E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaFED sonrası borsalar yeniden düşüşe mi geçiyor?---

FED sonrası borsalar yeniden düşüşe mi geçiyor?

FED sonrası borsalar yeniden düşüşe mi geçiyor?
07 Kasım 2022 - 11:47 borsagundem.com

FED Başkanı Powell’ın geçtiğimiz hafta yaptığı şahin açıklamalar yatırımcılarda soğuk duş etkisi yarattı. Beklentilerden daha uzun süre devam edecek yüksek faiz ortamı borsaları yeni bir dip yolculuğuna çıkarabilir

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell, faiz oranlarının daha da yükseleceğine ve daha önce beklenenden daha uzun süre yüksek kalacağına dair net bir sinyal gönderdi. Yatırımcılar, bunun yıl boyunca düşüşte olan borsalar için yeni bir dip anlamına gelip gelmediğini merak ediyor.

FED çarşamba günkü para politikası toplantısında faizleri dördüncü kez üst üste 75 baz puan yükseltti. Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre söz konusu faiz artışı piyasa beklentileriyle örtüştü ve borsalar kısa bir süreliğine ralli yaptı. Ancak FED Başkanı Powell’ın açıklamaları her şeyi değiştirdi. Beklenenden çok daha şahin açıklamalarda bulunan Powell sadece yarım saat süren borsa rallisini durdu. Aynı gün içerisinde hisse senetleri keskin bir şekilde düştü, ABD Hazinesi tahvil getirileri ve FED fonları vadelileri yükseldi.

Powell, düzenlediği basın toplantısında, faiz oranlarının yükseltilmesinde bir duraklama için "çok erken" olduğunu vurguladı ve nihai faiz artışı seviyesinin muhtemelen FED’in eylül ayında beklediklerinden daha yüksek olacağını söyledi.

Faiz artışlarına ilişkin piyasa beklentilerini hesaplayan CME FedWatch göstergesine göre piyasalar şu sıralarda FED’in 14 Aralık toplantısında 50 baz puanlık bir faiz artışı olasılığını %66’nın üzerinde bir oranla fiyatlandırıyor. Bu artış, FED faiz oranını %4,25 - %4,5 aralığında taşıyacak.

Ancak asıl büyük soru faiz oranlarının nihai yükseliş seviyesi olacak. Eylül ayı tahminlerinde FED yetkilileri nihai faz artışı seviyesinin %4,5 - %4,75 aralığında olacağını öngörüyordu. Ancak ekonomistler şimdilerde 2023 ortasına kadar nihai faiz oranının %5 olacağını tahmin ediyor.

MarketWatch’un haberine göre küresel yatırım danışmanlığı şirketi Crossmark’ın Baş Borsa Stratejisti Victoria Fernandez yüksek faizlerin borsalara etkisine dikkat çekerek, “FED faiz oranı yükseldikçe enflasyonun düşmeye başladığını görmezsek piyasanın tünelin sonundaki ışığı görebileceği ve bir dönüş yapmaya başlayabileceği noktaya da gelemiyoruz. Normalde bir ayı piyasasında FED faiz oranı enflasyon oranından daha yüksek olana kadar dibi bulamazsınız” ifadelerine yer verdi.

FED ayrıca ilk defa parasal politikalardaki kümülatif sıkılaşmanın ekonomiye olan gecikmeli etkisini kabul etti. Stratejistler para politikası kararlarının ekonomiye etkisinin genellikle 6 ila 18 ay aralığında görüldüğünü belirtiyor. FED ilk çeyrek puanlık faiz artışını mart ayında açıklamıştı. Bu da ekonominin söz konusu faiz artışının tüm etkilerinin bu yılın sonunda hissedilmeye başlanması gerektiğini gösteriyor. Geçtiğimiz hafta yapılan dördüncü 75 baz puanlık faiz artışının maksimum etkileri ise 2023’ün ağustos ayına kadar hissedilmeyecek.

BNY Mellon Yatırım Yönetimi ABD Makro Başkanı Sonia Meskin, “FED, bu yılın 3. çeyreğindeki sıkılaştırmanın finansal koşullar ve reel ekonomi üzerinde daha büyük bir etkisini görmek isterdi. Ancak yeterince bir etki gördüklerini sanmıyorum. Bununla birlikte istemsizce ekonomiyi öldürmek de istemiyorlar. Bu yüzden tempoyu yavaşlattıklarını düşünüyorum” dedi.

Yatırım danışmanlığı firması Frost Investment Advisors’ın Baş Yatırım Sorumlusu Mace McCain birincil hedefin faiz artışlarının işgücü piyasasındaki maksimum etkilerinin hissedilmesini beklemek olduğunu söyledi. Zira daha yüksek faiz oranları önce ev fiyatlarını yükseltir. Ardından daha fazla konut envanteri ve daha az inşaat oluşur. Bu da daha zayıf bir istihdam piyasası yaratır.

Ancak cuma günü yayınlanan ABD hükümet verileri ülkede sürpriz bir şekilde ekim ayında 261 bin yeni istihdam yaratıldığını gösterdi. Dow Jones anketleri ise 205 bin yeni istihdam bekliyordu. Söz konusu rakamlarda FED için cesaret verici olan tek gösterge ise ülkedeki işsizlik oranının %3,5’ten %3,7’ye yükselmesiydi.

Yatırımcıların karışık mesajlar veren istihdam raporunun gelecekteki FED faiz artırımları için ne anlama geldiğini değerlendirmeleriyle ABD hisse senetleri cuma günü dalgalı bir işlem seansında keskin bir şekilde yükseldi. Ancak haftalık bazda endeksler düşüşteydi. Hafta boyunca S&P 500 Endeksi %3,4, Dow Jones Endeksi %1,4 düştü. Teknoloji ağırlıklı Nasdaq Endeksinde ise haftalık düşüş %5,7’ye ulaştı.

Bazı analistler ve FED gözlemcileri, merkez bankasının finansal koşulları daha da sıkılaştırma çabalarının bir parçası olarak hisse senetlerinin zayıf kalmasını tercih edeceğini savunuyor. Yatırımcılarsa, FED’in ekonomideki talebi yok etmek ve enflasyonu bastırmak için ne kadar servet tahribatına tahammül edeceğini merak ediyor.

Crossmark’tan Fernandez, “Açıkçası, FED de hisse senedi piyasalarının tamamen çöktüğünü görmek istemiyor. Ancak çarşamba günkü basın toplantısında da görüldüğü üzre izledikleri asıl şey bu değil. Bence servetlerin bir miktar yıkılması konusunda bir sorunları yok” ifadelerine yer verdi.

BNY Mellon Yatırım Yönetimi’nden Meskin ekonominin ‘yumuşak iniş’ hedefine ulaşması için çok küçük bir ihtimal kaldığından endişeli. Makro ekonomi uzmanı, “FED kendi tahmininde nötr oranlarına ne kadar yaklaştırırsa, sıkı para politikasına girdiğimi bir dönemde her bir artışın etkisini değerlendirmek için sonraki artışları o kadar fazla kalibre etmek zorunda kalırlar” dedi.

Meskin, “Bu nedenle, er ya da geç, oranları daha küçük miktarlarda yükseltmeye başlayacaklarını söylüyorlar. Ancak piyasanın finansal koşulları gevşetecek şekilde tepki vermesini de istemiyorlar. Zira finansal koşulların gevşetilmesi enflasyonist olacaktır” açıklamasında bulundu.

Powell çarşamba günü yaptığı açıklamada, ekonominin resesyondan kurtulma şansının devam ettiğini, ancak fiyat baskılarının hafiflemesi yavaş olduğu için yumuşak bir iniş penceresinin daraldığını söyledi.

Bununla birlikte, Wall Street yatırımcıları ve stratejistler borsanın bir resesyonu tam olarak fiyatlayıp fiyatlamadığı konusunda bölünmüş durumdalar. Özellikle ileriye dönük bilanço beklentileri ve bilançosunu paylaşan S&P 500 şirketlerinin %85'inden fazlasının nispeten güçlü üçüncü çeyrek sonuçları paylaştığı göz önüne alındığında borsaların bir resesyon ortamını tam olarak yansıtmadığını söylemek de mümkün.

Meskin konuyla ilgili açıklamasında, “Bilanço beklentilerine ve piyasa fiyatlarına bakarsak, henüz önemli bir resesyonu gerçekten fiyatlamadığımızı düşünüyorum. Yatırımcılar hâlâ yumuşak inişe oldukça yüksek bir olasılık atıyorlar. Ancak çok yüksek enflasyon ve FED’in kendi tahminlerinin daha yüksek nihai faiz oranına hareket etmesinden kaynaklanan risk, sonuçta çok daha yüksek işsizliğe ve dolayısıyla çok daha düşük hisse değerlemelerine sahip olmamıza neden olabilir” ifadelerine yer verdi.

Altın mı, kripto mu? Güvenli liman hangisi?

 

Dolar/TL haftaya sınırlı yükselişle başladı

 

Küresel risk iştahında toparlanma çabası

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)