E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemÇelik'ten sosyal medya tepkisi---

Çelik'ten sosyal medya tepkisi

Çelik'ten sosyal medya tepkisi
09 Şubat 2021 - 17:21 borsagundem.com

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sosyal medya şirketleri birer özgürlük mecrası olarak ortaya çıktılar ama keyfi kararlarla kamu otoritesi gibi davranıyorlar. Türkiye'deki siyasilere engelleme yapıldı" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle;

"Yurt dışında Pençe, Barış Pınarı operasyonları bütün gücüyle sürüyor. İçeride de operasyonlar kesintisiz bir şekilde yürüyor. Türkiye terörle en ilkeli mücadele eden ülkedir. Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmadan. Maalesef müttefiklerimiz ayrım yaparak yanlış bir ısrar içindeler. PKK ile mücadelemizi sürdürdüğümüz gibi DEAŞ'a göz açtırmayan çok başarılı operasyonlar gerçekleştirildi. Yalova, Balıkesir merkezli çok ciddi sonuçlara ulaşıldı.


Türkiye DEAŞ'la mücadele konusunda hem Suriye'deki iradesini hem de Türkiye içindeki mücadelesini güçlü şekilde devam ettiriyor.Boğaziçi Üniversitesi'yle ilgili olarak çeşitli ülkelerin açıklamalarını duyuyoruz. Bu açıklamalarda Türkiye'nin egemenlik haklarıyla ilgili olarak hiçbir şekilde kabul etmediğimiz açıklamalar bulunuyor.

Son derece kaba saba standart açıklamaları yapmakla yetiniyorlar. Biz bu tepkileri verdiğimiz zaman insan hakları konusu evrensel bir konudur diyorlar. İnsan hakları konusunda hassasiyetle ilgili bir sorgulamayı yapabileceklerini değerlendirmiyoruz.

Anayasa, yasaların çerçevesinde atanmış bir yöneticiyi kabul etmeyerek fiziki engelleme, rektörlük binasını muhasara altına alma olunca doğal olarak güvenlik güçlerinin müdahalesi söz konusu olacaktır. Daha önceki üniversiteye nasıl rektör atanmışsa bu üniversiteye de aynı şekilde atanmıştır. 'Bu atama yasaldır ama meşru değildir' argümanı doğru değildir. Boğaziçi Üniversitesi göz bebeğimiz bir müessese. Herkesin dikkat etmesi gereken bir durum var burada. Demokratik protesto hakkı ve benzeri haklar karar mercilerine iletmek için kullanılır. 'Benim dediğim olmadı, o zaman ben burayı çalışmaz hale getiririm' yaklaşımı doğru bir yaklaşım değildir.

Meselenin metot, yöntem, ilkeler tartışmasından ziyade atanan kişilerin değerlendirilmesiyle ilgili bir tartışma görüyoruz. Bazı kesimler açısından atanan rektör başka bir partinin neyi kast ettiğimi anlıyorsunuz, parti meclisi üyesi olsaydı öyle atansaydı bazı kesimlerin çok demokratik bir atama şeklinde değerlendirmelerinin olacağını öngörmek mümkün.

Demokratik eleştiriyle eylemin şiddete, oradaki öğrencilerin eğitim, öğretim hayatını engellemesine, terörle iltisaklı grupların bu işlerin içine girmesi konusunda son derece hassas olması gerekir. Nitekim güvenlik güçleri bunu sağlamak için ellerinden geleni gösteriyor. İçeriye bu grupların sızması konusunda valilik açıklama yapıyor. Bu grupların iltisakları ve durumlarını açıklıyor.

Rektörü dışarı çıkarmayız gibi yaklaşımlar demokratik protesto kapsamına girmiyor. Bundan sonrası artık eğitim öğretim hayatının sağlıklı bir şekilde işlenmesine odaklanmak gerektiği herkesin gündemi olmalıdır.

Sosyal medyadaki sansürler. Sayın Bahçeli ve İçişleri Bakanı sayın Soylu'nun tweetlerine getiren sansür. Sosyal medya şirketleri birer özgürlük mecrası olarak ortaya çıktılar. Şimdi kafalarına göre yargı kararı olmadan subjektif, keyfi kararlarla kamu otoritesi gibi davranıyorlar. Örneğin PKK/PYD yöneticilerine onay verirken KKTC yöneticileri neden verilmiyor. Bunu neye göre yapıyorsunuz? Diyarbakır annelerinin sosyal hesapları engellendi. Bunun arkasındaki ilkeler nedir?

Nefret suçlarını engellemek için bu kararları almak zorundayız deniyor. Şu anda en büyük nefret üreticisi olan Hollanda'daki faşistin tweetlerini neden engellemiyorsunuz. Bunları yaparken hangi mahkeme kararına göre hareket ediyorsunuz? Sosyal medyada ulusal iradeleri aşan, kavga eden, milli egemenlikle, hukukla kavga eden birer mekanizmaya dönüşmeye başlıyor. Bu arkasında dijital bir faşizm, diktatörlük getirecektir.

Bu kriz alanı siber alandır. Bu alana mantıklı ve ilkeli yaklaşım getirmeleri gerekir. PKK/PYD yöneticilerin hesapları açık, Türkiye'deki siyasetçilerin hesaplarını kapatıyorsun, Diyarbakır'daki annelerin hesaplarını kapatıyorsun, neye göre yapıyorsun? Bunun mantığı nedir? Hangi ilke ve prensibi göre yapıyorsunuz?

Biz bunun yanı sıra dünyadaki nefret suçu ile ilgili mücadele konusundaki yasalar ve yasal düzenlemelerin nereye varacağı konusunda hassasiyet göstermeye çalışıyoruz. Fransa'daki yasayı yakın bir şekilde takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız verdiği mesajlarla bütün müttefiklerimizle yararlı ve verimli bir ilişki içerisine girmemiz gerektiğini net bir şekilde iletiyoruz. Buna Fransa'da dahildir. Çok eski bir müttefikimizdir. Bu çerçevede Türkiye-Fransa ilişkilerinde üslup meselesi son derece önemli bir mesele haline geliyor. Sayın Macron'un sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüyen Türk dış politikasıyla ilgili olarak, Karabağ'da, Suriye'de NATO'ya karşı olduğumuz doğru değil. Daha hassas bir yaklaşım bekliyoruz.

Fransa veya başka müttefikimizden hiçbir şekilde PYD/PKK'yı meşrulaştırmamaları gerekiyor. Bizim mücadele ettiğimiz şey terör örgütüdür. NATO müttefiklerimizin bizim yanımızda olmaları gerekir. Macron 'Libya'da Türk askerini çıkarmak' gibisinden konuşuyor. Bu yanlış yaklaşımdır. Biz Libya'nın daveti üzerine oradayız. Türk askeri orada olmasın demenin manası Hafter katliamlarını serbestçe yapsın demektir. Bu konularda son derece sağduyulu açıklamalar yapılması gerekir.

Sürekli olarak Cumhurbaşkanımızı karşıya alan, Türkiye'nin politikalarını karşıya alan yaklaşım NATO müttefikliğiyle bağdaşmıyor. En son Tel Abyad'da 20'ye yakın sivil PKK/PYD unsurlarınca öldürüldü. Maalesef Suriye'de Anayasa Komitesi'nin Cenevre'deki toplantısı rejimin uzlaşmazlığı yüzünden başarılı olamamıştır.

Uluslararası Ceza Mahkemesi İsrail'de yargı yetkisinin bulunduğunu açıkladı. Bu çok önemli bir karar. Bu Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin 1967'den bu yana işgal altındaki topraklar konusunda yargı yetkisinin bulunduğunu söylemesi orada önemli kararlar alacaktır. Bu kararı tebrik ediyoruz.

Cumhurbaşkanımız imzasıyla 2020 yılının Yunus Emre ve Türkçe Yılı olarak bir genelge yayınlandı. UNESCO tarafından anlama ve kutlama yapılacak.''

AK Parti Kongreleri

Güçlü bir şekilde devam ediyoruz. Ay sonuna kadar kongrelerimizi devam ettireceğiz sonra da büyük kongremizi yapacağız. Burada pandemi kurallarına dikkat ediyoruz.

Yunanistan ile istikşafi görüşmeler

Görüşmelerin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için hassasiyet gösteriyoruz. Masada sorunları çözmek istiyoruz. Herkesin bu gündeme katkı sağlaması gerekir. Türkiye en olumlu katkıyı yapıyor. Avrupa'lı dostlarımızın Yunanistan'a telkinde bulunması gerekiyor. Türk askeri Kıbrıs'ta barış gücüdür. Türk askerinin oradaki varlığı kalıcıdır, çekilmeyecek. Barış gücü olarak bulunuyor, hiçbir zaman işgal gücü olarak nitelendirilemez. Türk askerinin orada bulunmasının sebepleri ortadan kalkmadı. KKTC'deki kardeşlerimizle eşit iki egemen toplum olarak yaşamak istemeyen Rum kesimidir. Bugün KKTC'nin varlığı, oradaki halın barış içinde yaşaması Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) oradaki katliam şebekelerini ortadan kaldırılmasından sonra başlamıştır. Her seferinde müzakereler Rum tarafı yüzünden ortadan kalkıyor. İki eşit devlete dayanan bir müzakere modeli masaya gelmelidir. Niyet barış sağlamak değil, maksak KKTC'yi gasp etmek şeklinde. Buna izin vermeyeceğiz. Yunanistan'dan daha olumlu açıklamalar isteriz, gerilimi artırmak yerine daha iyi şeyler söylesin.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :