere yönelten bir dinamik. Bu global dinamik TCMB’nin kısmi faiz indirimini destekledi. Verim eğrisinde kısmi bir normalizasyon yaşandı.

TCMB’nin kısa vadeli faizlerindeki kısmi gevşeme yerel piyasaları (faiz, hisse senedi) destekler nitelikte. Dolar /TL’de ise para politikasındaki bu adımla beraber, ilave bir şok olmadığı sürece, göreli yatay bir seyir beklenmeli.
   
Şubat başından itibaren gelişmekte olan piyasalara yabancı ilgisi devam ediyor. Bunda iki temel sebep öne sürülebilir:

    -    Fed ve ECB’nin genişleyici/destekleyeci para politikalarının uzun süre devam edeceğine ilişkin güçlenen yatırımcı algısı
   
-    Nispi piyasa değerlemelerinin ucuz kalan gelişmekte olan piyasaları desteklemesi.
   
1. Para Politikaları:  

Geçen hafta açıklanan  18-19 Mart Fed para politikası tutanakları, toplantının hemen ardından piyasada oluşan şahin algıdan daha ılımlı bir tona işaret ediyor. Tutanak ve Fed projeksiyonlarına göre, enflasyon ve işsizlik göstergeleri hedeflenen  seviyelere  ulaşsa dahi, politika faizinin normal kabul edildiği seviyeler olan %3 -%4’e ulaşması  yıllar alacak.  
   
Euro Bölgesinde rekor düşük düzeydeki enflasyonun (yıllık %0.5), deflasyon tehdidine yol açmasını engellemek için  ECB, varlık alımları, bankaların ECB’de tuttukları mevduata negatif faiz oranı uygulaması gibi geleneksel olmayan politika araçlarını gündeme getiriyor. Özellikle  son dönemde görülen, Euro/$ paritesindeki değerlenmenin getireceği  ek deflasyonist etkiler, para politikasının reel ekonomiyi aynı ölçüde etkileyebilmesi için daha  genişleyici olmasını gerektiriyor. Ancak, halihazırda varlık alımlarının nasıl gerçekleştirileceği (hangi ülkeden, hangi varlık sınıfı gibi) konusu net değil.     
   
ABD 10 yıllık  borçlanma faizinin 1.5 yıl sonrası seviyesine yönelik forward oranları %3.34 seviyelerinde. Son 12 ayda en yüksek gördüğü seviyenin 50 bps altında (%3.86)
   
Euro bölgesi  için 10 yıllık aynı vadeli forward getirileri ise %2.15 seviyesinde. Bu getirinin gördüğü en yüksek seviye ise %2.83 idi 

Bu beklenti ve görünüm ile birlikte: Son ECB toplantısından bu yana:   

-10 yıllık devlet borçlanma faizlerinde ~10 bps düşüşler görüldü. Halen İtalya borçlanma maliyeti: %3.17  İspanya: %3.13. İtalya’nın  borçlanma seviyesi euronun kullanıma başlandığı 1999’dan beri en düşük seviye. İspanya da buna yakın.   

-Borçlanma faizlerindeki düşüşler Yunanistan’ın tekrar sermaye piyasalarına geri dönüşünü kolaylaştırdı ( 5 yıl vadede 3 milyar Euro borçlanıldı  faiz  oranı: %5).        Bunun sonucu olarak gelişmekte olan ülkelerde piyasa volatiliteleri azaldı ve carry trade performansı cazip hale geldi. TL’nin  son bir aydaki değerlenmesi:~ %4  Brezilya realinin ise: %6. 
   
2. Piyasa değerlemeleri:

Gelişmekte olan piyasaları destekleyen ikinci önemli dinamik gelişmiş ülke fiyat/kazanç oranlarının kriz öncesi ortalamalarına yakınsaması. S&P 500 ve Eurostoxx 50 endekslerinin 2014 yılı beklenen fiyat/kazanç oranları sırasıyla 15.6x  ve 13.5x (2004-2007 yılı ortalaması: S&P: 17.4x  Eurostoxx: 13.7x). Gelişmekte olan ülkelerdeki hisse başı kazanç oranları ise uzun vadeli ortalamalarına yakınsadı. Bu ekonomilerdeki değerleme seviyeleri,  muhafazakar bir  söylemle bile,  GOÜ’lere yönelik daha fazla satışı desteklemiyor.   

Türkiye açısından değerlendirildiğinde ise, bu global dinamik TCMB’nin fonlama faizindeki kısmi gevşemeleri destekliyor. Verim eğrisinin kısmi bir normalizasyonu bile (kısa vadeli faizlerin uzun vadeli faizlerin sınırlı  bir miktar altına gelmesi) hisse senedi piyasasını destekler nitelikte. 
   
Gelinen bu noktada, para politikasında görülen bu nüans değişikliği ile beraber, dolar/TL,  ilave bir şok olmadığı sürece bu seviyelerde istikrar kazanmış görünüyor.  Bu koşullarda, TL’de aşağı ya da yukarı yönlü majör bir değişiklik beklemiyoruz."

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)