Ana SayfaPiyasaTürk Prysmian Kablo ve THY sorusu---

Türk Prysmian Kablo ve THY sorusu

1 / 2
Türk Prysmian Kablo ve THY sorusu
29 Temmuz 2016 - 11:45 www.borsagundem.com

KÂRI YÜKSEK FİRMALARA YÖNELİN

SORU (1) - Merhabalar öncelikle yatırımcıların sesi olan yayın politikanızdan ötürü sizlere teşekkür ediyorum. PRKAB'ın Mudanya merkezde deniz kıyısında 180 dönüm çok değerli bir arazisi var ve bu arazisi bilançoda 3 milyon TL civarı komik bir bedelle gözüküyor. Yapılacak bir yeniden değerlemenin şirkete hiçbir zararı olmayacak aksine faydaları olacak. Neden yapılmadığını anlayabilmiş değilim. Bir diğer husus PRKAB hissesi neden böyle sığ ve hacimsiz aklım almıyor? Bu hissede acaba bir şeyler mi dönüyor? Faaliyetleri durdurulmuş ve gözaltı pazarında olan hisselerde bile daha çok işlem oluyor. Hissenin bu hareketlerini aklım almıyor maalesef. Bir diğer nokta ise PRKAB yetkilileri sanki halka açık değiller gibi hareket ediyorlar, Şirketin gelecekle ilgili planları hakkında hiçbir açıklama yapmıyorlar. Sadece üç aydan üç aya bilanço gönderiyorlar. 

Şirket karından çok daha yüksek bir bedeli yaklaşık %2,5 civarı bir oranı (2015 te 24 milyon) lisans bedeli olarak ödüyor. Bu lisans bedeli yüzünden şirket kar edemiyor. Defalarca bu lisans bedelinin düşürülmesini talep ettik hiçbir şekilde talebimize olumlu yaklaşılmadı. Bu lisans bedeli şirket kar edemezken hiç ama hiç makul değil. 

Serkan 

CEVAP - Geçtiğimiz yıl eylül ayında gerçekleşen hareketin ardından yükselen Türk Prysmian Kablo, 26 Nisan 2016 günü en yüksek 3,12 TL’yi test etti ve bir süre yatay seyir izledikten sonra 18 Temmuz 2016 günü piyasada yaşanan genel düşüşe bağlı olarak geriledi. Şirketin halihazırda sermayesinin yüzde 83,75’i Draka Holding’in elinde bulunuyor. Borsada işlem gören kısım ise yüzde 15. Halka açık kısmın yaklaşık yüzde 55’i dört aracı kurumun saklamasında bulunuyor. Hissenin son bir yıllık günlük ortalama işlem miktarı 178 bin adet. Ancak temmuz ayının ilk gününden bu yana günlük ortalama işlem hacmi 50 binin altında kalıyor. Bu itibarla işlem hacminde ciddi bir düşüş yaşandığını söylemek yanlış olmayacaktır. Hissenin fiyat seyri takip edildiğinde de aynı zaman zarfında yani 1 Temmuz 2016’dan bu yana ciddi bir değer kaybı gözlenmekte. Yaşanan düşüş karşısında hissedarın satma yönünde bir eğiliminin olmaması işlem hacmini düşürdü. 

Tüm bunlardan ayrı olarak her firmanın kuruluşunun temel gayesinin ticari kazanç elde etmek olduğunu göz ardı etmemeli. Bu çerçevede her şirketin gelirini ve kârını artıracak nitelikte girişimlerde bulunması normal olanıdır. Türk Prysmian için de geçerli olan bu durum karşısında şirketin faaliyetini yürütürken giderlerini düşürücü tedbirler alması normaldir. Ancak lisans ücreti gibi bir giderin düşürülmesi yönündeki kararı firmanın tek başına alabilmesi mümkün değildir. Böylesi bir karar ancak diğer tarafın da kabulü ya da varılacak ortak mutabakat ile gerçekleşebilir. Öte yandan şirketin söz konusu lisans hakkından vazgeçmesi ise ticari nitelikte bir karar olduğunu göz ardı etmemeli. Böylesi bir karar gelirinin ya da kârının daha da düşmesine neden olabilecekse ya da uzun vadede firmanın aleyhine bir durum yaratacaksa geri durmak daha yerinde bir yaklaşım olarak görülebilecektir. Neticede böylesi kararların firmanın ticari hedeflerini etkileyeceğinden yönetimin tüm olasılıkları göz önünde bulundurarak değerlendirmesi normaldir.

Özelikle bireysel yatırımcıların hissedarı oldukları bir firmanın yönetim politikasını beğenmemeleri halinde bunu değiştirebilecek güçlerinin olup olmadığı ya da yönetimi ne ölçüde etkileyebildiklerini değerlendirmelerinde fayda var. Düşük miktarda paya sahip olmaları itibariyle bireysel yatırımcıların yönetime seslerini duyurması ya da alınan kararlarda etkili olmaları pek mümkün olamamakta. Bu nedenledir ki düşük gelir ya da kâr açıklayan firmaları ısrarla takip etmek yerine gelirini ve kârını istikrarlı şekilde yükselten firmalara yönelmeleri daha doğru bir yaklaşım tarzı olacaktır.

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • a29 Temmuz 2016 15:29

    düşük gelir ya da kâr açıklayan firmaları ısrarla takip etmek yerine gelirini ve kârını istikrarlı şekilde yükselten firmalara yönelmeleri daha doğru bir yaklaşım tarzı olacaktır m diyorsunuz?