E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaMakro EkonomiDolardaki sert düşüş yatırımcıyı altına yöneltiyor---

Dolardaki sert düşüş yatırımcıyı altına yöneltiyor

Dolardaki sert düşüş yatırımcıyı altına yöneltiyor
24 Ağustos 2020 - 11:04 borsagundem.com

Giderek artan borçlar, yavaş seyreden korona virüs sonrası geri dönüş ve ticaret savaşları Amerikalılar için fiyatları, enflasyonu ve faiz oranlarını yükseltebilir

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD dolarının kürsel anlamda, bulunduğu coğrafyadan kaynaklanan rekabet avantajları var. Ancak doların dünyanın rezerv para birimi olmasının sebebi, Amerika’nın en büyük, en güçlü (istikrarlı bir şekilde büyüyen ve muhafazakar bir şekilde finanse edilen) ekonomisine sahip olması ve istikrarlı siyasi sistemi (ABD Anayasası temelli).

Yine de doların değer kazanmaya devam edebilmesi için, dünyanın buna inanması lazım. İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana durum böyle oldu. İnsanlar ABD’ye baktıklarında yatırımlarını tutmak için en güvenilir yer olarak gördü. Paralarını dolara yatırırlarsa değer kaybedeceğini düşünmediler. Çünkü doların hiper enflasyon ya da savaş durumunda düşüşe geçeceğini düşünmediler. ABD’nin siyasi sistemi yetkin ve güçlüydü ve insanlar bir noktada paralarını ABD bankalarından geri alamayacakları endişesini yaşamadılar.

Dünyanın odak noktası olmanın getirdiği sorunlardan biri davranışları değiştirmesi. Gerçeklikle bağlantılı olmayan nedenlerden çok özel olduğunuza inanmaya başlarsınız. Kötü şeylerin yalnızca diğer insanların ve ulusların başına geldiğini çünkü onların sizin kadar özel olmadığını düşünürsünüz. İstediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. İstediğiniz kadar borç alıp, istediğiniz kadar harcama yapabilirsiniz ve size kötü hiçbir şey olmaz. Bu davranış biçimi devamında, insanların ülkenize ve para biriminize güven duyma sebeplerini sarsmaya başlar.

İşte ABD’nin yaşadığı tam olarak bu durum. 2020 yılında ABD’nin borçlarının ekonomi çıktılarına oranı yüksek ihtimalle %120’yi aşacak (ve belki %130’a yükselecek). Bunun bir bölümü için korona virüs sorumlu tutulabilir ancak ulusal borç istikrarlı bir şekilde yükseliyor. ABD korona virüs krizinden çok daha önce bütçe açığı vermeye başlamıştı.

2000 yılında ABD’nin borçları 6 trilyon dolardı, borçların ekonomi çıktılarına oranıysa %30’du. 2010 yılında 14 trilyon dolar, 2019 yılındaysa, ABD ekonomisi büyürken yılda 1 trilyon dolar artış göstererek, 23 trilyon dolar seviyesindeydi. ABD ekonomisi büyümesini desteklemek için her yıl 1 trilyon Dolar daha fazla borç alıyordu.

2019 yılından itibaren, büyük ekonomik krizden 10 yıl sonra, Fed parasal genişleme politikalarını sürdürdü. Borçların ekonomi çıktılarına oranı %100’ü buldu ve Avrupa Birliğinin %80’lik oranının üzerine çıktı. Böylelikle kapitalist ABD’nin, “sosyalist” AB’den daha fazla borcu oldu. Son yirmi yılda faiz oranları düştüğü için, bu borç yükü fazlaca hissedilmedi.

Korona virüsün ortaya çıkmasıyla birlikte ABD şimdiye kadar, karantinalar devam ederken ekonomiyi ayakta tutmak için gayrisafi yurtiçi hasılasının %12’sini harcadı. Bu miktar dünyanın geri kalanından iki kat, en büyük Avrupa ülkelerinden dört kat ve Japonya’dan üç kat fazlaydı.

Bir sonuca varmak için erken olsa da, ABD’nin borçları belki 6 trilyon dolar daha artış göstermiş olabilir. 2019 yılında Fed, 2,5 trilyon dolar değerinde ABD hazine bonosuna sahipti ve şimdi 3,7 trilyon Dolar değerinde hissesi var. Hisse senetlerinin sırada olduğu düşünülüyor.

Sonuç olarak, kredi değerlendirme kuruluşları AAA notu alan ABD hükumet borçlarını ‘negatif izlemeye’ aldı ve notunu düşüreceğinin sinyallerini verdi. Kendi para birimlerinde borçlanan ülkeler borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmez, en azından ödemelerini aksatarak. Bunun yerine ABD yükümlülüklerini yüksek miktarda para basarak yerine getirmeye çalışır. Bu da yüksek enflasyonu beraberinde getirerek, ABD dolarının değerini düşürür. Uzun vadeli bonolara yatırım yapanlar bu senaryoda zorluk çekecek.

Kapitalizm ve tatminsizlikleri

ABD’nin yüksek miktardaki borçları buzdağının görünen kısmı. Dünyanın en büyük ekonomisinde, serbest piyasanın en kuvvetli savunucunda paranın maliyeti birkaç ekonomist tarafından belirleniyor.

2020 yılında, ABD toplumunun sosyal dokuları zedeleniyor. İkinci Dünya Savaşı’nda ya da 9 Eylül’de bir araya gelen toplum, korona virüs sürecinde giderek uzaklaşıyor. 2020 yılının başkanlık seçimleri bu durumu değiştirecek gibi görünmüyor. Dolayısıyla son 20 yılın ataleti devam edecek.

Eski zamanlarda dünya ABD dolarına, küresel bir lider, ahlaki bir pusula olarak bakardı. Eğer Marslılar bugün Dünya’ya inse ve Amerikalıların davranışlarına baksa, ABD’nin demokrasinin parlayan ışığı olduğunu düşünmeleri pek de mümkün olmazdı.

Kötü şeyler yalnızca başka ülkelerin başına gelmiyor. ABD’nin korona virüs krizindeki tutumu bunun derinden hissedilen bir örneği. Amerikalılar ABD’nin özel olduğuna inanmak istiyorla ancak fizik kuralları ABD’de geçerliliğini yitirmiyor. Aynı şekilde medikal ve ekonomik ilkeler de.

Doların yakın gelecekte, yalnızca daha iyi bir alternatif olmadığı için, rezerv para birimi konumunu kaybetmesi muhtemel olmasa da, doların son on yılda yaşadığı güçlenme sona erecek.

Korona virüs halihazırda devrede olan bu süreci hızlandırdı. Küreselleşmede sonun başlangıcına yaklaştırdı. Küresel değiş tokuşun para birimi olarak dolar, kürselleşmenin avantajlarını yaşıyordu. Küreselleşmenin tersi olan yerelleşmede ise durum dolar için tersine dönüyor. Aynı zamanda ABD ve Çin arasındaki soğuk savaş da ilerleyen dönemlerde etkilerini daha sert bir şekilde gösterecek.

Doların düşüşü daha yüksek fiyatlar, yüksek enflasyon ve daha yüksek faiz oranlarını getirebilir. Fed faiz oranlarını, yapabildiği süre boyunca baskılamak isteyecektir. Investment Management Associates’in baş yatırım danışmanı Vitaly Kastenelson Market Watch’a yaptığı açıklamada, şirketinin portföylerinin bu geçişe yabancı hisseler alarak hazırlandığını söyledi. Doların zayıflaması, yabancı şirketlerin gelirlerinin dolar bazında yükseleceği anlamına geliyor.

Ancak Kastenelson’un yöneldiği varlıklardan bir diğeri de altın.

Kastenelson, “bu yapmamak için uzun süre direndiğimiz bir şey. Altın almak istememem için çok fazla sebep var. Değerinin ne olduğunu bilmiyorum, ortaçağdan kalma bir yatırım aracı ve hiçbir üretkenlik değeri yok; yastık altında ya da merkez bankalarının kasalarında bekliyor” dedi.

Ancak ünlü yatırımcıya göre altın yatırımcıları iki senaryoya karşı hazırlıklı hale getiriyor. Birincisi zayıf bir ABD doları ve diğer tüm para birimlerindeki düşüş, zira dolardaki düşüş diğer para birimlerini de etkiliyor. Dolardan çıkışlar yön bulmaya çalışacak. Bir bölümü euro, sterlin, isviçre frangına yönelirken, bir bölümü de altına akacak. Altın bozulmayacak bir varlık çünkü merkez bankaları ve siyasiler daha fazla altın üretemez.

Kastenelson’a göre geçmişte altın almaya daha iyi bir alternatif, daha iyi şirketlere sahip olmaktı. Ancak altın yatırımları, portföylerinde yer edinmeye başladı. Bu esnada ABD yeni güçlüklerle karşılaşacak ve bunlara uyum sağlamaya çalışacak. Yatırımcılar da aynı şekilde adapte olmaya çalışacak ama önlem almakta fayda var.

Dolara küresel darbe olur mu, analistler ne diyor?

 

Dolarda faiz hareketi    

 

ABD'de S&P 500 ve Nasdaq günü rekorla noktaladı

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (5)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)