Erkin Şahinöz [email protected] Erkin Şahinöz

İndirir mi? Yoksa bindirir mi?

18 Ocak 2016, 09:53 - -

Yeni yıl oldukça renkli ve hareketli başladı. Bugünkü yazımda birçok konuya dokunmaya niyetlendim.  Bu nedenle klasik girizgahtan vazgeçtim. Soru-cevap şeklinde ilerleyeceğim.  Zarf, mazrufun önüne geçmesin.

26-27 Ocak Fed toplantısında ikinci adım gelir mi?  Gelmez.  Fed perdeyi Aralık'ta açtı. İki toplantı üst üste artırım yaparak piyasalar nezdinde oluşturduğu "normalleşme süreci yavaş ilerleyecek" algısını bozmaz. 

Mart toplantısında ikinci artırım?  Aynen bu şekilde sormuş Wall Street Journal.  ABD'deki 60 meslektaşımız da cevaplamış. Yüzde 60'ından fazlası Fed'in ikinci "bebek adımı"nı Mart'ta atmasını bekliyor.  

İyi de bu ne kadar gerçekçi?  Cevabı piyasaya soralım o halde. ABD'de bankaların çok yoğun kullandığı bir piyasa var. Vadeli faiz sözleşmeleri. Üzerine opsiyonlar da yazılmış. İşlem hacmi çok yüksek.  Haliyle oluşan fiyatların verdiği bilgi kıymetli.  Grafiği de bitişikte.  Şöyle bir göz atmanızdan zarar gelmez. Gölgelendirmiş bölümde artırım bekleyenlerin yüzdesi var.  Piyasanın yüzde 30'u Mart'ta faiz artırımı bekliyor.  Bunun kaçtan geldiğini söylemedim henüz. Asıl haber değeri burada.  Bu oran, sadece iki hafta önce yüzde 60'tı. Uluslararası medya, Çin için "bir devin çöküşü" temalı haberler yaptıkça fincancı katırları ürkmüş. 

Siz ne bekliyorsunuz?  Fed'in Ocak ve Mart toplantılarından önceki "yuvarlak masa" toplantılarında üzerinde en çok tartışılacak grafiği dikkatinize sunuyorum. Bu gördüğünüz ISM imalat endeksi, ABD'de her ay açıklanan en önemli 6-7 veriden biridir. Kırmızı çizgiyle öne çıkardığım 50,0 seviyesi eşiktir. Endekste 50,0'nin üstü imalat sektöründe büyüme, altı da daralma olduğuna işaret eder.  Son iki aydır endeks 50,0'nin altında gerçekleşti.  İçinizden "ABD zaten hizmet ekonomisi, hizmet sektörleri toplam ekonominin yüzde 80'inini oluşturmuyor mu, imalat neden bu kadar önemli olsun ki" diyor olabilirsiniz.  Hemen cevabını vereyim.  Fed'in de rapor verdiği yerler var. ABD Kongresi gibi mesela. Yarın öbür gün "bildiğimiz" bir belirsizlik değil de "bilmediğimiz" bir belirsizlik işleri tersine döndürür ve ABD ekonomisinde büyüme sekteye uğrarsa  "50,0'nin altındaki ISM imalat endeksine rağmen faiz artırmaya devam eden" bir kurumu Kongre'de fena terletirler. O nedenle Fed, ISM imalat endeksindeki bu bozulmanın "geçici" olduğuna ikna olmadan faiz maiz artırmaz.  Bu nedenle de bugün itibarıyla Fed'in Ocak toplantısını da "Mart" toplantısını da pas geçeceği kanaatindeyim.  Sosyal paylaşım mecralarımdan "Fed barometresi" başlığı altında Fed beklentimi iki günde bir güncelleyerek paylaşıyorum.

Kur son günlerde yeniden tırmanışa geçti, Merkez ne yapıyor?  İzliyor. Anlamlı bir reaksiyon vermiyor, "faiz artır" haykırışlarına kulak tıkıyor, doğrusunu yapıyor.

Yarınki toplantı öncesi şu koridorun üzerinden bir geçelim mi? Tabii ki.  Dünyada Türk kahvesi kadar meşhurlaşmış olan bir "faiz koridoru"muz var bizim. Önemli bir mekanizma. Bilmeyenler için "basitleştirerek" üzerinden geçelim. Bitişikteki grafikte koridorun altındaki Merkez'in borçlanma faizi, kırmızı olan.  Merkez borçlanırken bu faizi ödüyor gibi düşünebilirsiniz.  Ortadakiyse haftalık repo faiz, yeşil olan,  Merkez'in "politika faizimdir" dediği faiz. Üstteki de gecelik borç verme faizi. Daha başka faizler de var da basit gidelim. Merkez piyasayı fonlarken ortadaki yeşil ile en üstteki maviyi kullanıyor. Toplam verdiği paranın bir kısmını yeşil bir kısmını maviden veriyor gibi düşünebilirsiniz. Hangisinden ne kadar verdiği önemli çünkü dikkat ederseniz faizleri farklı. Dolayısıyla piyasa verdiği paranın maliyetini bu ikisinin "ağırlıklı" ortalaması belirliyor.  Buna da ortalama fonlama maliyeti diyoruz.  Kelimeler ürkütmesin.  Ortalama fonlama maliyetini bankaların para bulma maliyeti gibi görebiliriz.  Bankalar parayı ne kadar pahalıya bulursa o kadar pahalıya (kredi faizi) satar. Ne kadar ucuza bulursa da o kadar ucuza satar. Haliyle piyasa faizlerini belirleyen asıl faiz oranı ortalama fonlama maliyeti.  Grafikte siyah olan. Şimdi diğerlerini gömemeye çalışıp sadece siyah olana odaklanalım.  Çin kaygıları, Suudi Arabistan-İran gerginliği, düşen emtia fiyatları yıl başından beri global piyasalarda risk severleri tedirgin etti.  Risk alma iştahı düşüverdi.  Borsaların durumu ortada.  Tüm gelişen ekonomilerin para birimlerinde olduğu gibi TL de değer kaybetti.  Döviz sepetine bakılması lazım ama herkesin ilgi odağı olan dolar-TL üzerinden gidelim.  Kur, kritik 3.0350 eşiğiyle flört halinde.  Bir iki negatif habere daha dayanabilecek durumda da değil.  3.0750-3.0850 ve 3.20 potansiyeli hemen olmasa da oldukça yüksek.  Peki Merkez ne yapmış?  Siyah renkli ortalama fonlama maliyetini yükselterek dahi kura müdahale etme gereği görmemiş.  Buradan Merkez'in eğilimi hakkında fikir sahibi olmak mümkün. 

Yarınki toplantıdan nasıl bir karar çıkar sizce?  Merkez'in ortalama fonlama maliyetinde "anlamlı" bir yükseliş yapmasını gerektirecek bir durum söz konusu değil.  Beklemiyorum da.

Ya sadeleştirme? Zaman sadeleştirme zamanı değil.  Hele ki piyasada "tavan faiz paranoyası" varken.. Yarın yapılacak en doğru hamle "bekle ve gör" yaklaşımına sadık kalmaktır, izlemeye devam etmektir. Beklentim de bu yönde. 

Tavanla oynarsa ne olur? Kısa ve net cevap vereceğim. "Güvenlik sibobu" olarak gördüğüm tavanda indirim kurda yükselişe, artırım da düşüşe neden olur. 

Son söz: "Bir şeyi gerçekten yapmak isteyen bir yol, istemeyen de bir mazeret bulur." C. Mackenzi

Not: 24 Ocak'taki Türev Enstrümanlar ve VİOP eğitimim hakkında bilgi için [email protected] 'a mail atabilirsinz.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster