Ana SayfaTSKB Ekonomik Araştırmalar, "Pandemi Sonrası Daha Yeşil Bir Dünyaya Yelken Açmak" Konulu Raporunu Yayımladı----

TSKB Ekonomik Araştırmalar, "Pandemi Sonrası Daha Yeşil Bir Dünyaya Yelken Açmak" Konulu Raporunu Yayımladı

02 Haziran 2021 - 09:21 borsagundem.com

TSKB Ekonomik Araştırmalar, makroekonomi odağında COVID-19 salgınının
ülke ve dünya genelinde yarattığı etkilere ilişkin önemli
değerlendirmeler paylaştığı üçüncü rapor çalışmasını yayımladı.
"Pandemi Sonrası Daha Yeşil Bir Dünyaya Yelken Açmak" başlığıyla
hazırlanan raporda, pandemiyle mücadele çerçevesinde atılan adımlar
sonrası dünyada ve ülkemizde iyileşme belirtileri görüldüğüne işaret
edilirken, politika ajandasına kalıcı olarak girdiği anlaşılan
iklimin, yapısal dönüşümün hızlandırıcısı olarak ele alınabileceği
ifade ediliyor.

Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik araştırma
faaliyetleriyle katma değer yaratan çözümler sunmaya devam eden TSKB
Ekonomik Araştırmalar, makroekonomi odağında COVID-19 etkilerine
ilişkin hazırladığı "Pandemi Sonrası Daha Yeşil Bir Dünyaya Yelken
Açmak" başlıklı üçüncü raporunu yayımladı. Pandemiyle mücadelede dünya
genelindeki destekleyici politikalar ve hızlanan aşılama faaliyetleri
ile ekonominin iyileşme belirtileri gösterdiğine işaret eden rapor,
toparlanma sürecinde önemli adımlar atılmasına rağmen aşılması gereken
belirsizliklere ve eşitsizliklere de dikkat çekiyor.

TSKB Ekonomik Araştırmalar Departmanı'ndan Feridun Tur, Şakir Turan,
Cihan Urhan ve Cem Avcıoğlu tarafından hazırlanan rapor, daha yeşil
bir dünya yolunda uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarının
Türkiye'nin yapısal dönüşümü için katkı sağlayabileceğine ve ülkenin
yeşil dönüşümünü hızlandırabileceğine vurgu yapıyor.

Türkiye ekonomisi salgın sonrası süreçte hızlı bir toparlanma
kaydederken, pandemi kaynaklı son dönemdeki kısıtlamalara rağmen
aktivitede yavaşlama sınırlı kaldı. Dünyadaki düzensiz toparlanma
içinde oluşan enflasyonist eğilimler Türkiye'yi olumsuz etkilerken,
belirsizliklerin ekonomi politikalarında manevra alanını sınırladığı
görünüyor. Raporda, makro dengelerde iyileşme için iç talebin bir süre
daha soğuması gerektiği belirtilirken, son yıllardaki deneyimler
makroekonomik politika tedbirlerinin kalkınma politikalarıyla
güçlendirilmesi gerektiğinin önemini teyit ediyor.

Uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşları yeşil dönüşümü
hızlandırabilir

Küresel iklim gündeminin Türkiye'yi de pek çok alanda etkileme
potansiyeline sahip olduğu belirtilirken, enerji üretiminde dönüşüm,
kaynak verimliliğine odaklı Ar-Ge süreçleri, tarım ve gıda sistemleri,
döngüsel ekonomi ve sınırda karbon vergileri gibi alanlarda bu
etkilerin görünmesi bekleniyor. Bu alanda atılacak adımların ülkeye
bir dönüşüm getirebileceğinin ifade edildiği raporda, iklim
politikalarının ülkenin yapısal dönüşümünün hızlandırıcı olarak ele
alınabileceği aktarılıyor. Daha yeşil bir dünyaya yönelim için ihtiyaç
duyulacak bu dönüşümün hem küresel iklim gündemine hem de Türkiye'nin
yapısal dönüşümüne katkı sağlayacağının altı çizilirken, bu çerçevede
uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarının sağlayacağı hedefli
fonlama ile Türkiye'nin yeşil dönüşümünün hızlandırılabileceğine vurgu
yapılıyor.

İklim krizine karşı sorumluluk bilinci, Türkiye'nin iş ortamını
iyileştirebilir

TSKB Ekonomik Araştırmalar Baş Ekonomisti Burcu Ünüvar raporun giriş
yazısında, ülkelerin birbirine ne kadar bağlı olduğunu hatırlamanın ve
sorumlu politikalar geliştirmenin ne denli önemli olduğunun altını
çizerek, şu ifadelere yer veriyor "Türkiye ekonomisinin küresel
ekonomi ile entegrasyonunun ve dışa açıklığının yüksek olması önemli
birer avantaj. Kısa ve orta vadede dış ticarette, rekabetçiliğimizin
artırılmasına yatırım yapmak, önemli bir gündem maddesi olacak. Bu
sebeple iklim krizine karşı sorumluluk bilinci ile Türkiye'nin iş
yapma ortamını iyileştirmenin tam zamanı diye düşünüyoruz. Böylesi bir
yaklaşım, ülkeye dış tasarruf girişini destekleyerek büyüme ve
istihdam piyasalarında iyileşmeyi tetikleyebilecektir. Pandemi
kaynaklı negatif iktisadi gelişmelerin özellikle kadınlar ve gençler
üzerinden istihdam piyasalarını zedelediği küresel ekonomide, Türkiye
istihdam piyasalarının da dönüşüme ihtiyacı bulunuyor. Yapısal dönüşüm
gerektiren bu tarz süreçlerin etkileri orta vadede netleşeceği için,
dönüşümü en erken ve en planlı şekilde başlatmak önem taşıyor.
Pandemiden çıkmak için uzun bir yokuşu tırmanmak gerekse de doğru
politika adımları ile gerçekleştirilecek bu tırmanışın sonrasında
göreceğimiz manzara hepimiz için daha iyi olacak."

Lojistik maliyetleri ve emtia fiyatlarındaki artış sürüyor

İmalat sanayisine yönelik güçlü talebin pandemi döneminde de sürdüğüne
işaret eden rapora göre, salgın sürecinde Türkiye'de, ülke özel ve
sektörelnedenlerle ara mallarının üretiminde geçici duraksamalar
meydana geldi. Diğer yandan taşımacılık maliyetlerinde kayda değer
artışlar yaşandı. 2020 yılının ikinci yarısında Çin'den Avrupa'ya
yapılan taşımacılıkta konteynır maliyeti yüzde 250 yükselirken, 2021
yılının ilk 5 ayı toplamında yüzde 60 ilave artış kaydedildi. Tedarik
sürelerindeki uzama ve firmaların bazı ürünlerde stok yapmaya
yönelmesi mal fiyatlarındaki baskıyı artırdı. Bu nedenle 2020 yılının
ikinci yarısında yüzde 26 artan emtia fiyatlarında 2021'in ilk 5
ayında yüzde 24 ilave artış oldu. Bu gelişmeler enflasyon kaygılarını
artırırken, 2021 Şubat-Mart aylarında gelişmiş ülke tahvil faizlerinde
yükselişi ve riskli varlıklarda yeniden fiyatlamayı tetikledi.
Politika yapıcıların faizleri uzun süre düşük tutacaklarına bu sayede
de finansal piyasalardaki tansiyonu kısmen hafiflettiklerine işaret
eden raporda, piyasa ile politika yapıcıların, enflasyonun kalıcılığı
konusundaki görüş ayrılıkları belirsizliğini artırmasının, görünüm
üzerindeki aşağı yönlü risklerin önemini korumasına yol açtığı
belirtiliyor.

İklim dostu tarımsal üretimin enflasyonla mücadelede öne çıkması
gerekiyor

2020 yılının ilk yarısında düşük çift haneli seviyelerde seyreden
tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) enflasyonu 2020 sonunda yüzde
14,6'ya yükseldi. 2021 yılının geçtiğimiz 5 ayında iç talepte
soğumanın sınırlı kalması ve birikimli maliyetlerle tüketici
enflasyonu Nisan 2021'de yüzde 17'yi aştı. Ayrıca küresel tarım
fiyatları başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükseliş, yukarı
yönlü baskıyı artırıyor. Kısa vadede iç talepteki soğumanın sürmesi ve
döviz kurlarındaki oynaklığın azalması ile maliyet geçişkenliğinin
sınırlanabileceğini vurgulayan raporda, orta vadede iklim dostu
tarımsal üretim ve gıda güvenliği başta olmak üzere yapısal
politikaların enflasyonla mücadelede öne çıkması gerektiğinin altı
çiziliyor. Son yıllardaki deneyimler ışığında büyüme ve istihdam
politikalarına ek olarak enflasyonla mücadele ve dış dengesizlikleri
azaltmada kullanılacak araçların kalkınma politikalarıyla
güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapılıyor.

Avrupa'daki firmaların dayanıklı tedarik zinciri arayışı Türkiye'nin
AB'deki pazar payını artırıyor

Sanayinin güçlü gelişme kaydetmesinde hem yurt içine hem yurt dışına
gerçekleştirilen satışların önemli bir etkisi olduğu belirtilen rapora
göre, 2021 Ocak- Mart dönemi itibarıyla imalat sanayisindeki 23 alt
kolun 20'sinde reel yurt içi cironun, 17'sinde ise reel yurt dışı
cironun pandemi öncesi seviyeyi aştığı görülüyor. Sanayi alt
kollarında cironun yurt içi ve yurt dışı kaynaklarına bakıldığında
performansın farklılaştığına dikkat çekilirken, bilgisayar,
elektronik, optik ve gıda faaliyet kollarında yurt içi ciro azalmasına
karşın, yurt dışı cironun artmaya devam etmesi önemli bir gelişme
olarak belirtiliyor. Salgın sonrası dayanıklı tedarik zinciri
arayışlarının tedarik süreçlerinin son kullanıcıya daha yakın
bölgelerden gerçekleşmesiyle bölgesel tedarik zincirlerinin
yaygınlaşmasının gündeme geldiğini açıklayan rapor, bu eğilimin
Türkiye-AB ilişkilerine yansımış olabileceğini ortaya koyuyor.
Özellikle tekstil ve giyimle ilişkili bazı faaliyetlerde Türkiye'nin
AB'deki pazar payı geçtiğimiz yıllarda azalma eğilimi gösterirken
pandemiyle başlayan süreçte kayda değer ölçüde artış kaydetti.

Turizm sektöründe salgın öncesine dönüş 2023 yılında gerçekleşebilecek

Küresel düzeyde salgın koşullarından en fazla etkilenen sektörlerden
biri olan turizm sektörüne de değinilen raporda, salgının getirdiği
ekonomik koşullar ve devam eden salgın endişeleri toparlanma hızını
azaltan unsurlar olarak ön plana çıkıyor. Yurt içi aşılama çalışmaları
ve kaynak ülkelerle gerçekleşen ikili görüşmelerin yakın vade
performansında belirleyici olacağı belirtilen raporda ulusal ve
uluslararası kuruluşların tahminlerinin sektörde 2019 seviyelerine
dönüş için 2023'ü işaret ettiği vurgulanıyor.

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey