Ana SayfaArçelik/Kaya: Üçüncü taraflar uyum konusu çok önemli, Arçelik'te büyük resme bakmaya başladık----

Arçelik/Kaya: Üçüncü taraflar uyum konusu çok önemli, Arçelik'te büyük resme bakmaya başladık

07 Ekim 2021 - 10:46 borsagundem.com

Şeffaflık, dürüstlük, Etik ve uyum şirketlere başarı ve
sürdürebilirliği getiriyor Etik ve İtibar Derneği TEİD,
sürdürülebilir iş modellerini günümüz dinamikleri ile değerlendirmek
üzere "Etik Forum"u gerçekleştirdi. Forumda, artık şirketlerin
paydaşları ile sorumluluklarında etkileşime dayanan iletişimin önemini
görmeye başladıklarının altı çizilerek, şeffaflık, dürüstlük, etik ve
uyumun şirketlere başarı ve sürdürebilirliği nasıl getirdiği
vurgulandı. Başarılı olmak için şirketlerin güçlü, güvenilir ve saygın
iş ortaklarına ihtiyaçları bulunuyor. Şirketlerin tüm 3.taraf iş
ortaklarının, etik ilke ve değerlerini hayata geçirmesi ve bunları tüm
faaliyetlerinde öncü bir rehber haline getirmesi sürdürülebilir bir
başarı için olmazsa olmaz şartlardan biri haline geliyor. Etik ve
İtibar Derneği TEİD, bu amaç doğrultusunda Türkiye ve dünyada iş
ortakları ile ilişkilerde meydana gelen gelişmeleri Türk iş dünyasının
önde gelen isimleriyle TEİD Etik Forum'da gündeme aldı. TEİD,
çevrimiçi olarak düzenlenen TEİD Etik orum'da, iş ortaklarıyla
birlikte aynı hedefe yürürken aynı ilke ve değerlere sahip olmanın
önemini, paydaş haklarına saygılı olma ve sürdürülebilir iş
modellerini günümüz dinamikleri ile tartışmaya açtı.
Moderatörlüğünü TEİD 3.Taraflar Etik ve Uyum Riskleri ÇG Liderleri
Fikret Sebilcioğlu, Emre Çolak ve Tayfun Zaman'ın yaptığı 3 ayrı
panelin yer aldığı forumda açılış konuşmasını yapan TEİD Yönetim
Kurulu Başkanı Aslı Ertekin, "Devam eden COVİD-19 pandemisi nedeniyle
forumumuzu bu sene de çevrimiçi olarak gerçekleştirdik. 2020 senesinde
başlayan pandemi nedeniyle tüm dünyanın ve tüm hayatların nasıl
değiştiğini hep birlikte gördük. Şirketler için etik kararların ne
kadar önemli olduğunu anladığımız bir dönemdeyiz. Artık şirketler
paydaşları ile sorumluluğu etkileşime dayanan iletişimin önemini
görmeye başladılar. Ekonomik olarak da güçlü bir potansiyele sahip
ülkemizde üçüncü taraflarla kurulan ilişkilerin önemi bir kez daha
anlaşılıyor. TEİD bu konuya özel bir önem veriyor. İş etiğinin tek
taraflı bir durum olmadığını ve ancak toplumun bütün kesimlerinin
özellikle de şirketlerin iş ortaklarının içinde olduğu karşılıklı
fayda dengesi sayesinde korunabileceğinin altını çizmek istiyoruz.
Ancak etik ve iş arasınd a bir denge noktasında birlikte ayakta
kalabileceğimiz gerçeğinin karar alma mekanizmalarımızda bir refleks
haline gelmesini hedefliyoruz. Bugün etik forumda bizlerle birlikte
olarak değerli zamanını ayıran siz değerli katılımcılarımıza ve tüm
paydaşlarımıza teşekkürlerimizi iletiyoruz." dedi.

Ertekin'in ardından sözü alan Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı,
CEO Hüseyin Geliş ise "Çalışma tecrübem boyunca iki konunun üzerinde
daha fazla yatırım yapılması gerektiğini öğrendim. Biri tedarik
zinciri biri de iş etiği. Tedarik zinciri konusunun ne kadar önemli
olduğunu gördük. Ülkemizde özellikle bu konuda derneklerin kurulmasına
ihtiyaç vardı. Etik için değerlerimizi güçlendirmeliyiz.
Kültürümüzdeki bazı alışkanlıkları değiştirmekten asla çekinmemeliyiz.
Etik kısıtlama içermez, aksine geleceğe güvenle bakmamızı sağlar. Etik
ve sorumluluğa inanan kişiler ve şirketler daha fazla işbirliği
fırsatı yakalarlar ve uzun soluklu olurlar. Güven kelimesi oldukça
önemli. Siemens Türkiye olarak globalde 175. yılımızı kutluyoruz.
Etik, kaliteli sorumlu ve sürdürebilir iş yapış şeklimiz şirketimizin
sözüdür. Ülkelerin de markalarını koruması gerekiyor. 45 yıllık iş
tecrübem ile hatalardan da öğrenerek her defasında daha güçlü bir
şekilde yol almaya devam ettik. Uyumluluk şirket kültürünün bir
parçası olmalı. Za man sorumlu davranma zamanıdır. Sürdürülebilir bir
gelecek için hep çalışmalıyız. Etik siz konusu olduğunda yelpazemizi
geniş tutmamız gerekiyor. Etik konusunun çok fazla boyutu var ve
hepimizin sorumluluğudur. TEİD'in buradaki rolü oldukça önemli olup,
emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım." şeklinde konuştu İlk
panelin moderatörülerinden TEİD 3.Taraflar Etik ve Uyum Riskleri ÇG
Lideri Fikret Sebilcioğlu ise "Üçüncü taraflar konusu uluslararası
ticaretin çok ciddi artmasıyla birlikte Türkiye'yi ve tüm dünyayı çok
daha fazla ilgilendirmeye başladı. Üçüncü taraf evrenini şirket
çalışanları ile ortakları hariç tüm menfaat sahipleri olarak
tanımlayabiliriz." şeklinde konuştu.

Arçelik Global Uyum Yöneticisi Av. Gülay Kaya ise "Üçüncü taraflar
uyum konusu çok önemli. Arçelik'te büyük resme bakmaya başladık.
Üçüncü taraflar uyum konusunda büyük resme de odaklanmak gerekiyor.
Arçelik'te 2,5 senedir bir uyum programı tasarladık ve sürekli
geliştiriyoruz. Belirli bir davranış modelimiz vardı, şirketimiz çok
hızla büyüdüğü için programımızı yeniledik ve geliştirdik. İş etiği
dediğimiz ana şapkanın altında yer alan ve çok büyük önem taşıyan bir
konu bu. Üçüncü tarafla olan ilişkimizde daha geniş kapsamlı bir bakış
açısına sahibiz. Üçüncü taraflarımız için tüm yasalara uyacak
standartlarımız var. İnsan haklarından bahsediyoruz. Sağlık ve
güvenlik konusu da bizim için önemli ve uyacaksınız diyoruz. Çevreye
duyarlılık diyoruz. Biz üçüncü taraflarla merhaba dediğimiz andan
itibaren bu standartları sunuyoruz. İdealist ve beklentilerimizin
büyük olduğu bir dünyaya yolculuk içerisindeyiz, gidecek çok yol var
ama oldukça fazla yol aldık." dedi. BASF Türkiye Azerbaycan Hukuk ve
Uyum Müdürü Av. rve Evrim İkiler de "BASF Etik değerlere uyan bir
kültür sorumluluğumuz var. Toplumun refahı bizim önceliğimiz. Tedarik
zinciri olmazsa biz faaliyet gösteremeyiz. Doğru bir üçüncü tarafla
çalışmak, bizimle aynı değerlere sahip bir üçüncü tarafla çalışmak
bizim için kritik bir nokta. Tedarik zincirinin halkaları tek tek
tamamlanıyor. Tek bir hata bütün operasyonumuzu etkileyebilir.
Operasyonun varlığı üçüncü taraflarını varlığını sürdürüyor
diyebiliriz. Üçüncü tarafların yolsuzluk eylemlerinden şirketler de
sorumlu tutuluyor. Üçüncü tarafların etik değerlere uygunsuz
davranışları bizler üzerinde finansal yaptırımlara da yol açabiliyor.
Üçüncü tarafların seçimi, yönetimi, onaylanması bizim için çok önemli.
Global bir stratejimiz var, esneklik payımız da yok. Bu kadar kural ve
sistem faydalı mı ? Kesinlikle çok faydalı. Doğru bir üçüncü tarafla
çalışmak üçüncü taraf ve şirketin arasındaki ilişkinin güçlü olmasını
sağlıyor, bu da müşteriyi yansıyor." Şeklinde görüşlerini dile
getirdi.

Borusan Holding Kamu Politikaları ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Eray
Akdağ da "Çok uluslu bir şirket olduğunuz zaman çok fazla ülkeyle
iletişiminiz oluyor. Temel odağımız toplumsal değerlerimiz. Devler
liginde yarışmak istiyorsanız güven ve itibar olmazsa olmazınız
oluyor. Cumhuriyet'in başarı hikayesi hakkında bir kitap var. Buradaki
kuruluş hikayesiyle Borusan'ın kuruluş hikayesi çok benziyor. Yazılı
ve yazılı olmayan kurallar çok önemli. İş ortakları ve çalışanlar
açısından son derece belirleyici şeyler. Kısa vadede başarılı görünmek
değil uzun vadede başarılı ve kalıcı olmak önemli. 360 derecelik bir
değer zinciri. Bu zinciri oluşturabildiğiniz sürece
ilerleyebiliyorsunuz. Tek olursak yıkılırız ama bir olursak ayaktayız,
bu herkes için geçerli. Borusan olarak kalite standartları çerçevemiz
var. Stratejimizi hep bunun üzerine inşa etmeye çalışıyoruz. Üçüncü
taraflarla iletişimimizde yazılı prosedürümüz var. Bunu açık olarak
internet portallarımızda yayınlıyoruz. Bunun dışında genel anlayışımız
konusu va r. Çalışanımı, işimi ve paydaşımı korurum dedik ve
sürdürebilir rehberimizi yayınladık. İklim, insan ve inovasyon?Tek
amaç güvenilir bir değer zinciri oluşturup bunu sürekli tutmak. En
ufak bir ihmalin yaşanması itibarı da etkileyebiliyor. Hedef 200 yıl
sonra da var olmak demekse, bu da sürdürebilirlikle mümkün olur. Bunun
için para harcamak gerekiyorsa harcanmalı. Öte yandan küresel iş yapma
anlayışının çok hızla değiştiği bir dönemdeyiz. Geleceği görebilmek
çok daha önemli olmaya başladı." dedi. Keynote konuşmacılarından Yazar
Yalın Alpay ise "Günlük kullanımda ahlakla etik birbirinin yerine
kullanılır. Eş anlamlı değillerdir. Ahlakta bir değer problemi kendini
gösterir. Değer var olmak için her zaman bir özenin zihnine gereksinim
sunar. Zihinde tek başına bunu yapamaz. Bunu yapabilmesi için
zamandan, toplumdan güç alır. Ahlak hiçbir zaman diğer değerler gibi
kendi başına var olmaz. Zihnin bir ürünüdür. Ahlak her zaman kişinin
var olmasından önce toplumsal statüsünde var olmuştur ve bir şekilde
seçilmiştir Kişi de bunun içine doğar. Ahlakta her zaman bir darlık
ve kültürellik vardır. Bu yüzden bazı meseleler ahlaki olarak
adledilebilir ama etik olmayabilirler. Etik ahlakın felsefesi olmak
zorundadır. Ahlak zihinden çıkar ama rasyonel olması anlamına gelmez.
Ahlak bu konuda bu karışıklığı etikle aşmayı dener. Bazen çok ahlaki
olarak görülen yerel ve lokal olarak kabul edilen şeyler hiç de etiğe
denk gelmeyebilir. Ahlak ancak toplumsal bir yerde ortaya çıkar.
Kendisini en çok gösteren ise ödev etiği, ödev yani vazife ahlakıdır.
Bu ahlak yaklaşımı ahlakın başıboş ve toplumsal sözleşmenin geçmişine
karşı bir başkaldırıdır." dedi. Diğer konuşmacı Ayvansaray
Üniversitesi, Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkın da "Akıllı insanlar
ahlaklı olurlar. Dünya alev alev yanıyor. Ya deniz yıldızlarını denize
geri atan insanlar olacağız ya da önce kendimizi kurtarıp sonra
diğerlerini kurtaracağız. Etik ahlakın felsefesidir. İki tane
referansım var. Babamın cübbesini odamda hep arkamda tutarım ki
babamın beni izlediğini hissedeyim. iğeri de Mustafa Kemal
Atatürk'tür. Güçlünün mantığı her zaman doğrudur diye bir Fransız
atasözü vardır. Şunu öğrendim ki sadece korkak insanlar
yakalandığında pişman oluyor. Mustafa Kemal Paşa, Şahsi menfaat hep
köyüdür diyemeyiz ama başarı için önemlidir. Her şeyin güzel
gideceğini düşünmekte hayalperestliktir demiştir. Elde ettiğim bir
ders var, şeffaflık etik ve itibar için çok önemli. Çok fazla yönetici
kademesi kurulan bir şirkette kurum içerisinde etik ve itibardan
uzaklaştığına şahit oldum. Şeffaflığın gizlilikten çok daha önemli
olduğunu düşünüyorum. Bu kurum tedarikçileri, yaş ortalamaları,
karlılığı, eğitim seviyeleri gibi özelliklerin kurumun içerisindeki
herkesin bilinmesi dışında kurum dışındakiler tarafından da
bilinmesinin yararlı olacağını inanıyorum. Şirketler genelde
kendilerini çok şişirdikleri için gerçek korkularını göstermemek adına
mahremiyeti tercih ediyorlar. Karar alma mekanizmalarına çok fazla
katman koyacaklarına geniş bir orkestra kurmalarını çok da etik
buluyorum." şeklinde örüşlerini dile getirdi. Programın ikinci
panelinin moderatörü TEİD 3.Taraflar Etik ve Uyum Riskleri ÇG Lideri
Tayfun Zaman ise "Biz hep üst yönetimin sahiplenmesine vurgu yaparız
ama motto aşağıya doğru nasıl yayılıyor onu gözlemlemek daha önemli.
Şirketin uyum önceliklerinin ilk aşamada aşılanabilmesi için uyum
elçileri önemli bir yer alıyor. Bu iyi bir uygulama örneği olabilir.
Uyumun gözünün kulağının sürekli açık olması ideal uyumun da şirkette
bir mecra haline gelmesi dikkatimi çekiyor. İlk güvenip, akıl alacağı
kişi uyum yöneticisi oluyor. Kafadaki soruların cevabını net
bulduğumuzda her zaman doğru kararlar verilecektir. Uyum programı
gelişime her zaman çok açık. Uyumu iş süreçlerinden ayrı bir hukuki
kavram olarak tasarlarsanız yanılırsınız. Uyum programı bir aile
arabası freni gibi değil, bir yarış arabasının freni gibi
değerlendiriyorum. Durması için değil daha hızlı gitmesi için
tasarlanmalı ki hayatınız kolaylaşsın. İyi oturtulmayan bir uyum
programı şirkette sorunlara yol açar. Kurumsallaşmad uyum
programının çok faydalı olduğunu gördüm. Politikalar şirketlerin
sürekli ayakta kalmasını sağlar. Politikamızı hayatımıza sokan uyum
programıdır ve her iki tarafın da hayatını kolaylaştıracaktır." dedi

Mavi Hukuk ve Uyum Direktörü Av. Tuba Pekin ise, "İletişim, şeffaflık
ve yaptığımız her şeyi anında paylaşma bizim için çok değerli.
Yaptığımız her şeyi analistlerle paylaşarak birlikte yol alıyoruz.
Süreçlerimizde çok şeffaf bir şekilde neyin ne olduğunu bilerek
ilerliyoruz. Uyum sürecinde halka açılırken karşımıza ilk TEİD
çıkıyor. TEİD üyesi olmaktan gurur duyuyoruz. Uyum komitemizi kurduk,
her sene revize ediliyor. Bunu her sene yaşadıklarımızla geliştirmeye
çalışıyoruz. Çalıştığımız herkese anketler yolladık ve
sürdürebilirlikten ne anlıyor bunu belirledik. Anketin gücüne
inanıyoruz ve sonuçlardan çok yararlanıyoruz. Anketle birlikte şeffaf
bir şekilde de yönetime sunuyoruz. Farklı alanlardaki başarılı
insanları içimize alıp eksik yanlarımızı tamamlamak istedik.
Çeşitlilik ve kapsayıcılıkta hedefimize ulaştık ve pozitif etkilerini
de şirketimizde görmeye başladık. Öte yandan etik hattımız var ama
üçüncü kişilere kapalı. Şeffaflaşmak için çalışmalarımızı
sürdürüyoruz, dışarıdan da biz ulaşılabilecek. Şirketler değişiyor,
dünya değişiyor, bu değişime ayak uydurmak çok önemli." diye konuştu

KORDSA Baş Hukuk ve Uyum Müşaviri Av. Atike Kökbudak da, "KORSA,
2000'li yıllarda global bir şirket haline geldi. Etik macerası da
bence o sırada başladı. Şirketin aslında faaliyetleri sürekli değişti.
AR-GE merkezi kurulmasıyla çok daha büyük bir iş kolu haline geldi ve
sürekli faaliyette bulunduğumu ülkeler genişledi. Aslında hayatı
güçlendirme mottomuz var. Biz inşaatı da hayatı da güçlendiriyoruz.
Doğayı da güçlendirelim, insana da dokunalım istedik. Bütün globalde
bütün çalışanlarımıza aynı imkanları sağlamak istedik. Yaptığımız
yatırımlarda, koyduğumuz hedeflerle herkese aynı imkanları
sağlayabiliyor musunuz hedefimiz bu. Holdingle aramızdaki tek fark biz
bir üretim şirketiyiz. Herkes riskleri daha farklı yönetiyor. Öte
yandan her şeyin başı eğitim ve en büyük gücümüz de eğitim. Uyum
birimlerine rapor sunan uyum elçileri atadık. Hukukçularla çalışmaya
başladılar. Bütün eğitimlerde bir şeyin etik olup olmadığını
bilemeyebilirsin, kafanda çelişki olursa uyum yöneticine sor diyoruz.
Sorular inanılmaz artt ı. Çok iyi sonuçlar aldık. İnsanlar uyum
konusunda raporlama yapmaya başladı. Eksik olan alanlarımız hala var.
Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uyum herkes için olduğu kadar bizim
içimizde de çok oturmuş bir konu değil. Bizde bu konuda çok yorulduk
ve yoğrulduk." şeklinde konuştu. Günün son panelinin
moderatörürlerden TEİD 3.Taraflar Etik ve Uyum Riskleri ÇG Lideri Emre
Çolak ise " Ülkemiz ve dünya güncel şartlar içerisinde optimist ve
iyimser olmak bu değişikliklerin yapılacağını ve Türkiye ekonomisin
hak ettiği yerlere ulaşacağına ümit ediyorum ve eminim." şeklinde
konuştu SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem de, " Kurulduğumuz
günden beri gerek ülke ekonomisinin çıkarları gerekse sektörün
çıkarları için arabuluculuk görevi üstleniyoruz. Toplu hareket etmek
ekonomilerde çok da yeni bir kavram değil. Güçleri birleştirmek
bireysel hareketten çok daha güçlü bir gerçek. Çatımız altındaki
şirketlerin başarısı bizi çok mutlu ediyor. İçinde bulunduğumuz çağda
dünyayı ve insanlığı tehdit eden birçok olayla aş etmeye çalışıyoruz.
Çağımızın krizlerden, küresel ısınmadan, iklim değişikliklerinden
hepimiz birbirimizi sorgulamalıyız. İşbirliklerine hep inandık.
Yıllardır ekonominin oyuncuları hep sürdürebilirlikten söz ediyorlar,
finansal sermayelerin bir değeri yok. Oyunu kuralına göre oynamak
istiyorsak sosyal sermayeyi de unutmamak gerekiyor. Bu da şirketlerin
değerini artırıyor. Şirketler daha fazla kazanmak ve kazandırmak
gerçeğinin daha fazlasıyla karşı karşıyalar. Bunları aşıyoruz ve
hissediyoruz. Şirketleri öne çıkaran faktörüler sadece gelir ve karla
ölçülmüyor, farklı mekanizmalar aranıyor artık. Çalışanlarına ek
haklar sunabiliyor mu? Kurum içim kurum dışı süreçlerde de hesap
verilebilir mi, şeffaf mı, sosyal sorumluluk politikaları üretiyor mu,
cinsiyet eşitliğine önem veriyor mu gibi nice özelliklere bakıyoruz ve
şirketleri ölçmeye çalışıyoruz. Pandemiyle birlikte hepimizin daha çok
düşündüğümüz konu amaç. Tüketiciler topluma geri dönüşü önemsiyor.
İdeal bir toplum yaratacaksak, STK'ların da atacaklar adımlar olmalı.
Dolayısıyla ekonominin de daha adil bir düzen içerisinde olmasını
sağlayabiliriz. Bunların hepsi birbiriyle paralel." dedi. AİFD
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Genel Sekreteri Dr. Ümit Dereli de
"Hepimiz güven duymak istiyoruz. Biz insanoğlu uygarlık sürecinin en
başından bu zaman aramızda bir uzlaşı ve ortak kurallar var. Birlikte
yaşamak demek ortak çıkarlar tanımak ve ortak değerler geliştirmek
anlamına geliyor. Gelişmiş toplumlara geçtikçe o süreç içerisinde
kurumları kurallar ve ortak bir değerler anlayışı da çok daha fazla
önem kazanıyor. Devlet dediğimiz yapı da böyle bir yapı. Kendi
rızalarımızla bazı alanlardaki düzenlemeleri, denetimleri ortak bir
yapıta devretme şeklinde tanımlanıyor. İlaç, sağlık ve endüstri olarak
sektörde bu çok daha fazla öne çıkıyor. Çünkü inanılmaz bir bilgi
eşitsizliği var. Burada herkesin nihai olarak hizmet etmek zorunda
olduğu kişi sadece hasta. Sağlık sektöründeki herkes hasta için var.
Hepimiz bir gün o grubun içerişinde yer alabiliriz. Hasta sonuç
kendisi sorunu yaşayan ancak sorunla ilgili bilgisi en az olan kişi.
Dolayısıyla güvenmek zorundayız. Hem tedavi edecek kişiye hem de
tedavi edilecek ürünlere güvenmek zorundayız. Hekim ilacı yazıyor ama
ilacın fabrikasında nasıl üretildiğini ya da içeriğini tam olarak
okumuyor. Bu bir güven. Aksi halde büyük bir huzursuzluğun ve bilgi
kirliliğinin ortaya çıkması söz konusu. Bu da bireylerin ve toplumun
sağlığını olumsuz etkileyen bir konu. Bugün Türkiye ve dünyada da aşı
güvensizliği var mesela. Demek ki tam olarak güven duygusu toplumun
her kesiminde oluşturulamadı. Bunun şeffaflaşarak her aşamasının
bireylere aktarılmasıyla o güven sağlanabilir. Sektörlerin hepsinin
öz denetiminin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde daha
huzurlu, daha sağlıklı yaşıyoruz." dedi. TEDAR Yönetim Kurulu Başkanı
Tuğrul Günal da "COVİD-19 ile birlikte tedarik ön plana çıktı. Sektöre
karşı farklılık arz etmekle birlikte yüzde 50 olarak tedarik öne
çıkıyor. Sivil toplum örgütleri ne kadar güçlüysek o ülkeler o kadar
gü lü gelişiyor. TEDAR'ı 2013 yılında kurduk. Bireyler gelir geçer ama
kurumlarımızı arkamıza aldığımızda sürdürebilirlik devam edecektir.
Biz dernek olarak misyonumuz da etik prensipler ve sürdürebilirlik
var. 2014 yılında TEİD'e üye olduk. Anketler düzenliyoruz ve dergi
çıkarıyoruz. İşbirliği yaptığımız çok değerli kurumlar var. Yüzlerce
kişiye sürdürebilirlik, uyum eğitimleri verdik. Webinarlar dizisi
başlattık. Tüm paydaşlarımıza tüm alanlarda işbirliği yapmaya gayret
ediyoruz." şeklinde görüşlerini dile getirdi. TEİD Etik Forum'un tüm
videolarına Etik ve İtibar Derneği YouTube kanalından ulaşabilirsiniz.


Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey