Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, anayasal düzeni ve demokrasimizi hedef alan 15 Temmuz darbe girişiminin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın basiretli liderliği, parlamento, hükümet, medya, sivil toplum kuruluşları ve halkın ortaya koyduğu güçlü irade karşısında başarısız olduğunu söyledi. Eczacıbaşı SABAH'a Türkiye'nin potansiyeli ve geleceğiyle ilgili şu değerlendirme bulundu:
EN GÜÇLÜ MESAJI VERDİK
"Ülke olarak, demokrasiye bağlılığımızı hiçbir şüpheye yer olmayacak şekilde bir kez daha kanıtladık. Tüm siyasal partiler, görüş farklılıklarını bir kenara bıraktı ve parlamenter sistemin korunması konusunda kararlı bir tutum ortaya koydu. Bizi birbirimizden ayıran, kutuplaştıran unsurlara değil, bizi birbirimize yakınlaştıran, birleştiren unsurlara odaklandığımızda neleri başarabileceğimizi bir kez daha gördük. 7 Ağustos'ta Yenikapı'da düzenlenen "Demokrasi Mitingi", bu noktada en güçlü mesajı oluşturdu. Demokrasiden yana, mutabakat içinde sergilenen bu irade ülkemize bir rahatlama da getirdi. İçteki bu rahatlamanın bölgemizdeki ülkelerle siyasal ve ekonomik ilişkilerimize de olumlu yansımaları olacağı görülüyor. Böylece, son yıllarda yatırım ortamını olumsuz etkileyen nedenlerin etkisinin de giderek zayıflayacağını, hükümetin birbiri ardına aldığı, iç ve dış yatırımlarla ihracatı destekleyici önlemlerin de, kısa dönemde sonuç vereceğini umuyorum. Dünya konjonktürünün de yardımıyla, dolar kurunun üç liranın altına düşmesi, faizlerin gevşemeye, borsanın toparlanmaya başlamış olması da, darbe şokunun atlatılmakta olduğunu gösteriyor.
HIZ KESMİYORUZ
Başta TOBB ve TÜSİAD olmak üzere, özel sektör kuruluşları olarak bizler, ilişkide olduğumuz yabancı kuruluş ve şirketlerle, ülkemizdeki yatırım ortamına ilişkin beklentilerimizi ve darbe girişiminin ekonomimiz üzerindeki olumsuz etkilerinin sürekli olamayacağına dair görüşlerimizi paylaşıyoruz. Şirketlerimizin yatırım programlarının aksamadan sürdüğünü anlatıyoruz. Eczacıbaşı Topluluğu olarak, işlerimizi büyütmek için dün olduğu gibi, bugün de yatırımlarımıza aynı heyecan ve inançla devam ediyoruz. Sadece bu yıl içinde ikisi Türkiye'de, biri Kazakistan'da üç yeni tesisinin açılışını yaptık. Türkiye'nin ve Avrupa'nın ilk ve tek birincil magnezyum metal üretim tesisinin yatırımını tamamladık. Sektöründe dünya lideri Baxalta ile yüzde 50-50 ortaklıkla Eczacıbaşı-Baxalta adıyla yeni bir işbirliğine gittik. Önümüzdeki dönemde bunlara yenilerini eklemek üzere adımlar atıyoruz. Türkiye'de faaliyet gösteren pek çok kuruluşun da benzer bir büyüme sürecinden geçtiğini memnuniyetle gözlemliyoruz.
GELECEĞE GÜVENİN İŞARETİ
Ülke olarak yatırımlarımızın hız kesmeden sürmesi, yabancı muhataplarımız tarafından da Türkiye'nin geleceğine duyulan güvenin işareti olarak değerlendiriliyor. Ülkemizde bu kalkınma hamlesinin sürdürülebilmesi için uzlaşma ve demokrasi kültürümüzün daha da derinleşmesi gerekiyor. Bu noktada bir görüş birliği de sağlamış durumdayız. Şimdi bu ortamın güçlenerek sürdürülebilmesi için, demokratik hukuk devletine, katılımcılığa, adalete ve bizi biz yapan değerlere daha da sarılmamız büyük önem taşıyor. Rekabet gücüne sahip bir ekonomi için reformlarla sürekli olarak yenilenmeye ihtiyacımız var. Eğitimden adalet sistemimize, Türkiye'nin kalkınma modelinin en küçük unsuruna kadar her alana, yenilikçiliğe ve yaratıcılığa kapı açan bir gözle bakmalıyız. İş dünyası olarak bu koşulların sağlanması halinde, nice badireler atlatmış ekonomimizin, bu zor günleri de aşarak büyümeyi sürdüreceğine inanıyoruz.