E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemCumhurbaşkanı Erdoğan net konuştu: Yaptırım yok---

Cumhurbaşkanı Erdoğan net konuştu: Yaptırım yok

Cumhurbaşkanı Erdoğan net konuştu: Yaptırım yok
29 Haziran 2019 - 11:30 borsagundem.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaptırımlar konusunda sayın Trump da açıklık getirdi. Böyle bir şeyin olmayacağını kendisinden özellikle dinlemiş olduk. Bizim S-400 olayı bir taraftan yürürken, bir yandan da ABD'den 100 savaş uçağı alıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'nin yapıldığı INTEX Osaka Fuar Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. G20 Liderler Zirvesi'nin 14'üncüsünü Japonya'nın ev sahipliğinde tamamladıklarını belirten Erdoğan, Japon makamlarına ev sahiplikleri ve misafirperverlikleri için teşekkür etti.

Osaka Zirvesi'ni küresel gündemdeki konuların etraflıca ele alındığı verimli ve son derece başarılı bir toplantı olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, iki gün boyunca zirve toplantıları, ikili görüşme ve liderler yemeği sırasında muhataplarıyla güncel meseleler üstünde istişarelerde bulunduklarını ifade etti.

Ticaret savaşları ve korumacı tedbirleri de ele aldıklarını belirten Erdoğan, küresel ekonomide uluslararası iş birliğini artırmanın ve ülkeler arasındaki güven kanallarını açık tutmanın önemine değindi. Bu çerçevede, var olan tüm politika araçlarının kullanılması gerektiği noktasında mutabakata vardıklarını anlatan Erdoğan, "Altyapı yatırımlarının ekonomik refah, kalkınma ve kapsayıcı büyüme için itici bir güç olduğu üzerinde fikir birliği içindeyiz. Bu kapsamda G20 kaliteli altyapı yatırımları prensiplerini kabul ederek onayladık." diye konuştu.

Küresel ölçekte adil, sürdürülebilir ve modern bir vergi sisteminin tesisi amacıyla atılacak adımları da değerlendirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Dijital ekonominin vergilendirilmesinde ise ülkelere özgü faktörleri ve ülkelerin düzenleme hakkına saygıyı esas alan, uzlaşma temelli bir çözüm geliştirilmesi gerekiyor. Ayrıca bu alanda geleceğe yön vereceğine inandığım bir bildiriyi de G20 olarak kabul ettik." ifadesini kullandı.

Erdoğan, 2008 küresel finans krizi sonrasında belirlenen reformların uygulanmasının ehemmiyetini dile getirdiklerini aktardı.

Eşitsizlikler oturumunda mültecilere yönelik Türkiye'nin gösterdiği fedakarlıkları ve ortaya koyduğu çabaları anlattıklarını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'deki çatışmalardan kaçan milyonlarca insana kapısını açtığını anımsattı.

Halihazırda 3,6 milyonu Suriyeli olmak üzere 4 milyonu aşkın mülteciye Türkiye'nin ev sahipliği yaptığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu insanlar için Birleşmiş Milletler hesaplamalarına göre kullandığımız kaynağın miktarı 37 milyar doları aşmış bulunuyor. Uluslararası kuruluşlardan gelen yardımların ise miktarı şu anda Avrupa Birliğini ele aldığımız zaman yaklaşık 2 milyar avro gibi ama Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliğinden gelen de yaklaşık 1 milyar dolar gibi. Ürdün ve Türkiye gibi Suriye'ye komşu birkaç ülke milyonlarca düzensiz göçmenin yükünü tek başlarına sırtlanmak zorunda kalmışlardır. İnsan hakları konusunda diğer ülkelere karne düzenleyen gelişmiş Batılı devletler en temel insanlık sınavından maalesef geçemedi.

Akdeniz'den, sınırlardan adeta birer toplama kampını, birer hapishaneyi andıran mülteci kamplarından yansıyan fotoğrafları özellikle de hepimiz gördük. Aylan bebeğin sahile vuran cansız bedeni, 100 binlerce umut yolcusunun yaşadığı trajedinin en acı ifadesidir. Mültecilerle ilgili ön yargılar yerine vicdanı merkeze alan politikalar geliştirilmediği sürece minik yavrular nehir kenarlarında, özellikle deniz kıyılarında ölmeye devam edecektir. Muhataplarımıza Türkiye'nin yardım ve hizmetlerini sürdürebilmesi için uluslararası toplumun sorumluluk ve yük paylaşımına gitmesi gerektiğini ifade ettik."

Uluslararası ticaret

Uluslararası ticaretin zirvenin en önemli konularından biri olduğuna işaret eden Erdoğan, "Açık, serbest ve kurallara dayalı çok taraflı ticaret sistemine olan taahhütümüzü koruyoruz. Gerginlikleri gidermek için atılacak adımların dünya ticaret örgütünün kurallarıyla uyumlu olması gerekir." dedi.

İklim konusunun, G20'nin özellikle önem verdiği konular arasında yer aldığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"G20 içerisindeki en düşük emisyonlara sahip ülkelerden biri olarak bu alanda gerekli katkıyı sağlıyoruz. Biz başından beri iklim değişikliği alanında hakkaniyetli bir yaklaşım ortaya konulması gerektiğinin altını çiziyoruz. Devletlerin tarihi sorumluluklarının ve kalkınma seviyelerinin dikkate alınmasına ihtiyaç vardır. Türkiye'nin Ek-1 ülkeleri listesinden çıkarılarak gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer alması önem arz ediyor. Ayrıca ülkemize Paris ve Buenos Aires zirvelerinde verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz. Bunlar yapılmadan Türkiye de ilave adımlar atmayacaktır."

'G20 daha fazla inisiyatif almalı'

Enerji konusunda artan talebi karşılayacak, ithal bağımlılığını azaltacak, arz güvenliğini garanti edecek dönüşümleri yaptıklarını belirten ve dünyada halen bir milyara yakın insanın elektrikten yoksun yaşadığına işaret eden Erdoğan, "Küresel adaletsizliğin en önemli göstergelerinden biri, enerjiye ulaşım konusunda yaşanan işte bu acımasız tablodur. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde G20'nin daha fazla inisiyatif alması şarttır." diye konuştu.

G20 ülkelerinin terörizmle mücadele konusunda ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilemeleri gerektiğini de vurgulayan Erdoğan, terör örgütlerini, ideolojilerine veya kimliklerine göre tasnif etmenin yanlış olduğunu vurguladı.

Erdoğan, terörün kanlı yüzüyle son dönemde birçok ülkenin yüzleştiğini belirterek, şunları söyledi:

"Paris'te, Brüksel'de, Lübnan'da, Nijerya'da, Somali'de, Srilanka'da farklı terör örgütleri, masumları hedef alan kanlı eylemler düzenledi. Bu saldırılar terörün belli bir bölgeyle, belli bir etnik kimlikle veya dini grupla ilişkilendirilemeyeceğini bir kez daha ortaya koydu. İstanbul'daki, Lahor'daki, Beyrut'taki teröristin kimliğinin bir hükmü, hiçbir anlamı yoktur. Terör, tüm insanlığın, insani değerlerin düşmanıdır. Bunun için tüm devletlerin teröre 'terör' deme erdemini artık göstermesi gerekiyor. Bu hususta Suriye sahasında ciddi sıkıntılar, ciddi tutarsızlıklar yaşanıyor. Etnik temizlik uygulayan, çocukları silah altına alan, insanları göçe icbar eden PKK, YPG gibi örgütler bazı müttefiklerimiz tarafından adeta el üstünde tutuluyor."

Erdoğan, teknolojinin de hayattaki her şey gibi insan için, insanlığın huzur, emniyet ve rahatı için olduğunu ancak bunun insan için yeni fırsatlar ve imkanlar sunmasının yanı sıra ciddi riskleri, tehditleri de beraberinde getirdiğini belirtti.

Hiçbir denetimin, hiçbir kontrolün veya düzenlemenin olmadığı sosyal medya mecrasında yalan ve provokatif haberlerin hızla yaydığına işaret eden Erdoğan, "Kişisel verilerin korunması, bireyin mahremiyetine saygı gösterilmesi günümüzde daha önce hiç olmadığı kadar yara almıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Siber saldırıların büyük şirketlerden devlet kurumlarına, hatta demokratik seçimlere kadar hemen her şeyin güvenliğini tehdit ettiğinin altını çizen Erdoğan, bilhassa terör örgütlerinin bu boşluğu kendi propagandalarını yapmak ve yeni militanlar devşirmek için istismar ettiklerinin görüldüğünü söyledi.

Özgürlük ve güvenlik dengesinin korunarak iletişim teknolojilerini daha güvenilir hale getirecek düzenlemelerin hayata geçirilmesinin şart olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu konularda G20 ülkeleri arasında hassasiyetin arttığına şahit olunduğunu kaydetti.

Erdoğan, bu sene, "yapay zeka, 5G ve nesnelerin interneti" gibi güncel teknolojiler ile inovasyonun ekonomi ve toplumlara fayda sağlayacağı şekilde kullanılmasının önemine dikkati çektiklerini belirterek, yapay zekanın insanı merkeze alan bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizdiklerini aktardı.

"Toplum 5.0" yaklaşımının Japonya tarafından insan merkezli gelecek toplumu olarak gündeme getirildiğini anlatan Erdoğan, dijital güvenliğin temini için izlenecek politikaların önemini özellikle vurguladıklarını aktardı.

Erdoğan, özellikle israfın önlenmesi ve azaltılması konusundaki kararlılıklarını tekrar teyit ettiklerini söyledi.

Bu yılki toplantıların gündem maddelerinden birisinin de istihdam politikaları olduğunu ifade eden Erdoğan, çocuk işçiliği, zorla çalıştırma, insan kaçakçılığı ve modern köleliğin bitirilmesi, kadın istihdamını artırmaya yönelik daha fazla çalışma yapılması konularında taahhütte bulunduklarını belirtti.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dünya ekonomisinin yüzde 85'i, dünya ticaretinin yüzde 75'ini, dünya nüfusunun 3'te 2'sini temsil eden bir platformdur. Böyle bir platformun terörden açlığa, mülteci meselesinden çevreye kadar dünyanın geleceğini ilgilendiren konulara kayıtsız kalması elbette düşünülemez. Sadece ekonomi eksenli meselelere odaklanmak G20'nin potansiyelini layıkıyla kullanmamak demektir."

'Samimiyetle dile getirdik'

Erdoğan, uzun süredir "Dünya 5'ten büyüktür" diyerek, BM Güvenlik Konseyi'nde bir reform ihtiyacını gündeme getirdiğini anımsatarak, şunları söyledi:

"BM üyesi 192 devletin kaderini 5 daimi ülkenin insafına terk etmek doğru ve adil bir yaklaşım değildir. G20 platformu ise daha demokratik ve kuşatıcı bir yapıya sahiptir. G20'nin küresel meselelerin çözümü konusunda daha etkin, daha sonuç alıcı, daha güçlü bir mecra haline dönüşmesini istiyoruz veya 192 ülkeyle BM yürüyecekse orada da BM Güvenlik Konseyi'nin dönerli bir şekilde daimi ve geçici üyelerden değil, tamamının daimi üyelerden oluştuğu bir platform olarak gündeme gelmesinde fayda var. Tabii şu andaki BM Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi buna kolay kolay razı olmayacaktır. Fakat bizler de, dünyadaki 192 ülke bunu zorlamalıyız. Çünkü Birinci Dünya Harbi'nin şartları altında kurulmuş olan böyle bir yapının ilanihaye devam etmesi doğru olmayacaktır. Şüphesiz bunun yolu da ülkelerin taahhütlerini yerine getirmelerinden, adil bir duruş sergilemelerinden geçiyor. Dünyanın bir tarafında açlık, sefalet, terör, baskı, şiddet hüküm sürerken, diğer tarafının huzur ve refah içinde bir hayat sürmesi beklenemez. Küresel meselelere eşitlik değil, adalet temelinde bir anlayışla yaklaşmak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde hiçbir sorunumuza sağlıklı ve kalıcı çözümler üretemeyiz. Bu konudaki görüşlerimizi gerek zirve oturumlarında gerekse liderlerle yaptığımız ikili görüşmelerde samimiyetle dile getirdik."

İkili görüşmeler

İkili görüşmelerde muhataplarla Türkiye arasındaki önemli konuları da ele aldıklarını belirten Erdoğan, zirve vesilesiyle ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Dünya Bankası Başkanı David Malpass ile baş başa görüşme fırsatları olduğunu söyledi.

Zirve oturumları, liderler yemeği ve diğer etkinlikler boyunca devlet başkanları ve uluslararası kurum temsilcileriyle bir araya gelme imkanı bulduklarını belirten Erdoğan, küresel gündemin öne çıkan konuları yanında ikili ve bölgesel meselelerin ele alındığı bu görüşmelerin herkes için faydalı geçtiğine inandığını vurguladı.

Erdoğan, 2019 zirvesini başarıyla gerçekleştiren Japonya'yı tebrik etti.

'YAPTIRIM OLMAYACAĞINI TRUMP'TAN DİNLEMİŞ OLDUK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Rusya'dan S400 alımına ilişkin bir soru üzerine, Trump'ın basın toplantısını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Kendisiyle görüşmemden hemen önce basın mensuplarına da bu konularla ilgili gayet güzel cevabı verdi. S400'lerle ilgili konuda bizim tabii bütün anlaşmamız, her şeyimiz bitmiştir ve şu anda artık olay teslimat sürecindedir. Ve teslimat sürecinde de olan böyle bir sözleşmeyi inkar etmemiz Türkiye gibi bir devlete yakışmaz. Bu iş bitti.

Fakat burada bir gerçeği ortaya koymamız lazım. Biz Patriotlar alma hususunda Sayın Obama döneminde bir adım atmıştık. Ancak Patriotlar hususunda maalesef 'kongre müsaade etmedi' dediler ve bize böyle bir satışı gerçekleştirmediler. Bizim de tabiki hava savunma sistemleri için böyle bir adımı atmamız gerekiyordu ve en uygun şartlarda bunu Rusya'dan bulmuş olduk ve kendileriyle de anlaşarak, bu adımı attık.

Yaptırımlar konusunda Sayın Trump bugün yaptığı açıklamada, bu konuya açıklık getirdi. Böyle bir şeyin olmayacağını da kendisinden özellikle dinlemiş olduk. Bizim örneğin S400 olayı bir taraftan yürürken ama biz Amerika'dan Lockheed Martin'den şu anda mesela Boeing uçaklar alıyoruz. 100 adet Boeing uçağını Lockheed Martin'den alıyoruz. Yani serbest piyasa ekonomisinin olmuş olduğu bir dünyada bunları bir defa birbirine karıştırmayacağız ve adımlarımızı da buna göre atacağız. Bunun yanında da şu gerçeği özellikle vurgulamamız lazım, o da şudur; biz Amerika ile stratejik ortağız. Stratejik ortak olarak da bizim atacağımız bu adımlarda Türkiye'nin egemenlik haklarına birilerinin müdahale etme gibi bir yetkisi de yoktur, bunu da herkesin bilmesi lazım."

'Burada biz pazar değiliz, ortak üreticiyiz'

F35 için şu ana kadar Amerika'ya 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapıldığını belirten Erdoğan, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Burada biz pazar değiliz, ortak üreticiyiz. Ortak üretici olmak suretiyle de şu ana kadar bize teslimatı yapılan 4 tane F35 uçağı var. Ama alacağımız 100 artı 16. Yani toplamda 116 uçak. Biz bunların da beklentisi içerisindeyiz. Ödeme planımız başlamış, ödemeler yapılıyor. Ama böyle altta birilerinin yaptığı açıklamalar Sayın Başkanın yaklaşımlarıyla hiç örtüşmüyor. Bunların da bizim ikili ilişkilerimizi ben bozmayacağına inanıyorum ve yola da bu kararlılıkla devam ediyoruz."

'Stratejik ortaklar arasında yaptırım söz konusu değildir'

Bir gazetecinin "Türkiye ile ABD arasında herhangi yaptırım olmayacağını söyleyebilir miyiz?" sorusuna Erdoğan, "Şu anda böyle bir görüntü ortada yok. İki stratejik ortak arasında böyle bir şeyin olması da söz konusu değildir, olamaz diye düşünüyorum." cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S400'ün Doğu Akdeniz'e yerleştirilmesinin söz konusu olup olmayacağı yolundaki soruya, "Tabii doğmamış çocuğa don biçilmez. Önce adımları atalım bir bakalım." diye karşılık verdi.

Kaşıkçı'nın katilleri İstanbul'da yargılanmalı

Gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili bir soru üzerine Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

"Şu anda raportörün hazırlamış olduğu rapor her şeyi ortaya seriyor. Bununla ilgili bizden hangi ülke bir talepte bulunduysa bu ülkelerin hepsine, gönderdikleri istihbarat teşkilatlarının başkanlarına veya yetkililerine, istihbarat örgütümüz her türlü bilgiyi, belgeyi bir yere kadar vermiştir. Bunlar çerçevesinde bu adımlar atılmıştır. Şu anda da Bayan Kalamar'ın raporu özellikle birçok konuları açıyor, gözler önüne seriyor. Ve buradan hareketle ben inanıyorum ki şu anda Amerika da Birleşmiş Milletler de bu işin takipçisi olacak. Hepsinden öte biz de bu işin sonuna kadar takipçisi olacağız. Çünkü yapanın yanına kar kalmayacak."

Erdoğan, Kaşıkçı cinayeti konusunu ABD Başkanı Donald Trump'la konuşup konuşmadığı şeklindeki soruyu da şöyle yanıtladı:

"Çok uzun, bugün değil tabii. Daha önce yine Fransa'da bir araya geldiğimizde burada bunları etraflıca konuştuk. Yine gönderdikleri elemanlarıyla bunları etraflıca konuştuk. Suud'un gönderdiği elemanlarıyla bunları etraflıca konuştuk. Ama her şey çok açık, net ortada. Her şey çok açık, net ortada olduğu halde hala burada bir şeyler gizleniyor. Bunun ortaya çıkması lazım. Bu bir Suudi Arabistan vatandaşıdır. Ama olayın cereyan ettiği yer ülkemizdir. Bizden istenen ney? 'Gönderin biz burada yargılayalım.' Niye orada yargılayacaksın? Hukukta bir kaide vardır. Suç nerede işlenirse orada yargılanır.

Eğer böyle bir şey olacaksa şu anda ülkemize gelip bizim üzerinde şüphe baki olan isimler noktasında aslında yargılanmaları gereken yer İstanbul'dur. Çünkü suçun işlendiği yer neresidir? İstanbul'dur. İstanbul'da yargılanması gerekir. İstanbul Başsavcısının Suudi Arabistan'a gitmesini istiyorlar. Niye gitsin? Farklı zaman olur, gidebilir. Ama bu iş için niye gitsin? Kendi savcılarını gönderdiler. Gerekli bilgiler kendilerine verildi. Bunun dışında şu anda olması gereken bu sürecin hukuk içerisindeki konumu, yeri neyse o noktada adımların atılmasıdır."

Libya'daki gelişmeler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'daki muhalif güç general Halife Hafter'in Türkiye ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine, "Benim kim tarafımdan böyle bir talimat verilmiş bu konuyla ilgili bilgim yok. Eğer Hafter tarafından verilmiş böyle bir talimat, emir varsa şu anda ilgili bir çok arkadaşım burada. Biz onu da inceletiriz. Zaten bu konuyla ilgili gerekli tedbirlerimiz alınmıştır. Bundan sonra çok daha farklı bir şekilde bu tedbirleri de alırız." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S400'lerin Türkiye'ye 15 Temmuz'da tesliminin yapılıp yapılmayacağı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, "Kesin bir tarih ben vermedim ama 'Temmuz ayının ilk yarısında teslimat başlar' diye ilgili birimlerimiz bu açıklamayı yaptılar. Şu andaki beklenti de bu istikamettedir." diye konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesinde İdlib konusunun gündeme gelip gelmediği sorusuna ise Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Bizim Sayın Putin'le bir görüşme yaptığımızda İdlib'in gündeme gelmemesi takdir edersiniz ki mümkün değil. Çünkü o bölgede Türkiye-Rusya Federasyonu olarak fiilen aynı zamanda varız. Tabii İran'la da yine Soçi Zirvesi çerçevesinde birlikte bir duruşumuz var. Ben bu gözlem noktaları dediğimiz, özellikle 12 noktaya rejim tarafından maalesef saldırı oldu. Bu saldırılar esnasında bir askerimiz şehit oldu. Tabii gereken ondan sonra tarafımızdan yapıldı. Temenni ederiz ki bundan sonra bu tür saldırılar olmaz. Şu anda bir sükunet söz konusu. Bunları asla beklemiyoruz, bir daha olmaması gerekir. Bunları ele aldık, bunlarla ilgili görüşmeyi de yaptık. Bu gözlem kulelerinin varlığı İdlib'in korunmasıdır, bölgenin korunmasıdır. Bu konudaki hassasiyetimizi de sonuna kadar özellikle koruyacağız."

FETÖ konusunda ABD'nin atacağı adımlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "FETÖ ve Kaşıkçı cinayeti ile ilgili ABD Başkanı Trump'ın ilave adımlar atacağını düşünüyor musunuz?" sorusuna "Özellikle biliyorsunuz Amerika ile Suriye'de Münbiç, Fırat'ın doğusu... Bunlarla ilgili Sayın Trump'un yapmış olduğu açıklamalar, özellikle askerlerinin tamamıyla terk etmesi konusu dahi gündeme geldi. En azından Fırat'ın doğusuna çekilmesi noktasındaki açıklamaları var. Ayrıca şu anda da İdlib'le ABD'nin ilgilenmesi bu da yaptığımız çalışmalar çerçevesinde dikkate değerdir. Koalisyon güçleriyle beraber tabi ABD'nin de bölgede bulunduğunu görmemek mümkün değil. O da orada var. " karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı Rusya ile Türkiye'nin çalışmalarını da şöyle anlattı:

"Bizim Rusya Federasyonu ile özellikle Suriye'nin kuzeybatısındaki durumumuz çok daha farklı. Gerek Afrin operasyonlarındaki varlığımız, gerekse Cerablus, El Bab buralardaki varlığımız bunların hepsi o süreçte birbirleriyle haberli olarak yürüyen bir süreç olmuştur. Bundan sonraki süreçte temenni ediyorum ki mesela bir Münbiç'te ABD ile müşterek atacağımız adımlarla Münbiç'in şu anda işgalcilerden kurtulup sahiplerine teslim edilmesidir. Bu konuyla ilgili çalışmaların tabii geçmişi epeyce oldu. Bir yılı bulmuş vaziyette. Belirlenen tarihte Münbiç temizlenmemiştir. Tabii Münbiç'in temizlenmesiyle buranın gerçek sahipleri Arapların oraya yerleşmesinin sağlanması önemli."

Suriye'nin kuzeyindeki terör koridoru

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Suriye'nin kuzeyindeki terör koridoruna da değindi. Söz konusu bölgede bir terör koridoru yaratıldığına işaret eden Erdoğan, "Burasının terör koridoru olmaktan çıkarılıp, artık bir barış koridoru olması ve gerçek sahiplerinin yerleşmesini sağlamalıyız. Bu konuda adımların atılması lazım. Bununla ilgili de çalışmalarımız var." ifadelerini kullandı.

Sınırda güvenli bölge oluşturulması talebini yineleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu güvenli bölgeye özellikle zengin olan Batılı ülkeler, bunların de destekleriyle buralarda Türkiye'de çadırlarda kalan, konteyner kentlerde kalan Suriyelileri, orada yapılacak konutlara yerleştirelim. Bugün de birçok devlet başkanıyla bu konuları yine görüştüm. Bundan sonra da bu konuların takipçisi olacağız."

Zirve boyunca liderlerle yaptığı görüşmelerde FETÖ konusunun ele alındığını da hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Liderlerin hepsiyle de biz FETÖ meselesini görüştük, hepsiyle de kendi ülkelerinde FETÖ konusunda Maarif Vakfımızla, kendi milli eğitim bakanlıklarının müşterek bir çalışma yapmasını, bu terör örgütünden de kendi ülkelerini özellikle korumalarını istedim." değerlendirmesinde bulundu.

'Dolar her şeyi alıyor mu? Alamayacağı bir şeyler de olması lazım...'

Bir gazetecinin G20 süresince Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (MBS) ile görüşüp görüşmediğini sorması üzerine Erdoğan, kendisiyle bir görüşme yapmadığını söyledi.

Erdoğan, Cemal Kaşıkçı cinayetinin açığa kavuşturulması sorumluluğunun kimde olduğu ve açığa çıkarmanın nasıl olabileceğine yönelik bir soru üzerine ise şunları söyledi:

"Kaşıkçı'nın öldürülmesi esnasındaki bilgiler, kayıtlar onları dinledim. Bu kayıtları dinlediğim için biliyorum ki bu kayıtları MBS'in gönderdiği kişilere de istihbarat teşkilatımız dinletti, onlar da biliyorlar. Hatta onların tespitleri çok daha ileri, 'Bu bir vahşettir, fecaattir vesaire' gibi. Hatta çok daha burada söylenemeyecek kadar ağır olan ifadeler söz konusu. İlk etapta Türkiye'ye iki uçakla gönderilen 15 kişi bu işin failleridir ve bu işi meydana çıkarması gereken de birinci derecede MBS'dir. Çünkü telefon görüşmemizde bu konuyla ilgili bu sözü verdi ama şu ana kadar yapılmış herhangi bir şey yok. Bunu onlar çıkaracak meydana, başka yerde fail aramalarına gerek yok zira kendilerinin eski Dışişleri Bakanının söylemiş olduğu yalanlar var, MBS'e söylettikleri yalanlar var, bu kadar açık. Daha ne söyleyeyim."

"Bunu onların meydana çıkarması lazım, belgeler ortada, kayıtlar ortada." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her şeyden önce bir insan öldürülüyor, bu kadar hafif mi? Medya olarak, uluslararası medyanın buna çok daha ileri derecede sahip çıkması lazım. Dolar her şeyi satın alıyor mu? Alamayacağı bir şeyler de olması lazım, alamayacağı bir şeyin de kalem olduğuna inanıyorum. Kalemi satın alamaması lazım, düşünceyi satın alamaması lazım." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir soru üzerine, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmelerinde Türkiye-ABD ilişkileri üzerinde durduklarını belirterek, "Bunun yanında S-400 üzerinde durduk, F-35 üzerinde durduk. Bundan sonra daha neler yapacağız bunun üzerinde durduk ve Sayın Trump'ın Türkiye seyahati üzerinde durduk. Amerikalı iş adamlarıyla Türk iş adamlarını üst düzeyde bir araya getirmeyi aramızda konuştuk." dedi.

(Milliyet)

Trump: Türkiye'yi seviyorum

Cumhurbaşkanlığı'ndan Erdoğan-Trump görüşmesi ile ilgili açıklama

Trump: Bence Türkiye'ye adil davranılmadı

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (13)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Mustafa30 Haziran 2019 15:18

    Pek inandırıcı gelmiyor borsanın çoşmasını falan beklemeyin yabancı girmiyor yerlşde para yok zaten satın alınmış bir durum gerçekçi olun sonuna vakın olayın nasıl şekilkeneceğinin

  • Gfjk30 Haziran 2019 08:02

    Borsa 100 binden açabilir.sert bir yükseliş olabilir.

  • Ahmet Kara30 Haziran 2019 05:08

    Bekleyip görmek lazım.Abd tarafı açıklamalarını.Olumlu yada olumsuz pozisyon almamak gerekli diye düşünüyorum. Muhalif siyaset canlı,

  • Tarihci30 Haziran 2019 02:33

    Hala konuyu görüşüyoruz diye bitirdi Trump konuşmasını spekülasyonlar devam eder borsada buna göre zik zak yapar

  • Bay kus29 Haziran 2019 18:14

    Hep ayni senaryo.üc gun gider bu.sonra hersey kaldigi yerden devam.yaptirim tehdidine devam yani.alistik artik aymi seyleri defalarca yasamaya.

  • HALİL TÜRK29 Haziran 2019 17:35

    Türkiye f 35 ve 100 adet boing uçaklarını alamayacağını söyleyince nasılda gemiklerine kadar gevşedi kafir.vermezseniz vermediyin bizde başka yerlerden alacağımı anlayınca blöfler nasıl geri çekildi.borsa yarından itibaren uçar döviz 5 TL dahi gelebilir.

  • Okie Dokie29 Haziran 2019 17:07

    Pazartesi bu laflara inanan yerli ve milli kardeşlerimiz dolarlarını bozdururlar. Biz de alttan dolarlarımızı toplarız. Yaptırım sonrası 7 TL'den ellerine veririz.

  • Bika29 Haziran 2019 15:28

    ABD'de başkanlık sistemi Türkiye'deki gibi değil. Kongre, Pentagon ve damat. Trump'ın damadı siyonizm ve İsrail'in kurucusu  Theodor Herzl'in torunu. Damatlar kıymetli oluyor ekonomiden anlamasa bile.

  • Soru işaretleri29 Haziran 2019 15:14

    F-35 pilotlar eğitime kaldıkları yerden devam mı? :) Trump emri vermiş mi verecek mi? 31 temmuza kadar süre tanıyan Savunma bakanlığından Trump'ın haberi yok muydu? Başkandan habersiz ağzı olan konuşuyor muydu? 31 temmuz süre verişi iptal etmiş mi Trump? G-20'ye kadar susayım mı demiş? :)) yatırım tavsiyesi değildir.

  • Hitit29 Haziran 2019 13:44

    Bence Trump ABD ye dönünce U yapar, ki Trump in elinde olan bişey değil bu kararlar

  • wers29 Haziran 2019 12:56

    bence bu işe turump karar veremez abd de olay pentagonun pentagon ne derse o olur

  • Kaçan Grup29 Haziran 2019 12:20

    Turp Suriye’deki askerlerini çekeceğini de söylemişti.

  • Münir29 Haziran 2019 12:14

    Nasıl yani? Haftalardır en düşük generalinden en üst düzey hükümet görevlisine kadar ABD’deki her hükümet adamı s400 alınırsa yaptırım kaçınılmaz diye üstüne basa basa açıklama yaptı. 35 dakikalık bir görüşme ile bitti mi herşey? ABD’den gelen onca açıklama fosmuydu yani? ABD’de Trump’ın sözüyle hiçbir zaman iş yapılamayacağını herkes bilir. ABD bir sistem ülkesidir. Kongresi var senatosu var. Trump sesi diye öyle kimseye kolay kolay Rus silahları aldırmazlar. Bence temkinli olmakta yarar var