E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBorsalar düşse de hala resesyonda değiliz---

Borsalar düşse de hala resesyonda değiliz

Borsalar düşse de hala resesyonda değiliz
17 Haziran 2022 - 13:31 borsagundem.com

FED’in faiz kararının ardından borsalarda düşüş sürüyor. Bu durum, bir resesyon anlamına geliyor olabilir.

BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

Piyasalar 2022 yılı başından bu yana yüzde 20 oranında düştü ancak bu bir resesyonun habercisi değil. Bu görüşün sahibi The Washington Post’tan Allan Sloan’a göre, borsalar bir resesyon beklemiyor.

Borsagundem.com’un derlediği yazıya göre, evet hisse senetleri düşüyor fakat bunun resesyona dair bir belirti olduğunu söylemek güç. Sloan’a göre piyasa uzmanlarının sözleri kuru gürültüden başka bir şey değil. Bu sözleri kulak ardı edin ve yatırımlarınızda sakin kalmaya özen gösterin.

Endeks tüm zamanların zirvesinden yüzde 10 yukarıda

Varlıklarınızın büyük kısmı hisse senetlerindeyse ve kasanızın günden güne eridiğini görüyorsanız sakin kalmak kolay değildir, bu doğru. Ancak olaylara doğru değerlendirebilmek için anlamlı bir bakış açısına sahip olmanız gerekir.

S&P 500, 2022 yılı 3 Ocak’ta gördüğü zirve seviyesinde yüzde 22 oranında düştü. Bununla birlikte, S&P Dow Jone endekslerinden alınan verilere göre endeks, 23 Mart 2020’de ABD’de görülen ilk korona virüs vakasından iki ay sonra, eski ABD Başkanı Donald Trump’on ulusal acil durum ilan etmesinden ise 10 gün sonra gördüğü dip seviyeden hala yüzde 67 yukarıda. Bundan daha önemlisi ise S&P 500’ün, 2020 yılı 19 Şubat’ında gördüğü tüm zamanların en yüksek seviyesinden yüzde 10 yukarıda olması.

Bu düşüşler size ne kadar kötü hissettirirse hissettirsin, piyasada sürekli bir yatırımınız varsa şu an, 2020’de gördüğü zirveden daha iyi durumdasınız anlamına gelir. Buna, almış olmanızın olası olduğu yılın ilk temettülerini dahil dahi etmiyoruz.

Piyasalarda kısa vadede her şey olabilir ve çoğu zaman da olur.

Yatırımcılar umutsuz ama…

S&P 500, 2020 yılında zirve yaptığında insanlar kendinden oldukça emindi. Hisse senetlerinin ne kadar yükseleceğini ve daha ne kadar zenginleşeceklerini düşünüyorlardı. Takip eden 1 aydan biraz daha fazla bir süre sonra ise yatırımcılara göre ülke kepenkleri kapattı ve S&P 500 yüzde 34 oranında düştü. Bu durum elbette insanları umutsuzluğa sürükledi.

Bu düşüşün ardından ise FED’in faiz indirimleri ve federal hükümet harcama teşviklerinin birleşimiyle yatırımcı güveni yeniden sağlandı ve finansal piyasalardaki korona virüs korkusu azaldı. Her şey birden tersine döndü. S&P, sadece üç günde Mart ayından gördüğü dip noktadan tam yüzde 18 yükseldi ve bu yükseliş devam etti.

Yılın başlarında hisse senetlerinde yavaş düşüşler başladı. Bu durum korku ve paniğe yol açtı ve ileride ne olacağına dair korkunç senaryoların ve tahminlerin de etkisiyle giderek daha fazla düştü.

Hisse senetlerinin büyük çoğunluğu algoritmalara dayanır ve büyük alım satımlar yapan bilgisayarların kontrolündedir.

Piyasaları algoritmalar belirler

Uzun süredir finans piyasalarında olan biri uzun vadede piyasaların ne kadar rasyonel davrandığını görebilir ancak kısa vadede bir rasyonalite aramak yanlıştır. Kısa vadede her şey olabilir ve çoğu zaman da olur. Piyasanın belirli bir gün ya da saatte ne yaptığını tahmin etmeye çalışmak sizi bir çıkmaza sokabilir. Unutmamalısınız ki hisse senetlerinin büyük çoğunluğu algoritmalara dayanır ve büyük alım satım yapan bilgisayarların kontrolündedir.

Şimdilik oluşan pattern’e (örüntü) göre hisse senetleri düştüğü için piyasalar düşmeye devam ediyor ya da yükseldikleri için de yükselmeye devam ediyor gibi görünüyor olabilir. Rasyonaliteyi unutun çünkü piyasanın günlük hareketleriyle reel ekonomi arasında hiçbir bağlantı yoktur.

Bunun en önemli nedeninin bilgisayarların düşünen canlılar olmayışlarıdır. Bilgisayarlar sadece alım satım yapar. İnsanlar ise kesinlikle doğru olmayan hikayeler ortaya koyan piyasa hareketleri için kehanetvari sebepler bulmaya çalışır.

Piyasanın ne kadar düşeceğini kimse bilmiyor

Piyasaların ne kadar düşeceğini gerçekten de kimse bilmiyor. Bu nedenle, düşen bir piyasanın herhangi bir şeyin makul bir nedeni oluğunu düşünmek için mantıklı herhangi bir neden de bulunmuyor.

Peki, piyasalar ABD ekonomisinin resesyona girdiğinden korkmakta haklı mı? Sanıldığı gibi resesyon, ABD GSYİH’nda art arda iki çeyrekte yaşanan bir düşüşü ifade etmez. Aksine, resesyon, ekonomi genelinde yaşanan önemli bir düşüşe işaret eder. Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu da resesyonu, ekonominin geneline yayılan, birkaç aydan uzun süren, reel gelir, istihdam, toptan ve perakende satışlar ve endüstriyel üretimde görülen ekonomik aktivitelerde önemli bir düşüş şeklinde tanımlar. Buna göre bir resesyonun başladığına ya da bittiğine karar vermek için genellikle aylar bazen ise bir yıl ya da daha uzun bir süre beklemek gerekebilir.

Bu nedenle, borsaların ya da ABD ekonomisinin hangi yöne doğru gittiğini kestirmek güç olsa da, borsaların tahmine dayalı değil, etki-tepki prensibine göre işleyen bir mekanizmaya sahip olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir.

Piyasalarda resesyon korkusu

 

Resesyon fiyatlanmaya başladı

 

ABD borsaları artan resesyon endişeleriyle sert düştü

 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)