Arif Ünver [email protected] Arif Ünver

Türkiye şu an en az 30 yıl ileride olurdu…

06 Temmuz 2015, 07:57 - -

Getiri paylaşımı üzerine inşa edilmiş bir sermaye piyasamız olsaydı, Türkiye şu an en az 30 yıl ileride olurdu…

Komisyonculuk ana fikri üzerine inşa edilen sermaye piyasamızın geldiği son nokta…

---Sermaye piyasamızda yaklaşık 5800 kişi çalışıyor; 20 yıl önce sadece Borsa binasındaki broker sayısı 1000’ler civarında idi… Kimse kalkıp ta teknoloji gelişti ondan demesin. Gittim, ABD de gördüm NYSE’de, ikincil piyasa dediğimiz borsa vitrindir, vitrini yıktınız. Elbette teknolojiden sonuna kadar faydalanacağız, lakin ayarında ve zamanında, öncelik sıralaması dikkate alınmadı... Biz de teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar faydalanılmasını arzu ederiz. Şu an Borsa’da 50-60 broker kaldı, ruh nerede? Hisse senedi piyasasını, tahvil, bono piyasası sandınız… Sadece teorik bilgiler ışığında yapılan icraatlar işin ruhundan çok uzak olunca, atılan adımlar da faydadan çok zarar getiriyor. Finans merkezi olma hayali olan bir ülkede 5000 civarı sermaye piyasası çalışanı var, Bostancı Oto Sanayi’nde de yaklaşık bu kadar adam çalışıyor! Ne yazık ki önemli üniversitelerimizden birinin Sermaye Piyasası Bölümü kapanıyormuş kulağıma geldi, tesadüf mü? Tabi bunların hepsinin sebebi var, yazımın sonunda bağlayacağım…

---Son günlerde basında sıkça yer alıyor, aracı kurum sayısı azalıyor… İyi bile kaldılar! 2012 sonunda 100 taneymiş, eğer tüm şartlar sağlanırsa maksimum 77 tane kalacakmış… Arkadaş, aracı kurum işi 3-5 kuruş sermayeyle yapılırsa ne olur? İşletme sermayen günü kurtarmaya yettiği için, asgari ücrete niteliksiz kurpiyer modeli personel çalıştırır, yatırımcıya vasat bir hizmet sunarsın ve sen hayatta kalacaksın diye komisyon kazanmak için her yol mübah formatında piyasaya zarar verebilirsin… Lisanslı nitelikli personelin yerine, sadece göze hitap eden, ağzı laf yapan, sağdan soldan işittiğini zikreden, kendi fikri olmayan, lisanssız niteliksiz personel istihdam edebilirsin… Müşteri getirsinde nasıl olursa olsun zihniyeti sakat bir zihniyettir...

---Şimdi temas edeceğim konu en önemli sorunumuzdur; bu sorun aşılmadan atılan diğer adımlar fayda yerine ciddi zararlar vermeye namzettir. Merkezi Kayıt Kuruluşu verilerine göre alınabilir satılabilir hisse senedi stoğumuz (2 Temmuz 2015) 241 milyar TL, başka bir ifade ile 100 milyar USD’nin altında… GSYİH’mızın 8’de 9’da 1’i… Bu stok sağlıklı şekilde artmadan, pasta büyümez… Pasta büyümeyince de ticaret olmaz. Olan ticaret de sağlıksız olur, sorun getirir… Geçtiğimiz yıllarda pasta büyüsün diye (iyi olan azınlığı tenzih ederim) bankadan kredi alamayan birçok firmanın halka arzına izin verildi… Neden ? Çünkü her zamanki gibi niceliksel tarafınız ağır bastı… Kim zarar gördü? Türkiye ekonomisinin geleceği zarar gördü…

---Finansal okuryazarlık dendi, ilgili ilgisiz herkes bu kavrama aşina oldu… Zannedildi ki, bu işi çözersek iş tamamdır… Biz ne dedik? “Vatandaşın bilinç düzeyi arttıkça yatırımcı sayısı azalır” dedik… Çünkü vatandaşın bilinç düzeyi arttıkça ince eleyip sık dokur, “Sistemde sorunlar var, onları giderin, gerisi kolay” dedik… MKK kayıtlarından yatırımcı sayısının yıllar itibarı ile gidişatı ortadadır… Finansal okuryazarlık eğitimleri adı altında ürün pazarlamaya çalışanlar oldu/oluyor…

--- İşin başındaki aktörlere gidip dedik ki; dayanak varlık piyasası sağlıklı bir şekilde büyümeden üzerine türevleri inşa etmeye çalışmayın, Finans Merkezi yerine spekülasyon merkezi oluruz, bunun da memlekete katkısı az olur, hatta ülkenin finansal güvenliği risk altına girer... Biz topyekun ülke ekonomisine katkı sağlayacak sermaye piyasası modelinin peşinde koşarken, onlar, sınırlı bir kitleye fayda sağlayacak bir yapının inşasında ısrarcı oldular… BES in geleceği de sermaye piyasası ile yakından bağlantılı dedik, anlattık, ne oldu? 

Ya biz anlatamadık ya da onlar anlamadı!

---Aslına bakacak olursak konu çok basit; bir yanda tasarruf sahipleri, bir yanda bu tasarruflara talip olanlar… Bu ikisi arasındaki ilişkinin optimum noktada, kazan kazan modeline göre oluşması için herkes çaba sarfetse idi, şu an kimseden ağlama sesleri çıkmazdı.
Sonuç olarak yazımızda ele aldığımız konu için fatura kesmemiz lazım… Bendeniz bu faturayı sermaye piyasası pastasını büyütemeyen ve kimi zamanda attıkları adımlarla mevcut pastaya zarar veren, son 35 yılın tüm siyasi partilerine kesiyorum… 
Bir bilselerdi nelere mal oldular… Eğer ki arzu edilen seviyede bir sermaye piyasamız olsaydı, üretim faktörlerinin en önemli sacayağı ve Türkiye nin en önemli sorunlarından olan sermaye sorunu o kadar kolay çözülürdü ki; şu anda ülkemizin içinde bulunduğu aşırı büyürsen sorun, az büyürsen sorun sarmalı içerisinde olmazdık… Çok detayına girmiyorum, istihdam, sermaye, dolaylı/dolaysız vergiler vs vs, önceki yazılarımızda bu konuları tek tek ele almıştık… Siyasi irade bu konunun önemini anlayıp bir politika ortaya koymazsa, bu alemde bir avuç kurum ve bir avuç yatırımcı birbirimize söylenip durmaktan öteye gidemeyiz... Bu vesile ile tasarruf sahipleri dışındaki tüm aktörler geçmişte yaptığınız gibi değil, biraz bu işlere makro bakıp elinizi taşın altına koyup mücadele verebilirseniz, bugünleri aşabiliriz… Salt kendinizi değil, sistemi sahiplenirseniz, karşılığını alırsınız, sistem de sizi sahiplenir. Aksi takdirde hepimiz rendeleniriz… Bu arada foreks, sermaye piyasası aracı değildir… Neden mi? Sermaye piyasalarında asli olarak, uzun vadeli fon arz talebi ve türevleri yer alır… Foreks tarafı bir finansal ürün olmakla beraber bir para piyasası aracıdır…
Son bir not: Sermaye Piyasası Kurulu düzenleyici denetleyici bir otoritedir, mahkeme değildir… SPK’nın yükünü hafifletip görevini daha sağlıklı yapması, siyasetin elindedir… Bu arada Finans Mahkemeleri nerede kaldı? 
Bu vesile ile herkesin Ramazan Bayramı’nı kutlar, saygı ve sevgilerimi sunarım…
Türkiye’nin Sigortası; Sağlıklı Sermaye Piyasası…

@arfunvr

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)