E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemCastro'dan Atatürk'e övgüler---

Castro'dan Atatürk'e övgüler

Castro'dan Atatürk'e övgüler
11 Aralık 2016 - 07:18 borsagundem.com

Küba’nın efsane lideri Fidel Castro’nun hayatını kaybetmesinin ardından, kendisiyle bir araya gelen siyasilerin anıları, tarihsel önemi olan belgelere dönüştü

Bundan 20 yıl önce ellerinde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Castro’ya yazılmış mektubuyla Küba’ya giden bir grup Türk’ün, altında Castro’nun imzasını taşıyan görüşme tutanakları, Castro’nun hem Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu Mustafa Kemal Atatürk’ü, hem de Türkiye’yi ne kadar iyi bildiğine dair önemli ipuçları verdi.

12 MART 1997’DEKİ GÖRÜŞME

Tarih 12 Mart 1997, dönemin Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, beraberinde dönemin Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı Mehmet Domaç’ın da bulunduğu bir heyetle Küba’ya gider. Domaç, yıllar sonra iki dönem AK Parti İstanbul milletvekili olarak parlamentoda görev yapacaktır. Castro ile bir araya gelmeyi kendi ideolojik geçmişi açısından da çok değerli bulan Domaç, bir saat 50 dakika süren görüşmeyi, tek tek not alır ve altına da Castro’nun imzasını attırır. Küba’daki sağlık sistemini incelemek için yapılan ziyaretin, Castro’yla olan bölümü, bir anda dünya siyaseti, Atatürk’ün kurtuluş mücadelesi ve Türkiye’nin önemli sorunlarına gelir dayanır. Castro, bu görüşmede, Türkiye’nin hâlâ yanıtlayamadığı önemli bir soruyu sorar: “Sizin için Kürt sorunu mu, kökten dincilik mi daha büyük sorun?..”

BÜYÜK İNSAN BÜYÜK ASKER

Parlamento Büro Şefi Nuray Babacan’ın Domaç’ın görüşme tutanaklarından derlediği ilginç görüşmede Castro’nun değerlendirmeleri şöyle:
“Türkiye’yi yakından izliyorum. Atatürk, büyük insan, büyük asker. İngilizleri nasıl yendi ama... Asker ve fikir adamı olarak tarihe geçti, çok önemli biri olarak tarih yazdı. Ben onun yaptığı gibi bir düzen değişikliğini yapamazdım. Eskiden yaptıklarınıza bakıyorum da, Türkler çok iyi askerler. HABİTAT toplantısı nedeniyle 1995’te Türkiye’ye geldim. Türkiye’ye yaptığım geziden çok etkilendim. İnsanlarınızdan etkilendim, camiye ve kiliseye gittim. Boğaz’a bakınca, kim olsa oraya köprü yapar diye düşündüm. Çocuk ölümleriniz yüksek, bu oranları indirirseniz halk bunun kıymetini bilir. Doktorunuz mu az, yoksa kadınlarınız hastaneye mi gitmek istemiyor? Türkiye’de dini açıdan yüzde 99 Müslüman dendiğinde sorun görünmüyor, ama çok fazla etnik köken var, bu sorun olur. Türkiye ile ilgili çok kitap okudum.

ABD’YLE ÇOK EĞLENİYORUM

ABD çok kuvvetli ama biz şampiyonuz. Bu şampiyonluğu kimse bize vermedi, bunu biz aldık. Biz ABD ile uğraşıyoruz, ben çok eğleniyorum. ABD herkese şunu yap, bunu yap diyor ama bize saygı duyuyor. Bill Clinton’un diğerlerinden farklı olacağını düşünüyordum, ancak olmadı. Clinton kimseye verdiği sözde durmuyor, sözüne güvenilmiyor. Clinton’un Müslüman dünyada sözü geçmez, evde de Hillary’nin sözü geçiyor bence...

Her şeye rağmen ben dünyadan umutluyum. Dünyada çok sorun var, tüm politikalar bu sorunları çözmeye yönelik olmalı. Bir dakika dinlenmeye vaktimiz yok. Ciddi sorunlar var. Sağlık sorunları, çölleşme, iklim değişiklikleri bundan çok önemli. Her ay 200 sağlık makalesi okuyup, kopyalarını araştırma merkezlerine ve Sağlık Bakanlığı’na gönderiyorum. Ben kendimin doktoruyum...

İşlerimizi iyi yaparsak, ruhumuz yaşar. Yeni insanlarımız devrim ruhuyla yetişti, gelecekte ne yapacaklarını biliyorlar. Neredeyse 40 yıl oldu devrimden bu yana. ABD bizim sahibimizdi, devrimden önce. Bir gün gelir o imparatorluğun da sonu gelir. ABD, Roma İmparatorluğu kadar yaşayacak değil ya...”

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)