E-BÜLTEN

E-bültenimize abone olarak
en son bilgilere ve haberlere ulaşabilirsiniz.

Ana SayfaPiyasaEuro güçleniyor, dolar 3.50 TL'nin altına iner mi?---

Euro güçleniyor, dolar 3.50 TL'nin altına iner mi?

Euro güçleniyor, dolar 3.50 TL'nin altına iner mi?
03 Temmuz 2017 - 08:42 borsagundem.com

Euro/dolar paritesindeki yükseliş ve AB merkez bankası başkanlarının açıklamaları doları güçsüzleştirdi

Küresel piyasaların dikkatle izlediği Fed, ECB ve BoE Başkanları, şahin tavırlarıyla harareti artırdı. BIST gelişmelere duyarsız kalmayabilir. Dolarda 3.50-3.54 kritik seviyeler olacak.

Vatan Gazetesi yazarı Ali Ağaoğlu konuyu köşesine taşıdı. İşte o yazı:

Geçtiğimiz hafta gelişmiş ülke merkez bankaları yine başroldeydi. Özellikle ECB başkanı Mario Draghi geçtiğimiz hafta piyasaları fazlasıyla hareketlendirdi. Fed Başkanı Janet Yellen ve İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Mark Carney yapmış oldukları konuşmalarla geçtiğimiz haftanın hareketliliğini daha da artırdılar. Yaz geldi, kuzey yarıkürede tatil mevsimi geldi, piyasalar sakinleşir derken; artan hava sıcaklıklarıyla beraber, hararet de arttı.

Draghi’nin enflasyon üzerindeki baskıların geçici olduğunu söylemesi, parasal genişlemenin yıl sonundan önce sonlandırılabileceği şeklinde algılandı. Her ne kadar bu konuşmayı yaptığının hemen ertesi günü ECB’den “Piyasalar Başkan Draghi’yi yanlış anladılar” tarzında bir açıklama gelse de euro kısa bir düzeltme sonrasında 1.1310’daki kritik eşiğini geçti, ardından da 1.1446’ya kadar yükseldi, haftayı 1.1427 seviyesinden; zirvesine yakın kapattı. Draghi’nin konuşmasının hemen sonrasında Londra’da konuşan Yellen, doları destekler mesajlar vermemesi de bu hareketi tetikledi.

Euroda 1.15’i hedeflediler

Euronun yükselişinin; merkez bankası başkanlarının mesajlarından çok piyasalardaki pozisyonlanmadan kaynaklandığını düşünüyorum. Fransa seçimlerinde Macron’un daha ilk turda Le Pen’i geçmesinden sonra başlayan “euro uzun pozisyonlar” gün geçtikçe arttı. Macron’un mecliste de çoğunluğu elde etmesiyle daha da cesaretlenen piyasa katılımcıları 1.15’i hedefler durumdaydılar.

Yayınlanan bir çok rapor da bu seviyeyi hedef gösteriyordu. Bu nedenle Draghi’nin yanlış anlaşıldım demesine rağmen piyasaların kendi “hedeflerine” doğru gitmelerinin ardındaki önemli sebep bu pozisyonlanma olsa gerek diye düşünüyorum.

Faizler yükseldi

Geçen hafta gelişen merkez bankalarının şahin açıklamaları en fazla faizleri etkiledi, daha doğrusu vurdu. Draghi sonrasında yükselmeye başlayan ABD 10 yıllık tahvil getirileri yüzde 2.25’teki (50 ve 200 günlük Basit Hareketli Ortalama (BHO) ve Mart 2017’den gelen düşüş trendi) önemli eşiğini aşarak yüzde 2.30 seviyesinden haftayı kapattı. Benzer bir durum ABD 5 yıllık tahvil getirilerinde de gözlenirken, ABD 30 yıllık tahvil getirilerindeki yükseliş henüz yüzde 2.89’daki kritik eşiğini (Haftalık kapanış 2.8360) geçebilmiş değil.

Diğer yandan Alman 10 tahvil getirileri de yeniden yüzde 0.40’daki önemli eşiğini ve yukarı geçerek yüzde 0.47 seviyesinden haftayı kapattı. Benzer bir görüntü 30 yıllık Alman tahvil getirilerinde göze çarpıyor. Hülâsası geçtiğimiz hafta gelişen ülke faizlerinin genel olarak yükseldiği, bunun da doğal olarak gelişen ülke piyasalarını olumsuz etkilediği bir hafta oldu.

BIST 100 endeksi uluslararası piyasalarda yaşananlara duyarsız kalmış olsa da bu hafta bunun bazı yansımalarını görebiliriz. (Tahvil/bono piyasamıza da yansıma sınırlı oldu ama likiditenin gitgide azaldığı, cari faiz oranlarından ciddi şekilde kopmuş olan tahvil piyasamızın sınırlı tepki vermesi çok da şaşırtıcı olmasa gerek)

Altın zorlanır

Gelişmiş ülke faizlerindeki artışların en fazla zorladığı altın olsa gerek. Gümüşe oranla faiz türbülansına karşın direnmeye çalışan altın, bu hafta için 1.255’lerden geçen 50 günlük BHO’sını yukarı geç(e)medikçe, aşağı yönlü hareket etme ihtimali artacaktır.

Aşağıda 1.234 seviyesi, uzun zamandan beri olduğu üzere önemli bir destek. Gelişmiş ülke tahvil getirilerindeki artış devam edecek olur ise bu seviyenin korunması altın için zor olabilir.

Enflasyon TCMB’nin işini kolaylaştırır mı?

ABD piyasaları 4 Temmuz bağımsızlık günü nedeniyle bugün yarım gün, yarın da tam gün tatil. ABD’deki tatil sezonunun başlaması (Eski yıllarda petrol fiyatlarının zıpladığı “driving season”ın başladığı günlerdeyiz ancak petrol herkesin kulaklarından fışkırdığı için “tatil sezonu” öncesi zar zor yükseldi bu yıl) anlamına gelen bu tatilde piyasalar geçtiğimiz haftanın bir muhasebesini yapacaktır. Bu muhasebe yapılırken yan gözle ABD 10 yıllıklarının yüzde 2.36, Alman 10 yıllıklarının da yüzde 0.50 seviyesini geçip geçmediğini kontrol etmeyi ihmal etmeyin.

Bugün enflasyon rakamları gelecek. Reuters’ın 13 kurumun katılımıyla yaptığı ankete göre, Haziran ayı TÜFE’de yüzde 0.1’lik bir artış beklenirken, yıl sonu tahminleri halen daha yüzde 9.5’lik seviyesini koruyormuş. Benim “ıspanak-ceviz endeksim” böylesi bir düşüşü öngörmüyor ancak bu ay pazara sınırlı sayıda gitmiş olmam yanılma ihtimalimi arttırmış olabilir. Enflasyonda tahminlerin üzerinde bir artış olmadığı takdirde asıl soru, TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama faizlerinde (AOFF) bir indirime gidip gitmeyeceği olacaktır.

Bir süreden beri dile getiriyorum. TCMB en azından test etmek; piyasanın olası tepkilerini anlayabilmek adına piyasalar rahat, kurlar düşerken; AOFF’de 25-50 baz puanlık bir indirime gitmeliydi. Bu stratejik bir indirimden çok taktiksel bir indirim olacaktır. Eğer bu “denemeyi” yapmaz ve geçtiğimiz hafta olduğu gibi küresel faiz ortamında ortaya çıkabilecek bir oynaklıkla karşı karşıya kalacak olursa; hem piyasa tepkisini ölçmemiş, hem de adım atabileceği bir boşluk olmadığından dolayı zor günlerle karşı karşıya kalabilir.

Bu nedenle bugün açıklanacak enflasyon verisi bu açıdan da önemli olacak. Eğer enflasyon TCMB’nin hep söylediği (bir başka deyişle umduğu) gibi düşecek olur da AOFF’de bir değişikliğe gidilmezse ileride daha ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabiliriz. Enflasyon yükselecek olursa (İşlenmemiş gıda da yardımcı olmamışsa) zaten işimiz çok daha zorlaşacak demektir.

Dolar 3.50’nin altına iner mi?

Geçen hafta küresel faiz cephesinde yaşanan türbülans özellikle gelişen ülke para birimlerindeki oynaklığı da artırdı. Dolar/TL sakin seyrediyor gibi görünse de “Sepet Kur” (0.50 dolar/TL+0.50 Euro/TL den oluşan sepet) euronun değer kazanmasıyla 3.70’den 3.7940’a kadar yükseldi, 3.77 seviyesinden haftayı kapattı. Paritenin bu hafta başında; ABD tatildeyken; 1.15’leri test etmesi ihtimali yüksek. 1.1460 seviyesi ilk önemli direnç. Ardından 1.1565 seviyesi gündeme gelebilecek. Eğer ikinci seviye de aşılırsa 1.1775’e kadar devam edebilecek bir hareketin önü açılacak. Ancak bunu bu “kısa” haftada beklemiyorum. Paritedeki hareketlere de bağlı olmakla beraber dolar/TL oldukça dar bir banda sıkışmış durumda. Bu hafta için aşağıda 3.5080 (200 günlük BHO) ve yukarıda 3.5450 seviyesi

(50 günlük BHO) önemli olacak. Aşağı inilmesi olasılığını önemli jeopolitik olumlu bir gelişme olmazsa düşük olduğunu düşünüyorum.

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)