E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaGündemEvlilik programları ve diziler için ilginç sözler---

Evlilik programları ve diziler için ilginç sözler

Evlilik programları ve diziler için ilginç sözler
05 Temmuz 2015 - 17:11 borsagundem.com

RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, 6 yıl boyunca yürüttüğü görevi sona ererken çok çarpıcı açıklamalar yaptı.

RTÜK Başkanlığı görevi 14 Temmuz'da sona erecek Prof. Dr. Davut Dursun, 6 yıl boyunca yürüttüğü başkanlık göreviyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Dursun'dan evlilik programları ve diziler için ilginç yorumlar geldi. Dursun, "Evlilik programları da eleştirdiğimiz bir alan ancak netice itibarıyla bu programlar izleniyor. Toplum bu tür şeylerden hoşlanıyor ve gün boyu izliyor. Evliliğin televizyon ekranlarında pazarlanması anlamına gelebilecek bir yöntem ahlaken kabul edilebilir değil. Evet reyting alıyor, izleniyor ama bir şeyin korunması gerekir" dedi.

]Farklı dil ve lehçelerde yayının geçmiş dönemlerde Türkiye'nin  gündeminde önemli bir sorun olarak yer aldığını vurgulayan Dursun, 6112 Sayılı  Kanunun yasalaşmasından bu yana Kürtçe ve Zazaca ağırlıklı olmak zere 39 kuruluşa  yerel dillerde yayın izninin verildiğini söyledi. 
 
Yerel dillerdeki yayın sorununun artık Türkiye'nin gündeminden  düştüğünü belirten Dursun, şöyle konuştu: "Bir şey yasaksa insanlar ona ilişkin sürekli dileklerini ve  taleplerini dile getirir. Bu sorun olarak algılanır. Yasağı kaldırdığınızda  toplumun ilgisini de çekmez. 1980'lerde Kürtçe müzik klipleri yasaklanmıştı.  Sürekli sorun oluyordu. Yasak kalktı, sorun kalmadı. Türkiye artık bunları geçti.  Devletin kendisi de 24 saat yerel dilde yayın yapıyor. Son derece makul ve  mantıklı. Bu ülkede Kürtçe konuşan insanlar, ana dili Kürtçe olan insanlar var. O  vatandaşlar da netice itibarıyla kendi dilinde medyasının olmasını istiyor." 
 
BAŞARILI DİZİLERİN TANITIMA BÜYÜK KATKISI OLDU
 
Türkiye'de yayın hayatının renkli ve çoğulcu yapıya sahip olduğunu,  hemen hemen her toplumsal kesimin, farklı siyasi eğilimlere sahip grupların  kendisini ifade edebileceği mecranın olduğunu dile getiren Dursun, özellikle  Türkiye'nin tanıtımına büyük katkısı olan dizi üretiminde çok başarılı yapımlara  imza atıldığını, birçok dizinin yurtdışı pazarında talep gördüğüne dikkat çekti.
 
EVLİLİK PROGRAMLARI
 
Davut Dursun, yayın kuruluşlarının programlarına niteliksel olarak  bakıldığında ise belli kalitenin altında olan televizyonlar bulunduğunu  anlatarak, şöyle dedi:  
 
"Tema olarak eleştirilecek konular var. Reyting alsın, ilgi çeksin  diye marjinal, ensest ilişkiler gibi şeyler ele alınıyor. Bu, toplumun  değerlerini, ilkelerini olumsuz etkiliyor. Evlilik programları da eleştirdiğimiz  bir alan ancak netice itibarıyla bu programlar izleniyor. Toplum bu tür şeylerden  hoşlanıyor ve gün boyu izliyor. Evliliğin televizyon ekranlarında pazarlanması  anlamına gelebilecek bir yöntem ahlaken kabul edilebilir değil.  Evet reyting alıyor, izleniyor ama bir şeyin korunması gerekir. Toplumun o tür şeylere 'hayır'  demesi lazım. Pek çok kişi eleştiriyor ama pek kişinin de hoşuna gidiyor, izliyor." 
 
CİNSELLİĞİN BU KADAR SIRADAN BİR ŞEY...
 
Dizilerin çok uzun olmasından şikayet eden Dursun, çocukların  dizilerdeki şiddetten olumsuz etkilendiğini, herhangi bir sorun karşısında  karşılıklı konuşma yerine, sıkıntıların çözümünün silah olduğuna yönelik bir algı  oluşturulduğunu kaydetti. Dursun, cinselliğin de ön plana çıkarılmaması gerektiğini dile  getirerek, "Cinselliğin bu kadar sıradan bir şey haline getirilmemesi gerektiğini  düşünüyorum" ifadesini kullandı. 
 
SEÇİM DÖNEMİ
 
Türkiye'nin son 15 ay içerisinde hem cumhurbaşkanlığı hem genel hem de  yerel seçim geçirdiğini belirten Dursun, seçim dönemlerinde radyo ve televizyon  yayınlarının Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) belirlediği ilkeler çerçevesinde RTÜK  tarafından denetlendiğini ancak yayın ihlali görülmesi halinde RTÜK değil, YSK  tarafından kuruluşlara müeyyide uygulandığı bilgisini paylaştı. 

Bu kapsamda, geçen yılki yerel seçimlerde YSK ilke kararları  doğrultusunda düzenlenen 198 değerlendirme raporunun 161'inde ihlal olduğunun  tespit edildiğini, 113 rapor hakkında da müeyyide uygulanmasına karar verildiğini  anımsatan Dursun, cumhurbaşkanlığı seçiminde ise düzenlenen 226 raporun 123'üne  müeyyide uygulanmasına karar verildiğini, 7 Haziran genel seçimleriyle ilgili ise  bugüne kadar 262 rapor hazırlandığını kaydetti. Raporların içeriğinin genel olarak siyasi reklamlar, bazı yayın  kuruluşlarının kamuoyu araştırmalarının künye bilgilerini açıklamaması ile seçime  katılan siyasi parti ve adaylar arasında tarafsızlık ve doğruluk ilkeleri  doğrultusunda hareket edilmemesi olduğunu ifade eden Dursun, "Yayın kuruluşunun,  seçime katılan siyasi partiler ve adaylar arasında tarafsızlık ve doğruluk  ilkelerinde hareketle fırsat eşitliği yaratması gerekir. Sadece bir siyasi parti  veya aday değil, seçime giren parti ve adaylar arasında fırsat eşitliği  uygulaması lazım. Israrlarımıza rağmen belli kuruluşlar belli partilere angaje  oluyor, sadece o partinin mitinglerini yayınlıyor, o partinin adaylarını programa  çıkarıyor. YSK kriterlerine göre, bu yanlı yayın oluyor" değerlendirmesinde  bulundu. 
 
YENİ RTÜK BAŞKANI SEÇİMİ
 
Dursun, bazı yayın organlarında geçen hafta istifa edeceği yönündeki  iddialarla ilgili, 6 yılı başkanlık olmak üzere RTÜK'teki görevinin 14 Temmuz'da  sona ereceğini belirtti. 7 Haziran seçimi sonuçlarının RTÜK'teki yapıyı da etkilediğini ifade  eden Dursun, RTÜK Başkanı seçimiyle ilgili süreç hakkında ise başkanlık makamının  herhangi bir nedenle boşalması halinde onun takibindeki ilk haftada kurul  toplantısında gündemin ilk maddesinin başkanlık seçimi olduğunu kaydetti. 
 
14 Temmuz'da görevinin dolmasının ardından yapılacak ilk toplantıda  yeni başkanın seçilebileceğini, çünkü toplantı için beş üyenin bulunmasının  yeterli olduğunu dile getiren Dursun, Üst Kurul'daki 9 üyeden üçünün görevinin 14  Temmuz'da biteceğini, geriye altı üyenin kalacağını söyledi. 
 
Dursun, prosedür gereği Meclis'in görev süresi biten üyeler yerine  yeni üyeler seçmesi gerektiğini, bu kapsamda aslında üye seçiminin mayıs ayında  yapılması gerektiğini, bununla ilgili Meclis'e gerekli bilginin verildiğini ancak  seçim nedeniyle Meclis'in o dönem tatile girdiğini anlattı. 
 
Yeni Meclis'in Başkan seçmesinin ardından bu hafta içerisinde  başkanlık divanı seçimi yapacağını tahmin ettiğini dile getiren Dursun, sözlerini  şöyle sürdürdü: 
 
"Divan oluşunca eğer Meclis tatile girmez ise o zaman görevi biten üç  üyenin yerine yeni üyeler seçilecek. Üç üyenin hangi parti kontenjanından  seçileceğine başkanlık karar verecek. Başkan, ilgili siyasi partilerin gruplarına  yeni üç üye için iki misli aday önermesini isteyecek. Partilerin, Meclis  Başkanlığı'na önerdikleri adaylar Resmi Gazete'de yayımlanacak. Bunun akabinde 10  gün içerisinde seçim yapılması gerekiyor. Yeni Meclis Başkanı'nın bu süreci  işletmesi gerekiyor. Görev süremi doldurduğum haftanın takibinde başkanlık süreci  yetişebilir. Meclis tatile girmezse yetişebilir. Meclis tatile girerse orada bir  sorun doğabilir. Konuyu Meclis Başkanı'na izah ettim. Meclis tatile girerse yeni  üyelerin seçimi yapılamayacak demektir. Sonbaharda veya yeni hükümet güvenoyu  alması için toplanırsa o zaman yeni üyeler seçilebilir." 
 
AK PARTİ 5'İ KORUYABİLİR  
 
Dursun, görevi bırakmasının ardından geriye kalan 6 üyenin en  yaşlısının başkanlığında Üst Kurul'un toplanabileceğini söyleyerek, şunları  kaydetti: 
 
"6 üye başkan seçebilir de seçemeyebilir de. Bu süreçte biraz sıkıntı  yaşanabilir. Eğer Meclis üç üyenin yerine yeni kontenjanları belirlerken 'en  yüksek artık' yöntemine göre üye belirleyecekse o zaman AK Parti'nin üye sayısı  5'ten 4'e düşüyor. AK Parti'nin kaybettiği bu bir kontenjan ya MHP'ye ya HDP'ye  geçiyor. O da ayrı sorun, hangisine verilecek. Kimi kura, kimisi ise alınan oy  miktarı diyor. Bu konuda Meclis Başkanlığı'nca hukukçulara çalışma yaptırılıyor.  1961'den bu yana milletvekili seçiminde, seçim bölgelerinde sandalye  dağılımları en yüksek ortalama veya d'Hondt sistemi denilen sistemle yapılıyor.  Seçim Kanunu'nda bu açık. Meclis Başkanlığı eğer üye kontenjan dağılımını d'Hondt  sistemine göre yaparsa, AK Parti'nin beş kontenjan sayısı korunmuş oluyor. Meclis  Başkanlığı bunu yapabilir. AK Parti, yine 5'i koruyacağı için aralarında başkan  çıkarma imkanı olabiliyor ama böyle olmazsa bile üyelerin aralarında başkan  çıkarmakta fazla sıkıntı yaşamayacaklarını düşünüyorum." 

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)