CHP Genel Başkan Yardımcısı Sözcüsü Koç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel dönüşü hızla günlük siyasete girdiğini söyledi.
Erdoğan'ın Cuma Namazı sonrasında "tehdit ve şantaj kokan, şiddeti meşru gösteren" açıklamalar yaptığını savunan Koç, "Akabinde de kendi saha ve seyircisi önünde içini döken bir Başbakan" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın CHP'yi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu ve CHP'lileri TIR olaylarıyla ilgili "Türkiye'yi dışarıya jurnallemek" ile şikayet ettiğini belirten Koç, MİT'in milli istihbarat teşkilatı olmaktan çıkarıldığını, Başbakan'ın özel amaçlarına dönük faaliyet gösteren kurum haline getirildiğini öne sürdü.
Suriye'de fotoğraflarla ortaya çıkan durumun insanlığa karşı suç olduğunu ve bunu daha önce telin ettiklerini anlatan Koç, şunları söyledi:
"Bunlar hiç Başbakan'ın kulağında değil. Başbakan, o TIR'larla Suriye'ye ne göndertiyor? İçinde insani yardım varsa aranmasından niye gocunuyor? İçinde Suriye'de akan Müslüman kanını artıracak silahlar var. Tüm dünya, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı silah kaçakçısı ve teröre destek veren ülke konumuna düşürdüğü haliyle tanımaya başladı. Bunun jurnallenecek bir şeyi yok. Bakın yurt dışı yayın organlarına. Başbakanın ve sebep olduğu olayların Türkiye'nin hangi konumda değerlendirilmesine sebep olduğunu çok açık görebilirsiniz.
Soruşturmaya gerek yok denilmiş
Koç, Başbakan Erdoğan'ın CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül ile ilgili sözlerine de cevap vererek, şöyle devam etti:
"Bir korku sardı Başbakanı. Herhalde eline yeni anket tutuşturdular; 'İstanbul gitti gidiyor'. 'Sarıgül ile ilgili şu iddialar var. Pazara kadar açıklarsın açıklarsın, açıklamazsan ben açıklarım'. Elini kolunu tutan yok, dilini bağlayan yok, ayağına takılan yok. Emniyet senin, yargı senin, polis senin, istihbarat senin. CHP burada, Mustafa Sarıgül İstanbul'da. Ne biliyorsan açıkla. 2005'te CHP içindeki bir iç siyasi tartışma ve sonrasında gelişen olaylar...
Değerlendirme yapılmış, bazıları İçişleri Bakanlığı müfettişleri, Danıştay, savcılık kendi üzerlerine düşen görev alanından konuya yaklaşmışlar ve 'soruşturma yapılmasına gerek yoktur' denilmiş. Başbakan da iktidar. Aradan 9 sene geçmiş. Ateş bacayı sarmış. Başbakan'ın durumu siyaseten tarif edilmeyecek kadar düşkünlük arzediyor. Saldırgan tutumunun altında bu yatıyor. Kaset, Sarıgül veya başkası, elinde ne delil varsa hemen ortaya koymazsan namertsin, müfterisin. Şantaj, tehdit bir Başbakan'a yakışır mı?"
Türkiye'de hukukun her zaman zorbalığı da şiddeti de alt ettiğini dile getiren Koç, CHP'nin tarihin hiçbir döneminde önüne getirilen zorbalıklara boyun eğmediğini, bugün de boyun eğmeyeceğini belirtti. Koç, "Ne yumruk ne tekme ne tehdit ne can, kimse CHP'den bu şebekenin karşısında hiç kimse geri adım atmayacaktır" diye konuştu.