Ana SayfaANALİZ-Aylık Portföy(İş Yatırım)----

ANALİZ-Aylık Portföy(İş Yatırım)

03 Ekim 2016 - 16:46 borsagundem.com

İş Yatırım ( http://www.isyatirim.com.tr ) Tarafından Hazırlanan
Aylık Portföy Raporu:
"Deutsche Bank'taki satış fırsat mı, tehdit mi ?
Ne Fed, ne Çin, varsa yoksa Deutsche
Ne Fed'in faiz artırması ne Çin'in yavaşlaması küresel piyasaların
gündeminde bu aralar bir tek konu var: Deutsche Bank ABD Adalet
Bakanlığının ipotek tahvilleriyle ilgili verdiği 14 milyar dolarlık
cezayı nasıl ödeyecek?
Normal koşullarda Deutsche ile ilgili spekülasyonlara itibar
edilmezdi
Deutsche Bank ¬1,8 trilyon büyüklüğünde bilançosu, 20 milyon
müşterisi ve 100,000 çalışanı ile Almanya'nın en büyük bankası. Normal
koşullar altında Avrupa'nın en büyük ve rekabetçi ekonomisinin en
büyük bankası ile ilgili söylentilere itibar edilmemesi gerekirdi.

Ancak Lehman tecrübesi piyasaların duyarlılığını artırdı

Ancak sekiz yıl önce Lehman'ın batışı sırasında kazanılan acı
tecrübe güvenin zayıflaması ve Merkez Bankası'nın gereken desteği
vermemesi durumunda her bankanın likidite sıkışıklığına düşebileceği
ve batabileceğini gösterdi. Bu yüzden piyasalar önce satıp sonra
değerlendirme yapmayı tercih etti.

Deutsche ve Lehman karşılaştırması gerçekçi değil

Deutsche bilançosunun %12'sine (¬220 milyara) ulaşan likiditesi ile
dışardan gelecek şoklarla kolaylıkla başa çıkabilecek bir konumda.
Uzun süreli bir şok karşısında Avrupa Merkez Bankası'ndan ilave
likidite sağlayacak teminat yapısına sahip. Bu yüzden Lehman ile
karşılaştırma yapmak doğru değil.

Deutsche varlık satarak sermaye yapısını güçlendirebilir

Bankanın mevcut sermaye yeterlilik oranı ve likiditesi bankacılık
işlemlerini yürütmek için yeterli. İngiliz sigorta şirketi Abbey ve
Çin bankası Hua Xia'daki payların satılması işleminin
sonuçlandırılması durumunda sermaye yeterliliği daha da
güçlendirilecek.

Cezanın düşürülmesi durumunda banka borcunu rahatlıkla ödeyebilir

Verilen cezanın pazarlık sürecinde daha önceki örneklerde olduğu
gibi üçte biri dörtte biri gibi bir seviyeye çekilmesi durumunda
bankanın borcunu rahatlıkla ödemesi ve bankacılık işlemlerine sorunsuz
bir şekilde devam etmesi bekleniyor.

Deutsche hissesindeki toparlanma gerçekçi bir temele dayanıyor

Küresel piyasalar Ekim ayına Deutsche Bank'a verilen 14 milyar
dolarlık cezanın üçte birine çekileceği beklentisiyle yükselerek
başladı. ABD Adalet Bakanlığıyla ¬ 5 milyarlık ceza için anlaşmaya
varıldığı söylentisi Deutsche hisselerini %14 yükseltmekle kalmadı,
küresel piyasalarda yeniden iyimser bir havanın hakim olmasını
sağladı.

Küresel piyasalardaki yükselişin kalıcılığı konusunda şüphemiz var

Ancak dünya piyasalarında iyimser havanın kalıcılığı konusunda
şüphelerimiz var. Düşük faiz ortamı ve artan rekabet baskısı altında
Deutsche Bank'ın yılın ilk yarısındaki vergi öncesi karı ¬1,0 milyar
düzeyine gerilemiş durumda. Bu ortamda Deutsche Bank'a verilen ceza
Pandora'nın kutusunu açarak iki temel sorunu hatırlanmasına neden
oldu.

Bankaların karlılığındaki düşüş finansal istikrarı tehdit etmeye
başladı

Avrupa ve Japonya Merkez Bankalarının uyguladığı negatif faiz ve
devasa varlık alımları verim eğrisini bozarak bankacılık sektörünün
genelinde karlılığı baskılıyor. Genişleyici para politikasının fiili
sınırlarına ulaşılmış durumda. Büyümenin desteklenmesi için
genişleyici para politikalarının yanı sıra ABD, Almanya ve Çin gibi
ülkelerin genişleyici maliye politikalarına ihtiyaç duyuluyor

ABD ve AB arasındaki şirket savaşları sistemik riski artırıyor

ABD ve Avrupa'da uluslararası şirketler üzerinden yürütülen soğuk
savaş sistemik riski artıran boyuta ulaştı. Verilen cezaları şirketler
üzerinden yürütülen bir vekalet savaşıyla değil gelir dağılımında ve
kamu maliyesindeki bozulmanın doğal bir sonucu olarak görmek de
mümkün. Her halükarda uluslararası şirketlerin risk priminde bir artış
olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Gelişmekte olan ülkelere para girişi devam ediyor

Gelişmiş ülke tahvillerinin ve hisse senetlerinin emin liman
statüsünün sorgulandığı bir konjonktürde gelişmekte olan ülkelere
sermaye girişi devam eder mi? Emin değiliz. Ancak Eylül ayı IIF raporu
gelişmekte olan ülkelere para girişinin yılın üçüncü çeyreğinde 64
milyar dolar ile 2014'ten beri gördüğü en yüksek değere ulaştığını
gösteriyor.

Türkiye ekonomisi normale dönüyor

Darbe girişimi sonrasında ekonomi cephesinde hayat normale dönmeye
başladı. Ekonomi yönetiminin aldığı önlemler sayesinde Ağustos - Eylül
döneminde ekonomide bir toparlanma başladı. Tüketici güvenindeki
toparlanma, kampanyalı konut satışlarındaki artış ve şirketlerle
görüşmelerde edindiğimiz bilgiler iç talepteki gerilemenin geçici ve
sınırlı olduğu görüşümüzü destekliyor.

Avrupa ihracattaki artış ekonominin çarklarını döndürüyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verileri Eylül ayında ihracatın
geçen seneye göre %0,8 azaldığını gösteriyor. Ancak TİM başkanı
Büyükekşi gerilemenin ağırlıklı olarak kurban bayramı tatilinden
kaynaklandığını açıkladı. Büyükekşi'ye göre bayram etkisinden
arındırılmış ihracat %9 artış gösteriyor.

Jeopolitik şoklara rağmen %3,5 büyüme tahminimizi koruyoruz

Türkiye dışsal şoklar karşısında kırılgan olmadığını 2013 - 2015
döneminde defalarca ispatladı. Darbe girişimi ve arkasından
tırmandırılan terörist eylemlere rağmen 2016 yılının da farklı
olmayacağına inanıyor ve %3,5'lik büyüme tahminimizi koruyoruz.

Jeopolitik risklerdeki artış nedeniyle dünyanın gerisinde kalıyoruz

Ekonominin normale dönmeye başlamasına ve gelişmekte olan ülkelere
para girişinin artmasına rağmen, tırmandırılan terör eylemleri ve
Suriye askeri operasyonu ve Moody's'in not indirimi nedeniyle dünyanın
gerisinde kalıyoruz. Varlık fiyatlarının darbe girişimi öncesi
seviyelere dönmesi zaman alacak. Darbe girişimi öncesine göre MSCI
Türkiye %14 aşağıda, 10 yıllık DİBS faizleri 47 baz puan, 30 yıllık
Euro-tahvil faizleri 28 baz puan yukarıda seyrediyor.

Dünyanın gerisinde kalsak da kısa vadede yönü yukarı görüyoruz

Gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahındaki toparlanmaya
paralel Türkiye piyasalarında yönü yukarı görüyoruz. Borsa İstanbul
gelişmekte olan ülkelere göre %35 ıskonto ile cazip seviyelerde
seyrediyor. Ancak jeopolitik risklerin artması ve Fitch'in de not
indirebileceği endişesi Türkiye piyasalarında risk priminin görece
yüksek kalmasına ve dünyanın gerisinde kalmamıza yol açacak.

En Çok Önerilenler listesindeki şirketler alış için cazip
seviyelerde

Faize duyarlı şirketler - Akbank (%15), Garanti Bankası (%15),
Emlak GYO (%10), güçlü ihracat pazarları ve yurtiçinde sınırlı talep
daralması ile iyi bir yıl geçireceğine inandığımız otomotiv sektörü -
Tofaş Fabrika (%10) ve ekonomideki daralmalara karşı dirençli Gıda ve
Perakende sektörü (Bizim Toptan (%10) ve Tat Gıda'yı (%10)) listemizde
tutmaya devam ediyoruz. TAV Havalimanları (%10), Çimsa (%10) ve Soda
(%10), olması gerekenden fazla cezalandırıldığını düşündüğümüz yüksek
artış potansiyeli vadeden isimlerden. "

Analizin tamamı için:

http://rapor.isyatirim.com.tr/2_20161003163642498_1.pdf


******

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım
danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti,
aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen
bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı
sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve
tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine
dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk getiri
tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer
alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize
uygun sonuçlar doğurmayabilir...

*******

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey