Ana SayfaYazarlarYeliz KarabulutPiyasaların Gündemi
Yeliz Karabulut [email protected] Yeliz Karabulut

İlk yarı zor ikinci yarı daha zor olabilir…

07 Temmuz 2014, 13:17 - -

2014’ün ilk yarısı bitti, ikinci yarıya başladık. Bu yazıda, kısaca ilk yarıyı değerlendirip ikinci yarıda neler olabileceğini ve beklentilerimizi özetleyelim.

31 Aralık 2013 günü 2,1489 seviyesinde kapanan USDTRY paritesi ABD tarafında parasal genişlemenin azaltılması ve içeride siyasi gerginlik nedeniyle 27 Ocak tarihinde 2,39 seviyesine kadar yükseldi. TCMB’nın ani toplantısı ve şok faiz artırımı ile birlikte TL’nin değer kazanması süreci başladı. Mart sonunda siyasi belirlilik süreci ile birlikte USDTRY paritesi 2,06 seviyesine kadar geriledi. İlk çeyrekte kurların artması ve kurlarda oynaklığın etkisi ile birlikte ihracatçıların dahi rahatsız olduğu bir süreç görüldü çünkü yüksek kur ihracat yapanlara avantaj sağlarken, ürünlerin fiyatlaması konusunda risk oluşturuyordu. 1. Çeyrek şirket bilançoları incelendiğinde ihracat yapan firmaların karlarının arttığı görülüyor.

Bankalar tarafında ise alınan BDDK kararları ve vade uyumsuzluğu nedeniyle bankaların net karları yüzde 20 civarında geriledi. Bu durumun 2. çeyrekte de devam ettiğini düşünüyoruz. Büyüme anlamında ise ilk çeyrek rakamı oldukça iyi seviyede, yüzde 4 civarında açıklandı. Bu durum, tamamıyla ihracatın ve kamu harcamalarının net katkıları ile gerçekleşti. Yılın ilk altı ayında Euro Bölgesi’ne ihracatımız dikkat çekici idi. Merkez Bankası banka ekonomistlerine verdiği toplantıda, üstüne basa basa ‘Euro Bölgesi’ne olan ticaretimizin artmasını bekliyoruz’ denildi, bu da beklenildiği gibi gerçekleşti. Mayıs 2014 verilerine göre yılın ilk 5 ayında Avrupa’ya yapılan ihracatımız yüzde 13,9 artış kaydetti. Irak’a yapılan ihracatımız ise yüzde 11,7 artış kaydetti ve 2. büyük ticaret ortağımız oldu. Fakat Haziran ayında IŞİD gelişmeleri nedeniyle Irak ile ticaretimizin ciddi ivme kaybettiğini görüyoruz. Yılın geri kalanında Irak’a olan ticaretimizin yarı yarıya azalmasını bekliyoruz.

Diğer önemli gelişme olan 1. çeyrekte ABD tarafından açıklanan oldukça kötü ekonomik verilerin, yoğun kış şartlarından kaynaklandığı belirtilmişti. Bu aslında söylenildiği gibi gerçekleşti, ABD tarafında 1. çeyrekte açıklanan veriler ne kadar kötüyse 2. çeyrekte açıklanan veriler de o kadar olumlu gelmekte. Tabi bu ABD tarafı için olumlu iken Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde bir miktar stres yarattı. Kırılgan beşli olarak adlandırdığımız ülke para birimlerinde ise 15 Mayıs tarihinden olumlu enflasyon datası sonrasında kıpırdanmanın olduğunu görüyoruz. Bu aslında yaklaşmakta olan tehlikenin yani paranın ana vatanına döneceğinin bir işareti. Biz o zamanlarda FED üyelerinin artık faiz artırım konusunda yakın zamanda konuşmaya başlayacağını her mecrada dile getirdik, bu beklentimizin de gerçekleştiğini görüyoruz. Son açıklanan tarım dışı istihdam verisi ve işsizlik oranının yüzde 6,1 gerilemesi ile işgücüne katılım oranının sabit kalması ki geçtiğimiz dönemlerde işsizlik oranının gerilemesinde iş gücüne katılım oranının zayıf etkisi olmuştu ki düzelmenin önemli bir işaretidir.

Türkiye ise bu tehlikelere karşı son zamanlardaki Merkez Bankası’nın politikaları ile sanki yurt dışından gelebilecek risklere karşı biraz daha kendi elini zayıflatmıştır. Mayıs ayında 50 baz puan, Haziran’da ise 75 baz puan faiz indirimi yapması önümüzdeki dönemde ABD tarafında faiz artırımının fiyatlanması ve gelişmekte olan ülkelerde para çıkışına karşı Türkiye’nin elini zayıflatan bir karar olarak gözükmekte. Fakat üst bant olan gecelik borç verme faizini yüzde 12’de sabit bırakması ise aslında faiz indirim konusunda ne kadar isteksiz olduğunun da bir göstergesi. Bunun nedeninin, kurlarda aşırı oynaklığın olması halinde piyasayı yüzde 12’ye doğru sıkılaştırabileceği olduğunu düşünüyoruz. Hatırlatmak gerekir ki Merkez Bankası 27 Ocak tarihinde faizlerin tümünü yukarıya çekmiş, politika faizinde 550 baz puan artırmıştır. Bunun bir kısmını kurlardaki volatilite azaldığı için ve büyümeye destek olmak amacıyla düşürmektedir. Yüzde 9,5 olan politika faizimiz, yüzde 8,75 seviyesine gerilemiştir. Yılın ilk altı ayı oldukça karışık ve zordu, yılın 2. yarısı da ABD faiz tartışmaları, Irak gelişmeleri ve seçim atmosferi nedeniyle daha da zor olabilir.  

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster