Borsalarda 1987 benzeri çöküş korkusu

1987 yılında küresel düzeyde borsalarda yaşanan sert çöküşü yaşamış olan üç para yöneticisi bugünkü tehlike konusunda uyarılarda bulundu.

BORSAGUNDEM.COM

Hisse senedi piyasaları 1987 yılının 19 EKiminde çöküş yaşadığında yatırımcılar da büyük bir panik yaşamışlardı ve bu pek de alışıldık bir durum değildi. Bir önceki düşüş ise bundan 58 yıl önce 1929 yılında gerçekleşmişti.

1987 yılında yaşanan Kara Pazartesi'nin 30 yıl sonrasında ogünleri yaşamış olan ve halen çalışmakta olan bugün profesyonel yatırımcılardan üçü çöküşe dair tecrübelerini paylaştı ve bir çöküşün öncü sinyalleri ve bununla nasıl mücadele edilebileceği konusunda bilgi verdi.

Altfest Kişisel Varlık Yönetimi'nin başkanı Lewis Altfest bu yatırımcılardan birisi. Kendisi müşterilerine ait 1.3 milyar dolarlık fonlarını yönetiyor. Şirket 1983 yılında kuruldu.


Bir diğer tecrübeli yatırımcı ise 2.5 milyar dolarlık Thornburg Küresel Fırsatlar Fonu'nun CEO'su Brian McMahon,

Son olarak Putnam Growth Fund ve Putnam Convertible Fund isimli ve toplam büyüklüğü 2 milyar dolar civarında olan fonları yöneten Lawrence Haverty'nin görüşlerine başvuruldu.

1987 yılındaki gelişmelere bir göz atacak olursak, 16 Ekim 1987 Cuma ghünü Dow yüzde 4 oranında gerilemiş ve ardından Kara Pazartesi günü yüzde 23'lük bir düşüş yaşamıştı.

Neredeyse Wall Street'deki herkes için hiç de beklenmeyen bir durum olan bu düşüşü getiren bazı unsurlar vardı. Bu unsurlar arasında Dow'un 1986 sonundan 25 Ağustos 1987 tarihine kadar yüzde 44 oranında yükselmesi de yer alıyordu.
Bu yükselişin arkasında ise kısmen 1986 yılındaki vergi reformu yatıyordu. Kısa vadeli faiz oranları o dönemde hızlı bir yükseliş yaşadı ve belirsizliklerin artmasına neden oldu. Kara Pazartesi gününde gerçekleşen satışlar "çok bilinen adı ile portföy sigortası" satışları ile gerçekleşti ki bu herkesin temel olarak zarar durdurma satışlarına gitmesi olarak özetlenebilir.

New York Borsası'nda bu tür sert satışları önleyecek bazı bariyerler oluşturuldu. Örneğin aşırı düşüş yaşanması halinde işlemlerin durdurulması bu önlemlerden biri ancak düşüş yine de sonraki günlerdeki seanslarda da sürebilir.


Kara Pazartesi ile yüzleşmek

Altfest: "Yatırımcılarım her sinirleri bozulduğunda beni aradılar"

16 Ekim 1987 Cuma günü yaşanan düşüşün ardından Altfest, ertesi gün yani Cumartesi günü ofisine gitti ve kendisini müşterileri için erişilebilir tuttu. Yatırımcılarını panik satışlarından korumaya çalıştı. ANcak piyasalarda yaşanan karmaşa dönemlerinde hafızalar zayıfladı ve insanların piyasanın yeniden rekor seviyelere yöneleceğine dair inançları kayboldu.

Altfest konuya ilişkin açıklamasnda "Pek çok insan piyasdan çıktı ve piyasa farkedilir ölçüde bir geri dönüş yaşayana kadar dışarda kalmayı tercih ettiler. Bu ise onlar açısından pek de olumlu sonuçlar getirmedi." ifadelerini kullandı.

Altefest, müşterilerin emirlerini Pazartesi uygulamaya koymak üzere hafta sonunda almaya başladı. Bu emirler içinde her bir satış emrine karşı 12 alım emri yer alıyordu. Altfest Pazartesi günü piyasa yüzde 8 oranında düşünce bu alım emirlerini devreye soktu. Ancak piyasanın bir yüzde 15 daha düşüş yaşayacağını bilemezdi. Ancak eninde sonunda piyasa iyileşmeye başlayınca Altfest de heyecanlanmaya başladı.

Tahvilde Yaşananlar

Kara Pazartesi ayrıca tahvil yatırımcıları açısından da çok zor bir gün oldu. 1987'de 7.39 seviyesinde olan 30 yıllık tahvillerin faizi 1 Ekim itibarı ile yüzde 9.61 seviyesine yükselmişti. 

McMohan konuya ilişkin açıklamasında "Bugün tahvil faizlerinde aynı düzeyde bir yükseliş olursa bu muhtemelen hisse senedi piyasalarına daha sert bir etki yapacaktır. Ben o dönemde menklul kıymetlerde para yönetmiyordum. Ancak insanlar ellerinde ne varsa satma eğilimindeydiler. Benim olayımda ise biz geri ödemeli yerel yönetim tahvillerini almayı başarabildik.

Haverty ise "yüksek faiz oranları çalışır" diyen bir meslektaşına atıfta bulunarak "Bunun anlamı faiz oranları aşırı ısınmış bir ekonomi ve enflasyonu frenleyebilir. Ancak eninde sonunda yüksek faizler sorunlara neden olur demektir" ifadelerini kullandı.

Haverty 1987 yılının "Milken Era" olarak bilinen dönemin bir parçası olduğunu hatırlattı ki bu dönemde Michael Milken ve Drexel Burnham Lambert yatırımcıların yüksek getirili yatırım araçlarına olan açlıklarından yararlanmış ve yüksek getirili borçlanma araçları içinde kombinasyonlara gitmişlerdi.
Haverty "Ben 1984 yılında dönüştürülebilir fonlara dahil olduğmda 200 milyon dolarlık bir varlık söz konusuydu ve 1987 yılında bu rakam 1.5 milyar dolara yükselmişti ki bu noktada düşük bir varlık sınıfı için bu rakam büyük bir seviyeyi ifade ediyor.

Haverty Ekim ayında çöküş içine giren dönüştürülebilir tahvil piyasasında aşırı ısınmanın sinyallerini net bir şekilde görmüştü.
McMohan ise bugünkü piyasanın verdiği işaretler için "Benim düşünceme göre tahvil piyasaları genel olarak aşırı değerlenmiş durumda bulunuyor ve bu durumda faiz oranlarında yukarı yönlü bir baskı ve bunun şirket kredilerine yansıması beni şaşırtmaz" ifadelerini kullandı.
McMohan sözlerini şöyle sürdürdü "Fed'in aylık 30 milyar dolarlık tahvil alımlarını azaltma planı ve muhtemel bir vergi reformu tasarısı yatırımcıların ekonominin aşırı ısınmasını beklentisine girmesine ve faiz oranlarını yukarı çekmesine neden olabilir. Yüksek faiz oranları ise tipik olarak hisse senetlerinde daha yüksek volatilite anlamına gelir."


Altfest açıklamasında piyasalarda yakın bir zamanda düşüş beklemediğini belirterek ortamın 1987'ye göre de 1990'lardaki teknoloji balonuna ve 2007 krizi öncesindeki duruma göre de farklı olduğunu dile getirdi.

Haverty bazı hisse senetlerinde aşırı değerlenme yaşandığını ve bunun piyasaların sağlığına yönelik ciddi bir uyarı işareti olduğunu dile getirerek;

Fiyatlar 2009 yılının Mart ayında başlayan boğa piyasasından bu yana önemli ölçüde arttı ancak 2000 yılının Mart ayına yaklaşmış değiliz. Bu dönemde S&P 500 dahilindeki şirketler karlarının 30.5 katı seviyesinden işlem görüyorlardı.

Altfest yatırımcılara yatırım yaptıkları şirketlerin karlarına ve PD/DD oranlarına bakmalarını ve piyasada sert bir düşüş görmeleri halinde bir kenara çekilmeleri uyarısında bulundu.
Sözlerini şöyle sürdürdü: " Diğer bir deyişle hisse senetleri piyasalarının her çöküşün ardından eninde sonunda toparlandığını hatırlamak gerekiyor. Buradaki tehlike eğer siz piyasalardaki toparlanmayı uzun süre beklerseniz yükselişi yakalama fırsatyını kaçırarak satmış olduğunuz hisse senetlerini daha yüksek fiyatlardan almak zorunda kalabilirsiniz. Tarih gösteriyor ki profesyonel olan yatırımcılar genellikle panik halinde satışa geçmezlerse bu onlar açısından daha iyi sonuçlar doğuruyor."

Haverty ise hisse senedi fiyatlarının çok yüksek olduğu yönündeki düşüncelerine karşın yatırımlarının yüzde 100 oranında hisse senetlerinde olduğunu belirterek, profesyonel olmayan yatırımcılar için ise "Ben onların yerinde olsam bir miktar parayı dışarı çekerdim zira fiyatlar çok yüksek ve değerlerin tehlikeli olduğu yerlere yaklaştığımıza dair net işaretler var" ifadelerini kullandı.