E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaBabacan borsadaki kaybı açıkladı!---

Babacan borsadaki kaybı açıkladı!

Babacan borsadaki kaybı açıkladı!
19 Ocak 2014 - 14:26 borsagundem.com

Ali Babacan, Kanal 7'de yayınlanan Başkent Kulisi programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı

 Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 17 Aralık operasyonu ve sonrasındaki sürecin ekonomiye yansıması konusunda, borsada 13 Aralık akşamı piyasa kapandıktan sonra 17 Ocak'a kadar ki 5 haftalık sürede halka şirketlerin toplam değerinin 46 milyar 542 milyon dolar düştüğünü belirtti.  

Babacan, Kanal 7'de yayınlanan Başkent Kulisi programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye'de 17 Aralık'tan bu yana yaşanan olayların farklı maliyetleri olduğunu ve bunların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini belirten Babacan, en sık takip edilen göstergelerden birinin Borsa İstanbul'da halka açık şirketlerin değeri olduğunu söyledi. Babacan, şöyle konuştu:

 "Borsada 13 Aralık akşamı piyasa kapandıktan sonra 17 Ocak'a kadar ki 5 haftalık sürede halka şirketlerimizin toplam değeri 46 milyar 542 milyon dolar düşmüş. Bu oldukça büyük bir rakam. Sadece Türkiye'nin halka açık şirketlere baktığımızda 270 milyar dolardan 224 milyar dolara bir değer kaybı var. Yüzde 17-18 gibi bir rakama tekabül ediyor değer kaybı. Bu Türkiye'nin varlığıdır, servetidir.

O günden bu yana faizlerde yüzde 0,98 artış var. Bu Hazine'nin borçlanma faizi. Bu faiz bir yıl boyunca böyle devam ederse Hazine bütün borçlanmasına yüzde 1 daha fazla faiz ödeyecek."  

Özel sektörün yurt dışına 255 milyar dolar borcu bulunduğuna işaret eden Babacan, bu borcun kur arttıkça arttığını, o günden bugüne Türk Lirasındaki değer kaybının bu borca yansıdığını ve bu durumun özel sektör üzerinde bir yük yarattığını ifade etti.

Babacan, "Her ne kadar değerlemelerde bir kayıp olsa da Türkiye'nin bu süreçte bir zararı olsa da bu tür piyasa hare ekonomimizin temelleri üzerinde kalıcı bir etkisi olmuyor. O çok önemli bir fark" dedi.

Devletin döviz borcunun sıfırlanmış olmasının, 2002-2003'teki gibi döviz borcu bulunmamasının önemli bir avantaj olduğunu dile getiren Babacan, kamunun yıl sonu rakamları kesinleşmemesine rağmen yaklaşık 30 milyar dolarlık da bir fazla bulunduğunu söyledi. Babacan, dolayısıyla kurun inip-çıkmasının devletin hesabını etkilemediğini kaydetti.

Bankacılıkta alınan tedbirlerin bankaları kur hareketlerinden önemli ölçüde koruduğunu vurgulayan Babacan, hanehalkının dövizle borçlanması yasaklandığı için vatandaşların da kur artışından olumsuz etkilenmediğini söyledi.

Babacan, kur hareketlerine karşı devletin borcunun sağlama alınması, bankaların bilançosunun sağlama alınmasının ve bankalara borcunun Türk Lirası cinsinden oluşunun kur hareketlerine karşı ekonomiyi önemli ölçüde koruduğunu dile getirdi.

-Kur artışına "airbag" benzetmesi-

Genel makro dengeler açısından 2002-2003'te kur istikrarı etkileyebilecek bir unsurken bugün itibariyle öyle olmadığını anlatan Babacan, ekonomideki daha büyük hasarları önleme açısından kurun inip-çıkmasının ekonomide çok önemli bir şok absorbe etme mekanizması olduğunu ifade etti. Bunu araçlardaki "airbag"e (hava yastığı) benzeten Babacan, başka alanlarda oluşabilecek kalıcı hasarları kur artışının önlediğini vurguladı.

Kurun bir miktar enflasyona geçişgenliği bulunduğunu dile getiren Babacan, kur yüzde 10 arttığında enflasyonun yüzde 1,5 arttığını, bunun bir seneki enflasyona yansıdığını, eskisi kadar büyük bir tahribat söz konusu oluşturmadığını söyledi.

İçeride ciddi bir siyasi hareketlilik yaşanırken ekonominin temelleri sağlam olduğu için göstergelerde hareketlilik de olsa Türkiye ekonomisinde kalıcı bir hasar oluşmayacağına inandıklarını ifade eden Babacan, Türkiye'nin sahip olduğu değerlerin fiyatının düştüğünü, bu nedenle bir zarar oluştuğunu belirtti. Babacan, "Ama bu zarar, bir felaket, kriz anlamına da kesinlikle gelmiyor. Bazıları 'bu olup bitene karşı kriz tabirini kullanalım mı, kullanmayalım mı' diyor, kesinlikle öyle bir ortam yok. Biz bunların hepsini aşarız. Onu aşacak gücümüz birikimimiz, tedbirlerimiz var. Ekonomi üzerinde kalıcı bir hasar oluşmasına asla izin vermeyiz" diye konuştu.

Babacan, 1994 ve 2001 krizlerinin devletin borcunu ödeyip ödeyemeyeceği korkusu yaşandığını, bugün ise böyle bir sorunun olmadığını vurguladı.  

-Türkiye bir miktar daha negatif ayrıştı-

Özel sektörün dış borcuna karşılık döviz geliri bulunması gerektiğini anımsatan Babacan, özel sektörün borçlanmasında dışarıdaki finans kuruluşlarının döviz cinsinden teminat istediğine ve borcu sağlama almadan krediyi vermediğine dikkati çekti. Babacan, şirketlerin borçlu olduğunu ama patronun bunun karşılığı varlığı bulunduğunu, aksi halde bu kredilerin teminatsız verilmesinin söz konusu olmayacağını söyledi.

"33 günde ortaya çıkan tablonun tamamı bu süreçten mi kaynaklanıyor, başka faktörler var mı?" sorusuna karşılık Babacan, küresel ekonomide 22 Mayıs 2013'ten bu yana yeni bir döneme girildiğini, bu dönemde Amerikan Merkez Bankası'nın kriz döneminde verdiği yüksek miktardaki likiditeyi geri çekmeye başlayacağını anımsattı.

Bunun pek çok gelişmekte olan ülke üzerinde etkisi olduğunu, özellikle cari açığı olan ülkelerde bu etkinin arttığını dile getiren Babacan, Türkiye'nin de cari açığı açığı olan bir ülke olarak bu gelişmeden biraz daha fazla etkilendiğini ifade etti. Babacan, şunları kaydetti:

"Bunun ne kadarı Türkiye kaynaklı, ne kadarı dışarı kaynaklı ölçmesi çok kolay değil ama son 7-8 aylık dönem baktığımızda 'Gezi Olayları'nı ve 17 Aralık sürecini yaşadık. Bunun sebebiyle Türkiye bir miktar daha negatif ayrıştı diğer gelişmekte olan ülkelerden. Bizdeki iç gelişmeler nedeniyle bir miktar negatif ayrışmamız var onu da kabul etmek lazım. Bu bir siyasi risk olarak kabul ediliyor. Siyasi riskin de bir primi oluyor, bunu faizde, kurda, varlık fiyatlarında görüyorsunuz.

Çözmek için ne yapmak lazım? Siyaset kaynaklı riskleri yine siyasetin kendi alanında çözmek lazım. Siyasetten kaynaklanan bir riski sadece ekonomik tedbirlerle bertaraf etmek çok kolay değil. Finans ve ekonomik kaynaklı riskler olsa, onları ekonomik ve finansal araçlarla ve orada çözebiliyorsunuz ama siyasi kaynaklı olduğunda mutlaka siyasette tedbir almak gerekiyor."

 Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Koskoca devlet, 16. büyük ekonomi, bir savcı, bir hakim ve bir grup polisin kendi hedeflerine, kendi iç gündemlerine dönük, iktidar partisini ve hükümeti hedefleyen bir hareket içine girdiğinde bu seyredilemez. Kimse de kusura bakmayacak bu konuda. Gereğinin mutlaka yapılması lazım" dedi.

Partilerine kurulduğu gün "AK" Parti dediklerini vurgulayan Babacan, "Temiz, lekesiz, pırıl pırıl anlamlarına gelen bu kelime aynı zamanda bizim varlık sebebimizdir. Siyasi hayatta ortaya çıkışımızda 2001 dönemine kadar Türkiye'nin yaşadıklarına aynı zamanda bir isyandır. AK Parti dönemi, temiz siyasetin olduğu, mücadelede en ufak tavizin verilmediği bir dönem olacaktır. Dolayısıyla varlık sebebimizin olduğu bir konuda bir müsamaha, bir tolerans söz konusu olamaz" diye konuştu.

Yolsuzluklar konusunda ne gerekiyorsa yapılacağını, yargı sürecinin başladığını vurgulayan Babacan, "Bu süreçte kim hesap verecekse yargı karşısına çıkar. Başbakanımızın bu konuda çok ağır ifadeleri oldu. Bu çok iddialı bir duruştur. Kendinden emin olmayan hiç kimse böyle ifadeler kullanmaz" ifadelerini kullandı.

Yüzlerce belediyeye sahip olduklarını, çok büyük bir teşkilatları bulunduğunu, 25 bakanlığı yönettiklerini anlatan Babacan, "Buralarda çalışan herkesin, 3 milyon devlet memurunun yüzde 100 hatasız olduğu gibi bir iddiaya girmek doğru olmaz. Dünyanın en büyük 16. ekonomisinde kötü niyetli olanlar, kasıtlı ya da kasıtsız hataya düşenler olabilir. Burada tavizsiz bir duruş önemlidir. 'Varsa hatası olan mutlaka hesabını verir' diyebilmek önemlidir. Bu konudaki toleransın sıfır olacağını da kabul etmek gerekir" dedi.

Mali suçlarla mücadele konusundaki çalışmalara ilişkin de bilgiler veren Babacan, şunları kaydetti:

"Mali suçlarla mücadelede 11 yılda yolsuzluk, sahtecilik ve ekonomik suçlarla ilgili 91 bin 687 operasyon yapılmış. Kaçakçılıkta aynı dönemde 113 bin 545 operasyon yapılmış ve 214 bin 615 kişi yakalanmış. Organize suçlarla mücadelede 2 bin 234 operasyonda 30 bin 570 kişi yakalanmış. Narkotikte ise 123 bin operasyon yapılmış 259 bin kişi yakalanmış. Bu da sürekli olarak mali suçların üzerine nasıl gidildiğinin en önemli göstergesi.

Bizim dönemimizde kendimiz görevlendirdiğimiz arkadaşlarla ilgili suç duyurusunda bulunmuşuzdur. Somut bir problem varsa anında üzerine gidilir, bu konuda hiç endişeniz olmasın. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün şeffaflık endeksine göre 2002'de Türkiye en kötü üçte birlik gruptayken, 2012'de en iyi üçte birlik gruba girmiştir. Bu tabii ki yeterli değil. Daha da çalışmamız daha da yükselmemiz gerekiyor."

-Avrupa'dan Türkiye'ye yönelik eleştiriler-

Son dönemde Avrupa'dan gelen eleştirilerin anımsatılması üzerine Babacan, bu eleştirilerin daha çok yargı ile ilgili yapılan HSYK düzenlemesi etrafında döndüğünü söyledi.

Devlet içerisindeki ortaya çıkan yapılanmanın, yargı için oluşturulan bağımsızlık sahasını biraz kendi amaç ve hedeflerine doğru kullanmaya başladığını ifade eden Babacan, yargının bağımsız çalışması gerektiğini ama bu bağımsızlığın, yargının kendi içinde mini bağımsız devlet anlamına gelmediğini belirtti.

Bağımsız bir yargının, kanunlar ve anayasa çerçevesinde aynı zamanda tarafsız olması gerektiğini vurgulayan Babacan, "Bağımsızlık alanını kendi gündemi ve kendi hedefleri doğrultusunda taraflı kullanmaya başladığında birilerinin bir şey yapması lazım. Devlet içinde ayrı bir yapılanma, bu maalesef emniyet ve yargı tarafında da var, başka diğer kuruluşlarda da var" dedi.

- "Yanlışın içine düşmezler" düşüncesiyle hareket ettik-  

Cemaatlerin toplumsal yapının bir gerçeği olduğunu dile getiren Babacan, bu yapının en önemli gereğinin yardımlaşma, dayanışma ve iyi insan yetiştirme olduğunu söyledi.

Türkiye içinde ve dışındaki okullarda, hem pozitif bilimleri iyi öğretme gayreti hem de buradaki çocukların sıhhatli bir İslam anlayışıyla yetişmesi gayretleri olduğunu anlatan Babacan, şöyle konuştu:

"Dünyada özellikle 11 Eylül olayları sonrasında İslam ve terör kelimesi bir arada anılmaya başlandı. Aşırıcılık, radikallik ciddi bir tehdit olarak algılanmaya başlandı. Böyle bir ortamda, pozitif bilimlerin sağlıklı bir din anlayışıyla bir arada öğretilmesi, günlük yaşantısına da bu terbiyeyi yansıtan bir gençliğin yetişmesi toplumsal yapımızı sağla bir unsurdur. Bunun içindir ki yıllardır bu tür çalışmalara destek verdik. 'Bu sistemden geçen insanlar iyi yetişmiştir, yönü bellidir ve sosyal ilişki ağı sebebiyle de yanlışın içine düşmezler' düşüncesiyle hareket ettik. Bu yetişen insanlar özel sektörde ve devlette çalışmaya başladılar ve sosyal ilişki ağını devam ettirdiler. Dini konularda bilgi paylaşımı, iman tazelemek güzel, ancak sosyal ağdaki bazı insanlar, ayrı bir emir komuta zinciriyle farklı gündem ve hedeflerle yönlendirilmeye başladığı noktada bizim çizgi çekmemiz gerekir. Onun ötesine geçtiği zaman sıkıntı. Devlet içerisinde ayrı bir gündem ve ayrı bir hedefi olan yapılanma, ayrı bir emir komuta zinciriyle, yargının da bağımsızlığını kullanarak farklı bir amaç gütmek kabul edilemez. Dünyada istikrarlı, kontrol sahibi hiç bir devlet bu tür yapılanmalara izin vermez ve fark ettiği anda gereğini yapar."

Yargıyla ilgili yaptıkları çalışmaların bazı kesimlerce "yargıya müdahale olarak" algılandığını belirten Babacan, "Bizim müdahalemiz, yargının bağımsızlığına değil, yargının bağımsızlığını kötüye kullananlara, bağımsızlık alanını kendi çıkarlarına ve hedefini dönük olarak kullanmak isteyenlere bir müdahale" dedi.

Babacan, yargının çalışacağı çerçeveyi değiştirmenin TBMM'nin en doğal hakkı olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı Babacan, özellikle 25 Aralık'taki 2. dalga operasyonundaki bazı iddiaları İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından yanıtlandığını anımsatarak, "Koskoca devlet, 16. büyük ekonomi, bir savcı, bir hakim ve bir grup polisin kendi hedeflerine, kendi iç gündemlerine dönük, iktidar partisini ve hükümeti hedefleyen bir hareket içine girdiğinde bu seyredilemez. Kimse de kusura bakmayacak bu konuda. Gereğinin mutlaka yapılması lazım" diye konuştu.

-"Bir hakim, bir savcı, bir polis istediğini yapabiliyor memlekette"-

AB'ye üye ülkelerin hepsinin HSYK yapısını incelediklerini ve Adalet Bakanı'na verilecek yetkilerin bazı ülkelerdekine göre son derece sınırlı olduğunu anlatan Babacan, şunları kaydetti:

"Düzenlemenin komisyonda değişikliğe uğradığını, Genel Kurul'da da AB normlarına, anayasamıza aykırı hususlar olursa yine değiştirilebileceğini söyledi. Babacan, "Birkaç gün içinde, acilen bazı tedbirleri alabilmek adına oluşturulmuş bir teklif. Tedbir almazsanız her gün nereden, ne yapılacak, ne gelecek bilemiyorsunuz. Operasyonlar zor değil. Bir hakim, bir savcı, bir polis istediğini yapabiliyor memlekette. Gerçekten tarafsız, Anayasaya uygun çalışacak olsa mekanizmada sorun yok. Bunun kötüye kullanıldığını tespit ettiğimiz anda gereğini yapmamız gerekiyor."

HSYK'ya yönelik düzenleme konusunda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmeler olduğunu, Anayasa Mahkemesi'yle de zaman zaman iletişim kurulduğunu ifade ederek, bir Anayasa'ya aykırılık iddiasının ortaya çıkmamasını arzu ettiklerini söyledi.

Bir saldırı ve komployla karşı karşıya bulunulduğunu ifade eden Babacan, kısa vadede bu saldırının durdurulması ve yenilerinin önlenmesi gerektiğini belirtti. Babacan, şöyle konuştu:

"Dünyanın 16. büyük ekonomisinin zaten küresel konjonktürde sıkıntılar varken içeriden böyle bir saldırıya maruz kalması Türkiye için de 76 milyon vatandaşımızın her biri için de yazık. Bizim kısa vadede bu haksız, hedefi ve niyeti belli olan saldırıyı durdurmamız gerekir, yenilerini de önlememiz gerekir. Bir ülkede böyle kontrolsüz, keyfi hareket edilmesi, belli başlı iş adamlarının hedeflenmesi, varlıklara tedbir konulması kabul edilebilecek şeyler değil. Türkiye'deki hukuk güvenliğini de zedeleniyor. Bir ülkede yatırım yapabilmek için o ülkede hukuk güvenliği esastır. İş dünyamızda yerli ve yabancı yatırımcılarda bu kanaat hakim değilse bizim ekonomik büyümemiz, istihdam oluşturmamız mümkün değil. Türkiye'nin mutlak olarak hukukun üstünlüğü ilkesiyle çalışması gerekir."

Kamu kurumlarındaki görev değişikliklerine ilişkin soruya Babacan, "Yeniden görevlendirmeler, görevden alınmalar, yer değiştirmelerin sebeplerine tek tek bakmak lazım. Bu sebeplerinden bir tanesi kuşkusuz bu tür yapılanmanın yeni ataklarına, yeni komplolarına artık izin vermemek. Ama vaka vaka, kişi kişi farklı sebepler de olabilir. Çok da genelleştirmekten kaçınıyorum"  dedi.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (40)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • JP,Goldman ve Morgan amca20 Ocak 2014 00:54

    istanbulda 3,ankarada 7 puan gerideler Jp ve Morgan stanley anketlerinde,yabancı bosa borsaya cakıp dolar almıyor,erken secime oynuyor,Merkez bankası faiz kararı falan kucuk bahane buyuk resimde yabancı erken secim kararı alınıncaya dek piyasada satıcı!!!

  • ibrahim özbek20 Ocak 2014 00:06

    Sayın babacan siz iktidardasınız muktedir olun hesabını sorun bir spk başkanı var evlere şenlik merkez bankası başkanı hakeza atmakla tutmakla yapacağızla bu işler olmuyor icraat gerekli yatırımcıyı nasıl koruyorsunuz görüyoruz yazık bu ülkeye

  • BİLELİM20 Ocak 2014 00:01

    budan vatandaşa ne kimlerin borsası onu söylede ögrenelim

  • rrrrrrrr19 Ocak 2014 22:35

    ülkemizi yokluk ve kıtlık zamanlarında amerika ve imfye borçlandırdılar onların sıkıntılarını yeniden borçlandırmak istiyorlar baronlar

  • rrrrrrrr19 Ocak 2014 22:33

    bu ülkede 11 banka nıniçi boşaltıldı 75 milyar dolar gitti zamanında bunu türk halkı ödedi o zaman niye hesap sormadınızda şimdi iki ayakkabı kutusunu konuşuyorlar

  • reis 19 Ocak 2014 22:29

    bu ülkenin zor duruma düşmesinin sebebi gezi olayları 17 aralık daki operasyonları düzeleyenlere sorsanız

  • doğa19 Ocak 2014 22:12

    devlet yönetmek bir sanattır

  • dlbyz19 Ocak 2014 21:37

    bize yazık ettiniz bu halk bunu hak etmedi ali ciç ciç ciç

  • doğa19 Ocak 2014 21:22

    10 senedir devletin içindeki yapılanmayı görmediyseniz sorumlusu sizsiniz

  • doğa19 Ocak 2014 21:19

    fıkra ben emekliyim zenginleşmedim 10 sene intibak bekledim ülkenin refah düzeyi işçisinden emeklisinden belli olur

  • doğa19 Ocak 2014 21:13

    senem üretim yok üretim samanı dışardan ithal ediyoruz bu bile korkunç çiftçi üretemeyince o yapınan binaları yemiyeceksin

  • golds 19 Ocak 2014 21:08

    golds yatırımcısının dışında gelişen olaylarda madurların dedrhal paraları iyade edilmelidir cezayı hırsızlık yapanlar cekmelidir yoksa borsa düşer önemli deyil bu güven yok ise düşse ne olur çıksa ne olur adelet olmadıktan sonra herşey art niyetli patronlar leğine olduktan sonra adelet istiyor ve paramız iadesini istiyoruz

  • doğa19 Ocak 2014 21:04

    eee sıcak para kaçıyor üretim yok tüketiyoruz

  • Raks19 Ocak 2014 20:49

    Yolsuzlukların üstünü örtmeye çalışmasaydınız bu kayıplar kesinlikle olmazdı.

  • banu19 Ocak 2014 20:26

    SPK'nın ARENA bilgisayarın çağrıdan kaçışta çevirdiği dolapları ortaya çıkarmasını ve REDİNGTON un açıktan ödediği iddia edilen paraları araştırmasını istiyoruz. Ayrıca bu konuda SPK'nın yanısıra MALİYE ve MASAK'ın harekete geçmesini istiyoruz. SPK, MALİYE ve MASAK lütfen göreve...

  • kağıt Mendil19 Ocak 2014 20:17

    Kullan kullan at,kurtuluş savaşı şehitlerimizin kemikleri sızlıyor..Borçsuz Vatan gırtlağa kadar borç hep ben olayım da nasıl olursa olsun..Hikaye

  • berkay19 Ocak 2014 19:43

    Daha durun bu iyi günleriniz borsa daha da beter olacak, kumar masasına dönüştürdünüz borsayı, yatırımcılar kıbrıs ta rulet oynasaymış,paralarını iki katı yaprlarmış, siz ne yaptınız, açığa işlemlere izin vererek, 2 yılda kateetiği mesafeyi 15 günde geri aldırdınız. yabancı kurumlar,borsadan çıkmak için kek yatırımcılar arıyor alıcı yok ,bakın bakalım endex kaça düşecek 20 bin endex lere hazır olun

  • Hayal alemi19 Ocak 2014 19:35

    USD 5 lira olduğunda anlarsınız anca , Kemal derviş in mirası da bitti şimdi bakalım kim kurtaracak sizi?

  • az sabır19 Ocak 2014 19:23

    GOLDAŞ dahil hepsinden olumlu sonuç çıkar.Artık tezgah bozuldu.:)

  • ali19 Ocak 2014 18:53

    MENDERES TEKSTİL;ortağı ekonomi bakanı,son üç çeyrekte blançoda karını katlayarak yükseltti. bi sürü iştirak var. gelelim yatırımcı kazancına. bu verilere güvenerek bir yıl önce bu hisseyi 090 kuruştan alan yatırımcı şuan satayım desen hisse fiyatı 043 kuruş zarar %50 den fazla. olay ne biliyormusunuz? bu şirketin sahibi yatırımcıyı soyuyor,yabancı şirket sahibi yatırımcı ile paylaşıyor. spk bu şirkete iki defa önceki yıllarda uyarı yaptı ama nafile. şirket sahibi ocak batırmayı bir hobi haline getirdi.

  • emekçi19 Ocak 2014 17:27

    son 3 yılda halka arz edilen şirketler ortada kriz yokken de düşüyordu. o zaman kaygılanmıyordunuz. ne zamanki %66'sı yabancılara ait BIST 30 değer kaybetti, kaygılanmaya başlafınız. Allah ıslah etssin

  • Goldaszede19 Ocak 2014 17:23

    Sayin Bakan Goldas,da yapilan soygun sonucu elimden alinan birikimim umarim iade edilir,Iade edilmesse ,Dilerim ki Allah tum yetkilileri bildigi gibi yapsin

  • GERÇEKLERİ OKUYUN.19 Ocak 2014 17:23

    Neden kanal 7 ye çıkıyorsunda başka bir TV yona çıkmıyorsun ama bizler biliyoruz onlar sizlerin şak şakçıları BORSADAKİ kayıplara gelince artık YABANCILARIN silere güveni bile kalmadı ülkedeki insanların güvenlerini sarsınca adamlarda haklı olarak ülkeyi yavaş yavaş terketmeye başladılar birden verirse mal satabilirlermi yavaş yavaş iyteleye iteleye malları bizlere geçirip gidecekler .SENEM sende akp için yağcılıkmı yapıyorsun ülkenin neresi iyiye gidiyor demekki senişn tuzun kuru ALLAHTAN dilerim SIFIRI çekersinde bakalım bukadar destekleyecek gibi açıklamalar yaparmısın unutmayın ülkede geçim sıkıntısı başladımı gerçekler ortaya çıkmaya başlar eski hükümetlere bir bakın neden iktidarda duramamışlar hayat pahallığını vurunca millet tencere tava sokaklara döküldü demekki sen bunları bnilmiyorsun güzelim bak şunu sakın unutma paran varken herkes senin için iyidir ama bir boşluğa süştüğünde vede paran olmadığında bakalım akp bile sana yardım edeermi.bu ülkede milletin hakkını yiyenlerin ALLAH enkısa zamanda BELASINI VERSİN öyle bir versinki FALÇ olsunlar yürüyemesinler insanlara dertlerini açıklayamasınlar.işte gerçekler böyle ACIDIR.

  • emekçi19 Ocak 2014 17:21

    son 3 yılda halka arz edilen şirketler ortada kriz yokken de düşüyordu. o zaman kaygılanmıyordunuz. ne zamanki %66'sı yabancılara ait BIST 30 değer kaybetti, kaygılanmaya başlafınız. Allah ıslah etssin

  • Goldaszede19 Ocak 2014 17:20

    Sayin Bakan,Goldasda yapilan soygun sonucu tum birikimim elimden alindi,Bu soygun tum yetkililerin gozu onunde yapildi,vatandas olarak kime ve neye guvenerek yatirim yapicam,Umarim hak hukuk adalet yerini bulurda hakkimiz iade edilir

  • Goldaszede19 Ocak 2014 17:17

    Sayin Bakan ,GOldas,da yapilan soygun sonucu tum birikimim elimden alindi ,Bu soygun tum yetkililerin gozu onunde yapildi,Ne olacak bu halimiz ,Bu soygun sonucu elimizden alinan hakkimiz ne zaman iade edilecek?????

  • senem19 Ocak 2014 16:48

    ulke ıyı gıderken bırden ıktıdar hukumetı devırmek adına bırsuru operasyona baslanması, paramızın dolar euro karşısında değersiz kılınması, faiz ve enflasyonun yukseltılmesı açık açık Türkıye halkına yapılan çok buyuk haksızlık, hılebazlık olarak göruyorum.Ama bu sekılde yapanlar Turkıyenın ıyılıgını ısteyenler degıl kanımca, Turkıyenın guclenmesını ıstemıyorlar,Yapılan buyuk yatırımların kesılmesını ıstıyorlar.Avrupa bunları ıstemıyor.Ama bızım yatırımlarla buyumemız guclenmemız gerekıyor.Aynı Çin gibi.Son 10 yılda devrım gecırmız resmen.Insaat alanında son 10 yılda çok buyuk yatırımlar yapmıslar.Bızde gelışelım nıye olmasın.Guzel seyler bunlar....Ayrıca seçim bıtene kadar borsa kapatılabılır mantıklı bence.Ortadakı sıs bulutu kalkar ve ılerler turkıye yenı yoluna

  • deutsche19 Ocak 2014 16:34

    ağlamayı bırakın yetkilerinizi kullanın. geçici olarak borsayı kapatın neden kapatmıyorsunuz çünkü birilerinin işine geliyor. şirketler kelepir fiyatlara düşşün dolar 2,5 geçsin ozaman borsaya alıma gelirler. hüseyin erkan denilen eski borsa başkanı borsanın bu hale gelmesinin en büyük sorumlusudur. emir iptalleri aracı kurum takas bilgileri vs. değişikliğe giderek , halka arz seferberliği başlatarak borsa payı ücretleri almak için 1 masa 4 sandalye şirketlerin halkı açılmasına izin vererek halkın mağdur edilmesi için gerekenleri yapmıştır. Bu ekonomik oyunda sizde rolünüzü iyi yapıyorsunuz.

  • yılmaz19 Ocak 2014 16:34

    borsadaki kayıp kaygı vericide,GOLDAŞta ki ayıp kaybı verici değil mi?

  • BABACAN19 Ocak 2014 15:52

    Hükümet siz değilmisiniz Borsanın guvenilir ve amacına yönelik işlemesi için aşağıdaki olumsuzlara karşı Gereken düzenlemeleri yapın, 1.Aynı nitelikte bir çok şirketle borsaya açılmaları. Karşılıklı ortaklıklarla tahtayı kontrol etmeleri, hisse toplayıp boşaltmaları oyununa son verecek buyuk para cezaları uygulanmalı.. Patronlar Aynı nitelikte yaklaşık olarak faliyet alanları aynı karşılıklı ortaklıklar kurdurarak çok sayıda şirketi borsaya açması oldukça kötü niyetli. Oysa bunları tek şirket olarakta borsaya açıp kaynak toplayabilirdi. Ama peşinde koştukları oyun farklı yuksekten hisse boşaltma aşağıdan hisse toplama oyunları için hisse pozisyonlarına göre karşılıklı ortaklıklarla içinde ticari ilişkilerle kar zarar trasferi yapmak. Bazende oyunlarını borsada olan veya olmayan şirketleri arasındaki ortaklıklar veya ticari ilişkilerle kar transferi transfei yaparak gercekleştiriyorlar. Bu tur aynı nitelikteki şirketlerin birleştirierek gercekten patronların tahta oyunlarıyla değil faliyet alanlarında işlem yapmaları sağlanmalı… 2.Bilançolarda yatırımamaçlı gayrimenkulleri ve maddi duran varlıkların niteliklerinin ve değerlerinin doğru belirtilmesi,. Arsaların metre kare miktarları belirilmeli. Bazı bilanço karatmalarını ve bilanço makyajlarına cezalar uygulanmalı. İşini gerektiği gibi yapmayan denetleyci firmayada ve kişilerede ceza ıuygulanmalı… 3.İştirak ve bağlı ortaklıkları arkasına kar zarar saklama oyunlarına son verdirecek yaptırımlar getirilmeli. Dönem Bilançolarda İştiraklerinin liste halinde sadece “Dönen varlıklar,duran varlıklar, kısadönem yukumlulukler, uzun dönem yukumlulukler, dönemkarı” şeklinde beş kalemde toplam değerleri gösterilmeli. Birde bu 5 kalemde bir önceki yılın 12 aylık durumu yansıtılmalı. Bu zorunluluk haline getirilmeli… 4. Halka açıldıktan sonra burdan edinilen yeni kaynaklarla buyuyen gelişen şirketlerin hisselerini patronları tekrar halktan kelepire geri toplamak için şirketin yapısını değiştirmeleri, ağırlıklı finans faliyeti yapan şirket halinde dönüştürerek, şirketin buyuk nakitiyle borsada olmayan şirketlerini fonlaması ve kar etmeyen sadece fon değer artışı yapan pasif şirket haline sokulması oyunu. Oysa bu şirketler bu kaynakla kendileri direk buyuyebilirler ve yatırımcısına çok kazanırabilirler. Ama patron buyuk nakit kaynağı kendi lehine borsda olmaya şirketlere yöneltip borsada olmayan şrketlerini buyutme oyunu oynuyor… 5. Bazı şirketler faliyet raporlarında yatıkları yatırımlar ve aldıkları ihaleleri açıklamıyorlar veya şirketle ilgili bazı önemli gelişmeleri anlaşılmaz ifadelerle geciştirdikleri gözlemleniyor. Buların amaçlı yapıldığıda aşikar. 6. Şirket alımıyla tahsisli sermaye artışı ve şirkt birleştirmeleri. patronların yatırımcıyı soymak için uyguladıkları yeni teknikler. Farkındaysanız hep kendi şirketlerini birleştirir veya satın alırlar! başka dış bir dış şirket olsa asla bu birleşme koşullarını kabul etmezler! Tahsisli sermaye artırımında ve şirket birleşimlerinde çağrı fiatının belirlenmesi son ayların ortalama fiatına göre belirlenmesi patronlara mutiş bir manipulasyon fırsatı tanıyor. İşlemden önce tahta oyunlarıyla kendi lehlerine istedikleri gibi son ayların hisse fiatını belirliyorlar. 7.Aynı şirkete ait olan farklı katagorilerde borsada işlem gören hisseler eşitlenmeli. Ve ayrıca İmtyazlı paylar sistemi ortadan kalkmalı. 8.Bazı patronlar şirketin buuk çoğunluk hisselerini elden çıkarınca şirkete geliştirmeyi karlılıkla buyumesii için çalışma yerine dolaylı yollardan şirketten fayda sağlamayı daha avantajlı görüyorlar, onun için %50 sinden fazla halka açıkolan şirketlerin yönetimine aynı oranda halkın temsilcileri olmalı yönetimde

  • ali19 Ocak 2014 15:48

    fıkra lafım sana kim zenginleşmiş bir ülkede her 10 kişiden biri icralık bu mu zengnlik hani akp ve yandaşıysan belki sen zenginleşmişindir al 850 tl askari ücretide 15 gün idare etmeyi dene bakalım edebilcenmi bak 30 gün idare et demiyorum

  • FIkra19 Ocak 2014 15:35

    Fıkra var, Türkler ne zaman cehennemeden çıkmaya diğeri ayağından tutup aşağıya çeker. Mayıs ayındaki ihaleler resmen birilerinde kıskançlık yarattı. Fakirlik biter ise nsıl halkı kandıracaklar. O yüzden zenginleşmeyi istemiyorlar sürekli engelliyorlar. Fakir fukaranın ev araba cep telefonu alması göze battı.

  • KY19 Ocak 2014 15:16

    Goldaş ile birlikte borsaya olan güveni tam olarak yok ettiniz! İnsan ister istemez, kaybolan 15 ton altın'ın ne kadarı vakfa bağış yapıldıki bulunamıyor, diye düşünmekten kendini alamıyor. Bu saatten sonra ne yapsanız fayda etmez. Hiç olmazsa Yalınkaya gibi halka açık şirket sahipleri hak ettikleri gibi cezalandırılsınlar ki, ekonomiye yön veren kurmaylarının itibarı biraz olsun düzelsin!

  • mali19 Ocak 2014 15:03

    Kaybedilen paralar kazanılır. Ama yıkılan güven, kırılan kalpler kolay yapılmaz. Başbakan ve ksrşı taraf güvensizlik ve kaos çıkardığı sürece bu köprünün altından çok sular geçer.Sonu Türkiye'nin aleyhine olur hep beraber batarız.

  • gurbetci19 Ocak 2014 15:02

    ne oldugu belli olmayan para ile ekonomiyi yonetmeye calisirsaniz olacgi bu yolsuzluk yapanlari savunul iseniz olacagi buydu operasyon basladigin da operasyon yapanlari gorevden almasaydiniz simdi hic birsey olmazdi ozellestire ozellestire ulke de ne varsa sattiniz hesler 2b ler bankalar halkabank ... hepsini sattiniz veya yandasalariniza dagittiniz

  • trust19 Ocak 2014 14:57

    geleceğin başbakanı.konuşması,duruşu,özgüveni güven veriyor.çok hassas bi noktaya değinmiş sayın babacan.bir savcı bir hakim ya da emniyet mensubu kafasına göre ülkede kaos yaratabiliyor ve bunun önüne geçmek lazım sonuçta burası muz cumhuriyeti değil bu kadar kolay olmaması lazım.

  • ilter19 Ocak 2014 14:51

    yabancı borsayı şişirdi, siz de halka gazı verdiniz, malının bir kısmını yerliye boşalttı, sonra aşağı düşürüp toplayacaktır aynı malını daha ucuza, o değilde başbakan bist rekorlar kırarken biz halkı, ayşe teyzeleri borsaya yönlendirdi ama sonra borsa düştü, başbakan acaba yabancıya mı çalışıyor?

  • mehmet19 Ocak 2014 14:50

    yolsuzluk operasyonları yürüten savcılar görevden alındı.benim kendi adıma güvenim kalmadı.

  • hacı hacı19 Ocak 2014 14:49

    Erdoğan önce emniyet ve yargıyı kontrol altına aldı sonra küheylan açıklamalara başladı. bayraktarın dediği gibi talimatla iş yaptık, başbakan da istifa etsin. bence bu durumu özetliyor, akp yolsuzluk Erdoğan bilal erdoğana ve kendisine uzanacağını görünce önünü kesmiştir, mahşerde görüşeceğiz nasılsa istediğiniz kadar üstünü örtmeye çalışın

  • kenan olgun19 Ocak 2014 14:42

    asyabankı da sağlama almalısınız sn babacan, batırılma, itibarsızlaştırma çabalarına engel olmalısınız