Levent Kerik [email protected] Levent Kerik

Dolar/TL kurunda neler oluyor ?

15 Nisan 2015, 13:33 - -

Herkese iyi haftalar. Bugünlerde gündemdeki en önemli konu, dolar kurunun yükselişi. Yükselişin ne kadarının küresel olarak doların değerlenmesinden, ne kadarının ise iç piyasa dinamiklerinden kaynaklandığı başka bir muamma. Geçmiş yıllara baktığımızda ABD kaynaklı yaşanan 2008 krizinden sonra, Amerika'nın krizi aşabilmek için belirli aralıklarla üç kez parasal genişlemeye giderek bilançosunu 4 trilyon dolara çıkardığını biliyoruz.Bu süreç yaklaşık 6 yıl devam etti. Sürekli değer kaybeden ABD doları, bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri rahatlattı. Düşük kurun sağladığı ucuz ve bol para sayesinde, gelişmekte olan ülkelerde özellikle büyüme konusunda olumlu bir seyir izlendi. Bu dönemde ekonomide yapısal reformlarını tamamlayabilen ülkeler, para musluklarının kısalacağı önümüzdeki dönemleri daha az hasarla atlatabilme şansını yükselttiler.

Seçimlere iki aydan daha az bir zaman var. Özellikle seçimlerden sonra ortaya çıkabilecek tablonun belirsizliği, TL'nin değer kaybının önemli nedenlerinden bir tanesi. Yukarıda bahsettiğim dış konjonktürün doların değerlenmesi yönünde geliştiğini göz önüne aldığımızda, önümüzdeki kısa dönemde kurda bir düşüş beklemek mantıklı değil. Özel sektörün yaklaşık 180 milyar doları bulan döviz borcu ise, riski büsbütün arttırıyor. Son zamanlarda ülkemizden borsa yoluyla döviz çıkışı olduğunu takas rakamlarından anlayabiliyoruz. Asıl dikkat çeken nokta; son cari açık rakamlarında görülen Net Hata Noksan kalemindeki 4.3 milyar dolarlık döviz girişi. Bu rakam oldukça yüksek. Miktarı belli fakat kaynağı belli olmayan! bu miktarda bir para girişi önümüzdeki aylarda da bu kadar yüksek olursa, sorgulanmaya başlayacaktır.

İç piyasaya baktığımızda kurdaki artış ve gösterge tahvilde  %9'ların üzerine çıkan faize rağmen, borsanın halen düşme konusunda direndiği görülüyor. Bunun nedeni klasik olarak seçim öncelerinde görülen ralli beklentisi olabilir. Fakat önemli olan, bu durumun sürdürülüp sürdürülemeyeceğidir. Çünlü kaçınılmaz olarak, yükselen döviz fiyatları şirketlerimize maliyet, yükselen faizler ise finansman konusunda baskı yaratacaktır.

Tahvil piyasasında ise, emeklilik fonları ve yatırım fonları gibi kurumsal yatırımcılar, orta-uzun vadede  5-10 yıllık tahvillere yatırım yapmış oldukları için, vadeleri gelmeden bu tahvillerden çıkmıyorlar. Bu yüzden kısa dönemli 2 yıllık tahvillerde likidite problemi yaşanıyor. Yaklaşık 45 milyara yükselen özel sektör tahvillerinin devreye girmiş olması ve getirilerinin daha yüksek olması nedeniyle, devlet  kağıtlarına olan ilgi azalıyor. Kurumsal yatırımcıların menkul kıymetlere yaptıkları yatırım oranını arttırmış olmaları, tahvil likiditesini düşürüyor. En önemlisi ise; ABD faizlerinin Haziran ya da Eylül'de artacağına ilişkin beklentiler, yakın geleceğe ilişkin görünümü zorlaştırıyor.

An itibarıyla 2,70'lerin görüldüğü USD/TRY kurunda , ciddi bir yükseliş trendi içindeyiz. İşin kötü tarafı artık insanlarımızın psikolojilerinin de değişmiş olması. Kurun her düşüşü bir alım fırsatı olarak görülüyor. Şu ana kadar bu şekilde hareket edenler ciddi para kazanmış oldukları için pek haksız da sayılmazlar. Teknik anlamda 2,6450'nin altına inilmeden gevşemenin kalıcı olması zor. Kısa vade için yükseliş trendinin yön değiştirebilmesi için, 2,6230 desteğinin kırılması gerekir. Kurun her gün yeni rekorlar kırdığı bu şartlar altında, özellikle 2,6950'nin üzerinde yapılacak günlük kapanışlar, sırasıyla  2,7270 ve  2,7700 hedefli  yükselişleri  tetikleyebilir.

Bugün Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi'nin saat 15:30'da yapacağı basın toplantısı volatiliteyi arttırabilir, dikkatli olmanızı öneririm.

Hepinize bol kazançlı bir hafta dilerim.

[email protected]

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
YAZARIN DİĞER YAZILARITümünü Göster