Borsada keriz silkeleme hissesi

Borsa İstanbul'da adı sanı duyulmamış şirketler keriz silkeleme yapıyor

Şu sıralarda borsada adeta 'keriz silkeleme' furyası yaşanıyor. Adı sanı duyulmamış pek çok şirketin hisseleri başdöndürücü. Bilançoların, analizlerin, SPK bültenlerinin teknik dilinden anlamayıp şu tehlikeli ortamda borsaya girmeyi düşünenlere, komiser Abidin Bey'in 1875'te bir 'orta oyunu' tadında yazdığı 'keriz nasıl silkelenir' rehberini şiddetle tavsiye ederiz...

Şu sıralar borsayı takip edebildiniz mi? Adı sanı duyulmamış, gerçek hayatta ne iş yaptığı pek bilinmeyen onlarca şirketin hisseleri adeta başdöndürüyor. Bir kaç ay içerisinde tavan yapan fiyatlar, bir iki gün içinde ilk fiyatından bile daha aşağıya iniyor...

Peki tesadüfte olsa SPK bültenlerine internette veya gazetelerin ekonomi sayfalarında rastladınız mı? Her hafta ya bir kaç kişiye işlem yasağı geliyor ya da bir kaç şirketin tahtası kapatılıyor, ‘gözaltı pazarı’na alınıyor..

Gerekçe, teknik açıklamalar bir yana, kısaca şöyle: Olağandışı fiyat ve miktar hareketleri nedeniyle... Yani Türkçesi; ma-ni-pü-las-yon!

Evet, şu sıralar Borsa İstanbul ’da, eskilerden kalma o güzel tabirle, bir ‘keriz silkeleme mevsimi’ (küçük yatırımcıya tuzak kurulması) yaşanıyor. Ama maalesef, yasal yaptırımlar nedeniyle borsayı yakından izleyen uzman gazetecilerin bu ‘dolapları’ açıkça yazmaları ‘suç.’ O nedenle biz de son yılların en büyük vurgunlarından sadece birini, ‘kod’ ad kullanarak anlatalım:

M’, HARİKALAR DİYARINDA

Manipülasyonun ‘baş kahramanı’ şirketimiz M, 2011’de halka arz edilir. Aynı dönemde benzer onlarca şirket daha borsaya girer. O yılın adeta ‘davul-zurna’ ile ‘halka arz bayramı’ ilan edildiğini, bu sayede Türkiye ’nin dünyada ‘halka arz’ artışı bakımından ilk 5’e girdiğini de bir kenara not edelim. Ve M’nin hikayesine devam edelim...

M’nin hisseleri ‘kiraz mevsimi’ olarak bilinen haziranda ne olduysa birden sıçramaya başlar. Hisseler iki ay içerisinde 10 liradan 50 liraya yükselir. Tabii bu arada küçük yatırımcı da bu yükselen ‘yıldıza’ akın akın hücum eder. Sonuçta tuzağı kuranlar, ağlarının dolduğunu hissettikleri anda kiraz mevsimini ‘keriz silkeleme’ mevsimine çevirirler. İki ayda 5 kat artan hisse bir ayda 6 liraya düşer...

HALKA ARZ: BİR MASA İKİ SANDALYE...

İşin ilginç yanı SPK’nın aylar öncesinden M şirketi hisselerinde yaşanan manipülasyonu tespit etmesi ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmasıdır. Ne var ki, SPK, küçük yatırımcıyı koruyacak tedbirleri alsa da manipülasyonu önleyemez. Kişilere cezayı keser, şirketlerin tahtasını kapatır ama vurgun çoktan vurulmuştur.

M'nin hikayesi, son günlerde ortaya çıkan örneklerden sadece biri. Konuyu yakından takip eden uzmanların anlattığına göre, daha onlarca şirket hissesinden benzer senaryo oynanıyor. İki sandalye bir masa koyan her şirketin halka arz edilmeye başlandığı şu dönemde bunun da kaçınılmaz bir son olduğuna dikkat çekiyorlar ve ısrarla uyarıyorlar: Aman dikkat!

ABİDİN BEY’İN REHBERİ SPK BÜLTENİNDEN DAHA ANLAŞILIR

Elbette elinde üç beş kuruşu olanın teknik birer metin olan SPK bültenlerini ve şirket bilançolarını okuyup anlaması zor. Bu nedenle biz size 1875’te İstanbul Borsası’na ‘küçük yatırımcıyı’ korusun diye atanan Komiser Abidin Bey’in ‘orta oyunu’ karakterlerini ve diyaloglarını da kullanarak yazdığı, bugünün Türkçesi ile ‘keriz nasıl silkelenir’ manasına gelen, "Konsolidenin Hava Oyunlarıyla Sair Muamelatı ve Müstekrezat Maliyeye Dair Risale" adlı rehberini sunalım. İnanın, teknik analizlerden çok daha ikna edici ve anlaşılır...

HİLEKAR İLE SAFDİL’İN ‘KERİZ’ MUHABBETİ

Abidin Bey, önce ‘hava oyununu (manipülasyonu) tanımlar, ardından olayı bir bir anlatır:

"Şöyle ki, konsolidin (dönemin tahvili) fiyatı, bugün mesela 50 kuruş iken, zatın biri ümit eder ki fiyatı terakki edecek, diğer bir zat zanneder ki, tenzil edecek. Bilfarz, borsada bir adam çıkar da 10 bin liralık konsolidin havasını 50 kuruşa satarım diye bağırır. Kendisinde ise 10 bin liralık değil, ayrıca belki bir katre konsolidi dahi olmasa caizdir. Karşısına diğer bir kimse çıkar ben kamilen aldım der. Bunun dahi nakdi 10 bin değil, topu 80 veya 100 lirası vardır. Ondan sonra konsolid 50 kuruş 20 paraya çıktı mı, 10 bin konsolidi alırım diyen kazanmış, yani 20 para farkından hasıl olan 5 bin kuruş almış ve satan 5 bin kuruş zarar etmiştir."

Bu izahtan sonra biri "Hilekâr" öteki "Safdil" adlı iki kişiyi orta oyunu havasında konuşturur:

Hilekâr: Buyurunuz efendim, zatı aliniz şimdiye kadar konsolid işlerinde zannederim bulunmadınız.

Safdil: Hayır bulunmadım. Ben konsolid işlerini bilmem.

Hilekâr: Yazık efendim. Sair işlerinizde boş yere ömrünüzü telef ettiniz. Geçen gün birisi geldi, adını unuttum. Dört günde onikibin dört yüz lira kazanıp gitti.

Safdil: Bu nasıl oldu, bizim bir İzzet Ağa vardı, o adam konsolid işlerinde batmış. Sen İzzet Ağayı biliyor musun?

Hilekâr: Maazallah hiç bilmez olur muyum (aslında bilmiyordur) o biçareyi, ben de acıdım. Lakin ne fayda ki, kahrolası bir iki hilekâra çattı onlar adeta akçesini çaldı. Ben doğru bir adamım. Bütün Galata beni bilir. Burasını bildiniz ki cenabınız bu akılla, bu dirayetle konsolid işlerine giripte biraz kaldınız mı, konsolid sizden adeta titreyecek ve o vakit binlerle kazanacağınız liraları göreceksiniz. Ben yalan hiç bilmem. Bana halk doğru Vasil der. Şimdi çok akçe koymayınız sadece kırk lira denemek için yeter. Kaybetseniz de fazla bir şey etmez lakin kazanırsanız bir günde dörtyüzseksen lira eder.

Safdil: Öyleyse hadi bir şey yapalım. Hem ben şimdi sana doğrusunu söyleyeyim, kendimi övmek gibi olmasın böyle şeyleri akılla çok bulurum. Hem bende başka bir şey daha var, büyük yerlere giderim her ne havadis varsa onlar herkesten önce işitirim. Bu iyi değil mi?

Hilekâr: Aman efendim, ne buyurursunuz, nasıl iyi değildir. Bütün iş beyan buyurduğunuz şeylerdedir. Allah için durmayınız, zatınızı biliyorsunuz taktir eder severim (oysa yalan, bir iki saat önce tanımıştır) vakit kaybetmeyelim?.

İşte bu gibi ve daha başka budalaca birçok beyan ve desise ile zavallı adamı baştan çıkarır, kırk lirayı elinden alır. O kırk lira ile şans eseri kazandı mı artık, o biçarenin boynuna elini attı gitti. Zavallı saf adam kırk liradan aldığı zevk ile oynamaya başlar, ta ki varını yok eder. Zarar ettikçe sorar. 'Bizim liralar gitti, bu nasıl oldu?' Hilekar yanıtlar: 'Aman efendim, siz ona bakmayın, sebebi vardır. Londra'daki olayı işitmediniz mi? (Halbuki hiçbir şey olmamıştır) Bir de Amerika'da bir zat vardı ki, dünyanın en büyük tüccarı idi. O iflas ettiğinden zatınız liraları kaybettiniz. Yoksa muhakkak kazanacak idiniz’ der..."

100 sayfalık rehberde uzun uzun bu oyunları anlatan Abidin Bey son olarak küçük yatırımcıya, bugün de hâlâ geçerli olan şu öğüdü verir:

"Hasıla, tüm vatandaşlarımıza acizane tavsiye ederim ki, Allah için hiçbir vakit konsolid oynamasınlar, paraları varsa konsolidin kendisini alıp altı ayda bir aynen faizini alsınlar. Bu cihete diyecek yok. Lakin havasını oynadın mı zarar etmek, harap olmak kaçınılmazdır."

NOT: 'Keriz silkeleme', bir argo veya hakaret değil, çok eskilerden beri kullanılan bir borsa tabiridir. Özetle, küçük yatırımcıyı türlü oyunlarla manipülasyon yapılan hisseye çekmek ve ardından da o hisseyi çökertmektir. Radikal