Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's tarafından yayınalanan "Türk bankaları'nın varlık kaliteleri ekonomideki aşağı dönüş karşısında kırılgan" başlıklı raporda Ekonomik baskıların Türk bankalarının varlık kaliteleri üzerinde baskı oluşturmaya başlayabileceği ifade edildi.
Kurumun raporunda, "Biz inanıyoruz ki, devam eden siyasi riskler Fed'in niceliksel gevşeme adımlarına yönelik tepkiler ve Türkiye'nin ekonomik büyümesindeki yavaşlama Türk bankalarının operasyon ortamını bozmaya başlıyor" ifadeleri kurum analisti Magar Kuyumcuyan imzası ile yer aldı.
S&P raporu şöyle devam etti:
"Türk bankaları 2001 yılındaki finansal krizden sonra mali profillerinde sürekli bir toparlanma gösterdi. Bu dönemde gidilen yapısal reformlar bu durumda etkili oldu. 2010 yılından sonra ise bankalar pek çok ülkeden daha fazla bir kredi büyümesi yaşadı. Geçtiğimiz 4 yılda yerel kredi stoklarının GSYİH2ya oranı 20 puanın üzerinde bir artış gösterdi ve kredi hacmi GSYİH'nın yüzde 60'ına ılaştı. Tüketici krediler ve KOBİ'lere yönelik krediler bu durumda etkili oldu.
Bu büyümenin hız kaybederek de olsa devam etmesini bekliyoruz ve inanıyoruz ki Türk bankaları artık eskisine oranla ekonomideki yavaşlamalara karşı çok daha kırılgan durumdalar.
2013 ortalarından bu yana TL'de yaşanan hızlı değer kaybı Türk banlalarının döviz cinsi kredilerinin dayanıklılığını ölçtü. Bizim görüşümüze göre ticari emlak kredilerindeki yeni artışlar bir balon oluşumuna neden olabilir.
Benzer koşulların etkili olduğu Romanya, Macaristan, Sırbistan ve Bulgaristan gibi ülkelerde finans sektöründe performans dışı varlıklar büyümeyi 5 yıl boyunca olumsuz etkilemişti. Biz yine de Türkiye'nin istikrarsızlık getirecek şoklardan korunabileceği bazı temel farklar olduğunu düşünüyoruz.
Bizim Türk Bankacılık sektörü için temel senaryomuz GSYİH'nın ortalama yüzde 2.2 oranında arttığı ılımlı bir ekonomik yavaşlama yaşayacağı yönünde oluşuyor. Bu durumda varlık kalitesindeki bozulma marjinal seviyede olacak ve bankaların karlılıkları ılımlı derecede olumsuz etkilenecek. Bu durum bankaların genel mali profilleri üzerinde ciddi bir etki
yapmayacak. Özelikle faiz marjları ve sermaye yapıları dikkate alınırsa. Buna ek olarak varlık kalitesi ölçümleri halen görece olarak güçlü görünüyor BDDK tarafından yapılan proaktif ölçümler bankaların varlık kalitesi açısından bir tampon vazifesi gördü.