E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiEkonomistler, Merkez'e sordular...---

Ekonomistler, Merkez'e sordular...

Ekonomistler, Merkez'e sordular...
30 Ocak 2020 - 13:32 borsagundem.com

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, yeni tip koronavirüs salgınının piyasalara etkileri konusunda değerlendirme yapmanın henüz çok erken olduğunu belirterek, "Bu durumun nereye evrileceğiyle ilgili ciddi belirsizlikler var" dedi.

Uysal, Enflasyon Raporu 2020-I Bilgilendirme Toplantısı'nda ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yeni tip koronavirüs salgınının piyasalar üzerindeki etkisinin sorulması üzerine Uysal, "Dünyanın en önemli ekonomilerinden Çin üzerinde bu durum yayılmaya ve büyümeye devam ederse, tabii ki büyüme rakamları üzerinde ciddi etkisi beklenir. Ticaret ve emtia fiyatları üzerinde etkileri olabilir. İlk olarak piyasalarda riskten kaçış ve risk algılamasının artması yönünde etki yarattı bununla birlikte de petrol fiyatlarında aşağı yönlü baskıya neden oldu. Bu durumun nereye evrileceğiyle ilgili ciddi belirsizlikler var. Olayın başlangıcından bu yana geçmişte yaşanan benzer durumlarda küresel ekonomi nasıl etkilenmiş takip ettik. Gerektiğinde elimizdeki tüm araçlarla adım atma imkanımız var." diye konuştu.

Uysal, söz konusu gelişmenin Türkiye'ye etkilerinin petrol fiyatları baskılanmaya devam ederse pozitif gözüktüğünü ama ticaret ve sermaye bakımından negatif durumla da karşılaşılabileceğini kaydetti.

TCMB: 2019'da enflasyon düştü çünkü...

"Bu yıl için gıda enflasyonu tahminimizi yüzde 11 seviyesinde koruduk"

Gıda fiyatlarındaki enflasyon beklentisine yönelik soruya Uysal, "Tarım ve Kredi Kooperatiflerinin bir mağazalaşma eğilimleri var. Bunun işlenmiş gıda fiyatları üzerinde pozitif bir etkisi görünebilir ama henüz somutlaşmış bir veri elimizde yok. Geçtiğimiz yılın genelinde işlenmemiş gıda fiyatlarında pozitif gelişme yaşanmıştı. Sadece son çeyrekte durum farklıydı. Fakat biz o hareketlenmenin geçici olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla da bu yıl için gıda enflasyonu tahminimizi yüzde 11 seviyesinde koruduk." ifadelerini kullandı.

Uysal, gıdadaki fire oranlarına ilişkin veri ve çalışmalarının bulunduğunu belirterek, "Yüzde 20'lere 30'lara varan fire oranları konuşuluyordu ancak son 2-3 yılda bu konuda ciddi önlemler alındı. Soğuk zincir ve gıda ürünlerinin taşınması noktasında önemli tedbirler alındı. Buradaki fire oranlarının da daha düşük seviyeye gelmesini bekliyoruz." dedi. 

Reel getirinin koşullara göre değişebilen oldukça dinamik bir kavram olduğunu vurgulayan Uysal, "Geçen yıl boyunca gerçekleşen reel faiz oldukça yüksek oldu. Gelişmiş ülkelerdeki nötr faiz oranlarının da aşağıya geldiğini görüyoruz. Enflasyon görünümü ve yıl sonu beklentilerimize baktığımızda reel getiride pozitif taraftayız. Türk lirası son dönemde yaşanan gelişmelerden sonra dış şoklara karşı daha dirençli hale geldi." diye konuştu.

Uysal, reel sektör borçlarına da değinerek, "Döviz borçluluğunun azaldığını ve dış dengede iyileşme olduğunu görüyoruz. Cari dengede belirgin bir iyileşme oldu ve reel kurun da düşük seviyesi dikkate alındığında bu gayet normal. Dolarizasyondaki mevcut seviye yüksek olmakla birlikte 2019 Mayıs'ına göre toplam döviz mevduatlarının gördüğümüz en yüksek yüzde 56'lar seviyesinden yüzde 51'lere geldiğini görüyoruz. Tüm gelişmelere rağmen mevcut seviyelerin de yüksek olduğunu söylemek lazım" değerlendirmesinde bulundu.

TCMB Başkanı Uysal, enflasyondaki düşüşün devamı, beklentilerdeki iyileşmeyle ve risk primlerindeki düşüşle dolarizasyondaki azalışın zamana yayılarak gerçekleşmesini beklediklerini aktardı.

Merkez Bankası enflasyon tahminini değiştirmedi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, "Merkez Bankasının nominal ya da reel kur seviye hedefi bulunmamaktadır ama döviz kurunda istikrarı önemsiyoruz." dedi.

TCMB Başkanı Uysal, geçen yıl belirsizlik algılamasının ve dalgalanmaların fazla olduğunu ve bu nedenle dolarizasyonun yüksek seyrettiğine işaret etti.

Geçen yılın haziran ayı sonu itibarıyla Türk lirası mevduatlarda yüzde 20-21 artış görülürken yabancı para mevduatlardaki yükselişin yüzde 5 düzeyinde kaldığını vurgulayan Uysal, "Burada kritik olan enflasyon bekleyişindeki iyileşme, risk primindeki azalma, küresel koşulların sağladığı pozitif hava da dolarizasyonda zamana yayılan iyileşme tahminimizi güçlendiriyor." dedi.

Uysal, altın hesaplarına ilişkin soru üzerine, zorunlu karşılıklar ve rezerv opsiyon mekanizmasında bankaların altın tutma imkanını bir miktar azalttıklarını söyledi.

Buna karşılık, altın tasarruflarının ekonomiye kazandırılması için hurdadan ve işlenmiş altından gelen zorunlu karşılık tutma oranını da yüzde 10'dan yüzde 15'e çıkarttıklarını anımsatan Uysal, bankaların da bunu kısa süre içinde kullanmaya başladığını kaydetti.

Altının yatırımcılar açısından son dönemde tercih edilen bir enstrüman olmaya başladığına dikkati çeken Uysal, "Merkez bankaları açısından da rezerv çeşitlendirmesi anlamında altının önemi giderek artıyor. Merkez Bankası olarak toplam rezervlerdeki altın kompozisyonunu bu çerçevede değerlendirip gerekli adımları atıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Dış dengede sağlanan kazanımlar fiyat ve finansal istikrar açısından önemli" 

Uysal, rekabetçi kura yönelik soru üzerine, "Merkez Bankasının nominal ya da reel kur seviye hedefi bulunmamaktadır ama döviz kurunda istikrarı önemsiyoruz." dedi.

Döviz kurundaki istikrarın enflasyon beklentilerindeki iyileşmeyle birlikte önemli katkı sunduğunun altını çizen Uysal, bunun da 2019 yılında görüldüğünü söyledi. Geçen dönemlerle kıyaslandığında ortalama reel kurun 100-120'ler civarında iken gelinen nokta itibarıyla 75-76'lar seviyelerine gerilediğini ifade eden Uysal, "İhracat ve ithalat gelişmelerine baktığımızda mevcut düzeylerin rekabetçi olduğunun tespitini yapıyoruz." dedi.

Uysal, dış dengede sağlanan kazanımların fiyat ve finansal istikrar açısından önemli olduğunu ve bunun sürdürülebilir olmasını arzu ettiklerini dile getirdi. Dış dengedeki kazanımların sürdürülmesinin enflasyon tarafında kolaylık sağladığını vurgulayan Uysal, bütün bunları dikkate alarak para politikası duruşunu, fiyat ve finansal istikrarı hedefleri doğrultusunda şekillendirmeye devam edeceklerini kaydetti.

"Gerektiğinde elimizdeki makro ihtiyati araçlarda da gerekli düzenlemeleri yapma imkanımız var"

Uysal, kredilerdeki hızlanma ve gelecek dönem beklentilerine yönelik soru üzerine de kredi büyümesinin son dönemde iyileştiğine dikkati çekti.

Öncelikle tüketici kredilerinde başlayan hızlanmaya işaret eden Uysal, "Attığımız faiz adımlarının etkisiyle aktarım mekanizmasının fiyatlara tam anlamıyla birebir yansıdığını söyleyebilirim. Finansal koşullarda gevşetici bir etkisi oldu. Para politikasının kredi büyümesinde canlanmayı ve hareketlendirmeyi başlatan bir etkisi oldu. Bu, ilk etapta hane halkı tarafında başladı. Özellikle hane halkının düşük borçluluk düzeyi, bununla birlikte ertelenmiş talebi de dikkate aldığımızda ihtiyaç kredisi tarafında ciddi bir kredi ivmelenmesi oldu." diye konuştu.

Uysal, son dönemde konut kredisine ilişkin kampanyalar gerçekleştirildiğini, bunların da canlanmayı destekleyen unsurlar olduğunu vurguladı.

Bireysel tarafta başlayan bu hareketlenmenin ağırlıklı Türk lirası krediler olmak üzere ticari tarafa da yansımaya başladığını dile getiren Uysal, şunları kaydetti:

"Yabancı para kredilerde zayıflık devam ediyor çünkü yatırımlar henüz tam olarak toparlanmış değil. Firmaların kur riski konusundaki hassasiyetleri bir miktar orada daha durağan seyre sebep oluyor. Gidişat 2020 yılı için Türk lirası kredilerde yüzde 20'ler civarında, yabancı kredilerde yatay bir seyir ve toplamda yüzde 15'in üzerinde büyümeye işaret ediyor. Bu, aslında hem büyüme hem de enflasyon öngörülerimizle uyumlu. Kredi büyümesindeki kompozisyonu yakından takip ediyoruz. İhtiyaç kredilerindeki hızlı büyümeyi yakından gözlemliyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde bunlar zaman zaman enflasyon ve cari açık üzerinde baskı yaratacak noktaya gelmişti.

Gerektiğinde elimizdeki makro ihtiyati araçlarda da gerekli düzenlemeleri yapma imkanımız var."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, bankanın 2020 yılı adımlarının zamanının ve boyutunun gelen verilere ve enflasyon görünümündeki gelişmelere göre belirleneceğini belirterek, "Kararlarımızı verilere ve enflasyondaki gelişmelere göre alıyoruz." dedi.

Döviz kurundaki istikrarlı seyrin 2020 yılı içinde de devam etmesini beklediklerini ifade eden Uysal, enflasyon tahminlerinde büyük ölçüde bunun da etkisinin olduğunu söyledi.

Uysal, beklenmedik koşullarda, olası dış şoklarda Merkez Bankası olarak kurdaki istikrarı sağlayıcı tedbirleri alma imkanlarının olduğunu bildirdi.

Para ve kur politikası çerçevesinde yapılan değişiklikle toplam tahvil portföylerini analitik bilançonun yüzde 5'i oranında belirleyeceklerini daha önce açıkladıklarını hatırlaran Uysal, şöyle konuştu:

"Geçmiş yıllarda bu tarz uygulamalar vardı. Merkez Bankasının para politikasındaki operasyonel çerçevede esnekliğini artırabilmek için belli bir tahvil portföyüne ihtiyacı var. Önümüzdeki dönemde de piyasa likiditesinin değişme durumuna karşı elimizde belli miktarda tahvil bulundurmak durumundayız. Halihazırda portföyümüzde tahvil var. İtfa olanların yerine yeni portföylerimizi koymamız gerekiyor. İtfa takvimimize göre alımlarımızı piyasayla iletişim içinde devam ettiriyoruz. Toplamda yıl sonunda 32-33 milyar liralık bir rakama denk geliyor." 

"Rezervlerimizi artırma stratejimiz devam ediyor"

Murat Uysal, avro tahvillerde yabancı yatırımcının payının düşük olmasına ilişkin soru üzerine, "Bu bizde bir kırılganlık yaratmadı. Tam tersi, portföy girişlerine bir alanımız olduğuna işaret ediyor. Son dönemde risk primindeki iyileşmeyi görüyoruz. Avro tahvillerin getirilerinde ciddi bir aşağı geliş gördük. Aslında bu Türkiye'de risk priminin aşağıya geldiğini gösteriyor." ifadelerini kullandı. 

Merkez Bankası rezervlerinin durumunun sorulması üzerine de Uysal, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Merkez Bankası olarak rezervlerimizi piyasa koşulları el verdiği ölçüde artırma stratejimiz devam ediyor. Mevcut duruma baktığımızda rezervlerimiz 104-105 milyar dolar seviyesinde seyrediyor. Şu an rahat hissettiğimiz bir konumdayız ama bu bizim için yeterli değil. Rezervlerimizi artırma adımlarımız devam edecek. Kamu bankalarının işlemlerine baktığımızda, diğer bankalarda olduğu gibi BDDK'nin belirlediği pozisyon limitleri çerçevesinde işlemlerini yapıyor. Bunu bir döviz pozisyon yönetimi kapsamında yapıyorlar. Zaman zaman kamu bankalarının pozisyon almalarında ciddi değişimler görüyoruz. Sadece kamu bankalarında değil, özel bankalarda da görüyoruz. Kamu bankaları bazı dönemlerde daha aktif gözüküyorlar. Bu durum 2020 yılı içinde de devam edebilir. Tamamen kendi döviz pozisyon yönetimi kapsamındadır. Döviz kuru istikrarı, iktisadi temellerden belirgin bir sapma olmaması, aşırı oynaklık yaşanmaması ve aşırı oynaklığa izin verilmemesi bizim için önemlidir. Aksi takdirde bunun enflasyon üzerinde kalıcı etkileri olabilir. Diğer taraftan finansal istikrarı tehdit edebilir. Biz bunları gözetiyoruz. Gerektiğinde Merkez Bankası elindeki araçları kullanabilir. Rezervler ve likidite yönetimi konusunda diğer merkez bankalarının uygulamalarını dikkate aldığımızda yeterince şeffaf ve bilgilendirici olduğumuzu söyleyebilirim."

"Yıl sonu enflasyon hedefimize odaklanmış durumdayız"

Merkez Bankasının bağımsızlığı ve faiz kararlarının alınması süreçlerine ilişkin soru üzerine Uysal, geçen yılın temmuz ayından bu yana yaptıkları iletişimde, para politikası duruşunu, enflasyondaki görünümü ve veri odaklı bir yaklaşımı esas alarak hareket ettiklerini bildirdi.  

2019 yılı içindeki uygulamalarının da bunu gösterdiğini vurgulayan Uysal, "2020 yılındaki adımlarımızın zamanı ve boyutu da aynı şekilde gelen verilere ve enflasyon görünümündeki gelişmelere göre belirlenecektir. Kararlarımızı verilere ve enflasyondaki gelişmelere göre alıyoruz. Yıl sonu enflasyon hedefimize odaklanmış durumdayız. Bunu gerçekleştirmek için elimizdeki tüm araçları kullanacağız." diye konuştu.

Vergi ayarlamaları

Son dönemde yapılan vergi ayarlamalarına yönelik soru üzerine Uysal, şöyle konuştu:

"Alkol ve tütün ürünlerindeki otomatik vergi ayarlanmasının ertelenmesi, mobilya ürünlerinde bir miktar KDV düşüşü ve akaryakıt ürünlerindeki eşel mobil uygulaması enflasyon görünümünü olumlu yönde etkiledi. Yeni Ekonomik Program ile uyumlu biçimde bunlar gerçekleşti. 2020 tahminlerimiz mali ve para politikası koordinasyonunun güçlü şekilde devam etmesidir. Önceki yıllarla kıyaslanınca enflasyon üzerinde 2019'da bir miktar daha yüksek etki vardı ama 2020 için enflasyon tahminlerimizin sıralı da olsa bir miktar daha aşağıya yönlü gerçekleşmesini bekliyoruz."

Uysal, enflasyon görünümündeki iyileşme, döviz kurundaki istikrarlı seyir, ithalat ve işlenmemiş gıda fiyatlarının 2019 yılında manevra alanı oluşturduğuna işaret ederek, "Şu an finansal koşullar kredileri ve iktisadi faaliyetleri destekleyici konumda. Politika duruşumuz da hedeflenen dezenflasyon politikasıyla uyumlu. Bundan sonraki adımlarımız tabii ki verilere ve enflasyon görünümündeki gelişmelere dayalı olacak. Temkinli duruşumuzu koruyoruz. Yıl sonu enflasyon görünümüne odaklı bir şekilde bundan sonraki adımlar ve para politikası duruşu belirlenecek." değerlendirmesinde bulundu.

"Merkez Bankasının kar hedefi yok"

Swap işlemleri kanalıyla farklı becerilere sahip olduklarına dikkati çeken Uysal, şunları söyledi: 

"Döviz-Türk lirası, altın-Türk lirası, döviz-altın swap işlemleri ve döviz altın ihalelerimiz var. Bunlar günlük veri yayınlama kanalıyla piyasaya açık şekilde ilan ediliyor. Borsa İstanbul üzerinden gerçekleştirdiğimiz swaplar var, ortalama vadesi 2 hafta. Buradaki yaptığımız işlemlerin vade, maliyet ve getirilerinin para politikaları seviyemizde uyumlu bir şekilde gerçekleştiğini söylemiştik. Son durum itibarıyla uluslararası rezervler ve dövize baktığımızda, diğer merkez bankalarıyla yaptığımız swap işlemlerini hariç tutarsak o tabloda görünen ihale yoluyla yaptığımız swap işlemleri ve Borsa İstanbul üzerinden yaptığımız işlemler görünüyor."

Murat Uysal, değerleme hesabının işleyişine ilişkin de "Merkez Bankasının aktifindeki hatta pasifindeki döviz cinsi varlıklar veya efektifler ya da altın cinsi farklıkların değerlemesinden piyasadaki fiyat değişiminden kaynaklanan değişimler gerçekleşiyor. Bu hesap içinde aslında biz döviz rezervi tutuyoruz, bunun kompozisyonu farklı döviz cinslerinden veya değerli metal altın cinslerinden. Buradaki fiyat değişimleri değerleme hesabında dinamik şekilde değişimlere neden oluyor." dedi.

Merkez Bankasının herhangi bir kar hedefinin bulunmadığını belirten Uysal, şunları kaydetti:

"Değerleme hesabından yapılan piyasa işlemleri rezerv yönetimine yönelik işlemler. Bizim normal piyasalarda yaptığımız swap işlemleri ve diğer işlemler ile bunlardan oluşan gerçekleşmelerden bir sonuç ortaya çıkıyor. Yoksa hedeflenen bir şekilde değil. Değerleme hesabının akışıyla ilgili olağanüstü durum yok."

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, Merkez Bankasını taşınma konusunun uzun zamandır gündemlerinde olduğunu belirterek, "Bazı birimlerimizi önden İstanbul'daki bir binaya taşıyoruz." dedi.

TCMB Başkanı Uysal, mevcut para politikalarının görülecek değişikliklere karşı gerekli esnekliği sağlayan bir yapıda oluşturulduğuna dikkati çekti.

Merkez Bankasını taşınma konusunun uzun zamandır gündemlerinde olduğunu anlatan Uysal, "İstanbul Finans Merkezi kapsamında yerimiz var, bina çalışmaları da başladı. Bu bir süreç. Bazı birimlerimizi önden İstanbul'daki bir binaya taşıyoruz." ifadelerini kullandı.

Kısa vadeli faizlerin dalgalanmasıyla Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı'nda (TLREF) değişimler görülebildiğine değinen Uysal, "Bu durumun zaten para politikası çerçevesinde olağan bir şey olduğunu yatırımcılar ve piyasa katılımcıları biliyor. Biz TLREF'e endeksli ürünlere bir negatif bakış olacağını düşünmüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Uysal, önümüzdeki dönemde TLREF'e endeksli ihraçların ve diğer enstrümanların yaygınlaşarak artacağını, piyasalardaki derinliğe katkı sağlayacağını düşündüklerini aktardı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) son yaptığı düzenlemeyle bir haftanın altındaki vadede Türk lirası satım işlemlerini sınırlandırdığı anımsatan Uysal, finansal istikrar açısından bunu olumlu bulduklarını dile getirdi. Uysal, "Bankalarımızın likidite yönetimindeki ihtiyacını karşılamak üzere swap ihaleleri açtık. Gerektiğinde bu işlemleri tekrar açabilme imkanımız var." diye konuştu.

Uysal, son dönemde yabancı para zorunlu karşılık oranlarında kademeli olarak atışa gittiklerini, bankaların döviz likiditelerinin de buna elverişli olduğunu ifade ederek bu adımların dolarizasyonun cazibesini azaltma amaçlı olduğunu vurguladı.

"Teşviklerden yararlanan banka sayısının artmasını öngörüyoruz"

Belirli şartları sağlamaları durumunda bankaların uygulamaya koydukları zorunlu karşılık teşviklerinden yararlanabileceklerine dikkati çeken Uysal, "Bu kapsamda yaklaşık 6 banka teşviklerden yararlandı. Gelecek dönemde baz etkisiyle de banka sayısında artış öngörüyoruz. Bu alanda ihtiyaç gördüğümüzde ek adımlar atabilme imkanımız var." dedi.

TCMB Başkanı Uysal, bir soru üzerine "Elazığ depreminin ekonomi üzerindeki etkilerinin sınırlı ve bölgesel olmasını bekliyoruz." diye konuştu.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)