Erdoğan: Herkes kendi yoluna deriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP'nin af teklifine grup toplantısında yanıt verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin toplantısında MHP'nin af teklifine ilişkin yeni açıklamalarda bulundu. MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti ile ittifakın sona erdiğini açıklamıştı.

Erdoğan ise MHP'nin af teklifine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

İşte o açıklamalar:

MHP ile yeni yönetim sistemimizin hayata geçirilmesi sürecinde, önce Meclis'te, ardından 16 Nisan halkoylamasında ve son olarak da 24 Haziran seçimlerinde, gerçekten çok verimli bir ittifak örneği sergiledik. Cumhur İttifakı adını verdiğimiz bu zemini hazırlayan, bizatihi milletimizin kendisidir. Parti yönetimleri olarak, milletimizin sesine kulak verdik ve ülkemizin geleceği için samimi bir dayanışma sergilemenin gayreti içinde bulunduk. Tabii, yeni yönetim sisteminin inşası gibi temel konularda ittifak içinde olmak, iki ayrı siyasi partinin her konuda aynı çizgiyi takip etmesini gerektirmiyor. AK Parti ve MHP, her biri kendi politikaları olan iki ayrı partidir. Anlaştığımız hususlarda birlikte hareket ederken, farklı düşündüğümüz konularda da her birimiz kendi yolumuzu takip ediyoruz. MHP ile son dönemde af, erken emeklilik, Danıştay'ın kararı gibi kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor. Biz, Cumhur İttifakı'na verdiğimiz önem sebebiyle, bu farklılıklarla ilgili değerlendirmelerimizi, mümkün olduğu kadar yapıcı bir dille ifade etmeye çalışıyoruz. Politikalarımızı sonuna kadar savunuruz ama kimseye kişisel olarak saygısızlık etmeyi aklımızın köşesinden dahi geçirmeyiz. Esasen, bizim siyaset tarzımızda da böyle bir üslubun yeri yoktur. Mesela, af meselesi ilk gündeme geldiğinde, hemen arkadaşlarımıza talimat verdik, bu işi tüm boyutlarıyla masaya yatırdık. Karşımıza çıkan manzara bize, teklif edilen tarzda bir düzenlemenin, milletimizin vicdanını rahatsız edecek neticelere yol açacağını gösterdi. Bunun için de teklife sıcak bakmadığımızı, çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştık. Kişilere karşı suçlara af yetkisine devlet sahip değildir. Adalet mülkün esasıyla o zaman biz mülkü ayakta tutmak için adil davranmaya mecburuz. Biz devlet olarak uyuşturucu baronlarıyla da torbacısıyla da mücadele ettik, onu içenlerle de mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz. Uyuşturucu suçlularına, katillere, hırsızlara mı kader mahkumu diyeceğiz. Devlete karşı işlenen suçlarda yapılabilecek ne varsa yapmaya gayret ederiz, arkadaşlarımız bu çalışmalarını yaptılar. Emeklilikte yaşa takınlar diye ifade edilen meselede de karşımıza ülkemizin kaldıramayacağı benzer bir yükün fotoğrafı çıktı. Hiç şüphesiz bu konulardaki kararı Meclisimiz ve milletvekillerimiz verecektir. Cumhurbaşkanı ve AK Parti genel başkanı olarak, böylesine önemli konulardaki hissiyatımızı milletimizle paylaşmamızdan daha tabii bir şey olamaz. Bunun ötesinde bizim kimseyi, ne kurum, ne isim olarak hedef almamız söz konusu değildir. Sosyal medyadaki kimi açıklamaların yanlış anlaşılmalardan kaynaklandığını düşünüyor ve üzüntüyle karşılıyorum.

ANDIMIZ TARTIŞMASI

Andımız tartışması, aslında artık geride bıraktığımızı sandığımız bir konuydu. Biz 2013 yılında bu meseleyi çözmüştük. Danıştay'ın ilgili dairesi, birikimine ve yetkinliğine inandığımız hukukçularımızın ifade ettiği gibi, yetki aşımı yaparak, maalesef, bu konudaki düzenlemeyi iptal etmiştir. Türkiye'yi geldiği yer itibariyle kesinlikle hak etmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, bir takım eski hastalıkların hala bünyemizde yaşadığını gösteriyor.  İkinci dünya savaşı öncesinin ikliminde, tek parti chp'si döneminde başlatılan bir uygulamayı, bugünün demokratik, özgürlükçü, aydınlık Türkiye'sinde hala sürdürmeye çalışmak yanlıştır. Bize göre milletimizin en büyük ve en etkili andı istiklal marşımızdır. İstiklal Marşı'mız dışında bir and tanımıyoruz, tanımayacağız. Bu tür tartışmalar, günlük siyasetin ötesinde, ülkemizin demokrasi, istiklal, hak ve hukuk mücadelesi sürecinde sembolik anlamı olan hususlardır. Türküm ama Türkçü değilim.

Washington'un herhangi bir yeni öneri sunmadan nükleer anlaşamdan çekilmesi gerçeğini hoş karşılamadık. Nükleer anlaşma konusunda ABD'nin pozisyonu tehlikeli. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 81 milyon vatandaşımızın tamamının ortak devleti olduğuna göre, sembolik unsurlarımızın da hepimizi kucaklaması gerekir. Bizim ortaya koyduğumuz bu fotoğrafta, tektipçi rejim özentisi bir metnin çocuklarımıza her sabah okutulmasının yeri var mıdır? Hele hele meselenin, konuyu hukuki boyutuyla değerlendiren Anayasa Komisyonu başkanımızın kökeni ve meşrebi üzerinden, gerçekten incitici ve ayrımcı bir tarza indirgenmesinin kime, ne faydası vardır? Bakanımıza yönelik bu hakareti bir genel başkana yakıştıramadım. Yol arkadaşımı feda edemem bunu bilmeleri lazım. Üstelik bu bakanımızın, şehrine ve ülkesine ne büyük hizmetler yaptığının en yakın şahidi bizleriz, hiçbir arkadaşımızın, işini yaptığı için istiskaline, hakarete uğramasına, tehdit edilmesine göz yumamayız. Türk milletinin sınırlarımız içindeki ve dışındaki mirasına gerçek anlamda biz sahip çıktık. Esasen bizim ne Türk'le, ne Türklükle, ne de söz konusu metindeki ifadelerle bir sıkıntımız yoktur. Dolayısıyla buradaki mesele ne Türk kavramıdır, ne de metinde ifade edilen tavsiyelerdir, Buradaki sorun, metnin zihniyetidir, ruhuna işlemiş çarpık ve inkârcı yaklaşımdır. Biz Türkiye'yi, geleceğin dünyasına hazırlayacak teknolojilerle buluşturmasının gayreti içindeyiz. Buna karşılık ülkemizi, bu köhne metin üzerinden ikinci dünya savaşı öncesi iklimine döndürme heveslerine destek vermek, asla vatan ve millet sevgisiyle izah edilemez. Elbette herkesin siyasi tercihlerine saygı duyarız, ama meselenin büyük ve güçlü Türkiye hedefimize zarar verecek boyuta ulaşmasına da gönlümüz razı gelmez. Bunun için, artık bu tür meselelerdeki görüş farklılıklarımızın Cumhur İttifakı'na gölge düşürmesine fırsat vermemeliyiz.

HERKES KENDİ YOLUNA DERİZ

Biz Cumhur İttifakını, ülkemizin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri olarak görüyor ve geleceğe taşımak istiyoruz. Madem ki yerel seçimlerde biz yolumuza diyorlar, biz de herkes kendi yoluna deriz. Ekonomide, bir süredir yaşadığımız sıkıntıları geride bıraktık ve yeni bir atılım sürecine giriyoruz. Suriye ve Irak'ta kritik gelişmeler yaşanıyor, çok yakın siyasi, sosyal ve ekonomik ilişkiler içinde bulunduğumuz Avrupa coğrafyası, kendi iç dengelerindeki sarsıntılar sebebiyle zorlu günler geçirmeye devam ediyor. Amerika'nın askeri ve ticari alanda başlattığı hamlelerle ilgili gelişmeleri yakından izliyoruz. Orta asya ülkeleriyle, uzun süredir olmadığı kadar iyi ilişkiler içindeyiz. Körfez'deki tatsız gelişmeler durulmuş gibi gözükse de, dikkatle takibi gerektiriyor. Afrika'nın ardından Güney Amerika'yla da yakın ilişkiler tesis etmek için yoğun gayret içindeyiz. Önümüzdeki ay sonunda G-20 zirvesi vesilesiyle, birkaç güney amerika ülkesine ziyaretimiz olacak. 2019 Mart'ında elde edeceğimiz başarı, 2023'e kadar olan dönem için önümüzü açacaktır. AK Parti olarak, 2019 seçimleri için çok güçlü bir hazırlık yapıyoruz. İnşallah yakında bu hazırlıkları belli bir noktaya getirecek ve büyükşehirlerden başlayarak adaylarımızı belirleyip sahaya erkenden ineceğiz. Bu hafta sonu Suriye ile ilgili 4'lü zirve gerçekleşecek, temennim odur ki Suriye'ye huzurun gelmesi konusunda burası ciddi bir adım olsun.