Ana SayfaYazarlarYeliz KarabulutPiyasaların Gündemi
Yeliz Karabulut [email protected] Yeliz Karabulut

Karşılıksız çeklerde artış dikkat çekici

05 Mayıs 2015, 09:28 - -

2015 yılının ilk çeyreğinde ekonomik göstergelerde bozulmaların olabileceğini, özellikle büyümenin zayıflaması halinde reel sektörün bu durumdan negatif etkilenebileceğini ve borçlarını ödemekte zorlanabileceğini 2014 yılı içinde belirtmiştik.  2015 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye ait ekonomik göstergelerin bozulması ve siyasi gelişmelerin etkisi ile TL ‘nin diğer gelişmekte olan para birimlerine göre daha fazla değer kaybetmesi reel sektörü de olumsuz etkiledi.

Türkiye Bankalar Birliği risk merkezinde açıklanan karşılıksız çekler dosyası incelendiğinde; ABD Mortgage krizinin en yoğun olduğu 2009 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 4,85 küçülme göstermiş, karşılıksız çek adedi 1,756,778, tutar olarak ise 23 milyar TL’e yükselmişti. Aylık olarak ortalama karşılıksız çek tutarı ise 1,9 milyar TL’ydi.  Euro Bölgesi krizinin etkin olarak görüldüğü 2012 yılında Türkiye yüzde 2,3 büyüme gerçekleştirmişti.  Karşılıksız çek adedi önceki yıla göre 943,106, karşılıksız çek tutarı ise 21 milyar TL’e yükselmişti. Aylık ortalama ödenmeyen çek tutarı ise 1,7 milyar TL’di. 

2015 yılının ilk çeyreğinde karşılıksız çek adedi ve tutarının dramatik bir şekilde arttığı hatta 2009 ve 2012 yılları ortalamalarının çok üzerinde gerçekleştiği, 2014 yılı ile karşılaştırıldığında ise ortalama aylık miktarın yüzde 42,4 artış gösterdiği görülmektedir. 2014 ‘ün ilk 3 ayı ile karşılaştırıldığında ise yüzde 72 artış oluştur.

Geçtiğimiz günlerde yayınladığımız 2015 Türkiye Görünümü “Potansiyel Riskler ve Testler” raporumuzda da bahsettiğimiz üzere TL’nin aşırı değer kaybetmesi, diğer yandan büyümenin yavaşlaması reel sektörü olumsuz etkileyebilecek bir durumdur. 2015 İlk üç aya ait karşılıksız çek rakamının artması da sanki bunun delili gibi gözükmektedir.

Merkez Bankası’nın TL’nin değerini koruma ve enflasyonu dizginleme adına faiz adımında geç kalmaması gerekmektedir. Hatırlanacağı üzere Merkez Bankası 2014 yılının ilk çeyreğinde 550 baz puan faiz artırımına gitmişti, eğer daha önce müdahale etmiş olsaydı yada faiz arttıracağına yönelik sinyaller gelseydi belki de 200 baz puan ile aynı etkiyi sağlayabilirdi. Yani faiz adımında geç kalınması daha kuvvetli bir faiz artışına neden olmaktadır.

Faiz artışı çare mi?  Faiz konusunda ölçü kaçmadan reel sektörde çarkları durdurmadan adım atması, kamu harcamalarının artırılması, güven ortamının sağlanması, seçim sonrası uygulanacak ekonomi politikalarının belli olması gerekmektedir.  Türkiye bu adımlarla vakit kazanırken, diğer taraftan yapısal reformları en kısa zamanda hayata geçirerek yeni bir hikâye oluşturmalıdır.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster