Orhan Pala [email protected] Orhan Pala

SPK’da portföy kulisi

14 Mart 2013, 00:00 - -

Parası olmayan portföy yönetim şirketleri Cuma günü Sermaye Piyasası Kurulu’nu ziyaret ederek son dönemde hayata geçirilen bazı uygulamalar konusunda kulis yapmayı planlıyor. Amaç, para koymadan ya da çok az bir sermaye ile bu işi yapmak. Geçmişten gelen bir alışkanlık olduğu için çoğu aracı kurum kökenli kişilerin kurduğu portföy yönetim şirketleri aynı sürecin devam etmesini istiyor. Gerekçeleri, “Biz takas saklama değil, fon yönetimi ve aracılık yapıyoruz” şeklinde… Ama 2023 hedeflerini, İstanbul Finans Merkezi planlarını unutuyorlar. Klasik aracı kurum mantığı devam ediyor. O yüzden 100 aracı kurumdan 50’si zarar ediyor. Aracı kurumlar da saklama hizmeti vermiyor, sadece aracılık yapıyor; öyleyse neden zarar ediyor? Çünkü yapı baştan hatalı kurulmuş. 1 milyon sermayeli bir aracı kurum olur mu, olsa bile bu kurum halka arz yapabilir mi? Yapsa bile başarılı olur mu?
SPK KANAYAN YARAYA NEŞTER VURUYOR
Piyasanın geleceğini güvene alan adımlar atan yeni SPK yönetimi piyasanın sağlıklı bir yapıya kavuşması için kanayan yaraya neşter vurma konusunda kararlı görünüyor. Piyasaların geleceğini düşünen herkes de bu kararları destekliyor. Şimdi düşünün 1 milyon ya da birkaç milyon sermayeyle bir portföy yönetim şirketi kuracaksınız, ardından 50 - 100 milyonluk fonlara yön vereceksiniz. Tamam, Avrupa’da fon yöneten şirketlerin büyük sermayesi olması beklenmiyor ama, adamlar sistemi yıllar öncesinden sağlıklı bir şekilde kurmuşlar. Bizdeki gibi borsa rekor üstüne rekor kırdığı dönemde kurumların yarısı zarar etmiyor. Bırakın zarar etmeyi dolandırma mantığı yok!
NEDEN SPEKÜLATİF HİSSE ALIYORLAR?
Portföy yönetim şirketleri çok genç olmasına rağmen haklarında o kadar çok şikayet var ki, aracı kurum mantığının burada da devam edeceğini düşünüyor. Yaşanmış bir olayı anlatıyorum; Türkiye’nin zengin bir işadamı bankacılık yaptığı dönemde güvendiği bir kişiye portföy yönetim şirketi kurunca sadece destek olmak amacıyla 5 milyon lira veriyor. Bu muteber adam da müşterisinin parasını borsanın en spekülatif hissesine yatırıyor ve 14 ayın sonunda 3 milyon lira zarar ettiğini söylüyor. Parasını eski bankacı arkadaşa teslim eden kişi aylarca “Ne kadar kazandım?” diye sormasına rağmen çok güvendiği bankacı arkadaşı “Abi sorma bereketi kaçar” diye müşterisini oyalıyor. Bu arkadaş banka yöneticisiyken maaşını, jestiyonun son kuruşuna kadar her ayın birinde alıyordu, ‘müşteriyi dolandırayım’ mantığı yoktu. Ama kendi şirketini kurunca zihniyet değişiyor. Para kazanmak için gözleri dönüyor ya da kendilerini batırmak yerine en yakın arkadaşlarını batırabiliyor, kazık atabiliyorlar. İşte bu yüzden yüksek sermaye gerekli... Sadece parası olan güçlü, şerefli, onurlu isimler yapsın bu işi.
Bir yılda parası 5 milyondan 3 milyona inen kişi dava açsa ve mahkeme haklı bulsa 1 milyon sermayeli şirketin neyini alacak?
SPK’yı bu konuda destekliyoruz: Güçlü sermaye piyasası, güçlü aracılarla sağlanır. Elinde çantayla, piyasa dolandırıcılarının peşinden koşan aracı kurum patronları yüzünden piyasa bu hala gelmedi mi? Daha piyasa emekleme dönemindeyken aracı kurum patronları müşteri paralarını alıp kaçmadı mı? Borsanın sermaye piyasalarının imajının düzeltilmeye ihtiyacı olduğu bir dönemde bir de portföy yönetim faciası yaşanırsa o zaman mevcut yatırımcılar da bir daha geri dönmemek üzere kaçar… Kazanma hikayelerinin kulaktan kulağa yayıldığı günlere ihtiyacımız var. Bunu sağlayacak kurumlar da portföy yönetim şirketleri. Parasını önemli bir kısmını bankada düşük faize park etmiş yatırımcıların sadece yüzde 10’nu borsaya çekebilseler, piyasa coşar. 10 tane daha Halk Bankası benzeri halka arz yapılabilir. Ama bizim portföy yönetim şirketleri ne yapıyor, gidip müşterisine Gözaltı Pazarı’na düşme riski bile olan bir hisseyi alıyor. Bu hisseleri kimden alıyor, karşılığında komisyon alıyor mu? Bu sorular cevapsız değil...
BES FONLARINA DİKKAT!
Şimdi bazı bireysel emeklilik şirketlerinde de benzer durumlar var. Bakın son dönemde aldıkları hisselere… Bir zamanlar zengin müşterisi olan dealerları kullanan piyasa dolandırıcıları şimdi de bireysel emeklilik şirketlerine yönelmiş. Dev fonları yöneten kişilere hayatı boyunca kazanamayacağı büyük bir para karşılığında kendi portföylerini boşaltıyorlarmış. Bakın alım yapılan hisselere, BES fonu alım yaptıktan sonra hisseler çöküyor. Belli ki önümüzdeki dönemde benzer çok sayıda olayla karşılaşacağız.
YAKINDA BU PİYASALAR TEMİZLENECEK
Portföy yönetim şirketleri kârı müşteri ile bölüşüyor zarara karışmıyor. O zaman bir zahmet birazcık da para koysunlar. İki yıl önce büyük hayallerle bu işe giren isimlerden kaçı bugün hala bu işi yapıyor? SPK’nın girişim sermaye şirketleri, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketlerine getirdiği sermaye kriterleri Türkiye piyasasında olması gerekenler. Daha dün bir bugün iki, ortada onlarca mağdur insan var. Hem de büyük paralar batmış. Yeter artık, ‘Üç beş uyanık para kazanacak’ diye yine hatalı bir yapı kurulmasın! Sayıları 5-6’yı geçmeyen piyasa dolandırıcıları ve 3-5 kötü niyetli insan piyasadan temizlenirse inanın bankalarda park etmiş 800 milyar liraya ulaşmış mevduatın önemli bir kısmı borsaya gelir ve derinlik artar. Bugün ‘az parayla da bu iş yapılabilir’ diye kulis yapanlar kısa vadeli düşünüyor. Yakında bu piyasa temizlenecek ve hisse senetleri yeniden insanların tasarruflarının bir kısmını aktaracağı yatırım araçları arasına girecek.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)