Ana SayfaTZOB/Bayraktar: Yelkenleri tarıma çevirmemiz gerekiyor----

TZOB/Bayraktar: Yelkenleri tarıma çevirmemiz gerekiyor

26 Nisan 2019 - 14:18 borsagundem.com

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, yelkenlerin tarıma çevrilmesi gerektiğini bildirerek,
?Ekonomik açıdan sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bu krizin bir
farklı tarafı var. Bu krizde et pahalı, meyve, sebze pahalı, ekmek
pahalı. Pazar yangın yerine dönmüş durumda. Bu krizi kısa zamanda
atlatmak istiyorsak eti, meyveyi, sebzeyi, ekmeği ucuzlatmamız lazım.
Gıdayı ucuzlatmamız gerekiyor. Bunu yapamazsak kriz daha uzun sürer.
Bunu yapmanın yolları belli. Öncelikle çiftçimizin sorunlarını
çözmemiz, çiftçimizi tarlada tutmamız lazım? dedi.
Bayraktar, Birlik merkezinde düzenlediği basın toplantısında,
Ramazan ayı öncesinde üretici ve market fiyatlarını açıkladı, Ramazan
ayında görülebilecek gıda fiyat artışları konusunda uyarılarda bulundu.
Ramazan nedeniyle tüm gözlerin gıda fiyatlarına çevrildiğini
bildiren Bayraktar, ?Fiyatları açıklamaktaki amacımız, fiyat
artışlarının üreticilerimizden mi, yoksa aracı veya perakendecilerden
mi kaynaklandığı konusunda doğru bilgiler sunmak, tüketicinin ödediği
fiyattan üreticilerimizin ne derece yararlanabildiğini ortaya koymak,
suni fiyat artışlarını önlemektir? diye konuştu.
Şemsi Bayraktar, 2007 yılından bu yana, Ramazan öncesi
fırsatçılığa izin verilmemesi konusunda çalışmalar yapan Türkiye
Ziraat Odaları Birliği?nin, bu Ramazan boyunca da üretici ve market
fiyatlarını takip edeceğini, fiyatların spekülasyonla yükselmesini
önlemek için kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceklerini vurguladı.

-?En büyük sorunlarımız yapısal sorunlar ve girdi maliyetleri?-

Bayraktar, ?Bildiğiniz gibi, en büyük sorunlarımız yapısal
sorunlarımızın çözülememiş olması ve girdi maliyetleridir. Üretim
planlaması yapamıyoruz. Maliyetlerimizi düşüremiyoruz. Bunlar
olmayınca fiyat istikrarını da gelir istikrarını da sağlayamıyoruz.
Ürünümüz para etmediği için çiftçimiz kazanamıyor, buna rağmen
tarladan markete olan zincirin kısaltılmaması ve buradaki çarpıklığın
giderilememesi yüzünden tüketicimiz de makul fiyatlarla ürün satın
alamıyor.
Biz bunu hep dile getiriyoruz. Son 12 yıldır, her ay araştırma
yapıyor ve kamuoyuna açıklıyoruz? diye konuştu.

-?Bu dönemin yaşanan diğer ekonomik krizlerden farkı?-

?Ekonomik açıdan sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bu dönemin
yaşanan diğer ekonomik krizlerden bir farkı var. Bunu açıkça ortaya
koymak lazım? diyen Bayraktar, şöyle devam etti:
?O dönemlerde et, sebze, meyve, ekmek gibi temel gıda ürünleri
ucuzdu. Diğer krizlerde insanlarımız ucuz et bulabildiler. Ucuz meyve,
sebze bulabildiler. Ucuz ekmeğe ulaşabildiler. Türkiye bu krizleri
böylece aştı. Buzdolabı ihtiyaçlarını ertelediler, elbise
ihtiyaçlarını, araba ihtiyaçlarını ertelediler ancak çoluk
çocuklarının karnını doyurabildiler. Çünkü et ucuzdu meyve, sebze
ucuzdu ekmek ucuzdu karınlarını doyurabildiler.
Şimdi bu krizin bir farklı tarafı var. Bu krizde et pahalı, meyve,
sebze pahalı, ekmek pahalı. Dolayısıyla pazar yangın yerine dönmüş
durumda. Şimdi, pazar alev gibi yanıyor. İnsanlarımız karınlarını
doyuramıyor. Biz bu krizi kısa zamanda atlatmak istiyorsak eti
ucuzlatmamız lazım, meyveyi sebzeyi ucuzlatmamız lazım, ekmeği
ucuzlatmamız lazım. Gıdayı ucuzlatmamız gerekiyor. Bunu yapamazsak
kriz daha uzun sürer. Mutfaktaki sıkıntıyı çözmek zorundayız. Bunu
yapmanın yolları da belli. Bunun için öncelikle çiftçimizin
sorunlarını çözmemiz, çiftçimizi tarlada tutmamız lazım. Yani tarımda
üretim şart. Üretimi sağlayamazsak, çiftçimizi tarlada tutamazsak bu
pahalılık devam eder. Türkiye de bu krizi kolay kolay atlatamaz.
Çiftçimiz, önünü göremiyor. Üreticilerimizin maliyetlerinin
düşürülmesini talep ediyoruz. Acilen tarımda girdi fiyatlarının makul
seviyelere çekilmesi gerekiyor. Bununla ilgili hükümetimize bir rapor
sunduk.

-?Döviz kurlarındaki düşüş girdi fiyatlarına yansımadı?-

Döviz kuru Rahip Brunson olayından sonra fırladı. Sadece kur
fırlamadı, 2018 Eylül ayında mazot, gübre, ilaç fiyatları da fırladı.
Tohum fiyatları da arttı. Bütün girdi fiyatları fırladı. Görüyorsunuz
çiftçinin kullandığı girdilerin yanına yaklaşılmıyor. Gübre, mazot,
yem, elektrik, tohum, ilaç gibi hemen her girdinin fiyatlarında büyük
artışlar oldu. Sonra kur yüzde 26 civarında geriledi ama bizim girdi
fiyatları aşağı düşmedi. Kurda meydana gelen düşüşler özellikle gübre,
yem, elektrik ve ilaç fiyatlarına yansımadı. Girdi fiyatlarını aşağı
düşürmemiz lazım. Eğer ucuzluk istiyorsak üreticimize sahip çıkmamız
lazım. Çiftçimiz, enflasyonun çok üzerinde yükselen fiyat artışları
nedeniyle yeterince gübre kullanamıyor. Üreticimizin tarlada
kalmasını, üretmesini sağlamamız lazım. Aksi takdirde gıdada ucuzluk
hayaldir. Bunu açıkça ifade ediyorum.
Belli yapısal sorunlarımızın çözülmesi, girdi maliyetlerinin
düşürülmesi çok önemli. Finansman, pazarlama sorunlarımız var.
Ulusal Süt Konseyi çiğ sütte tavsiye fiyatını artırdı ama yem
fiyatlarındaki artış bunu yetersiz kıldı.
Sosyal güvenlik primlerimiz fevkalade yüksek. Zaten zor şartlarda
yaşamaya çalışan çiftçimizin aylık sigorta primi 764,96 kuruşa çıktı.
Çiftçimizin tarım sigortalılığını sürdürebilmesi için tarım sigortası
prim gün sayısı, 2008 yılındaki seviye olan 15 güne indirilmeli, prim
miktarı aşağı çekilmelidir. Çünkü, TÜİK?in son rakamlarına
baktığımızda kayıt dışılık tarımda fevkalade fazla. Erkeklerde yüzde
78, kadın çiftçilerimizde yüzde 95 civarında. 2 puan artış var. Prim
miktarları aşağı çekilmezse kayıt dışılık daha da artacaktır. Bununla
ilgili de hem Çalışma Bakanımıza hem de Tarım ve Orman Bakanımıza
birer rapor sunduk. Kendilerinden bu sorunun çözülmesini bekliyoruz.
Çiftçimiz daha fazla desteklenmeli, desteklerdeki kesintiler
kaldırılmalı, düşük faizli krediye ulaşması sağlanmalıdır. Finansman
sorunu çözülmelidir. Görünen o ki gündemimizi ekonomiye, tarıma
çevirmek zorundayız. Ekonomiye ve tarıma öncelik vermek, bu alana
yoğunlaşmak zorundayız. Topyekûn olarak ülke sorunlarının çözümü ve
menfaatleri için çalışmalıyız. Çiftçimizin temel sorunlarını
hükümetimize de ilettik. Çözüm bekliyoruz.?

-Ramazan öncesi market fiyatlarındaki değişimler-

Ramazan öncesi market fiyatlarına bakıldığında geçen ay sonuna
göre 6 üründe fiyat değişimi görülmezken, 11 üründe azalma, 23 üründe
ise fiyat artışı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
?Kırmızı mercimek, kuru üzüm, kuru incir, zeytinyağı, ayçiçeği
yağı ve toz şeker fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşü markette
yüzde 48 ile en fazla sivri biberde meydana geldi.
Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 35,5 ile yeşil soğan, yüzde
20,3 ile patlıcan, yüzde 19,3 ile salatalık, yüzde 16,3 ile ıspanak,
yüzde 14,8 ile kabak izledi.
Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 92,2 ile kuru soğanda
oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 59,9 ile patates, yüzde 53,5
ile limon, yüzde 36,2 ile havuç, yüzde 29 ile domates takip etti.

-Ramazan öncesi üretici fiyatlarındaki değişimler-

Üretici fiyatlarında ise geçen ay sonuna göre 13 üründe fiyat
değişimi görülmedi. 8 üründe azalma, 11 üründe ise fiyat artışı
meydana geldi.
Karnabahar, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil
mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, fındık, Antep fıstığı,
yumurta ve süt fiyatlarında değişim olmadı.
Fiyat düşüşü üreticide yüzde 53,1 ile en fazla sivri biberde
görüldü.
Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 38,9 ile patlıcan, yüzde 30,8
ile salatalık, yüzde 28,2 ile yeşil soğan izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 50 ile havuç ve limonda
görüldü. Bu ürünlerdeki fiyat artışını yüzde 42,9 ile patates, yüzde
37,4 ile lahana, yüzde 30,4 ile kuru soğan takip etti.?

-Aylık değişimlerin nedenleri-

Geçen aya göre üretici ve marketlerde en fazla fiyatı düşen ürünün
sivri biber, fiyatı en fazla artan ürünün üreticide havuç ve limon,
markette ise kuru soğan olduğunu belirten Bayraktar,
?Fiyatı artan ürünlerden, arzın depolardan sağlandığı havuçta ve
limonda ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak artış meydana geldi.
Patateste ise depolardaki ürün miktarının azalmasının yanı sıra yeni
ürün hasadının tam olarak başlamaması fiyatları yükseltti. Kuru
soğanda da depolardaki ürünün bitmesi, yazlık soğan hasadının da yeni
yeni başlaması fiyatları artırdı. Lahana ve pırasa gibi kışlık
sebzelerde hasadın sonuna gelinmesi fiyatlarda artışa yol açtı.
Domateste ihracatın yanı sıra ara dönem olması nedeniyle fiyat artışı
görüldü. Zeytinyağında, üreticinin elindeki ürünün azalmaya
başlamasıyla birlikte fiyatlarda artış meydana geldi.
Dana eti ve kuzu etinde maliyetlerde yaşanan artış fiyata
yansırken, kuru üzümde ise arzdaki daralma fiyatları artırdı.
Üreticide fiyatı düşen ürünlerden sivri biber, patlıcan, salatalık,
yeşil soğan, kabak, marul, maydanoz ve ıspanak gibi ürünlerde hasat
edilen ürün miktarı arttı ve fiyatlar geriledi? diye konuştu.

-Üretici market fiyat makası-

Bayraktar, Ramazan ayı öncesinde üretici ve market fiyatları
arasındaki farkın en fazla yüzde 299,8 ile kuru incirde görüldüğünü
belirtti.

Bayraktar, şunları söyledi:

?Domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 5,4 ile patates, yüzde 4,6 ile
nohut izledi.
Buna karşılık, marketlerde fiyatı en fazla artan ürün yüzde 65,4
ile kuru incir oldu. Kuru incirden sonra fiyat farkı sırasıyla, kuru
kayısıda yüzde 289,3,
yeşil mercimekte yüzde 282,2, nohutta yüzde 274, sütte yüzde
264,2, kırmızı mercimekte yüzde 255,5 oldu.
Kuru incir 4 kat, kuru kayısı 3,9 kat, yeşil mercimek 3,8 kat,
nohut 3,7 kat, süt ve kırmızı mercimek 3,6 kat fazlaya tüketiciye
satılmaktadır.
Üreticide 15 liradan satılan kuru incir markette 59 lira 97
kuruşa, 10 lira olan kuru kayısı 38 lira 93 kuruşa, 2 lira 40 kuruş
olan yeşil mercimek 9 lira 17 kuruşa, 3 lira 16 kuruş olan nohut 11
lira 82 kuruşa, 1 lira 51 kuruş olan süt 5 lira 50 kuruşa, 2 lira 11
kuruş olan kırmızı mercimek 7 lira 50 kuruşa satılıyor. Sonuç olarak
üretici- tüketici fiyatları arasındaki makas bir türlü kapatılmıyor.?

-Ramazan ayında yaşanabilecek fiyat hareketlerine yönelik uyarılar-

Üreticilerin bin bir emekle ürettikleri üründen yeterli gelir elde
etmeleri ve tüketicilerin de bu ürünleri makul fiyatlarla
tüketebilmelerinin en büyük temennileri olduğunu vurgulayan Bayraktar,
Ramazan ayında yaşanabilecek fiyat hareketlerine yönelik şu uyarılarda
bulundu:
?Üreticilerimizin bin bir emekle ürettikleri üründen yeterli gelir
elde etmeleri ve tüketicilerimizin de bu ürünleri makul fiyatlarla
tüketebilmeleri en büyük temennimizdir.
Halkımızın Ramazan?da makul fiyatlardan ürün tüketebilmesi için en
azından çok tüketilen ürünlerde üretici market fiyatlarına dikkat
edilmesi, bunun takibinin yapılması gerekiyor. Biz, bu işin takipçisi
olacağız.
Ramazan ayının başlamasına sayılı günler kala tüm gözler gıda
fiyatlarına çevrilmiştir. Beklentimiz bütün kesimlerin sorumlu
davranması, artan talebin suiistimal edilmemesidir. Tüketicilerimizin
yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesi hepimizin
dileğidir. Spekülasyona fırsat verilmemeli, tedbirler zamanında
alınmalıdır.

Üretici, esnaf, halk, Ramazan ayını dört gözle beklemektedir.

Tüm taraflar Ramazan ayının anlam ve önemine yakışır şekilde
hareket etmeli, halkımız mağdur edilmemelidir. Gıda denetimleri
artırılmalı, halkın sağlığıyla oynanmasına izin verilmemelidir.
Ramazan yaklaşırken üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını takibe
devam ediyoruz. ?Ramazan fırsatçılığı yapılmasın? diyoruz.
Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla
erişebilmesinin sağlanmasını istiyoruz. Bu hususlarda gereken
hassasiyeti göstermeyenler öncelikle karşılarında bizi bulacaklardır.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ramazan ayı boyunca yapacağımız ve
piyasaların nabzını tutacağımız çalışmaları da sizlerle paylaşıp,
üretici ve tüketici fiyatlarını kamuoyunun dikkatine sunacağız.?

-Sorulara yanıtlar-

Bayraktar, basın mensuplarının sorularına verdiği yanıtlarda,
hükümetin yelkenleri tarıma çevirmesi gerektiğini ifade ettikleri
bildirdi. Türkiye?nin bir kriz, küçülmeyle beraber enflasyon
yaşadığını, Türkiye?de çok görülmeyen bir hadisenin stagflasyonun
görüldüğünü belirten Bayraktar, şunları söyledi:
?Bu süreçte maliyetlerimiz arttı. Bu mesela buğday üretimimizi de
olumsuz etkileyecek. Haziran ayından sonra sonuçlar gelmeye
başladığında buğday rekoltesinin olumsuz etkilendiğini göreceğiz.
Gübre kullanımının yeterli olmaması önemli bir etken. Çiftçimizi
tarlada tutamazsak, üretmesini sağlayamazsak, tüketicilerimizin ucuz
gıdaya ulaşması mümkün değildir, hayaldir. Bunu her zaman ifade
ediyoruz. Hükümetimizin bu süreçte yelkenleri tarıma çevirmesi lazım.
Büyük bir ülkeyiz elbet bu krizi atlatırız ama daha hızlı atlatmak
istiyorsak muhakkak surette gıdayı ucuzlatmamız lazım. Yani pazardaki
yangını söndürmemiz lazım aksi takdirde bu kriz uzun sürer. Bunun yolu
üretici maliyetlerini aşağı çekmek, çiftçimizin tarlada kalmasını,
ürününün para etmesini sağlamak, bununla alakalı gerekli tedbirleri
almaktır. Biz bu manada hükümetimizi uyardık. Gerekli taleplerde
bulunduk. Bu talepler yerine gelmezse elbette bununla ilgili olarak
arkadaşlarımızla, başkanlarımızla toplanıp bir çalışma yapacağız.
Ülkemiz kaybeder. Biz 5 milyonuz. Biz üretemezsek, kalan 76 milyon
ne yiyecek? Biz üretemezsek 45-50 milyon turiste bu yaz ne
yedireceğiz? Biz üretemezsek 5 milyon mülteci, yabancı, sığınmacı ne
yiyecek? Bunları hesap etmek zorundayız.
Artık ithalat yaparak bu kadar geniş büyük bir kitleyi doyurma
şansımız yok. İthalat pahalı. Türkiye?nin ithalat yapma şansı kalmadı.
Bugün buğdayın ithal maliyeti ton başına 1400 liranın üzerinde. Buğday
üreticisine siz yeterli, geçinebileceği parayı vermezseniz 1400 lirayı
kalkarsınız yabancı ülkelerin çiftçilerine verirsiniz. Onun için
üretimi desteklemekten başka çare yok. Üretim, üretim, üretim. Bu
ülkenin muhakkak surette üretmesi lazım. Bu krizi başka türlü
çözemeyiz. İnşaat sektörü çöktü. Bir oraya kaynak aktaralım inşaat
sektörünü ayağa kaldıralım derseniz ekonomiyi daha kötü hale
getirirsiniz.
Bu krizi atlatmanın bir şansı var. Eski krizleri nasıl atlattık?
Ucuz gıda ile atlattık. Ucuz et, ucuz meyve ve sebze, ucuz ekmek ile
atlattık. Bu krizi atlatmak istiyorsak muhakkak suretle üreticiyi
destekleyeceğiz, maliyetleri aşağı çekeceğiz, ucuz gıdaya ulaşacağız.
Halk bazı alışkanlıklarını, bazı taleplerini terk edecek? Nedir bunlar
buzdolabı almayacak, çamaşır makinesi almayacak, araba almayacak,
elbise almayacak ama karnını doyuracak. Bunu erteleyemez. Bunu
erteleme şansı yok. Gıda yaşam kaynağı. Çoluk çocuğunu besleyemezse,
kendi karnını doyuramazsa yaşayamaz. Bunu erteleme şansı yok. O halde
biz yelkenleri tarıma çevireceğiz. Kaynağımız varsa tarım için
kullanacağız. Üreteceğiz, ucuzluk sağlayacağız, önce karnımızı
doyuracağız. Karnımızı doyurmadan kriz falan bitmez. Bunu açıkça ifade
edelim.?
Genel Başkan Bayraktar, ucuz et fiyatlarındaki artış ve Polatlı?da
atılan kuru soğanlarla ilgili bir soru üzerine, şunları kaydetti:
?O kuru soğanlar eski soğan, yeni mahsul değil. Onunla alakalı da
gerekli çalışmalar yapılıyor. ?Stoklandığı için çürümedi.
Hastalıklıydı onun için atıldı diyorsunuz? gayet tabi. Onu tespit
ettik. Bugünlerde oda başkanlarımız ve üreticilerimiz bize yem
fiyatlarının arttığından bahsediyor. Ulusal Süt Konseyi 2 lira tavsiye
fiyatı açıkladı. Piyasada fiyat 2 lira olacak demek değildir. Piyasada
genel olarak bunun altında seyrediyor. Bunu fırsat bilen yem
sanayicileri, maliyetlerinin arttığı gerekçesiyle hemen yeme zam
yaptılar. Bizim maliyetlerimiz yüksek. Bunun ette de yaşıyoruz.
Dışardan ucuz et bulma şansımız da kalmadı. Getirdiğimiz etleri de
pahalı satmak zorundayız. Bu etlerin kaliteli olduğu konusunda
kuşkularımız var. Bu etlerin kaliteli olduğuna çok inanmıyoruz. İşin
doğrusu bu etleri halkımıza yedirmeye hakkımız yok. Ucuz et yedirmek
istiyorsak bunun yolu belli. Üreticinin maliyetini aşağı düşürüp,
üretimi artırırsanız fiyatlar ucuzlar. Ahırları doldurursanız fiyatlar
ucuzlar. Halkımız da ucuz et yer. Bunun yolu budur. Çok zor bir iş de
değildir. Zaten ekonomik sıkıntıları yaşadığımız bu süreçte başka
hiçbir çaremiz yok. Bu millet kıymayı 55 liradan yiyemez. Eti
ucuzlatmak zorundayız.

-?Spekülatif hareket varsa bunu yakalayıp uyarıyoruz?-

Biz bu fiyatları niye takip ediyoruz, şunun için ediyoruz. Nerede
makas çok açıldıysa orada spekülasyon vardır bana göre üretici ve
tüketici arasında makas nerede açıldıysa. Yani bir ürün fiyatlandıysa
o üreticinin çok para kazandığını göstermiyor. Yani doğal afetler
yaşıyoruz zaman zaman arzdaki bir yavaşlama spekülatörleri faaliyete
geçiriyor üreticiden ucuza alıyor nasılsa talep var diye arz talep
dengesi bozulmuş nasılsa talep var diye kalkıyor yüksek fiyattan
satıyor biz bunları takip edip ilgilileri uyarıyoruz. Bakın burada
market fiyatlarını Pazar fiyatlarını veriyoruz nerede bir spekülatif
hareket varsa bunu yakalayıp uyarıyoruz. Her ay bu toplantıları
yapıyoruz ama Ramazanda da bir kaç açıklama yapıyoruz. Ortasında ayrı
yapıyoruz sonrasın da ayrı yapıyoruz. Bizim bu uyarılarımızdan sonra
da hemen çekiniyorlar. Bakıyorsunuz etiketleri değiştirmeye
başlıyorlar.?
Şemsi Bayraktar, spekülasyon konusundaki bir soru üzerine, ?her
ürün spekülasyona açık. Avantajımız tarla ürünlerinde hasadın
başlaması. Sivri biber kaç liraydı 18-20 lira. Geldiğimiz noktada
biber fiyatı 3?te 1?i indi. Niye? Hasat başladı. Bir de artık
seracılığa da önem vermemiz gerekiyor. İnsanlarımız kışın domates,
salatalık, biber tüketmeye alıştı. Artık Haziran ayını bekleyip de
tarladaki malı tüketmiyor. Sera malı tüketilmeye başlandı. Serada da
üretiminiz yeterli değilse, doğal afetler serayı vurmuşsa arzınız
yavaşlıyor. Bir bakıyorsunuz fiyatlar bir anda yukarı çıkıyor. O zaman
biz bu ürünleri kışın da üretmeye devam etmek zorundayız Çünkü talep
var. Sera üretimini bir şekilde ayakta tutmamız ve artırarak devam
etmemiz gerekiyor.
Kuru soğan hasadı başladı fiyat düştü. Patates de hasada ne zaman
girerse o zaman ucuzlar. Stoklardaki ürün azalmaya başladıkça fiyat
yükselecektir.?

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey