ESG çılgınlığında yatırımcılar yanıltılıyor

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Deniz tabanı madenciliği şirketi kendisini ekolojik bir haçlı seferi öncüsü olarak tanımlıyor. Şirketin planladığı değerleme ise 2,9 milyar dolar. Ancak okyanus bilimciler okyanus tabanında yaşayan canlıların habitatlarının zarar göreceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Gerard Barrın ilk kez deniz tabanında madencilik çalışmalarını denediğinde desteklediği şirket yarım milyar dolarlık yatırımcı parasını kaybetti, Güney Pasifik hükümetiyle ters düştü, hassas habitatlara zarar verdi ve iflas etti. Şimdi ise denemelerine küçük bir değişiklikle yeniden başladı: Barron yeni deniz tabanı madencilik girişimi olan The Metals Company’i (TMC) ekolojik olarak duyarlı yatırım trendinden fayda sağlamak adına ‘yeşil’ olarak tanımlıyor.

Wall Street Journal’ın haberine göre, TMC temmuz ayında şirketin halka arzı için yatırımcılardan 600 milyon dolar nakit topladı. Başarılı olduğu takdirde TMC’nin değeri 2,9 milyar dolara ulaşacak ve ABD’de geliri olmadan halka arz olan tüm madencilik şirketlerinden daha değerli hale gelecek.

Çıkaracağı madenlerin elektrikli araç bataryaları için hayati önem taşıdığını söyleyen Barron, “bunu büyük bir madencilik projesi olarak konumlandırarak hata ediyorduk” dedi. Açıklamasının devamında, “ancak bu şekilde bu sektörü bir gerçeklik haline getirecek desteği yatırımcılardan alamazdık” ifadesini kullandı.

Yeşil yatırımlar o kadar hızlı büyüdü ki yenilenebilir enerji, elektrikli araç ve benzeri ürünleri üreten güvenilir şirketler sınırlı sayıda ancak bu sınırlı sayıdaki şirketlere yönelen devasa miktarda yatırım var. Bazı para yöneticileri ise yatırımcıların fonlarını yönetirken ‘yeşil’ tanımını esnetiyor. Şimdi sürdürülebilir yatırımlara yönelen milyarlarca dolar, şüpheli ekolojik kriterleri olan ve bazı durumlarda devasa riskler taşıyan şirketlere akıyor.

Bunlar arasında Çin’in çöp yakma fırını, yakın zamanda emisyonları nedeniyle davalık olan hayvansal atık işleyici ve sürücüsüz kamyon teknolojisi şirketi de yer alıyor. Yatırım uzmanlarının ‘yeşil’ tanımını esnetmek için kullandığı yöntemlerden bir tanesi, yeşil ekonomiye yönelik ürün tedarik eden şirketlere destek vermek. Ancak bu şirketler yeşil ekonomi için gerekli ekipmanları sağlarken, çevreye zarar verebiliyor.

Geçtiğimiz yıl bir yatırım şirketi “sürdürülebilirliğe güçlü bağlılığı” olduğunu söylemesinin ardından Kaliforniya’da bulunan bir madencilik şirketiyle 1,5 milyar dolarlık değerlemeyle birleşti. Madenin geçmişinde çevresel sorunlar olsa da ve düşük seviyede radyoaktif uranyum atığını gömmek zorunda kalsa da şirket kendisini ‘doğa dostu’ olarak tanımlıyor. Bunun nedeni ise çıkarılan madenlerin elektrikli araç üretiminde kullanılması.

Bu tanım esnetme durumu aynı zamanda özel amaçlı satın alım şirketlerinde (SPAC) de görülüyor. borsagundem.com'un derlemesine göre, SPAC şirketleri Wall Street’in en popüler yatırım araçlarından bir tanesi. Kendisini yeşil olarak tanımlayan 45’in üzerinde SPAC şirketi neredeyse 15 milyar dolar yatırım çekmeyi başardı. SPAC şirketleri borsalarda yatırımcılardan destek alıyor ve var olan bir şirketi satın almak için arayışa geçiyor.

SPAC şirketleri genellikle hissedarlara, yapılan yatırımları iki yıl içinde değerlendirme sözü veriyor. Birleşme için şirket arayan bu kadar büyük paralarla birlikte, şirketler seçici olamıyor. Zaman zaman aynı şirket üzerinde birden fazla talip oluyor. TMC ile birleşmeyi hedefleyen SPAC şirketi Sustainable Opportunities Acquisiton Corp. (SOAC) 2020 yılında New York’ta halka arzını gerçekleştirdi ve TMC üzerinde karar kılmadan önce doksanın üzerinde şirketi inceledi.

Yatırım ortaklığı fonlarından ve diğer büyük yatırım araçlarından da oldukça fazla para geliyor. 2019 yılının başından bu yana birçok hisse yatırım ortaklığı fonları ve borsa yatırım fonlarında ESG (çevresel, toplumsal, yönetişim) kriterleri bulunuyor. Bu fonlar ise o dönemden bu yana yatırımcılardan 473 milyar dolar yatırım çekti. Goldman Sachs’ın derlediği verilere göre diğer hisse fonlarına ise yalnızca 103 milyar dolar yöneldi.

MSCI Direktörü Laura Nishikawa’ya göre yeşil şirketler söz konusu olduğunda yatırımcı talebini karşılamak için yeterli şirketin olmadığı görülüyor. Bunun karşılığında MSCI ekolojik yatırımlara yönelenler için şirketleri sıralamanın yeni yöntemlerini araştırıyor. Örneğin “kirli sektörlerde en yeşil şirketler” sıralaması değerlendiriliyor. Nishikawa, “bu eşikleri hangi seviyelerde tutacağınız konusunda pürist bir yaklaşım izlerseniz yatırım yapılamaz bir ortamla karşılaşırsınız” dedi.

Çinli şirket, kripto para madenciliği cihazlarının satışını durdurdu

Petrol OPEC+ öncesi yükselişte

ABD'de 1,2 trilyon dolarlık altyapı paketinde anlaşmaya varıldı

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.