E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaAracı Kurum RaporlarıFaiz indirimlerine ara verilme ihtimali var---

Faiz indirimlerine ara verilme ihtimali var

Faiz indirimlerine ara verilme ihtimali var
05 Şubat 2020 - 09:17 borsagundem.com

QNB Finansbank Erkin Işık ve Deniz Çiçek tarafından hazırlanan günlük bültende şirketlerin döviz pozisyon açığının hala yüksek olduğu belirtiliyor.

Otomobil ve ticari araç satışları Ocak’ta yıllık bazda %89.8 oranında arttı. Son dönemde satışların hızlanma eğiliminde olduğu görülürken, toparlanma ağırlıklı olarak ithal araç satışlarından kaynaklanıyor.

Özel sektörün toplam döviz açık pozisyonunun Kasım 2019 itibariyle 30 milyar dolar ile 2010 yılından beri en düşük seviyeye gerilediğini hesaplıyoruz.

TCMB aylık fiyat gelişmeleri raporunda, enflasyon eğilim göstergelerinin bir miktar yükseldiğini söyledi.

İç talep güçlenirken otomobil satışları hızlanıyor Otomobil Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre, otomobil ve ticari araç satışları Ocak ayında yıllık bazda %89.8 oranında artarak 27.3 bin oldu. Yüksek artış kısmen baz etkisine bağlı olsa da, mevsim ve takvim etkilerinden arındırarak baktığımızda, son aylardaki eğilimin artış yönünde olduğu da görüyoruz.

Bu da hızlanan kredi büyümesi ve iyileşen öncü göstergelerle birlikte, ekonomik aktivitedeki iç talebe bağlı toparlanmayı teyit ediyor. Hatırlanacağı gibi 2018’de kur şokunun ardından, TL’deki değer kaybına bağlı fiyat artışı ve iç talepteki daralma otomobil satışlarında sert düşüşe yol açmıştı. 2018 sonunda getirilen geçici ÖTV indirimi otomobil satışlarında bir miktar toparlanma yarattıktan sonra, indirimin son bulmasıyla 2019 Temmuz ayında satışlar tekrar dip noktaya indi. Son aylarda taşıt kredilerinde hızlanmaya yol açan faiz indirimleri satışlarda belirgin bir toparlanmaya yol açtı. Toplam satışların mevcut seviyesi 2018 başlarına göre düşük olsa da eğilim yukarı yönlü görünüyor.

İthal-yerli ayrıntısında bakıldığında, son aylardaki toparlanmanın ağırlıklı olarak ithal araç satışlarından kaynaklandığı görülüyor.

Zaten kur şokunun da etkisiyle 2018’de yaşanan düşüş de daha çok bu araçları etkilemişti. TL’de belirgin bir reel değer kaybı olmazsa, önümüzdeki aylarda da iç talebin canlanması ithal araç satışlarını destekleyecektir. Son dönemdeki ticaret verileri, son aylarda ithalatın hızlandığını ve dış ticaret açığının genişlediğini göstermekteydi. (ayrıntılar için link) İç talep gelişmeleri, büyümedeki toparlanmaya paralel olarak cari dengenin bozulacağına dair görüşümüzle uyumlu seyrediyor. Bu doğrultuda, GSYH büyümesinin 2020’de %0.5’ten %4.6’ya hızlanacağı ve geçen seneyi sıfıra yakın bitiren cari dengenin bu sene GSYH’nin %2.2’si kadar açık vereceği yönündeki tahminlerimizi koruyoruz.

Özel sektörün döviz riski, 2010 yılından beri en düşük TCMB’nin dün açıkladığı şirketlerin döviz pozisyon açığı (döviz varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki fark) Kasım 2019’da, önceki aya göre 1.5 milyar dolar, 2018 sonuna göre de 29.0 milyar dolar gerileyerek 175.9 milyar dolar oldu.

2019 yılındaki düşüşte, döviz varlıklarındaki 11.7 milyar dolarlık artışın yanında yükümlülüklerdeki 17.3 milyar dolarlık düşüş etkili oldu. Bu dönemde yurtdışı kredilerdeki düşüş 1.8 milyar dolar ile sınırlı kalırken, yurtiçinden sağlanan döviz kredilerindeki düşüş 19.2 milyar dolar oldu. 2019’un 11 aylık döneminde bireylerin döviz varlıklarının da 25.7 milyar dolarlık belirgin bir artış göstererek 142.2 milyar dolara çıktığını görüyoruz.

Bankaların döviz pozisyonu ise 0.6 milyar dolarlık daha sınırlı bir artışla Kasım 2019 itibariyle 3.4 milyar dolar fazlaya işaret etmektedir. Şirketler, bireyler ve bankaların toplam döviz pozisyonunun toplamı olarak tanımladığımız, özel sektörün toplam döviz pozisyonu Kasım 2019 itibariyle hala 30 milyar dolarlık açığa işaret etmektedir. Yine de bu açık seviyesi, 2018 sonuna göre 45.6 milyar dolarlık belirgin bir düşüş göstermiş ve 2010 yılından beri en düşük seviyesine gelmiştir.

Ancak şirketlerin döviz pozisyon açığının hala yüksek olduğunu ve 2010 öncesinde özel sektörün toplam döviz pozisyon dengesinin 40 milyar dolar civarında fazlaya işaret ettiğini dikkate alırsak, özel sektörün toplamda bir süre daha döviz riskini azaltma eğilimi göstereceğini düşünüyoruz.

TCMB: Çekirdek enflasyon eğilimi bir miktar yükseldi Ocak ayında TÜFE %1.35 artmış ve böylece yıllık enflasyon önceki aya göre 0.4 puan artışla %12.2 olmuştu. Çekirdek C enflasyonu da 0.1 puanlık artışla %9.9’a çıkmıştı. Dünkü notumuzda çekirdek enflasyonun ana eğiliminde artış olduğunu, fiyatlama davranışları açısından belirleyici olan hizmet fiyatlarının eğiliminin 1.5 puanlık artışla %13 seviyesine yaklaştığını hesaplamıştık.

Ayrıca bunun alt gruplarında, konut piyasasındaki canlanma ile kira fiyat eğiliminin ve talep koşullarındaki iyileşme ile lokanta ve oteller fiyatlarındaki eğilimin yükselişe geçtiğini tespit etmiştik. (ayrıntılar için link) Hesabımıza uygun olarak, TCMB’nin dünkü fiyat gelişmeleri raporunda açıkladığı çekirdek B ve C enflasyonunun trend göstergeleri de bir miktar yükseliş gösterdi. Hizmet enflasyonun eğiliminin de tahminimize benzer bir artış gösterdiği görülüyor.

Temel mal grubu eğiliminin ise mobilya ürünlerindeki KDV indirimi nedeniyle düştüğü belirtildi. Vergi etkisi arındırılmış temel mal grubu eğiliminin ise hafifçe arttığı görülüyor.

Enflasyonun temel eğilimindeki yükselişin, Şubat PPK toplantısında faiz indirimlerine ara verilme ihtimalini arttırdığını düşünmeye devam ediyoruz.

Piyasalarda bugün Çin’deki Koronavirüs salgını sebebiyle zayıf seyreden risk iştahında sınırlı bir toparlanma oldu. ABD hisse senedi endeksleri yükselirken, oynaklık göstergesi VIX endeksi geriledi.

10 yıllık ABD devlet tahvil faizi de %1.54’ten %1.59’a yükseldi. Dolar benzerleri karşısında değerlenirken, EUR/USD dünkü 1.1060 seviyelerinden bu sabah 1.1035’e geldi. Son dönemde gerileyen Brent petrol fiyatı da yataya dönerek 54.6 dolardan son işlem gördü..

Türkiye açısından Suriye’deki gelişmeler de yakından izleniyor. TL üstündeki baskı küresel gelişmelere bağlı olarak biraz hafiflemiş görünse de döviz kurlarında kalıcı bir gerileme olmadı.

USD/TL öğleden sonra 5.9850 seviyesinden 5.97 civarına gevşedikten sonra, gece tekrar yukarı geldi ve bu sabah 5.9830’da başladı. 5 yıllık CDS primi hafifçe gerileyerek 240 baz puan olurken, 2 yıllık gösterge tahvil faizi önceki günkü %10.30 değerinde kaldı. Dün ayrıca, Hazine 14 aylık kuponsuz tahvil ihracında, ihale yoluyla (ortalama %10.18 bileşik faizle) 2.2 milyar TL, piyasa yapıcılardan 1.5 milyar TL ve kamu kurumlarından 0.65 milyar TL olmak üzere, toplam 4.4 milyar TL borçlandı.

Pazartesi günkü 4.6 milyar TL ile birlikte, bu haftaki toplam borçlanma 9 milyar TL’ye ulaştı. Hazine’nin borçlanma programına göre bu ay dört ihale daha var. Bu ay piyasadan 14.9 milyar
TL ve kamu kurumlarından 6.1 milyar TL olmak üzere toplam 21 milyar TL borçlanma planlanıyor.

Ancak piyasa şartları uygun olursa Hazine geçen aylarda olduğu gibi, hedefinin üzerinde borçlanmaya gidebilir.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • hasan05 Şubat 2020 09:53

    Faiz inidirimlerini kesersek enflasyon çıkar. Ne diyor reis faiz düşerse enflasyon düşer . İndir faizleri %5 e bak nasıl hop hop hopluyor ekonomi.