YEŞİM ERASLAN – BORSAGUNDEM.COM / ANKARA
Türkiye, korona virüsle mücadele konusunda Çin ile işbirliğini artırma kararı aldı. Türkiye Bilim Kurulu ve Çinli bilim insanlarının bilgi alışverişinde bulunması konusunda prensipte anlaşma sağladı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Çin’de tedavide kullanılan özel bir ilacın Türkiye’ye getirildiğini açıklamasıyla da gözler bu ilacın etkilerine çevrildi. Bilim Kurulu üyeleri ise ilacın kullanımı ve etkilerine yönelik Borsagundem.com’un sorularını yanıtladı.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, ilacın yeni kullanılmaya başlanacağına dikkat çekerek, “Bunu kullanan ülkeler var, onların ilaca ilişkin elde ettiği sonuçlar biliniyor, buna ilişkin yayınlar var” dedi.
İLACIN TÜRKİYE’DE HASTALARIN KULLANIMINA GİRMESİ BİR AVANTAJ
Söz konusu ilacın yan etkilerinin kabul edilebilir düzeyde olduğunu kaydeden Özlü, “Yeni bir virüs olduğu için spesifik bir ilacı yok. Bu ilacın deneyleri olumlu sonuç verince tedavi protokollerinde yer almaya başladı. Böyle bir ilacın Türkiye’de hastaların kullanımına girmesi bir avantaj. Şu anda elbette ki bir tedavi protokolümüz var. Bazı antiviral ilaçları biz de kullanıyoruz. Bu ilacı ciddi, durumu ağır olan hastalara kullanacağız. Tedavi başladıktan sonra hastaların 4-5 gün içinde cevap verdiğine dair yayınlar var. Bizde göreceğiz şu anda bilmiyoruz. Bizim bu konuda deneyimimiz yok” dedi.
Korona virüse yönelik ilaç araştırmalarına hızla başlandığına ama süreçlerin tamamlanmasının normal koşullarda çok uzun sürdüğüne dikkat çeken Özlü, “Bu virüse ilişkin çalışmalar çok hızlandı. Bir ilacın piyasaya sürülmesi 3-4 yıllık bir süreyi gerektirir. Bu hastalıkta bu kadar uzun gitmeyeceğini umuyorum ben” dedi.
Hastalığın seyrinde, alınan önemlerde ve ilaç kullanımında bütün ülkelerin deneyimlerinden yararlanıldığına dikkat çeken Özlü, küresel bilgi birikiminin takip edildiğini, tüm çalışmaları gözönüne alarak Türkiye’ye özel bir planlama yapılmaya çalışıldığın, her ülkenin kendine göre ihtiyaçlarının değiştiğini ifade etti.
Hastalığın dağılma hızının halkın gösterdiği duyarlılığa bağlı olduğuna işaret eden Özlü, “Halk eğer evden çıkmamaya, bir metrelik mesafeyi korumaya ve el hijyenine dikkat ederse bu salgın patlama yapmaz ve sürdürülebilir şekilde yönetilebilir. Şu an için yönetilemez bir durum yok. Sağlık kapasitemizi aşan bir başvuru yok şu anda” dedi.
TIPTA YÜZDE 100 YOK AMA İYİ SONUÇLAR ALACAĞIMIZI UMUYORUZ
Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal ise Çin’den gelen ilacın virüsün çoğalmasına mani olduğuna dikkat çekerek, “İlaç, tedaviyi 4 güne kadar kısaltabilir Sayın Bakanın söylediği gibi. Genellikle 5-7 gün gibi tedavi planlandı. İlaç ağızdan kullanılıyor. İlaç, virüsün çoğalmasına mani olduğu için yapacağı hasara da engel oluyor. Tıpta yüzde 100 yok ama bunda iyi sonuçlar alacağımızı umuyoruz” dedi.
Virüsün tedavisinde ilk vakalar ile durumu ağır olanlara yönelik bir rehber olduğuna dikkat çeken Ünal, söz konusu ilacın yoğun bakıma ihtiyacı olan hastalarda kullanılacağını belirtti. Ünal, “Biraz erken ama ilacı ilk kullanan hastaların sonuçları yavaş yavaş belli olmaya başlar” dedi.
Antiviral ilaçlar üzerinde dünyanın her yerinde çalışıldığını ve ilaç geliştirmenin zorluğuna işaret eden Ünal, ABD’de de virüse yönelik bir ilacın klinik çalışmalarının da geliştirildiğini ifade etti. Ünal, söz konusu ilaca ebola virüsü için çalışıldığına anacak korona virüsünde de etki gösterdiği için klinik çalışmaların bu yöne kaydırıldığını anımsattı.