Bugün yazarı Nazlı Ilıcak, Mısır'ın devrik lideri Muhammed Mursi'nin idam cezası almasının ardından attığı başlıkla hükümetin hedefi haline gelen Hürriyet Gazetesi'yle ilgili bir yazı kaleme aldı. Ilıcak, 'Hürriyet kalır siz gidersiniz' başlıklı yazısında algı operasyonunun bu kez Aydın Doğan üzerinden yürütüldüğünü ileri sürdü. Yazısında 'Hürriyet'in gücü ne? Hükümeti devirecek silahlı kuvvete mi sahip? Yoksa Erdoğan'ı idama mahkûm edecek bir mahkemesi mi var?' sorularını soran Ilıcak "7 Haziran seçimlerini bekleyelim… Ve takip eden ayları… Geçmişte, böyle afra tafraları çok gördük. Sel gitti kum kaldı; yolcu gitti hancı kaldı… Bu defa da böyle olacak" dedi.
İşte, o yazı:
Her şey Mursi’nin idama mahkûm olmasıyla başladı. Muhtemelen, dünyadan gelen baskılar karşısında, Mısır yönetimi bu kararı infaz dahi etmeyecek. Ama Türkiye’de sadece Tayyip Erdoğan’ın ağzına bakanlar sanıyor ki, Mısır’daki darbeyi Türkiye haricinde hiçbir devlet kınamadı; idam kararını da Erdoğan haricinde bütün liderler alkışlıyor. Oysa Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve birçok Batılı ülke, söz konusu kararı adil bulmadıklarını açıkladılar. Zaten, bu ülkelerin pek çoğunda idam yok.
Tabii Erdoğan’ın maksadı başka. Mursi üzerinden sanki kendisine yönelik böyle bir girişim varmış gibi, mağduriyet havası yaratmak. Kefenini cebinde taşıdığını söyleyerek, mevcut olmayan bir tehdide meydan okumak… Keşke, önce şu yolsuzluk iddialarının yargılanmasına izin verseydi. Keşke, o zaman meydan okusaydı.
17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarında Cemaat üzerinden giderek, darbeye muhatapmış görüntüsü yarattı. “Darbeci” dediği polislerin cezaevine girmesinin yolunu açtı. İnsanlar yolsuzluğu konuşacağına, darbeyi konuşmaya başladı. Şimdi de, Hürriyet’in internet sitesinde çıkan masum bir haberi vesile ederek, kefen edebiyatı yapıyor. Aydın Doğan’a hücum ediyor. Medyayı korkutup sindirmeye çalışıyor: “Ya yola gelirsiniz ya tepenize binerim…”
Hürriyet ne yazmış? “Dünya şokta… %52 ile seçilen Cumhurbaşkanı’na idam.”
Tayyip Erdoğan da %52 oy alıp cumhurbaşkanlığı makamına oturduğuna göre, meğer gazete, aba altından ona sopa gösteriyormuş!!!
Hürriyet’in gücü ne? Hükümeti devirecek silahlı kuvvete mi sahip? Yoksa Erdoğan’ı idama mahkûm edecek bir mahkemesi mi var? Bütün bunlar, iktidarın medya mensuplarına verdiği gözdağından ibaret.
7 Haziran seçimlerini bekleyelim… Ve takip eden ayları… Geçmişte, böyle afra tafraları çok gördük. Sel gitti kum kaldı; yolcu gitti hancı kaldı… Bu defa da böyle olacak. AK Parti iktidarı bugün yolsuzluk yapanları koruyup kollamayı başardı. Yarın hepsi mutlaka hesap verecek. Bir başka küçük ihtimal daha var. O da, faşizm karanlığının ülkenin üzerine iyice çökmesi, bir süre daha bu kâbusun devam etmesi. Ama gene eninde sonunda, Türkiye tercihini demokrasiden yana koyarsa, hesap sorulacak günler mutlaka gelecektir.