E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaMerkez Bankası'nın sadeleştirme süreci tamam mı---

Merkez Bankası'nın sadeleştirme süreci tamam mı

Merkez Bankası'nın sadeleştirme süreci tamam mı
25 Mayıs 2016 - 05:04 borsagundem.com

Uğur Gürses: Merkez Bankası açıklamasında “sadeleşme yolunda ölçülü bir adım atıldığı” söylemi devam ettiğinden, bu indirimin henüz bitmediği de anlaşılıyor

Merkez Bankası dün gecelik borç verme faizini yarım puan indirip yüzde 9.50'ye çekti. Haftalık repo faizi ile gecelik borç alma faizine ise dokunmadı. Hürriyet yazarı Uğur Gürses, bugünkü köşesinde PPK'dan çıkan faiz kararını değerlendirdi.

İşte Gürses'in o yazısı:

Öyle görünüyor ki, siyasetteki ‘yeni döneme’ Merkez Bankası da kendi ‘yeni dönemi’ ile eklemleşiyor. Merkez Bankası dün gecelik borç verme faizini yarım puan indirip yüzde 9.50’ye çekerken, haftalık repo faizi ile gecelik borç alma faizine dokunmadı. Bankanın açıklama metninde, faiz indirimine açıklayıcı bir görünüm çizilmiyor. Faiz indiren banka, küresel oynaklıkta bir miktar artış yaşandığına vurgu yaparak, ‘sıkı’ olarak tanımladığı para politikası duruşunun diğer önlemlerle beraber şoklara karşı ekonominin dayanıklılığı artırdığını söylüyor. Açıklamada “sadeleşme yolunda ölçülü bir adım atıldığı” söylemi devam ettiğinden, bu indirimin henüz bitmediği de anlaşılıyor.

Merkez Bankası’nın Ağustos 2015’den beri muğlâk biçimde ortaya attığı ‘para politikasındaki sadeleşme’ fotoğrafında, ‘faiz koridoru’ olarak tanımlanan son tablo şöyle: Taban faiz yüzde 7.25, tavan faiz yüzde 9.50’de. Nihai olarak Merkez Bankası’nın piyasaya borç verdiği likiditenin faiz ortalaması ise yüzde 8.46’da. Banka, iki kanaldan piyasaya likidite sunuyor; likiditenin yarıya yakını faizi yüzde 7.50 olan haftalık repo, diğer yarısı ise faizi dün yüzde 9.50’ye düşürülen gecelik borç verme penceresinden. Ekonomideki fiyatlama eğiliminin ifade olan çekirdek enflasyon ise son 12 ayda yüzde 9.5’e yakın seyrediyor.

ÇEKİRDEK ENFLASYON

Banka, enflasyondaki düşüşün ‘işlenmemiş gıda kaynaklı’ olduğunu, ama öte yandan ‘çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmenin sınırlı olmasının likidite politikasındaki sıkı duruşun korunmasını gerektirdiğini’ tekrarlanmış. İyi de, döviz kuru önceki aya göre, dünkü düşüşe karşın hala yüzde 5-6 yukarıda ve bunun da çekirdek enflasyona etkisi olacak. Bunda da etkili olan tavan faiz değil miydi?

Genel enflasyon oranı yıllık ölçümde Ocak ayına göre 3 puan düşerken, ağırlıkla sebze ve meyve fiyatlarındaki gerilemeyi yansıtan işlenmemiş gıda fiyat düşüşü bunda etkili oldu. Asıl ekonomideki genel fiyatlama eğilimini gösteren çekirdek enflasyon ise sadece yüzde 0.22 düşebildi. Bu sınırlı düşüşe karşın, Merkez Bankası aynı dönemde gecelik faizleri 1.25 puan aşağı çekti. Çekirdek enflasyon son 12 aylık artışı yüzde 9.41’de, buna dair bekleyişler de temkinli iken, banka faizi indirmeye devam etti. Özellikle de, kur artışlarının birincil elden etkilediği alanın çekirdek enflasyon olduğu dikkate alınırsa Merkez Bankası’nın iki üyesi değişmiş Para Politikası Kurulu, yeni bir politika ‘cesaretini’ para politikası çerçevesine yansıtmaya başlamış oldu.

ŞİMŞEK ‘AYNI IRMAKTA’ DEĞİL

BAŞBAKAN Yardımcısı Mehmet Şimşek’in ekonomi dümeninde yer almaya devam etmesi olumlu olsa da, ne kendisinin ne de mali piyasaların ‘aynı ırmakta yıkanması’ olasılıkla söz konusu olamayacak. Şimşek, ‘yeni dönemin’ yeni kabinesinde ‘kolu kanadı’ olmadan görev yapacak. Çünkü dün Başbakan Binali Yıldırım’ın konuşmasından hareketle bugünden beliren şu ki; kabine üyeleri daha fazla Beştepe ile entegre olacak, daha az politik inisiyatif kullanabilecekler. Reformcu olmaktan çok, daha ‘kalkınmacı’ ekonomi politikasının devrede olacağı da çok açık.

GECELİK FAİZ HIZLA İNDİRİLİYOR

ŞURASI çok açık ki; kura dair kaygılar, politik kanaldan gelen faizi düşürme kaygılarına göre çok geride. Bir süredir, döviz kuru artışından kaygılanmak bir tarafa, tersine ‘TL’nin rekabet gücünün zayıflığından’ bahseden söylemlerin, bankanın faizleri kesme cesaretini desteklediği görülüyordu. Olasılıkla, Ankara’da hem kurdan hem de düşük faizden ekonomik canlanma beklentisi epey belirgin. Nisan ayındaki Merkez Bankası faiz kararından dünkü toplantı arasında, önemli bir fark var; dolar kuru 2.80’den 3.00’e vurmuştu. Sabah kabinenin açıklanması ve piyasaların önem atfettiği Mehmet Şimşek’in yerini koruması kuru 3.00’ün altına geriletse de, 3 Mayıs’a göre yine de kabaca yüzde 5 yukarıda. Normal koşullarda, kur şoklarının fiyatlara ve ekonomiye, ekonomik istikrar algısına etkileri açısından bir Merkez Bankası’nın temkinli davranması beklenirdi. Tersine bankanın kur konusunu bir kenara atıp, fazlasıyla ‘cesaretli’ davrandığı çok açık. Bankanın araştırma bölümü ‘en etkili faiz oranı gecelik faizdir” diyor, ama banka hızla bu faizi indiriyor; 1.25 puan. Açıklamalarda ‘temkinli’ olduğunu söylediği yer ise ortalama fonlama faizi. Buradaki indirim ise 0.60 puan. Geçmişte siyasetçilere az kullandığı pencerenin düşük faizini gösterip, piyasayı ise yüksek gecelik faizlerle fonlayarak durumu idare eden Merkez Bankası, şimdi terse dönmüş görünüyor, piyasaya temkinli durduğu yeri ortalama faizi gösteriyor.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)