E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasa'Dünya Yatırımcı Haftası' gong töreniyle başladı---

'Dünya Yatırımcı Haftası' gong töreniyle başladı

'Dünya Yatırımcı Haftası' gong töreniyle başladı
01 Ekim 2019 - 13:05 borsagundem.com

Her yıl ekim ayının ilk haftası gerçekleştirilen "Dünya Yatırımcı Haftası"nın gong töreni Borsa İstanbul'da gerçekleştirildi.

SPK ve Türkiye Sermaye Piyasası Birliği’nin (TSPB) üyesi olduğu Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü (IOSCO) tarafından her yıl ekim ayının ilk haftası gerçekleştirilen “Dünya Yatırımcı Haftası”, Borsa İstanbul’da gong töreniyle başladı. 

SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erişah Arıcan, Borsa İstanbul Genel Müdür Vekili Mehmet Gönen ve TSPB Başkanı Erhan Topaç'ın katılımıyla Borsa İstanbul'da gong, “Dünya Yatırımcı Haftası" için çaldı. 

Gong töreninde konuşan SPK Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, IOSCO çatısı altında organize edilen bu projenin temel amacının, yatırımcıların eğitimi ve korunması konularındaki farkındalığı arttırmak olduğunu söyledi. 

Bu iki kavramın Türkiye sermaye piyasalarının gelişimi için de oldukça önemli olduğunu ifade eden Taşkesenlioğlu, şunları kaydetti:

“Çünkü hepimizin bildiği gibi, ülkemizdeki tasarruf eksikliği sorununun yanında Türkiye sermaye piyasalarının öncelikli meselesi gerçek ve tüzel kişilerin biriktirmiş olduğu mevcut tasarrufların sermaye piyasalarında istenilen seviyede değerlendirilmiyor oluşudur. Yurt içi yerleşiklerin mevduat ve pay senetleri tercihleri incelendiğinde bu durum net bir şekilde görülmektedir. 2019’un 6’ncı ayı itibarıyla yurt içi yerleşiklerin TL mevduat ve döviz tevdiat hesapları toplamı 2,1 trilyon TL iken, bu kişilerin sahip olduğu pay senetleri 119,1 milyar TL seviyesinde kalmıştır. Rakamlar, yıllardır tasarruf ederek muhafazakar bir şekilde 2 trilyon TL’nin üzerinde mevduat biriktirmiş kişilerin ikna olmaları ve güven duymaları halinde sermaye piyasaları için önemli bir müşteri potansiyeli olduğunu ortaya koymaktadır.”

Taşkesenlioğlu, bu dönüşümün sağlanabilmesi için yatırımcıların ilk olarak sermaye piyasalarını tam ve doğru bir şekilde tanımaları, sonrasında da güvenmeleri gerektiğini aktararak, “Dünya Yatırımcı Haftası da bu iki ihtiyaç üzerine kurgulanmıştır; yatırımcıların eğitimi ve korunması... Sektörün tüm paydaşlarının tasarruf sahiplerini sermaye piyasaları hakkında bilgilendirmek için çalıştıklarının farkındayız.” dedi. 

"Dünya genelinde 1,7 milyar yetişkin finansal erişime sahip değil"
Özellikle finansal okuryazarlık kavramı ile ön plana çıkartılan bu çabayı, SPK olarak baştan beri desteklediklerini ve desteklemeye devam ettiklerini bildiren Taşkesenlioğlu, bunun en güncel örneği olarak da Takasbank iş birliği ile kurumsal yatırımcıların temsilcisi olan Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği’nin öğrenciler için düzenlediği “Üniversiteli Fon Sepetim Yarışması”nın gösterilebileceğini kaydetti.

Taşkesenlioğlu, bu konuda daha alınması gereken önemli bir yol olduğunun da farkında olduklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Finansal okuryazarlığın ilk aşaması olarak nitelendirebileceğimiz finansal erişim, herhangi bir finansal kurumda bir hesap sahibi olunması olarak tanımlanmaktadır. Dünya Bankası tarafından finansal erişimi ölçmeye dönük 140’tan fazla ülkede her 3 yılda bir yapılan Global Findex Çalışması'nın 2017 yılı sonuçlarına göre, dünya genelinde 1,7 milyar yetişkin finansal erişime sahip değildir. 2014-2017 arasında 515 milyondan fazla 15 yaş üstü yetişkin, finansal erişim imkanına sahip olmuştur. 2017 yılı itibarıyla küresel olarak yetişkinlerin finansal erişim oranı yüzde 69 olup gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 94, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 63’tür. Ülkemizde ise söz konusu oran 2011 yılında yüzde 58 iken, 2017 sonunda yüzde 70’e çıkmıştır.”

Türkiye’de erkeklerde yüzde 83 olan bu oranın kadınlarda yalnızca yüzde 44 olup gelişmekte olan ülkelere göre oldukça aşağıda bulunduğuna işaret eden Taşkesenlioğlu, “Ülkemizde finansal erişime sahip olmayanların gerekçeleri, yüzde 65 oranla aileden birinin hesap sahibi olması, yüzde 36 oranla yeterli parasının olmaması ve yüzde 23 oranla finansal kuruluşlara güvenilmemesidir. Bu son gerekçe, bize bireylerin finansal erişime ulaşmasında, ülkedeki finansal kuruluşlara duyulan güvenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir.” diye konuştu. 

“Öncelikle yatırımcıların vade algısının değişmesi gerekmektedir”
Ali Fuat Taşkesenlioğlu, tasarruf sahiplerinin korunması ve sermaye piyasalarına olan güvenlerinin arttırılmasının iki farklı açıdan değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Çünkü bir yandan izinsiz sermaye piyasası faaliyetleri, piyasa bozucu eylemler ya da piyasa dolandırıcılığı gibi olaylar yatırımcıların zarar görmesine ve piyasaya olan güvenlerinin zedelenmesine neden olmaktadır. Ancak bu tarz işlemler, kurulumuz ve Borsa İstanbul tarafından yakından takip edilmekte ve en kısa sürede gerekli yaptırımlar uygulanmaktadır. Fakat diğer yandan, birçok tasarruf sahibi sermaye piyasalarının olağan akışı içerisinde de zarar gördüklerini düşünmekte ve piyasaya olan güvenleri azalmaktadır. Böylesi tepkilerle karşılaşılmasının en önemli nedenlerinden birisi ise yatırımcıların finansal okuryazarlık düzeyinin beklenen seviyede olmamasıdır.”

Bu durumun yatırım vadesi kavramına işaret ettiğini aktaran Taşkesenlioğlu, “Sadece sermaye piyasalarında değil, Türkiye’de mevduat yatırımcıları da oldukça kısa vadeli yatırımları tercih etmektedirler. Yatırım vadeleri bu durumdayken, yatırımcılara borsanın daha iyi kazançlar sunabileceğini anlatmak anlamlı ve doğru olmayacaktır.” dedi. 

Yatırımcıların getirinin nerede olduğunu çok iyi takip edebildiğini ve yatırım vadelerine göre en iyi enstrümana kolaylıkla uyum sağlayabildiğini ifade eden Taşkesenlioğlu, “Örneğin, geçtiğimiz aylarda ters repo faizlerinin mevduatın üzerine çıkması sonucu bu piyasaya ani bir yönelme gözlemlenmiştir. Bu yüzden uzun vadede mevduata göre daha fazla kazandırabilen sermaye piyasası araçlarının tercih edilebilmesi için öncelikle yatırımcıların vade algısının değişmesi gerekmektedir.” diye konuştu. 

“Kurumsal yatırımcıların kontrolündeki tasarruf miktarı 251 milyar TL” 
SPK Başkanı Taşkesenlioğlu, sermaye piyasalarına dair kötü tecrübelerin bir diğer nedeninin ise kişilerin portföylerini tek başına ve kısıtlı bilgiler ile yönetmeye çalışmaları olduğunu vurgulayarak, “Eksik ve yanlış bilgilerle yatırım yaparak kısa vadede sonuç almaya çalışan yatırımcıların sermaye piyasalarından uzaklaşabildikleri ve diğer potansiyel tasarruf sahipleri için birer kötü örnek haline geldikleri görülmektedir.” dedi. 

Finansal okuryazarlık eğitimlerinde tasarruf sahiplerine yatırım araçları öğretilirken, tasarruflarını piyasanın ekonomik ve psikolojik dalgalanmaları konusunda bilgili ve tecrübeli profesyonellere emanet edebileceklerinin vurgulanması gerektiğini ifade eden Taşkesenlioğlu, “Bu sayede özellikle küçük yatırımcılar, tasarruflarını, piyasanın olağan ancak zaman zaman boyları yükselen dalgalanmalarına karşı tecrübeli kaptanlara emanet edebileceklerdir.” dedi.

Taşkesenlioğlu, bu durumun, kurumsal yatırımcıların sermaye piyasaları için ne kadar kritik öneme sahip olduğunu gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Tasarruflarını fonlar ve yatırım ortaklıkları gibi kolektif yatırım ürünleri aracılığıyla değerlendiren yatırımcılar, arka planı daha sağlam yatırımlar yapabilmekte ve piyasada görülen ani şoklara karşı korunabilmektedir. Bunun yanında müşterilerini doğru yönlendiren kurumsal yatırımcılar, sermaye piyasalarında yatırım vadelerinin artmasına da önemli katkılar sunabileceklerdir. Gerek yatırımcıların sektörümüze güven duymaları gerek uzun vadeli yatırımlar yapabilmeleri gibi sermaye piyasalarının temel sorunlarında kurumsal yatırımcılara önemli görevler düşmektedir.”

2019’un 6’ncı ayı itibarıyla fonların, yatırım ortaklıkları ve bireysel portföylerden oluşan kurumsal yatırımcıların kontrolündeki tasarruf miktarının 251 milyar TL olarak görüldüğünü aktaran Taşkesenlioğlu, “Bu miktarın yarısından fazlası olan 118,1 milyar TL’sinin ise Bireysel Emeklilik Sistemi ve Otomatik Katılım Sistemi fonlarından oluştuğu görülmektedir. Bu kompozisyon, sermaye piyasalarımızın ihtiyacı olan yatırım anlayışına ulaşılması için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.” diye konuştu. 

Taşkesenlioğlu, kişilerin emeklilik fonları aracılığıyla uzun vadeli yatırımlar yapmasının diğer tasarruflarında da bir yöntem değişikliğine gitmelerine yardımcı olabileceğini ifade ederek, “Bu noktada, tasarruf sahipleri ve toplumdaki sermaye piyasası algısı için fon yöneticilerinin yönetim anlayışları oldukça önem arz etmektedir.” dedi. 

Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erişah Arıcan, Türkiye sermaye piyasasını geliştirmek ve derinleştirmek adına birçok yeni finansal ürünü kullanıma açmaya hız kesmeden devam ettiklerini belirterek, "Piyasa işlemlerini geliştirmek ve derinleştirmek amacıyla dünya borsalarıyla uyumlu ve etkileşimi artırmak için 4 Ekim'den itibaren pay piyasasında sürekli işlem yöntemiyle işlem gören kıymetlerde kesintisiz sürekli işlem yöntemi uygulamasına karar verilmiştir." dedi.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Türkiye Sermaye Piyasası Birliği'nin (TSPB) üyesi olduğu Uluslararası Menkul Kıymetler Komisyonları Örgütü (IOSCO) tarafından her yıl ekim ayının ilk haftası gerçekleştirilen "Dünya Yatırımcı Haftası"nın gong töreni Borsa İstanbul'da gerçekleştirildi.

Törende konuşan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Arıcan, Borsa İstanbul'un Türkiye'nin öncü kurumlarından biri olduğunu, son dönemde sermaye piyasalarının gelişimi için birçok yeniliği peş peşe gerçekleştirdiklerini söyledi.
 
Piyasaları geliştirmenin, derinleştirmenin ve daha fazla paydaşın katılımıyla büyütmenin en önemli hedefler arasında yer aldığını ifade eden Arıcan, şunları kaydetti:

"Borsa İstanbul Grubu olarak ana stratejilerimizden biri, ülkemizde faaliyet gösteren kurumların finansal risklerinin yönetilmesini yurt içinde mümkün kılmak ve buna yönelik ürünler ve pazarlar geliştirmektir. Böylece borsamız nezdinde kurduğumuz swap piyasası ile fiyatlamalar sağlıklı ve olağan şekilde oluşmaya devam etmektedir. Gerek ülkemizde faaliyette bulunan yabancı bankalar gerekse yurt dışındaki tezgah üstü piyasadaki finansal kurumların borsamızda bu işlemleri yapabilmeleri mümkün hale gelmiş, tüm piyasa katılımcılarına da imkan sağlamıştır. 2018'in ekim ayında faaliyete geçen Borsa İstanbul FX Swap Piyasası, açıldığı günden bugüne kadar büyük bir açılım ve büyüme göstermektedir. Bu piyasanın oluşturulmasından sonra Türk lirası kısa vadeli referans faiz oranı ihtiyacına yönelik olarak Türk lirası referans faiz gecelik faiz oranı tanıtılmış, haziran ayından itibaren hesaplanmaya ve yayımlanmaya başlamıştır."

"YEP'te üzerimize düşen görevleri yapmaya devam ediyoruz"

Prof. Dr. Erişah Arıcan, Türk lirası cinsinden kısa vadeli referans faiz oranı ve buna dayalı vadeli işlem sözleşmelerinin 2 Ağustos 2019 itibarıyla borsanın vadeli işlem ve opsiyon piyasasında işlem görmeye başladığını anımsatarak, "Bu ürün ile birlikte bankalara uzun vadeli TL finansmanı sağlamak, daha ziyade sabit faizli uzun vadeli TL kredilerinin faiz riskini yönetmek için büyük imkan sağlanmıştır." diye konuştu.

Bu ürünün bankaların da yoğun katılımıyla finansal piyasaların derinleşmesine katkı sağlamakla birlikte reel sektöre de katkı sağlayacağını ifade eden Arıcan, "Piyasa işlemlerini geliştirmek ve derinleştirmek amacıyla dünya borsalarıyla uyumlu ve etkileşimi artırmak için 4 Ekim'den itibaren pay piyasasında sürekli işlem yöntemiyle işlem gören kıymetlerde kesintisiz sürekli işlem yöntemi uygulamasına karar verilmiştir." dedi.

Arıcan, Borsa İstanbul Grubu'nun yabancı ülkeler ve kuruluşlarla da stratejik çalışmalarına ara vermeden devam ettiğine işaret ederek, "Ülkemiz sermaye piyasasını geliştirmek ve derinleştirmek adına birçok yeni finansal ürünü kullanıma açmaya hız kesmeden devam ediyoruz. Sayın Bakanımızın açıkladığı YEP'te Borsa İstanbul Grubu olarak üzerimize düşen görevleri yapmaya devam ediyoruz." şeklinde konuştu.

Tanıtım ve farkındalık oluşturulması amacıyla Dünya Yatırımcı Haftası'nın yeni imkan ve fırsatlar ortaya koyduğunu kaydeden Arıcan, amacın, piyasalarda yatırım yapan yatırımcı sayısında kayda değer artış sağlamak ve sermaye piyasalarını geliştirerek büyütmek olduğunu vurguladı.

"Türkiye olarak dağılımı geliştirmemiz ve çeşitlendirmemiz gerekiyor"

TSPB Başkan Vekili Erhan Topaç da Birlik olarak, gelecekte yatırım ortamının güçlendirilmesi, yatırımcı tabanının genişlemesi için çok yönlü iletişim ve eğitim çalışmalarıyla Türkiye'de yatırım iklimini daha da güçlendirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Topaç, sermaye piyasalarının gelişmesinin ancak kurumsal ve bireysel yatırımcı tabanının genişlemesiyle mümkün olacağını vurgulayarak, bu durumun; ekonominin istikrarlı büyümesine, istihdamın artmasına ve Türkiye'nin gelişmesine çok ciddi katma değer sağlayacağına inandıklarını kaydetti.

OECD verilerine göre, ABD'de hanehalkı finansal varlıkların yüzde 33'ünün hisse senedinde, yüzde 27'sinin emeklilik fonunda ve yüzde 11'inin yatırım fonunda olduğunu belirten Topaç, "Ülkemizde hisse senedinin payı yüzde 2, emeklilik fonu payı yüzde 7, yatırım fonu yüzde 4 olmak üzere toplam hanehalkı finansal varlıkların sadece yüzde 13'ü sermaye piyasası araçlarında değerlendiriliyor. Türkiye olarak bu dağılımı geliştirmemiz ve çeşitlendirmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Dünya Yatırımcı Haftası, çeşitli etkinliklerle sürecek.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Vatandaş01 Ekim 2019 13:30

    Tabii spk nın izocam için verdigi karardan dolayı çok mutluyuz o kadar mutluyuzki sabah akşam yatıp kalkıp dua ediyoruz 20.12 cagrı fiyatını onayladıgı icin teşekkür ediyoruz