BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
ABD borsaları ve ekonomisi, 2023 yılında ortalamanın üzerinde bir performans sergiliyor. Ancak hem borsaların hem de ABD ekonomisinin kırılgan tarafları bulunuyor.
Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD ekonomisinin üçüncü çeyrek büyüme tahminleri yüzde 5’in üzerinde seyrediyor. İş gücü piyasası ise bünyesine yeni çalışanlar eklemeye devam ediyor. Ancak ABD ekonomisini ve borsalarını bekleyen bazı risklerin iyi gidişatı tersine çevirme tehlikesi hala mevcut.
3 önemli risk
Marketsinsider’dan Matthew Fox’un haberine göre, çatallı bir borsaya rağmen, ABD ekonomisi geçen yılki kısa yavaşlamanın ardından 2023 yılında etkileyici bir büyüme kaydetti. ABD ekonomisi için üçüncü çeyrek GSYİH tahminleri yüzde 5'in üzerinde seyrediyor ve ABD ekonomisi bugüne kadar 2 milyondan fazla yeni çalışanı iş gücü piyasasına dahil etmiş durumda.
Ancak Ned Davis Research'ün (NDR) paylaştığı not, ABD borsalarını ve ekonomiyi ‘kırabilecek' ve mevcut büyüme döngüsünü sona erdirebilecek üç önemli risk barındırıyor. İşte söz konusu 3 risk…
Enflasyonun yeniden canlanması
Enflasyon, TÜFE'nin geçen Haziran ayında yaklaşık yüzde 9'a ulaşmasının ardından Fed'in uzun vadeli yüzde 2 hedefine doğru ilerleme kaydetse de artan fiyatlardaki herhangi bir yeniden canlanma, Fed'in mevcut sıkılaştırma döngüsünün gidişatını tehdit etme riski taşıyor.
NDR'nin baş küresel makro stratejisti Joseph Kalish, “Enflasyon beklentilerindeki bir kırılma, geleneksel olarak vade priminde bir artışa neden oldu ve bu da nominal getiriler üzerinde daha fazla yukarı yönlü baskı oluşturacaktır” diyor.
Kalish, enflasyon beklentilerinin ölçülmesine yardımcı olan ABD'nin 5 yıllık ve 10 yıllık enflasyon takaslarını izliyor. Kalish'i endişelendiren şey, 5 yıllık enflasyon takasının 2022'deki en yüksek seviyenin sadece birkaç baz puan altında olması. Kalish, burada bir kırılma olmasının enflasyonun daha da yükselebileceği endişesine yol açması yüksek ihtimal olarak görüyor.
10 yıllık Hazine getirisi
ABD'nin 10 yıllık tahvil getirisi bu yıl şu ana kadar yükseldi ve yüzde 5,00’i test ederek son 17 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu temel gösterge faiz oranındaki daha fazla artış, özellikle de getiri yüzde 5,25 seviyesinin üzerine çıkarsa, ekonominin tamamı için sorun anlamına gelebilir.
Kalish, “Yüzde 5,25'lik getiri seviyesi 2006/2007'de önemli bir çift tepe noktasıydı ve aynı zamanda bu sıkılaştırma döngüsünün en yüksek politika faizini de temsil ediyordu. Dolayısıyla bu seviyede hafif bir ara verecek gibi durmuyoruz” diyor.
Daha yüksek faiz oranları, tüketiciler ve işletmeler için borçlanma oranlarını artırıyor ve sıklıkla talebi azaltıyor. Bu da büyümede bir daralma olmasa bile ekonomik büyümenin yavaşlamasına yol açıyor. ABD 10 yıllık Hazine tahvili getirisi yüzde 4,86 seviyesinde seyrediyor.
Kredi koşulları kötüleşiyor
Bu yıl şu ana kadar tahvil piyasası, kredi riskinden çok ‘faiz oranı riskleri’yle ilgileniyordu. Kalish, bu durumun değişmesinin ekonomi ve borsalar için önemli bir olumsuzluk olacağı görüşünde.
Kalish, kredi spreadlerinin hafifçe genişlediğini, ancak hâlâ ‘basık' kaldıklarını ve kredi koşullarının ekonominin geneli için hala olumlu olduğunu söylüyor. Şirketlerin büyüyen bir ekonomide nakit akışı yaratması ve faiz ödemelerinin düşük kalması nedeniyle kredi koşulları olumlu seyrediyor. Ancak kredi spreadleri yükselmeye başlarsa, bu, yatırımcıların dikkat etmesi gereken ilk uyarı işareti niteliği taşıyor çünkü bu durum, borsaya ve ekonomiye zarar verme potansiyeli taşıyor.
Kalish, “Daha yüksek bir spread, çok daha zayıf bir ekonomik ortama ve artan temerrüt riskine işaret eder. Yatırımcılar faiz oranı riskinden çok, kredi riski konusunda endişelenmeye başladığında, ekonomik döngüde yeni ve daha sıkıntılı bir aşamaya gireceğiz demektir” şeklinde konuşuyor.