E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaŞirket HaberleriTek-Art’tan yatırımcısına şirkete değer katacak dev otel sürprizi!---

Tek-Art’tan yatırımcısına şirkete değer katacak dev otel sürprizi!

Tek-Art’tan yatırımcısına şirkete değer katacak dev otel sürprizi!
29 Ocak 2018 - 06:54 borsagundem.com

İskontolu bedelli çağrısıyla ilke imza atan Tek-Art’ın patronu Soner Yılmaz, “Biz herkesten farklıyız. Kimseden para istemeden Alaçatı’da müthiş bir tesis kurduk. Şimdi sıra yatırımcıda, borçsuz büyümek istiyoruz” dedi.

BORSAGUNDEM.COM – ÖZEL HABER

Baba yarısı! Babasının aynısı!
Gördüğünüzde şaşırıyorsunuz! Yüzü, gülüşü, oturuşu, yürüyüşü, giyinişi, “Tıpkı Mehmet Ali Bey” diyorsunuz.
Mehmet Ali Yılmaz’ın ellerinde 45 yıl önce doğan Tek-Art’ın, 20 yıl önce yönetim katında işbaşı yaptığı holdingin hedeflerini, üç büyük sektörde zirve yolculuğunu dinleyince, “İşte babasının oğlu” diyorsunuz.
Bu bir iddia değil ama, 23 yaşında elini taşın altına koyan ‘borsanın genç patronlarından’ Soner Yılmaz, aile mirasına ihanet edenlere, üç günde yiyip bitirenlere, ikinci jenerasyon veliahtlara öyle bir ders ki, üçüncü nesil CEO’lara öyle bir örnek ki, üniversitede okutulsa yeridir, doktora tezidir.

İlklere imza atıyor

“Babam çok zengin” demiyor…
Okuyor! Takdirnamelerle geçiyor, orta öğretimden inşaat mühendisliği diploması alana kadar, gazete bayilerini dolaşıyor, inşaatlarda çalışıyor, şantiyelerde yatıp kalkıyor. Kepçelerin sesinden, mazot kokusundan etkileniyor. İş ayırmıyor, yük demiyor, verilenle yetinmiyor; koşuyor, terliyor, öğreniyor. Üretkenliği şaha kalkıyor. Tek-Art’ın projelerine katkı verirken, kendi projelerini de hayata geçiriyor. İlklere imza atıyor. Bir iken bin oluyor.

‘Baba’ vizyon, rehberi

Ama, “Babam büyük adam” diyor.
Mehmet Ali Yılmaz’ın Türk ekonomisine verdiği desteği, kurduğu şirketleri, yarattığı istihdamı, evlere ‘ekmek’ oluşunu, inşaata adını yazdırmasını, turizme yüz ağartan tesisler kazandırmasını, sporculuğunu, Trabzonspor başkanlığını, TBMM üyesi oluşunu, bakanlığını, siyasete damga vuruşunu, Tek-Art’ın ‘kaptan’ koltuğuna oturduğu gün kalbinin, ruhunun, beyninin bir köşesine mıhlıyor. ‘Baba’ vizyonu rehber ediniyor.
Onun öğretileri, onun tecrübeleri, onun öngörüleri, bir ‘teknik direktör’ gibi taktikleri Soner Yılmaz için o kadar kıymetli ki.  Buna bir de kendi deneyimlerini, düşüncelerini, ileri görüşlülüğünü ekleyin… Varın siz hesap edin.
Bugün gelinen nokta, Tek-Art dimdik ayakta. Emin adımlarla, iddialı hamlelerle büyüyor. Yutmuyor! Cebe atmıyor! Aksine tesise, inşaata yatırıyor. Yatırımlarla parlıyor…
Evet, ‘baba’sının açtığı yolda, çok uzun yolculuğun daha başında, Tek–Art genç Yılmaz’la daha da ileri gidiyor… Ancak tek başına değil, hissedarlarıyla…
İşte, sermayelerini Tek-Art’la paylaşan tasarruf sahiplerinin duyduğu bir heyecan rüzgarı, soğuk, karın tane tane düştüğü bir havada bizi Avcılar’a uçuruyor. Holdingin Havaray-Metro-Kanal İstanbul üçgeninde değeri katlanan, yeni imar planları çerçevesinde üzerinde konut yapımı planlanan, 400 milyon TL’lik bir gelirin konuşulduğu 37 dönüm arazisinin çevresinde tur atıyoruz. İçeri giriyoruz. Güvenlik sıkı. Duvar gibi.

Alaçatı sürprizi!

Genel Müdürlük ve Tvem stüdyolarının bulunduğu binada, Soner Yılmaz’ın makamındayız.
Borsa tarihinde bir ilk olarak kayıtlara geçen ve kulislerde “Ne oluyor?” sorusuna yol açan,  “Yüzde 105 oranında bedelli sermaye artırımı kararında iskontolu hisse satışı”nın sebebini merak ediyoruz. Oysa bizi “Alaçatı sürprizi” bekliyor…
Ofis, ‘göz’altında. Üzeri dosya dolu çalışma masası, koltuklar, yuvarlak toplantı masası, askıda formalar, Atatürk portresi, babasının fotoğrafı, dua levhaları, küçük kırmızı maket araba, Amerikan futbol topu hemen dikkat çekiyor.
Bir de Soner Bey’in duruşu!
Konuşurken herkesi izleyen gözleri, işleriyle ilgili konulardaki hakimiyeti, teolog kıvamındaki din bilgisi ve sporcu kimliği.

Öncü adımlar atıyor

Fırsatlar ülkesi, ona sektöründe ‘liderlik’ vasıflarını yükleyen mühendislik mesleğini kazandırmakla kalmıyor, spor dünyasında da babası gibi öncü adımlara hazırlıyor. Güç, zeka, dayanıklılık, enerji ve disipline dayalı Amerikan futbolunun Türkiye’deki temellerini atıyor; federasyonu kuruyor. Bu mücadeleye üniversiteleri ortak ediyor. Kahve köşelerinde pinekleyen, bilgisayar başında oyunla zaman tüketen gençleri sahaya davet ediyor. En büyük destekçisi ise odada, aramızda, arkasında duran Mustafa Kemal. Gazi Paşa’nın “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” sözü kulaklarımızda yankılanıyor.

Medyada büyük yatırımlar

Yeniden sahaya dönüyoruz. Futbola değil, ‘büyüme ateşi’nin yandığı inşaata, turizme ve medyaya. Bir de proje bakındıkları Enerji’ye. Devler liginde kritik atılımlara, devlerle mücadeleye…
İlk durağımız  ‘önemli ve büyük yatırımlar yaptık, yapıyoruz’ dediği medya. Türkiye’nin en teknolojik matbaası Tek-Art’da. Trabzon’da, Antalya’da yerel gazeteleri, radyoları, tvem ve Zigana TV adlı iki kanalları var. Öyle bir merkez bina ki bitişiğinde çarşısı, AVM’si, ofis katları bulunuyor. Metrekare zengini binalar yenileniyor. Ülkenin bir numaralı müzik eğlence stüdyosu da Trabzon’da… Anahtar teslim TV kanalı kuruyorlar. Bu aralar yeni stratejiler geliştiriyorlar. Yakında dizi işine soyunuyorlar. Dijital medyada da başrole oynuyorlar…

Kıymetli arazide müthiş proje

İnşaat ve turizm grubun ‘aslan’ payı… İşte sürpriz anı! Bir ‘bedelli’nin öncesinde, küçük ortaklardan hiç para istemeden, bedel talep etmeden hayata geçirilen bir ‘yatırım bombası’ patlıyor.
Soner Bey’in iskontolu adımını dile getirirken duyduğu gururu biraz sorgulayınca, çizimi kendisinden, tapusu şirkete ait 81 dönüm arazi üzerinde, değeri yüzlerce milyon lirayla ölçülen dev bir tesis ortaya çıkıyor. Ege’nin gözde tatil beldesi Alaçatı’da, baba Yılmaz’ın 80’lerde satın aldığı kıymetli bir arazide, denizi yatak gibi bir koyda, özel plajı, ABD, Alman ve İtalyan katkısıyla konforu üst düzeyde tutulan, 27 bakım odasıyla Avrupa’nın en büyük SPA’sına sahip, villalı, süit’li, 464 yataklı, restoranları, konferans salonu, spor sahalarıyla 4 mevsim hizmete açık muhteşem bir otel bitmiş, turistlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Oysa bunu çok kimse bilmiyor! Halka açık Tek-Art hissedarları, beş kuruş koymadan “Alaçatı Resort Zigana’ya ortak olmuşlar” haberleri yok!
Ama şimdi artık oluyor…

Güçlü mali yapı

Soner Yılmaz mesajını veriyor: “Halka açık şirketler bu tür yatırımları yapmadan önce sermaye artırımı yapıyor. Biz tam tersini yaptık. Projeyi tamamladık ve faaliyete geçirdikten sonra ortaklarımıza başvurduk. Bir vaat yok, bitmiş bir proje var. Yapmayı planladığımız sermaye artışıyla birlikte şirketin mali yapısı da güçlenecek…”
“Peki, yüzde 12 iskontonun sırrı nedir?” sorumuzun cevabı da hazır, anında geliyor. Alaçatı’daki yatırımın çok değerli olduğuna işaret ediyor Yılmaz,  “Diğer ortaklarımızın da bu işten kazanmasını istiyoruz. Sermaye artırımını iskontolu yapmamızın nedeni de bu…” diye konuşuyor.

Temettü mesajı

Amaçlarını, mali yapılarını güçlendirip borçsuz bir yapıya kavuşarak karlılığa odaklanmak ifadesiyle açıklayan Soner Bey’den, Tek-Art yatırımcılarına önemli bir gönderme daha geliyor. Temettü…  Mesaj net: “Biz boş durmadık, yatırım yaptık, şirketi büyüttük. Bundan sonra işlerimiz daha kolay olacak ve temettü dağıtabileceğiz.”

Israrla bir kez daha soruyoruz: “Yatırımlar tamamlandı, artık kazanmaya başlayacağız ve kârımızı da ortaklarımızla paylaşacağız mı diyorsunuz?”
Acaba ‘Evet’ten önce yüz hatlarında bir değişim, düşünceli bir hava hakim olacak mı? Çünkü bu taahhüt Tek-Art adına dürüstlük, samimiyet, sorumluluk içeriyor.  Ama, hayır. Tebessüm aynen sürüyor, üstelik sesinin tonuna da ekstra canlılık ekleniyor. “Tabii ki” diyor, devam ediyor: “Eskiden bir otel vardı, şimdi iki otelimiz var. Artık iki ayrı tesisten birden kazanç sağlanacak…”

Büyük ciro öngörüsü

Bu kez ciroyu masaya yatırıyoruz. Konu mühim. Hedefleri ne kadar?
“Alaçatı’dan beklentimiz ilk yıl 40 milyon lira. Antalya’dan ise 30 milyon lira. Ama 2019’da ve 2020’de çok daha büyük ciro artışları öngörüyoruz” diyor Yılmaz.
Tabi, turizmdeki atılımlar ‘Zigana’larla sınırlı değil Tek-Art’da. Yeni hedef şehir otelciliği. Bir de yurt dışında otel açma fikri var. Fransa ve İtalya odağında yatırım planları yapılmaya başlanmış bile.

Değerleme yeniden

Borsanın ‘tesis inşaatı’ zengini Tek-Art’ın, uzman bir kadro tarafından yeniden değerleme çalışmaları yürütülen İstanbul, İzmir ve Antalya’daki taşınmaz mal varlığı kadar, imzasını attığı projeler o kadar büyük, o kadar kritik ki, duyana ‘vay’, ‘bu da mı?’, ‘yok canım!’ dedirtiyor.

90’lı yıllarda ülkeye ileri teknoloji getirip, Türkiye’nin ilk ve tek çip üretimini gerçekleştiriyorlar. Ürünü alan ise İsrail. 2001’de şirketi bir yabancıya devrediyorlar. Bir yılda 2 bin 800 konutun teslimatıyla dünya rekoru kırıyorlar.

Akkuyu’da da Tek-Art, İstoç’ta da…

Şimdi kaç kişi, Akkuyu Nükleer Elektrik Santrali’nde Tek-Art’ın olduğunu biliyor? Ya da NATO Hücumbot Tesislerinde... Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri ile Jandarma ve Emniyet’te de Soner Yılmaz ve arkadaşlarının emeği, yaratıcı tasarımları var, Fenerbahçe Yat Limanı, İstoç Toptancılar Çarşısı, İstoç Oto Galerileri’nde de.. Ve diğerlerinde…

Türkiye’nin gücüne, ekonomisine gözü kapalı inanıyor Soner Yılmaz. Ankara’dan iki konuda yardım bekliyor. İlki, bir sanayici olarak sitem ettiği enerjinin yüksek maliyetiyle ilgili. Diğeri ise, “Cari açığı bitirir”, “Türkiye’nin petrolü” dediği, iki bölge, beş kentten çıkarıp ülke çapında yaymak istediği turizm. Kendisi için değil, sektör adına talebi.

Yatırım bizim işimiz

Ve gelinen manzara…
Ekip, ekipman, bilgi, yetenek…  Yılların katladığı bir tecrübe…
Turizmin, Medyanın ‘altın’ şirketi, ‘sanat’ gibi inşaatların sahibi…
Ve hayallerinin peşinde yılmadan koşan azimli, hırslı bir Karadenizli...
“Yatırım nasıl yapılır, projesi, inşaat maliyeti nedir, bunlar bizim asıl işimiz” diyen Tek-Art’ın patronu Soner Yılmaz, Alaçatı Zigana Resort’a ve iskontolu bedelli sermaye artımı kararına bir kez daha vurgu yaparak, sohbete noktayı koyuyor: “Biz yatırımlarımızı tamamladıktan sonra bunu yapıyoruz. Diğer ortaklarımızı da kendimiz gibi görüyoruz. Sonuçta hepimiz bu işten kazançlı çıkacağız...”

Tek-Art’ın genç patronu Soner Yılmaz, Borsagundem.com’a konuşuyor…

ABD’DEN DÖNDÜM, DİNLENMEDEN ERTESİ GÜN İŞ BAŞI YAPTIM

-Tek-Art kaç yıllık bir şirket? Ne zaman kuruldunuz?

Soner Yılmaz - Kuruluş 1973. 45 yıldır faaliyetteyiz. Biz üzerimize düşen görevi en iyi şekilde sürdürüp daha sonra da bayrağı bir sonraki nesle devredeceğiz.  

-Grupta çalışmaya ne zaman başladınız, babanız işlerin büyük bir bölümünü size mi devretti?

Soner Yılmaz - Babam teknik direktör, ben kaptanım diyelim. İnşaat Mühendisiyim; 1997 yılında 23 yaşında Amerika’daki eğitimim biter bitmez Türkiye’ye döndüm. Döndüğüm günün ertesi sabahı çalışmaya başladım. Ortaokuldayken yaz aylarında Güneş gazetesinde çalışırdım. Bayi bayi gezip, kaç gazete satılmış, ne kadar iade var, bunların kayıtlarını tutardım.
20 yıldır grubu daha iyi noktalara taşımak için yeni projeler üretmek ve daha fazla istihdam sağlamak için çalışıyorum.
Lisedeyken hep takdirname alıyordum. 1995 yılında ben üniversite ikinci sınıfı bitirmiştim, staj yapmam gerekiyordu. Babam da siyaseti yeni bırakmıştı. Babama, “Benim staj yapmam lazım, nereyi önerirsiniz” diye sordum. “Bizden âlâ inşaat şirketi mi var?” dedi. Bizim Alp Bey vardı, onu aradı, “Antalya projemizi getir” dedi. Biz o gün başladık. Akşam bir telefon geldi, “Sabah Antalya’ya uçuyoruz” diye. Antalya’ya gittik ve babam başladı bizi koşturtmaya. İnşaatın her aşamasında görev aldım. Teslimattan önce klima başta olmak üzere oteldeki tüm testleri biz yaptık.
Okul bitti Türkiye’ye döndüğümde otel zaten faal hale gelmişti. Türkiye’de ilk devre montaj tesisini biz getirdik. Türkiye’nin ilk ve tek çip üretimini biz gerçekleştirdik. USB’lerin içerisinde flash memori hafıza çiplerini üretiyorduk. 1998 yılında Türkiye’de üretip İsrail’e satıyorduk. Türkiye’ye yüksek teknolojiyi getirdik. 2001 yılında biz bu firmayı yabancı bir şirkete sattık. İnşaat sektöründe yeni projelere odaklandık.

ÇOCUKLUKTAN BERİ BAŞKA BİR MESLEK DÜŞÜNMEDİM

-Babanız inşaat mühendisi olduğu için mi sizde mühendislik okudunuz? Ailenin bu konuda bir etkisi oldu mu, yoksa siz kendi istediğiniz için mi bu mesleği seçtiniz?

Soner Yılmaz - Ben şantiyelerde büyüdüm. Babam Tuzla Deniz Harp Okulu’nu yapıyordu. Sık sık yanına gidip gelirdim. Kepçelerin mazot kokusu bende büyük etki bıraktı. O günden bugüne daha başka bir iş başka bir meslek düşünmedim. Hatta ben üniversiteye giderken babam, ‘illa inşaat okumak zorunda değilsin’ dedi. Benim idolüm babamdır ve ona çok düşkünüm.

TEK-ART’IN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ, TASARIM-İMALAT-OPERASYON

-Grubun önemli inşaat projelerine imza attığı biliniyor, biraz bilgi verir misiniz?

Soner Yılmaz: Aylık 22 bin metrekare betonarme imalat yapıyordum. Sen inşaat şirketini hayal et. Otocenter’ı biz yaptık.  O zaman kur çıpası vardı, sabit kur. Hükümet politikasıydı, biz de buna güvenerek Eximbank’tan leasing yöntemiyle kredi aldık. Sonra bir Anayasa atıldı, kıyamet koptu, kur fırladı. Bir anda bütün hesap kitap şaştı. Devlete iş yapıyoruz, hak edişleri alamadık uzun süre. Ülke olarak sıkıntılı bir dönemden geçtik. İşte o dönemde çip üretimi yaptığımız fabrikayı sattık ve kendimizi güvenceye aldık. Bizim işadamlarımız dünyanın her yerinde büyük projeler yapabilir. Çünkü bugüne kadar başımıza gelmeyen kalmadı.
Sıkıntıları aştık ve inşaat işlerimiz devam etti. Bunların içinde İstoç, Otocenter, Marmaris’de 100 dairelik lojman var. Bu arada Trako’yu da saymak lazım. Trako’da fabrika artı makine hattını birlikte yaptık. Bu şirketimizin yeni vizyonu oldu. Biz diyoruz ki tasarım, imalat ve operasyon. Tek-Art Turizm’in en büyük özelliği bu. Sadece inşaat ya da sadece turizm, sadece mühendislik ya da sadece operasyonel işler olarak bakmıyoruz. Örneğin sıfırdan bir televizyon kanalı kurup anahtar teslim devredebiliriz. Yapılması gereken imalatı yaparız, sistemi devreye alırız. Çalışacak noktaya kadar getirip anahtarı teslim ederiz. Bizim yeni vizyonumuz bu. Karşı taraf açısından oldukça tasarruflu bir iş. Bu konularda bizim tarafta çok fazla know-how var. Bu know-how’ın parasal karşılığı bir yerde yazmıyor. Biz diyoruz ki yaptığımız işler bizi anlatsın. Bezirganbahçe’de iş yaptık 2 bin 800 konut. 365 günde bitirip teslim ederek dünya rekoru kırdık.

MEDYADA ÇOK ÖNEMLİ YATIRIMLARA İMZA ATTIK

-Medyada da varsınız, iddialı mısınız?

Soner Yılmaz - Evet, bizim turizm ve inşaat dışında bir de medya grubumuz var. O alanda da önemli yatırımlar yaptık. Türkiye’nin en teknolojik matbaalarından birine biz sahibiz. Biz bölgesel gazeteciliğin önünün daha açık olduğunu düşünüyoruz. Bir yandan da geliştirmek istiyoruz. Gazeteciliğin yanı sıra televizyon işine de girdik; Tvem ve Zigana TV isimli iki kanal kurduk.
Bu yatırımları yaparken çok şey öğrendik tabi. Şimdi yeni stratejimizi de ona göre belirliyoruz. Elimizde iki üç tane proje var, ayrıca yapımcılığa da soyunacağız. Birkaç dizi projesi üzerinde çalışıyoruz. Matbaacılığı da Türkiye’nin diğer bölgelerine taşımayı planlıyoruz. Antalya’da 12 yerel gazete var. Orada yatırım yapıp bu gazetelerle işbirliği yapabiliriz. Hem gazete hem televizyon için bölgesel haber ağı kurmak istiyoruz. Ankara’da olmanın artık bir önemi yok, her haber ajanslar üzerinden direkt geliyor. Her açıklama canlı yayınlanıyor. Özel işler üretmek, bölgesel haberlerle öne çıkmak istiyoruz.
Son 7 yılda Trabzon’da çok önemli medya yatırımlarına imza attık. Binaları yeniledik. Yeni dönem artık dijital yayıncılığa dönüyor, bizim de bu alanda yatırım ve hazırlıklarımız var. 80’li yıllarla mukayese edildiğinde gazete tirajlarındaki büyük düşüş ortada. Babam Güneş gazetesinin sahibiyken tirajlar 1 milyon seviyesindeydi. Gelinen noktada satışlarda yaşanan düşüş yüzde 70 oranında. Dijital başta olmak üzere medyada her zaman olacağız ve yeni yatırımlarla büyüyeceğiz.

TÜRKİYE’NİN EN İYİ MÜZİK EĞLENCE STÜDYOSUNU TRABZON’A KURDUK

-Trabzon’daki önemli yatırımlarınız neler?

Soner Yılmaz - Trabzon’da ciddi yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. Merkez binamız 12 bin metrekare. Türkiye’nin en iyi müzik eğlence stüdyosunu Trabzon’da yaptık. Bir gün Trabzonspor Şampiyonlar Ligi’ne kalır, başarıları çok olur, ihtiyaç duyulur, o zaman seyirci ve taraftarlarla sunumlar yapılabilir diye düşündük. 12 metrelik tavan yüksekliği, asma çubuklar, yani olması gereken her şeyin en iyisini yaptık. İki tane dev stüdyomuz var. Bir tanesinin Zigana TV diğerini Tvem kullansın diye. Bina 12 bin metrekare, 3 bin 500 metrekaresi bizim Karadeniz gazetesinin, matbaanın merkezi de burada. Bitişiğinde de çarşı, alışveriş merkezi ve ofis katları olan bir binamız var. Bunları da kiraya veriliyor. Arsin’de matbaamız var. 

TEK-ART’IN YATIRIM BÖLÜMÜ DAHA ÖN PLANA ÇIKACAK

-Büyüme ağırlık olarak hani alanlarda olacak?

Soner Yılmaz -Şirketin sonunda Tek-Art İnşaat Ticaret Turizm Sanayi ve Yatırımlar A.Ş. yazar. Yatırımlar A.Ş bölümü önümüzdeki dönemde daha ön plana çıkacak. Fırsat turizmde olur orada yatırım yaparız,  fırsat konutta, ofiste olur o alanda büyüme hedefi çizeriz. Tabii ki işin kökünde inşaat var. Bakarsın fırsat çıkar farklı alanda da yatırım yapabiliriz.

BİR HAYALİM VARDI, GERÇEKLEŞTİ… SIRADA ŞEHİR OTELCİLİĞİ VAR

-Turizm sektöründe önemli yatırımlara imza attınız, biraz o projelerden bahsedebilir misiniz?

Soner Yılmaz - Babam staj meselesiyle otel inşaatını başlatınca, kafamda hep İzmir’de benim çizip inşa edeceğim bir proje vardı. Bir hayalim vardı. Benim ve şirketimiz için önemli bir projeydi. Amerikalı bir firmayla konsept projesi hazırladık, daha sonra Alman ve İtalyan firmalarla iç tasarım SPA çalışması yaptık. Bunlar proje aşaması çok daha konforlu ihtiyaçları karşılayacak bir proje üzerine yoğunlaştık. Çok süslü olmasından ziyade misafirlerimizin konforunu düşünerek hazırlandık. Ne kadar rahatmış ne kadar keyifliymiş dedirtmek için uğraştık. Bütün verileri bölgenin ihtiyaçlarına göre harmanlayarak tesisi inşa ettik. Bu yatırım bizi artık Zigana oteller zincirine dönüştürdü. Şu anda konsept turizmi yapan Antalya’daki Club Zigana, Alaçatı’da Resort Zigana ile bir grup olduk. Bundan sonra yapılacak tesisler ve otel yatırımları mutlaka şehir otelciliği olsun istiyoruz. Turizmin her alanında olmaya gayret edeceğiz. Ayrıca yurtdışında da oteller açmak istiyorum.

-Hangi ülkelerde? Avrupa mı, Amerika mı, Asya mı?

Soner Yılmaz -Bu zinciri Avrupa’da tesisler edinerek geliştirmek işitiyoruz. Fransa ve İtalya’ olabilir. Tasarım ve gastronomi anlamında bu iki ülkenin bize katkı sağlayacağına inanıyorum. Hizmet kalitesini çok daha üst seviyeye taşımak için Avrupa’da yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Bu şirket büyüyerek yaşamaya devam edecek.

ALAÇATI’DA BİZİM ARAZİMİZ BÜYÜKLÜKTE TEK PARÇA ARAZİ BULAMAZSINIZ

-Hayalim diye bahsettiğiniz Alaçatı Resort Zigana’ya dönersek, biraz daha detaylı bilgi verebilir misiniz?

Soner Yılmaz - 464 yataklı. 81 bin metrekare alanda kurulu, 65’i villa, 102 otel odası, 96 standart, 6 süit diyoruz. Villalara da aslında süit diyebiliriz. Modern mimarisi ile 12 ay boyunca kaliteli hizmeti vermeyi hedefliyor. Tesisimizde basketbol ve çim futbol sahası, tenis kortu imkanları, su sporları ve ayrıca su altı sporları yapılabiliyor. Diğer taraftan 5 bin 500 metrekarelik geniş konforuyla tasarlanan son teknoloji ekipmanlarıyla donatılmış SPA’da termal suları, modern ve Uzakdoğu ritüellerine sahip 27 bakım odası var. Avrupa’nın en büyük SPA’sı diyebiliriz. Çok amaçlı konferans salonumuz 650 kişilik. Restoranımız 550 kişi. Plajı kendi koyu olan bir otel. Alaçatı’da o bu kadar büyüklükte tek parça arazi bulamazsınız.

OTEL VE VARLIKLARIN TAMAMI HALKA AÇIK ŞİKRKETİN İÇİNDE

-Bahsettiğiniz otel ve varlıkların tamamı halka açık şirketin içerisinde mi?

Soner Yılmaz -Tabii ki. Biz aslında sağlamcı gidiyoruz. Genellikle halka açık şirketler bu tür yatırımları yapmadan önce sermaye artırımı yapıyor. Biz tam tersini yaptık. Projeyi tamamladık ve faaliyete geçirdikten sonra ortaklarımıza başvurduk. Bir vaat yok, bitmiş bir proje var ortada. Yapmayı planladığımız sermaye artışıyla birlikte şirketin mali yapısı da güçlenecek.

HEDEFİMİZ MALİ YAPIMIZI GÜÇLENDİRMEK, BORÇSUZ OLARAK BÜYÜMEK

-Yüzde 105 oranında bedelli sermaye artırımı kararı aldınız…

Soner Yılmaz - Aynı zamanda yüzde 12 iskonto yapıyoruz. Bizim buradaki amacımız yatırımları tamamladıktan sonra mali yapımızı güçlendirip, borçsuz bir yapıya kavuşarak karlılığa odaklanmak. Biz boş durmadık, yatırım yaptık şirketi büyüttük. Bundan sonra işlerimiz daha kolay olacak ve temettü dağıtabileceğiz. Diğer ortaklarımızın da bu işten kazanmasını istiyoruz. Sermaye artırımını iskontolu yapmamızın nedeni de bu. Alaçatı’daki yatırım çok değerli. Zaten tüm varlıkların değerlemesi yapılıyor. Değerleme raporu hazırlandığındı kamuoyu ile paylaşacağız. İnsanlar yapacağız diye halka arz yapıyor ya da yeni ortak alıyor. Biz tam tersine yatırımları tamamladıktan sonra bunu yapıyoruz. Biz diğer ortaklarımızı da kendimiz gibi görüyoruz. Dolayısıyla hepimizin bu işten kazançlı çıkmamız gerekiyor.

KAZANACAĞIZ, KÂRIMIZI DA ORTAKLARIMIZLA PAYLAŞACAĞIZ

-Yatırımlar tamamlandı, artık kazanmaya başlayacağız ve kârımızı da ortaklarımızla paylaşacağız mı diyorsunuz?

Soner Yılmaz - Tabii ki. Eskiden bir otel vardı, şimdi iki otelimiz var. İki ayrı tesisten birden kazanç sağlanacak.

-Alaçatı’da ciro hedefiniz nedir?

Soner Yılmaz - Otel çok yeni, her yıl doluluk oranın artacağını öngörüyoruz. İlk sezon için ketum davranıyoruz ve bu sezon için 40 milyon lira ciro hedefliyoruz. Antalya’dan da yaklaşık 30 milyon lira ciro beklentimiz var. Antalya krizden çıkan bir bölge ve bu yıl çok daha iyi bir sezon bekliyoruz. 2019 da 2020 de çok daha büyük ciro artışları öngörüyoruz.

İZMİR’DEKİ 81 DÖNÜM ARAZİNİN TAPUSU BİZİM 

-Şirket merkezinin olduğu arazi de halka açık şirketin içerisinde mi?

Soner Yılmaz - Evet. 37 dönüm bir yerimiz var. Antalya’daki 67 dönüm. Tahsisli bir arazi ama mevzuat değişikliğiyle süre uzatımına gidilecek. Yeni düzenlemeyle 49 yıllığına yeniden anlaşma yapılacak. İzmir’deki 81 dönüm, ama tapusu bize ait.

AVCILAR'DAKİ 37 DÖNÜM ÜZERİNDE KONUT PROJESİ YAPABİLİRİZ

-Şirket merkezinin çevresinde devasa konutlar yükseliyor, bu araziyle ilgili planlarınız var mı?

Soner Yılmaz - Bu bölgede önce Havaray Projesi gündeme geldi daha sonra da Metro Projesi. Bu arada kısa süre içerisinde imar planlarında değişiklik olursa ona göre ekstra bir avantaj daha doğar mı diye bekliyoruz. Bazen başlamış olmak hata olabiliyor, geri dönüşü de olmuyor çünkü. Yeni yeni avantajlı haklar doğuyor. Bir de şimdi Kanal İstanbul açıklandı. O da bize çok yakın. Şimdi bunların hepsini iyi tartıp bu alanda ne yapılabiliri iyi hesap etmek gerekiyor. Metro mu, Havaray mı? Bunların netleşmesi lazım... Kanal İstanbul ile birlikte bu bölgenin değeri daha da artacaktır. Bölgesel avantajları da iyi değerlendirerek ona göre doğru bir proje geliştirmek istiyoruz.  Mevcut durumda konut da yapılır, ticaret merkezi de yapılır. Yaklaşık 90 bin metrekare inşaat alanı çıkar.
Komşumuz olan Avrupa Konutları’nı örnek alırsak metrekaresini 5 bin liradan satabiliriz. Böyle olursa 450 milyon lira değer çıkar. Bunun yatırım maliyeti 120-150 milyon lira olsun. 300 milyon lira gelir oluşur. Biz bu geliri 400 milyon yapabilir miyiz diye çalışıyoruz. Şartlar ve dengeler tam otursun öyle başlayalım diyoruz. Çünkü bu iş bir kere yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız çok yakın zamanda Kanal İstanbul projesini açıkladığı için biz de yeni öğrendik yakınlarımızdan geçeceğini. Biz sonradan turizmciyiz, sonradan gazeteciyiz ama inşaatın içerisinde doğmuşuz. Babam gibi ben de inşaat mühendisiyim, bu konuda da mütevazı olmayız. Yatırım nasıl yapılır, projesi nedir, inşaat maliyeti nedir bunlar bizim asıl işimiz. Benim 1 milyon metrekarenin üzerinde iş bitirmem var. 

TÜRK EKONOMİSİNİN EN BÜYÜK SORUNU BENCE YÜKSEK ENERJİ MALİYETİ

-Türkiye ekonomisi son çeyrekte yüzde 11 büyüyerek dünyanın en büyük ekonomileri arasına girdi. 2018 yılı için ne bekliyorsunuz?

Soner Yılmaz - Ülkemiz konumu itibarıyla çok avantajlı bir coğrafyaya sahip. Bana göre Türkiye ekonomisinin en büyük sorunu yüksek enerji maliyetleri. Üretimde maliyetleri en fazla rahatsız eden nokta elektrik faturası. Biz bunu devre montaj tesisimizden de biliyoruz. Çin’deki adam ürettiği kartı Avrupa’ya satıyor. Biz daha yakınız, lojistik avantajımız var ama daha avantajlı üretip satamıyoruz. Sorun işçilik maliyetleri değil. Dünyanın en pahalı elektriğiyle üretim yapan bir işletme yabancı rakipleriyle mücadele etmekte zorlanıyor. Oluşuna fiyatın temelinde yüksek enerji maliyetleri var.
Bu arada ülkemizde önemli enerji yatırımları yapılıyor. Bunlar tamamlandıkça dava avantajlı konuma geleceğiz. Tabii bunların önemli bir bölümü uzun vadeli yatırımlar.

-Enerji yatırımlarından nükleer santralleri mi kast ediyorsunuz?

Soner Yılmaz - Tabii ki. Bunan yanında rüzgar enerjisiyle ilgili önemli projeler var. Yakında hükümetin bu yatırımlarla ilgili iyeni açıklamalar yapmasını bekliyorum.

Bugün yeniden inşasına başlanan Akkuyu nükleer santralinin alt yapısını babam yaptı. 80’li yıllarda Tek-Art olarak Akkuyu nükleerin altyapısını yaparken devlet bizden tesisin tamamı için teklif istiyor. Babam Kanadalı bir firma ile işbirliği yapıyor teklif oluşturuyor. Diğer firmalar da teklifleri veriyor ancak tam o dönemde Çernobil patlaması yaşanıyor. O dönemde hükümet riskli diye projeyi askıya alıyor. Yatırımlar şimdi yeniden başladı. Enerji maliyetlerini aşağı çekersek çok avantajlı konuma geliriz. 2018 yılının turizm yılı olacağını düşünüyorum. 2019 yılında yapılacak seçimlerin sonuçlara ne olursa olsun toplumda bir rahatlama olacak. Konut stoklarının da bu dönemden sonra tüketileceğini öngörüyorum. Ben ekonomimizin çok daha iyi noktalara gideceğinden ümitliyim.  

TÜRKİYE’NİN PETROLÜ TURİZM, DEVLET BU SEKTÖRE DESTEK VERMELİ

-Turizm ve enerji sektörü önümüzdeki dönemde öne çıkacak sektörler diyebilir miyiz?

Soner Yılmaz - Üç tarafımız denizlerle çevrili yarım ada konumundayız. Arap konukların etkisiyle Karadeniz’de önemli yatırımlar başladı. Yayla turizmi gelişiyor. Antalya sahil şeridinde 600’e yakın otelimiz var. Tarihi eserlerimiz var. Gastronomi, yiyecek içecek bize özel menülerimiz var. Bunları daha iyi pazarlayıp daha fazla turist sayısına ulaşabiliriz. Ama bütün yatırımları Antalya’ya yapacağız derseniz o zaman sıkıntı olur. Adana, Mersin gibi bölgelerde de şehirler organize edilerek turizm yatırımlarının önü açılabilir. Turizm, cari açığa direkt azaltacak bir sektör. Türkiye’nin petrolü turizm. Doğu’da gezilecek önemli tarihi merkezler var.
Bu sektörde yapılacak yatırımlar planlı programlı olmalı. Sadece bizimle de ilgili değil. Rusya ile kriz oldu, sektör sıkıntı yaşadı. Yarın Almanlar gelmek istemeyecek belki. Düzgün bir büyüme hedefi yapılmalı. Pazarlarda devletin daha aktif olmasında yarar var. Şimdi kişiler ve tekelleşmiş şirketler üzerinden giriyoruz. Bir ülke gitmeyin dediği zaman uçuşlar durdurulursa sıkıntı oluyor. O noktada THY devreye girip bu açığı kapatmalı. Peyniri, zeytini, domatesi ben burada satıyorum yabancılara o zaman direkt ihracat yapmış olmuyor muyum? Devletin bu anlamda sektöre destek sağlaması gerekir diye düşünüyorum. Özellikle yabancı acentelerle ilgi olası risklere karşı tedbirler alınmalı. Bir sıkıntı olduğu zaman turistleri Türkiye’ye taşıyacak bir yapı kurulmalı. Bence bu milli bir dava…

YARIN: SONER YILMAZ VE SPOR… TRABZONSPOR’A BAŞKAN OLACAK MI?

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

Son Değer: 3,79
En Yüksek: 3,88
En Düşük: 3,66
Değişim 3,84 %
FK: 0,00
PD / DD: 0,58
İşlem Hacmi 46.479.353
Toplam Adet: 12.411.710
Ağırlıklı Ort.: 3,73