E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemErmeni askerler köstebekler gibi saklanıyor---

Ermeni askerler köstebekler gibi saklanıyor

Ermeni askerler köstebekler gibi saklanıyor
22 Ekim 2020 - 15:54 borsagundem.com

Adım adım bozguna uğrayan Ermenistan ordusu yalnızca bir günde çok sayıda üst düzey komutanını kaybetti, Azerbaycan ordusu savaşın kırılma noktasına doğru ilerliyor.

Dağlık Karabağ savaşı birinci ayına doğru giderken Azerbaycan bir günde 22 köy ve kasabayı işgalden kurtardı, Ermenistan ordusu yine onlarca kayıp verdi. İşgal altındaki bölgenin siyasi lideri Harutyunyan'ın sosyal medya hesaplarından paylaştığı fotoğraf ve görüntüler gündemi değiştirdi.

İran sınırındaki son köyü geri alan Azerbaycan ordusu ile işgal altındaki Dağlık Karabağ milisleri arasında bölgede şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Sınırda çekilen video kaydında Azerbaycan ordusu tarafından füzelerin peş peşe ateşlendiği görülürken, İran tarafında çatışmayı izleyenlerin sevinç çığlıkları attığı duyuluyor.

Telegram hesabında yayınlanan görüntülerde öldürülen çok sayıda Ermenistan askerinin cesetlerinin cephe hattına dağıldığı göze çarpıyor. Son 24 saatte birçok üst düzey komutanın öldürüldüğü, bir tabur komutanının ise kaybolduğu bildiriliyor.

Azerbaycan askerlerinin Gubadlı'ya bağlı Bala Sultanlı kasabasasında çekilmiş görüntüleri, birliklerin Laçin koridoruna doğru ilerlediğini gösteriyor.

Ermenistan güçleri Gubadlı çevresinde bazı önemli tepe ve mevzilerden kayıp vererek geri çekildi, Hocavend çevresinde ise Ermenistan birliklerinin kendi karargahlarıyla bağlantısı kesildi.

Cephede paramparça olan Ermenistan ordusu yine sivillerin yaşadığı şehirlere balistik füzeler fırlattı. Resmi açıklamaya göre Siyezen, Gebele ve Kürdemir illerine füze ateşlendi.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, bugün yerel saatle 07.00 civarında Siyezen iline üç, saat 09.00 civarında Gebele iline iki, Kürdemir iline ise bir füze fırlatıldığını duyurdu.

Türk yapımı SİHA'ların saldırılarında neredeyse her şeyini kaybeden Ermenistan ordusu, elinde kalan birkaç adet OSA havunma sistemini meşe dallarıyla saklıyor.

Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermenilerden birinin aracının tepesine koyduğu Sovyetler Birliği yapımı Smerch roketinin fotoğrafı sosyal medyada paylaşıldı.

İşgal altındaki Dağlık Karabağ yönetiminin lideri Arayik Harutyunyan, Twitter hesabından paylaştığı mesajda cepheden yeni döndüğünü ileri sürüp "Herkesi silaha sarılmaya ve savaşa katılmaya çağırıyorum" dedi. Harutyunyan, cephedeki milislerin kendi hayatlarından geçtiğini de söyledi.

Harutyunyan Facebook hesabından ise kendisini cephe hattında gösteren birçok fotoğraf paylaştı, milislerine cesaret vermek için savaş alanına geldiği her seferde yenilenmiş bir direnç gördüğünü, zafere ulaşabileceklerini ileri sürdü.

Facebook'ta yer alan fotoğraflardan birinde ise, Harutyunyan'ın karargahta milis komutanlarıyla toplantı yaptığı görüldü. Toplantıdaki askerlerin ise yüzlerinden düşen bin parça.

27 Eylül'de başlayan çatışmaların durması için iki kez ateşkes ilan edilirken, Azerbaycan ordusu işgal altındaki bölgelerin yüzde 15'ten fazlasını kurtarmış durumda.

Diplomasi alanında ise iki ülkenin dışişleri bakanları Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la Moskova'da ayrı ayrı görüştü. Şimdi gözler, Washington'da Cuma günü Mike Pompeo ile gerçekleşecek randevuya çevrildi.

10 Ekim'deki ilk ateşkesi bizzat açıklayan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Dağlık Karabağ'daki ateşkesi gözlemlemek için Rus askeri birliklerinin yerleştirilebileceğini duyurdu.

Azerbaycan lideri İlham Aliyev ise, Moskova'nın teklifine ilk kez yanıt verdi. Aliyev, Dağlık Karabağ'a barış gücü konuşlandırılmasına karşı olmadıklarını ancak kendi şartlarını sunacaklarını söyledi. Azerbaycan lideri ayrıca, işgal altındaki bölgede yaşayan Ermenilerin kültürel özerklik sahibi olabileceğini de belirtti.

Savaşta özellikle silahlı insansız hava araçlarıyla Ermenistan'a büyük üstünlük kuran Azerbaycan ordusu, yeni tip kamikaze İHA'ların seri üretimine başladı. Yeni İHA'lara 'İti kovan' ismi verildi.

İşgal altındaki Dağlık Karabağ'ın başkenti Hankendi'den bildiren BBC Rusça muhabiri Marina Katayeva, bir hayalet şehirle karşılaştığını aktarıyor:

"Hankendi pazarında bir haftada neredeyse hiçbir şey değişmedi. Tezgahlarda iki haftadan fazla kalan ürünleri kimse satın almıyor ve bozuluyor. Fırından ise insanlar tek seferde 20-30 ekmek alıyor."

Muhabir Marina Kataeva, "Sokaklar boş, birkaç araba var, dükkanlar kapanıyor. Hankendi'de elektrik var ancak şehir sakinleri insansız hava araçlarının dikkatini çekeceğinden korkarak evlerinde ışıkları açmıyor" diyor.

Dağlık Karabağ'daki çatışmalar 27 Eylül Pazar günü sabah saatlerinde Ermenistan'ın ateşkes ihlaliyle başladı. Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyor. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımış değil.

Güney Kafkasya’da 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kapsayan Dağlık Karabağ (Yukarı Karabağ), Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki en büyük sorun olarak yıllardır çözüm bekliyor. Peki, ikisi de eski Sovyetler Birliği ülkesi olan Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun tarihçesi ne? 'Dağlık Karabağ' bölgesinin kelime kökeni birkaç farklı dilin karışımından oluşuyor. İsminin içinde bulunan birkaç dil bile, bölgenin tarih boyunca farklı kültürler arasındaki geçişkenliğe nasıl maruz kaldığını başlıbaşına gösterir nitelikte.

İngilizcesi Nagorny (ya da Nagorno) Karabakh. 'Nagorny' kelimesi Rusçada 'dağlık' (нагорный), anlamına geliyor. Azerbaycancada da, tıpkı Türkçe'deki gibi 'dağlık' anlamına gelen 'dağlıq' ya da 'yukarı' anlamına gelen 'yuxarı' kelimeleri ile anılıyor. Karabağ ise, Türkçe ve Farsçada ortak bir kelime olup, 'siyah bahçe' demek.

Azerbaycan ve Ermenistan’ın 1922’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne katılmasıyla Dağlık Karabağ, kabullenilmiş görünen, ancak Ermeniler tarafından benimsenmeyen bir yapıya evrildi. 1923’te Azerbaycan Cumhuriyeti’ne bağlı otonom bölge statüsü verilen Dağlık Karabağ'da, bölgede yaşayan etnik Ermenilerin, Azerbaycan yönetiminden duydukları rahatsızlığı zaman zaman gündeme getirmelerine rağmen, Sovyet sisteminin durma noktasına geldiği 1980’lerin sonuna kadar statüko korundu.

Sovyetler Birliği’nin son lideri Mihail Gorbaçov’un tıkanan sistemin önünü açmak için 1985’te başlattığı açıklık (glasnost) ve yeniden yapılanma (perestroika) süreciyle beraber, Kafkasya’nın bütün sorunlu alanları gibi Dağlık Karabağ da gün ışığına çıktı. Sovyet yönetiminin her geçen gün zayıflayan otoritesini değerlendiren Dağlık Karabağ Otonom Yönetimi, 1988’de Ermenistan Cumhuriyeti’ne bağlanmayı talep etti. Bu talep karşılık bulmazken Azerbaycan ile Ermenistan’ın 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmelerinin akabinde Dağlık Karabağ Ermenilerinin ayrılma girişimleri de yoğunlaştı.

Bu dönemde Karabağ'daki Azeri nüfusu zorunlu göçler nedeniyle yüzde 20'ye kadar düşmüştü. 10 Aralık 1991’de yapılan ve bölgede kalan Azerilerin boykot ettiği referandumda Ermeniler, Azerbaycan’dan ayrılmak için oy kullandı. Referandumun ardından Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı ilan edildi, ancak bu girişim uluslararası toplumda karşılık bulmadı. Ermenistan ordusunun desteklediği Dağlık Karabağ Ermenileri ile bölgede yaşayan Azeriler arasındaki gerilim, bağımsızlık ilanıyla gittikçe yükseldi. Çıkan çatışmalar, 1992’de Ermenistan ordusu ve Dağlık Karabağlı Ermeniler ile Azerbaycan ordusu arasında sıcak savaşa dönüştü.

Dağlık Karabağlı Ermeniler, savaş sonunda bölgenin tümünün kontrolünü ele geçirdikleri gibi komşu yedi bölgeyi (rayon) de işgal ettiler. Böylelikle Dağlık Karabağ ile Azerbaycan'ın doğrudan temas noktaları oldukça sınırlandı. Dağlık Karabağ sorunu akademik çevrelerde yıllardır 'donmuş çatışma' olarak nitelendiriliyordu. Aralıklarla devam eden çözüm müzakerelerine rağmen hem Dağlık Karabağ-Azerbaycan temas hattında hem de Azerbaycan-Ermenistan sınırında, karşılıklı ateşkes ihlalleri sık sık tekrarlanıyor. 2014'ün Ağustos ayında 20 yılın en kanlı çatışmaları yaşandı. Dağlık Karabağ sınırında iki gün süren çatışmalarda 13 Azerbaycan askeri yaşamını yitirdi. Ermenistan Savunma Bakanlığı da 20 askerinin öldüğünü açıkladı.

Yarım milyon mülteci Azerbaycan ve Ermenistan'a sığındı, yaklaşık bir milyon insan zorla yer değiştirmek zorunda kaldı. Dağlık Karabağ çatışmaları başlamadan önce varolan bazı kasaba ve köyler tamamen terk edildi ve harabeye döndü. Azerbaycan topraklarının yüzde 14’ünden fazlası halen işgal altında. Azeriler bölgenin tarihsel olarak kendi kontrolünde olduğunu ve dolayısıyla kendilerine ait olduğunu söylüyor; Ermeniler ise bölgede hep Ermenilerin yaşadığını ve Azeri yönetiminin gayrimeşru olduğunu savunuyor.

İç mesele olarak görüldüğünden dış müdahale konusunda diğer devletler gönülsüz davrandı. İhtilaf, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanması dolayısıyla 1992’den itibaren devletlerarası bir hale büründü. Azerbaycan’da savunma harcamaları 2003’ten bu yana her yıl yaklaşık yüzde 50 oranında arttı. 2012’de savunma harcamaları, Azerbaycan’ın toplam kamu harcamalarının beşte birini oluşturur hale geldi. Ermenistan da Rusya’nın yardımıyla cephaneliğini genişletti.

Tam sayılar net olarak bilinmemekle beraber, küçük yerleşimler ile Laçin ve Kelbecer’in nüfusunun toplamda yaklaşık 14 bin kişi olduğu sanılıyor. AGİT Minsk Grubu eş başkanlarına göre 2005 yılından bu yana nüfusta belirgin bir artış yok. Bölgeye yerleşen etnik Ermeniler altyapıya, ekonomik faaliyetlere ve kamu hizmetlerine kısıtlı bir erişime sahip. Birçoğunun kimlik belgeleri de eksik.

Sorunun en zayıf yeri 175 kilometre uzunluğundaki temas hattı. Mayın tarlalarıyla dolu bu hat, Birinci Dünya Savaşı siperlerini andırıyor. Temas hattına Ermeni tarafından 30 bin, Azerbaycan tarafından ise bu sayıdan biraz daha fazla asker konuşlandırılmış durumda. AGİT Minsk Grubu aracılığıyla yürütülen müzakereler zorlu geçiyor; zira liderler uzlaşıya yaklaşsa da ülkelerinde kamuoyunun isteklerini karşılayamama endişesiyle geri adım atıyor. Dağlık Karabağ Azerileri ve Ermenileri sürece etki edemiyor. Ermenistan ve Azerbaycan kamuoyunun süreç üzerinde, bölgenin yerlilerinden daha çok etkisi var.

Minsk Grubu eş başkanlarının sözcüsü ya da medya sekreteri yok. Bu nedenle de görüşmeler medyada az yer alıyor. Rusya, önceden Ermenistan’a yakın bir pozisyon almışken, artık Azerbaycan’a ve Ermenistan’a eşit uzaklıkta durmayı tercih ediyor. Bu strateji Ağustos 2008’de Gürcistan’la yaşanan savaşın ardından güçlendi. Stratejik öncelik Gürcistan’ın tecrit edilmesi haline dönüştü. Dağlık Karabağ Sorunu ABD için, Orta Doğu’daki çatışmalardan daha az öneme sahip. Kongre’deki Ermeni lobisi, Hazar Denizi Havzası enerji güvenliği, ‘terörle mücadele’ ve Afganistan’a uçuşlarda Azerbaycan hava sahasını kullanabilmesi ABD için öncelikli konular.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (4)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Hadsizsin sen22 Ekim 2020 20:22

    Adın gibi yaşa. Ama adam gibi bitsin.

  • serok agopyan22 Ekim 2020 19:44

    yiğit ermeni askerleri bu savaşın galibi olucaktır.karabağda barış azerbaycan ordusunun geri çekilmesiyle mümkündür yada dost rus birlikleri karabağa yerleşsin tampon vazifesi eylesin bu iş de tatlıya bağlansın.

  • Sinan Özdemir 23 Ekim 2020 01:03

    Burada vıdı vıdı edeceğine git Ermeni ordusuna katıl sende Azerbaycan'ın kurşunlarından nasibini al. Bak bakalım Karabağ kimin olacak görürsün. Buradan atıp tutmayla olmuyor dığa. Seninki bir temenni, benimki ise gerçekler...IĞDIR'LI AZERBAYCAN TÜRKÜ

  • Cano22 Ekim 2020 20:51

    Bence sen bu ismi bir yerden buldun provakasyon yapıyorsun, geçen haftalarda da aynı şeyi yazdın, boş konuşuyorsun .